بَابٌ فِي غَسْلِ الْيَدَيْنِ عِنْدَ الطَّعَامِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي غَسْلِ الْيَدَيْنِ عِنْدَ الطَّعَامِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3322 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي مُلَيْكَةَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَرَجَ مِنَ الخَلَاءِ فَقُدِّمَ إِلَيْهِ طَعَامٌ فَقَالُوا : أَلَا نَأْتِيكَ بِوَضُوءٍ فَقَالَ : إِنَّمَا أُمِرْتُ بِالْوُضُوءِ إِذَا قُمْتُ إِلَى الصَّلَاةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: If anyone takes a vow but does not name it, its atonement is the same as that for an oath, if anyone takes a vow to do an act of disobedience, its atonement is the same as that for an oath, if anyone takes a vow he is unable to fulfill, its atonement is the same as that for an oath, but if anyone takes a vow he is able to fulfill, he must do so.

Abu Dawud said: This tradition has been transmitted by Waki' and others on the authority of 'Abd Allah b. Sa'id b. Abi al-Hind, but they traced it no farther back than Ibn 'Abbas.

(3760) Abdullah b. Abbâs'dan şöyle rivayet olunmuştur:

Bir gün Rasûlullah (s. a) heladan çıkmış. (Orada bulunan sahâbîler) kendisine yemek
getirmişler ve:

Ey Allah'ın Rasûlü, (yemekten önce abdest alman için) sana abdest suyu da getirelim
mi? demişler. (Hz. Peygamber de):

£581

"Ben ancak namaza kalktığım zaman abdest almakla emrolundum" buyurmuştur.
Açıklama

Fahri Kâinat Efendimiz; "Ben ancak namaza kalktığım zaman abdest aımakja
emrolundum" sözüyle, "Ey inananlar, namaza dur(mak iste)diğîniz zaman yüzlerinizi,

[591

dirseklere kadar ellerinizi yıkayın..." âyet-i kerimesine işaret etmiş ve namaza
kalkmanın dışında hiçbir iş için abdest almakla emrolunmadığmı ifade buyurmuştur.
Hz. Peygamber'in, namaz için abdest almakla emrolunduğunu söylemekle beraber
Kur'an-ı Kerim okumak, Kabe'yi tavaf etmek gibi abâest almayı gerektiren fiillerden
bahsetmemesi; o günlerde bu fiiller için abdest alınmasıyla, igili emirlerin henüz
gelmemiş olmasıyla açıklanabileceği gibi, Hz. Peygamber'in maksadı yemekten önce
abdest almak gerekmediğini açıklamak olduğu için bu fiillerin hepsini zikre lüzum
görmemiş olmasıyla da açıklanabilir.

Şurasını unutmamak gerekir ki abdest almak ayrı bir şeydir, el yıkamak ayrı bir şeydir.
Hz. Peygamber burada yemekten önce abdest almakla emrolunmadığmı açıklamıştır.
El yıkamakla emrolunmadığmı söylemek istememiştir. 3761 numaralı hadis-i şerifte
de açıklanacağı üzere, aslında yemekten önce el yıkamak onun sünnet-i
seniyyesîndendir. Orada hazır bulu-nanlar.Hz. Peygamber'in devamlı olarak abdestli
gezdiğini bildiklerinden onur abdestsiz yemek yemeyeceğini zannedip kendisine
abdest alması için abdest suyu getirmek istemişlerdir. Hz. Peygamber de onlara
yemekten önce ab dest almak icab etmediğini açıklamıştır.

Belki de onların Hz. Peygamber'e, "abdest suyu getirelim mi?" diye sormalarından
maksatları, yemekten önce elini yıkamasını kendilerine hatırlatmaktı. Fakat Hz.
Peygamber abdestten söz açılmışken, yemekten önet abdest almanın hükmünü

[601

açıklamayı uygun bulmuş ve bu açıklamayı yapmıştır.

1611

Yemekten Önce El Yıkamanın Hükmü