2606 حَدَّثَنَا سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ ، عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ ، قَالَ : هَذَا حَدَّثَنَا بِهِ أَبُو هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا أُوتِيكُمْ مِنْ شَيْءٍ وَمَا أَمْنَعُكُمُوهُ ، إِنْ أَنَا إِلَّا خَازِنٌ أَضَعُ حَيْثُ أُمِرْتُ |
2606 حدثنا سلمة بن شبيب ، حدثنا عبد الرزاق ، أخبرنا معمر ، عن همام بن منبه ، قال : هذا حدثنا به أبو هريرة ، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما أوتيكم من شيء وما أمنعكموه ، إن أنا إلا خازن أضع حيث أمرت |
Narrated AbuHurayrah:
The Prophet (ﷺ) said: It is not on my own that I give you or withhold from you: I am just a treasure, putting it where I have been commanded.
(2949) Hemmân b. Münebbih'den demiştir ki: Ebû Hûreyre, Rasûlullah (s.a.)'in
(şöyle) buyurduğunu söylemiştir:
"Ben size bir şeyi ne verebilirim ne de onu size vermeyebilirim. Ben (sadece) bir
£881
bekçiyim, emr olunduğum şekilde hareket ederim."
Açıklama
Bezi yazarının açıklamasına göre, fahr-i kainat efendimiz bu sözüyle "makam, mensıb
zenginlik, amirlik, gibi insanlar arasında elden ele gezen dünya nimetlerinin halka
dağıtımında kendisinin şahsi bir tasarrufu bulunmadığını, bir Peygamber ve devlet
reisi olarak, devlet memurlukları için yaptığı tayinlerde ve elde edilen ganimetleri hak
sahipleri arasında bölüştürmekte de kendiliğinden hareket etmediğini, bilakis bu
görevleri yaparken Allah'ın kendisine verdiği talimata ve ölçülere göre hareket ettiğini
ifâde etmek istemiştir. Hz. Peygamber bu sözü ganimet mallarını taksim ettikten sonra
ve halkın gönlüne gelebilecek hçrhangi bir şüpheyi izale etmek gayesiyle
söylemiştir.
Rasul-ü zişan efendimiz bu sözüyle "Ben Allah'dan aldığım vahyi, il-uni ve ilâhi
hükümleri aldığım gibi ümmetime tebliğ etmekle memurum. Bunları tebliğ ederken ne
bir kısmını saklayabilirim ne de onlara bir şey ilâve edebilirim. Ben onları aldığım gibi
tebliğ ederim. İnsanların onları kavraması ve o hikmetlere sahip olması da benim
[891
elimde değildir. Allah'ın elindedir." demek istemiş olması da mümkündür.
شرح الحديث من عون المعبود لابى داود
[2949] ( مَا أُوتِيكُمْ) مُضَارِعٌ مَرْفُوعٌ وَمَفْعُولُهُ الثَّانِي ( مِنْ شَيْءٍ) مَجْرُورٌ بِمِنَ الزَّائِدَةِ أَيْ مَا أُعْطِيكُمْ شَيْئًا ( وَمَا أَمْنَعُكُمُوهُ) بَلِ الْمُعْطِي وَالْمَانِعُ هُوَ اللَّهُ تَعَالَى ( إِنْ) نَافِيَةٌ أَيْ مَا ( أَضَعُ) أَيْ كُلُّ شَيْءٍ مِنَ الْمَنْعِ وَالْعَطَاءِ ( حَيْثُ أُمِرْتُ) عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ أَيْ حَيْثُ أَمَرَنِي اللَّهُ
قَالَهُ حِينَ قَسَمَ الْأَمْوَالَ لِئَلَّا يَقَعَ شَيْءٌ فِي قُلُوبِ أَصْحَابِهِ مِنْ أَجْلِ التَّفَاضُلِ فِي الْقِسْمَةِ
وَالْحَدِيثُ سَكَتَ عَنْهُ الْمُنْذِرِيُّ