بَابُ مَا جَاءَ فِي خَاتَمِ الذَّهَبِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَا جَاءَ فِي خَاتَمِ الذَّهَبِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3743 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ ، قَالَ : سَمِعْتُ الرُّكَيْنَ بْنَ الرَّبِيعِ ، يُحَدِّثُ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ حَسَّانَ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حَرْمَلَةَ ، أَنَّ ابْنَ مَسْعُودٍ ، كَانَ يَقُولُ : كَانَ نَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَكْرَهُ عَشْرَ خِلَالٍ : الصُّفْرَةَ - يَعْنِي الْخَلُوقَ - وَتَغْيِيرَ الشَّيْبِ ، وَجَرَّ الْإِزَارِ ، وَالتَّخَتُّمَ بِالذَّهَبِ ، وَالتَّبَرُّجَ بِالزِّينَةِ لِغَيْرِ مَحَلِّهَا ، وَالضَّرْبَ بِالْكِعَابِ ، وَالرُّقَى إِلَّا بِالْمُعَوِّذَاتِ ، وَعَقْدَ التَّمَائِمِ ، وَعَزْلَ الْمَاءِ لِغَيْرِ أَوْ غَيْرَ مَحَلِّهِ - أَوْ عَنْ مَحَلِّهِ - ، وَفَسَادَ الصَّبِيِّ غَيْرَ مُحَرِّمِهِ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : انْفَرَدَ بِإِسْنَادِ هَذَا الْحَدِيثِ أَهْلُ الْبَصْرَةِ وَاللَّهُ أَعْلَمُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The marriage of Zainab daughter of Jahsh was mentioned before Anas b. Malik. He said: I did not see that the Messenger of Allah (ﷺ) held such a wedding feast for any of his wives as he did for her. He held a wedding feast with a sheep.

(4222) İbn Mes'ud (r.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (s. a) şu on şeyi kerih gördü.



1- Sufrayi, yani halûk sürünmeyi,

2- Beyaz kılları değiştirmeyi,

3- Eteği sürümeyi,

4- Altın yüzük takınmayı,

5- Mahalli olmayan yerde zineti göstermeyi,

6- Zar atmayı,



7- Muavvizat'm dışında bir şeyle rukye yapmayı,

8- Nazar boncuğu takmayı,

9- Meniyi mahallinden başka yere akıtmayı,

10- Çocuğu(nsütünü) bozmayı,

[22J

Bu sonuncusunu haram kılmadan kerih gördü.
Açıklama

Hadîs-i şerifte Hz. Peygamber (s. a) on hasleti kerih gördüğü, onlardan hoşlanmadığı
beyan edilmektedir. Hadîs'in metninde bu on şey teker teker sayılmaktadır. Ancak
çoğu izaha muhtaçtır. Onun için biz bu on maddeyi ele alıp kısa kısa açıklamak
istiyoruz.

1- Sufra, yâni halûk sürünmek: Aslında Rasûlullah'm kerih görüğü şey Suf-radır. İbn
Mes'ud veya daha sonraki râvîlerden birisi bunu "halûk" diye tefsir etmiştir. Halûk,
zaferan ve daha başka kokuların karıştırılmasından elde edilen bir esanstır. Rengi
kırmızıya ve sarıya çalar. Mekruhluğu erkeklere hastır. Bu konuda geniş bilgi için
4176 ve devamındaki hadislere bakılabilir.

2- Beyaz kılları değiştirmek: Mekruh olan, beyaz kılları yolmak ve siyaha boyamaktır.
Kına yakmak veya kırmızıya, sarıya boyamak caizdir. Bu konudaki 4202 ve 4212
hadislerde geçmiştir.

3- Eteği sürümek: Bundan maksat, kibirlenerek yürümek, büyüklenmek maksadıyla
uzun elbise giymektir. Ama tesettür için kadınların eteklerini yere kadar uzatmaları
mahzurlu değildir.

Rasûlullah (s. a) devrinde erkeklerin giydikleri, entari şeklinde olduğu için Efendimiz,
eteği sürümek şeklinde ifade buyurmuştur. Yukarıda temas edildiği gibi, Efendimiz'in
hoş görmediği, davranış böbürlenmek maksadıyla elbise giymektir. Bu konu 4084 ve
devamındaki hadislerde geçmiştir.

4- Altın yüzük takmak: Hz. Peygamber (s.a)'in kerih gördüğü altın takmak erkeklere
hastır.

Erkeklerin altın yüzük takmaları dört imama göre de haramdır. İbn Hazm'e göre haram
değildir. Sâhâbe ve tabîundan bir grubun altın yüzüğü caiz gördükleri rivayet
edilmiştir. Altın yüzüğün erkekler için haram oluşunun delili, bu ve buna benzer
birçok hadistir. Kadınlar ise, ayrı bir nass ile bu hükümden istisna edilmiştir. Çünkü
Hz. Peygamber (s. a) altın ve ipeğin erkekler için haram, kadınlar için ise helâl
olduklarını ifade buyurmuştur.

Erkeklerin altın yüzük takabileceklerini söyleyenlerin delili Tahavî'nin Meani'l Asâr
Şerhi'nde Muhammed b. Malike muttasıl bir senetle rivayet ettiği şu hadistir:
"Ben Bera'in parmağında altın bir yüzük gördüm. Kendisine niçin o yüzüğü taktığı
soruldu, o da şu karşılığı verdi: Bu, Rasûlullah (s.a)'m bana bir hediyesidir. Bunu bana
o taktı, ve "Allah'ın ve Rasûlunün sana ihsan ettiği bu yüzüğü tak" buyurdu.
Görüldüğü gibi bu haber erkeklerin altın yüzük takabileceklerine delalet etmektedir.
Altın yüzüğün erkeklere haram olduğu görüşünde olan fukaha bu hadise iki şekilde
cevap vermişlerdir.

I- Mubah kılan nas ile haram kılan nas tearuz ettiği zaman haram kılan nass tercih
edilir. Bu külî bir kaidedir. Dolayısıyla Erkeklerin altın yüzük takmalarının
haramlığma delalet eder. Nasslar karşısında bu haberin kıymeti yoktur.



II- Altın yüzüğün cevazına işaret eden bu hadis, daha altın yüzük haram kılınmadan
önce vârid olmuştur.

Ancak ulema bu ikinci cevabı pek kuvvetli bulmamışlar, Bera'in parmağmdaki
yüzüğün garipsenip sebebinin sorulmasının, hadisenin altın yüzük haram kılındıktan
sonra vuku bulduğuna delâlet ettiğini, söylemişlerdir. Az ipeğe kıyasla nişan
yüzüğünü caiz görenler olmuştur. Altından olan nişan yüzüğünün cevazı ile ilgili bir
mütalaa için, Tecrid-i Sarih Terceme ve şerhine bakılabilir. (c:IV, sn: 288, 289

5- Mahalli olmayan yerde zineti göstermek: Bu, kadınlarla ilgilidir. Maksat kadınların
kocalarından başkaları için süslenmeleridir. "Zineti göstermek" diye terceme ettiğimiz
"teberrüc" aslında kadının güzelliğini erkeklere göstermesidir. Kur'an-ı Kerim'de
kadınlara hitaben:

1231

Eski Cahilîyyede olduğu gibi açılıp saçılmayın buyurulmuştur.

Kadınlar, hilkaten süslenmeye heveslidirler. Dinimiz hilkat dini olduğu için, kadının
süslenmesini yasak etmemiş, ancak onu disiplin altına almıştır. Kocalarına karşı
süslenmelerine, onların beğenisini kazanmak için gayret göstermelerine izin vermiştir.
Yabancılar için süslenmek ise caiz değildir.

Çünkü bu nefislerin meyline; hoş olmayan düşünce ve hareketlerin belirmesine
sebeptir.

6- Zar atmak: Bundan maksat tavla oynamaktır. Ulema genelde tavla oynamanın
haram olduğu görüşündedir. Rasûlullah (s. a) ve (sahâbîler onu kötülemişlerdir.
Rasûlullah (s. a) bir hadisinde "Tavla oynayan kişi Allah'a ve Rasulüne isyan etmiştir."
buyurmuştur.

Tavla kumar olarak oynandığı takdirde haramdır. Bunun aksini iddia eden yoktur.
Ancak karşılıksız olarak oynandığı takdirde hükümde ihtilâf edilmişti. İbn Mugafferin
hanımlarıyla tavla oynadığı rivayet edilmiştir. İbn Müseyyeb'in de kumar olmadığı
takdirde tavlayı mubah saydığı rivayet edilmiştir.

Hanefîlere göre, kumar için olmadığı takdirde tavla ve satranç oynamak tahrimen
mekruhtur. Yukarıda naklettiğimiz hadisin yanı sıra, Rasûlullah'm, kişinin hanımıyla
oynaması, ok atması ve atını terbiye etmesi dışındaki tüm oyunların haranı olduğunu
bildiren hadîs'de tavlanın caiz olmayışına delildir. Tavla ile kumar oynamakta olan
birine selam verilip verilmeyeceğini tartışmışlardır.
Yukarıda işaret ettiğimiz gibi çoğunluğa göre tavla haramdır.

7- Muavvizâtm dışında bir şeyle rukye: Yani Felâk, Nâs süreleriyle onlara benzeyen
ayetlerden başka ayetlerle rukye yapmak. Bazı alimler. muavvizâtin; Felâk, Nass, İhlâs
ve Kâfirim sûreleri olduğunu söylerler.

Bu sûreler okunarak, Allah'ın isimleri söylenerek hastalara şifa istemek dua etmek
caizdir. Rukye konusu, Kitabü'-t -Tıbb'm 18 ve 19 bab-larmda işlenmiştir. Geniş

1241

malûmat için oraya müracaat edilmelidir.

8- Nazar boncuğu takmak: Bu mânâya verdiğimiz terkip, Bezlü'l Mec-hûd'da bu
şekilde açıklanmıştır. Avnü'l Ma'bûd'da ise bu ikinci tefsir olarak işaret edilmiştir.
Avnü'l Ma'bûd'daki birinci izaha göre

" maksat, şeytanların isimlerini anarak mânâsı bilinmeyen sözlerle cahiliyye adeti
üzerine efsun yapmaktır. Zamanımızda, bir mânâ ifâde etmeyen, ne dediği
anlaşılmayan garip şekiller çizip muska yapmak, bunları hastalara asmak da caiz
olmayan rukyeler cümlesine girer. Göz değmesi haktır, ancak göz değmesinden



korunmak için göz boncuklan takmak bid'attır. Bu hâdîs-i şerif göz boncuğu takmanın
caiz olmadığına delâlet etmektedir. Zaten bunun hiç bir şeye faydası yoktur.

9- Meniyi mahallinden başka yere akıtmak: Bundan maksat azl yapmak yani erkeğin
cinsi temas esnasında boşalmadan çekilmesi, dışa boşaltılması dır. Bunun yasak
oluşunun hikmeti neslin kesilmesine neden oluşudur.

Ulema erkeğin hanımının izni olmadan dışa boşalamayacağmı, izni olduğu takdirde
ise haram olmadığını söylemektedir. Ancak Rasûlullah (s.a)'den azle izin verdiğini
gösterenlerin yanı sıra, azli çocuk ödürmeye benzeten rivayetler de gelmiştir. Onun
için zaruret olmadığı takdirde bu yola tevessül etmemek muvafıktır.

10- Çocuğun (sütünü) bozmak: Bundan maksat kişinin küçük bebeği olan hanımıyla
cinsî temasta bulunmasıdır. Çünkü cinsî temasta bulunduğu takdirde hanımın tekrar
hamile kalması ve sonuç itibariyle sütünün bozulması hatta çekilmesi muhtemeldir.
Çocuğun sütünün bozulması ise çocuğun bozulmasıdır.

Hadisin sonunda "Haram kılmadan" kaydı yer almıştır. Bazı alimler bu kaydı sadece
sonuncu maddeye tahsis, etmişlerdir. Terceme de bu izaha uygun olarak yapılmıştır.
Bazı âlimler ise bu kaydın on maddenin tamamıyla ilgili olduğunu dolayısıyla

1251

bunların hepsinin haram değil mekruh olduğunu söylerler.
4. Demir Yüzük Konusunda Varid Olan Hadisler