بَابُ مَا يُقْطَعُ فِيهِ السَّارِقُ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَا يُقْطَعُ فِيهِ السَّارِقُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3871 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، قَالَ : سَمِعْتُهُ مِنْهُ ، عَنْ عَمْرَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَقْطَعُ فِي رُبُعِ دِينَارٍ فَصَاعِدًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When a physician consulted the Prophet (ﷺ) about putting frogs in medicine, he forbade him to kill them.

(4383) Aişe (r.anha) şöyle demiştir:



Rasûlullah (s. a) çeyrek dinar ve daha çoğunda (hırsızın elini) keserdi

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3872 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ ، وَوَهْبُ بْنُ بَيَانٍ ، قَالَا : حَدَّثَنَا ح وحَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ ، قَالَ : أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ، أَخْبَرَنِي يُونُسُ ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ ، عَنْ عُرْوَةً ، وَعَمْرَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : تُقْطَعُ يَدُ السَّارِقِ فِي رُبُعِ دِينَارٍ فَصَاعِدًا ، قَالَ أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ : الْقَطْعُ فِي رُبْعِ دِينَارٍ فَصَاعِدًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

If anyone drinks poison, the poison will be in his hand (on the Day of Judgement) and he will drink it in Hell-fire and he will live in it eternally.

(4384) Aişe (r.anha)'dan, rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s. a) şöyle buyurmuştur:

[82]

"Hırsızın eli çeyrek dinar ve daha fazlasında kesilir."

[83]

Ahmed b. Salih: "Kesmek, çeyrek dinar ve daha fazlasmdadır" dedi.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3873 حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ ، حَدَّثَنَا مَالِكٌ ، عَنْ نَافِعٍ ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَطَعَ فِي مِجَنٍّ ثَمَنُهُ ثَلَاثَةُ دَرَاهِمَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Wa'il said: Tariq ibn Suwayd or Suwayd ibn Tariq asked the Prophet (ﷺ) about wine, but he forbade it. He again asked him, but he forbade him. He said to him: Prophet of Allah, it is a medicine. The Prophet (ﷺ) said: No it is a disease.

(4385) İbn Ömer (r.a)'dan rivayet edildiğine göre: Rasûlullah (s.a) fiatı üç dirhem

£841

(gümüş) olan bir kaîkan(ı çalan hırsızın elini) kesti.



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3874 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ ، أَخْبَرَنِي إِسْمَاعِيلُ بْنُ أُمَيَّةَ ، أَنَّ نَافِعًا ، مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ ، حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ ، حَدَّثَهُمْ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَطَعَ يَدَ رَجُلٍ سَرَقَ تُرْسًا ، مِنْ صُفَّةِ النِّسَاءِ ، ثَمَنُهُ ثَلَاثَةُ دَرَاهِمَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: Allah has sent down both the disease and the cure, and He has appointed a cure for every disease, so treat yourselves medically, but use nothing unlawful.

(4386) Abdullah b. Ömer (r.a) demiştir ki: "Rasûlullah (s.a); kadınlar sofasından fiatı



£851

üç dirhem gümüş olan bir kalkan çalan adamın elini kesti."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3875 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، وَمُحَمَّدُ بْنُ أَبِي السَّرِيِّ الْعَسْقَلَانِيُّ ، وَهَذَا لَفْظُهُ ، وَهُوَ أَتَمُّ ، قَالَا : حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ مُوسَى ، عَنْ عَطَاءٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : قَطَعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ رَجُلٍ فِي مِجَنٍّ قِيمَتُهُ دِينَارٌ ، أَوْ عَشَرَةُ دَرَاهِمَ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : رَوَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ ، وَسَعْدَانُ بْنُ يَحْيَى ، عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ ، بِإِسْنَادِهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I suffered from an illness. The Messenger of Allah (ﷺ) came to pay a visit to me. He put his hands between my nipples and I felt its coolness at my heart. He said: You are a man suffering from heart sickness. Go to al-Harith ibn Kaladah, brother of Thaqif. He is a man who gives medical treatment. He should take seven ajwah dates of Medina and grind them with their kernels, and then put them into your mouth.

(4387) îbn Abbas (r.a) demiştir ki:

"Rasûlullah (s. a) kıymeti bir dinar (alim) veya on dirhem (gümüş) olan bir kalkan
(çalan) adamı (n elini) kesti"
Ebû Davûd der ki:

Bu hadisi Muhammed h. Seleme ve Sa'dânb. Yahyajbnilshak'tan aynı isnadla rivayet
[861

etmiştir.
Açıklama

Bu bab, hırsızlık haddinin nisabı yani bir hırsızın kolunun kesilebilmesi için çaldığı
malın olması gereken asgari değeri ile ilgilidir. Babda geçen hadislerde Hz.
Peygamber (s.a)'in; çeyrek dinar altın, fiatı üç dirhem gümüş olan kalkan ve kıymeti
on dirhem gümüş veya bir dinar altm olan kalkan çalan hırsızın elini kestiği
görülmektedir. Bu babta, Müslim ve İbn Mace'nin rivayet ettikleri bir hadiste
Rasûlullah (s. a) efendimiz: "Allah hırsıza lanet etsin, bir yumurta (veya miğfer) çalar

[871

da eli kesilir, bir ip çalar da eli kesilir." buyurmuştur.

Bu hadisteki yumurta ve ipten muradın ne olduğu konusuna ilende işaret edilecektir.
Hırsıza verilecek ceza hususunda, Mâide süresindeki âyet mutlaktır. Hırsızlık yapan
erkek ve kadının elinin kesilmesi emredilmiş ama çaldığı malın mikdarı konusuna
değinilmemiştir. Gerek bu ayetin mutlak oluşu, gerekse hadislerdeki farklı rivayetler
el kesme nisabında ulemanın ihtilafına sebep olmuştur. Bu ihtilafları önce "nisap
yoktur" diyenler ve "nisap vardır" diyenler şeklinde ayırdıktan sonra da nisap vardır
diyenlerin kendi aralarında ihtilaf ettikleri mikdarları ele alalım:

1) Zahiriler ve Haricilere göre; el kesmek için çalman malda nisap aranmaz. Yani
çalman mal az veya çok olsun hırsızın eli kesilir. Bu görüş Hasenü'l-Basri'den de
rivayet edilmiştir. Delilleri: "Allah'tan ibret verici bir ceza olarak, işledikleri fiilden

[88]

dolayı erkek ve kadın hırsızın ellerini kesiniz. Allah aziz ve hakimdir." ayet-i
kerimesinin mutlak oluşudur. Bu ayette cenab-ı Hak, hırsızın elinin kesileceğini beyan
etmiş ama mikdar belirmemiştir. Bu, çalman malın az veya çokluğuna bakılmadan
hırsızın elinin kesilmesi gerektiğine delalet eder." derler.

Ayrıca yukarıda Müslim ve İbn Mâce'den naklettiğimiz yumurta ve ip çalmanın, el
kesmeyi gerektireceğine işaret eden hadis de bu görüş sahipleri için delildir. Yumurta
ve ip değersiz şeyler olduğu halde, bunları çalanın elinin kesilmesi gereğine el
kesmede nisabın olmayışına delil sayarlar.

2) Cumhur ulemâya göre; bir malı çalan hırsıza el kesme cezası verilmesi için çalman
malın asgari bir değere sahip olması gerekir. Bu görüş sahiplerinin delilleri, bu babm
hadisleridir. Bu görüşte olanlar karşı görüş sahiplerinin delillerini şöyle
cevaplandırırlar:

İşaret edilen ayet-i kerime mutlaktır. Hadisler bu ayet-i kerimeyi kayıtlamakta ve el
kesme cezası verilebilmesi için çalman malın asgari bir değere varmış olmasını
gerektirmektedir. O halde kayıtlayan bu hadislerin hükmüne uymak gerekir.



Cumhurun, önceki görüş sahiplerinin sarıldıkları yumurta ve ip çalmadan bahseden
hadisle ilgili istidlallerine cevapları da şu şekildedir:

a) Hadiste sözkonusu edilen "beyda" kelimesi yumurta değil, miğfer manasınadır.
Çünkü bu kelime her iki anlama gelebilir. İp de lalettayin bir ip değil, değeri büyük
olan gemi halatıdır.

Nevevi, bu tevili beğenmemiş "hadiste kıymetsiz mallara tenezzül edip de elini
kestiren hırsıza lanet edilmiştir. Halbuki miğfer ve gemi halatının kıymeti hayli
yüksektir. Bu şekildeki bir izah hadisin vürûdundaki ruha uygun düşmez." demiştir.

b) Bu hadisten maksat, hırsızın durumunu tahkirdir. Hırsız yumurta ve ip çalarak
hırsızlığa başlayınca bunu kendisine adet edinir ve elinin kesilmesini gerektirecek
şeyleri çalar hale gelir. Bu izaha göre; hadisteki "beyda" kelimesinden maksat
yumurta, ipten murat da alelade bir iptir.

c) Hadisten maksat hırsızlıktan sakındırıp akta mübalağadır. Bu '"Bağırtlak kuşunun
yuvası gibi de olsa bir yuva yapan kimse..." hadisine benzer. Bağırtlak kuşunun
yuvasının mescid olması mümkün olmadığı halde efendimiz mescid yapanların
faziletine işaret için onu misal göstermiştir. Bu hadiste de hırsızlığın kötülüğüne işaret
için, yumurta ve ip çalmak el kesmeyi gerektirmediği halde gerektirirmiş gibi bir ifade
kullanmıştır.

d) Bu hadis, yukarıda işaret edilen ayet (Maide 38) indiği zaman varid olmuş, daha
sonra fahr-i kainat efendimiz çalman malın kıymetini tayin etmiştir.

Alimlerce, hadisin izahında daha başka şeyler de söylenmiştir. Bizim kayda değer
bulduklarımız bunlardır.

Hırsıza el kesme cezasının uygulanması için çalman malın asgari bir kıymete baliğ
olmasını şart koşan cumhur, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi bu mikdarm tayininde
ihtilaf etmişlerdir. Şimdi de bu konudaki görüşlere temas etmek istiyoruz:

1- Hz. Aişe, Ömer b. Abdilaziz, Evzaî, Leys, Ebû Sevr, îshâk ve İmam Şafiî'ye göre,
hırsızlıktan dolayı el kesme nisabı çeyrek dinar altın veya onun kıymetidir. Çeyrek
dinarın kıymeti ister üç dirhem gümüşe denk olsun işer az veya çok farketmez. Bir
kimse çeyrek dinar altın veya onun kıymetinde bir mal çalar ve diğer şartlar tahakkuk
ederse eli kesilir.

Bu görüşün delilleri Hz. Aişe fr.anhâ) rivayet edilen (4383 ve 4384 no'daki)
hadislerdir. Hz. Peygamber (s. a) bu hadislerde el kesme nisabının çeyrek dinar altın
olduğunu lafız olarak ve açıkça beyan etmiştir. Peygamber (s.a)in, bir hırsızın elini üç
dirhem gümüş kıymetindeki bir kalkan çaldığı için kestiğini bildiren hadisleri, üç
dirhem gümüşün çeyrek dinar altına denk olduğuna hamlederek açıklamışlardır. Hz.
Peygamberin on dirhem gümüş kıymetindeki bir kalkanı çalan hırsızın elini kestiğini
bildiren hadisin (hadis no: 4387) ise zayıf olduğunu söylerler. Hadisin sıhhati halinde
de bu haberin el kesme nisabını tayin için değil, o olaydaki kalkanın kıymetinin on
dirhem gümüş veya bir dinar altın olduğuna hamlederler. Bu izahlar Şafii alimlerinin
büyüklerinden İmam Nevevi'ye aittir.

2- İmam Malik ve Ahmed b. Hanbel'e göre; hırsızlıktaki el kesme nisabı, çeyrek dinar
altın veya üç dirhem gümüş ya da üç dirhem gümüş kıymetine denk olan mal'dır.
Çalman mal altmsa çeyrek dinar, gümüş ise üç dirhem, başka bir şey ise üç dirhem

£891

gümüş kıymeti kadarı el kesmek için yeterlidir. Ahmed b. Hanbel'in bir görüşüne

İM

göre bu ikisinden, daha ucuz olanı ile değerlendirilir.



Bazı Bağdatlı alimler İmam Malik'ten, çalman malm altm veya gümüş dışında bir mal
olması halinde, o memleketin örfü esas alınarak altından ya da gümüşten
değerlendirileceği görüşünü nakletmişlerdir. Ama önceki
görüş daha sahihtir.

Bu görüş sahiplerinin delilleri Rasulullah'm üç dirhem gümüş değerindeki kalkanı
çalan hırsızın elini kestiğini bildiren haberlerdir. 12 dirhem gümüş bir dinar altın
kıymetindedir. O halde üç dirhem gümüşün altm karşılığı da çeyrek dinardır.

3- İmam Azam Ebu hanife ve arkadaşlarına göre el kesmek için hırsızlıkta nisab, on
dirhem gümüş veya onun kıymetidir. Çalman mal altm bile olsa gümüşle

£911

değerlendirilir. Muteber olan külçe halindeki değil, dar-bedilmiş olan gümüştür.
Hanelilerin delili, bu babın son hadisiyle birlikte Beyhaki ve Taha-vi'nin İbn Abbas
radıyallahü anhuma'dan rivayet ettikleri hadis ile Rasû-lullah (s. a) devrinde kalkanın
kıymetinin on dirhem olduğunu bildiren haber, Tahavî'nin Şerhu Meâni'l-Asar'da
rivayet ettiği: "Ancak bir dinar (altm) veya on dirhem (gümüş) de el kesilir"

I92J ;

mealindeki hadis ve Ta-beranî'nin Mu'cemu'I-Evsât'mda İbn Mes'ud vasıtasıyla

[931

Rasûlullah'dan rivayet ettiği: "Ancak on dirhemde (el) kesilir" hadisi ve benzeri
hadislerdir.

Ayrıca Hanefıler "Şüphelerle hadleri düşürün" hadisini de delilleri arasında sayarlar.
Çünkü el kesmek için, çalman malm kıymeti konusunda rivayet edilen haberler
muhteliftirler. Mümkün mertebe haddi düşürebilmek için bu mikdarîardan en
üstününü almak ihtiyata daha muvafıktır. O da on dirhemdir.

Hanefi alimlerinden Tahavî, Şafıilerin dayandıkları Hz, Aişe hadislerinin kiminin
mevkuf, kiminin de muttasıl olduklarını söyleyerek Şafıiîere itiraz etmektedir.

4- İki dirhem gümüşden dolayı hırsızın eli kesilir. İbnu'l-Münzir bu görüşü Hasentri-
Basri'den nakletmiştir.

5- Dört dirhem gümüştür. İbnü'l-münzir bunu Ebu Hureyre ve Ebu Sâ-id'den. Kadı
lyaz da bazı sahabelerden nakletmiştir.

6- Bu miktar üçte bir dinardır. Bu görüş Muhammed Bâkır'dan nakledilmiştir.

7- Bu miktar beş dirhem gümüştür. Bu görüş; Nasır, Nehai, İbn Şübrü-me, İbn Ebi
Leyla ve HaseniTl-Basri'den, rivayet edilmiştir. Hz. Ömer (r.a)'den rivayet edilen:
"Beş (parmak) ancak beş dirhemden dolayı kesilir" haberine dayanırlar.

8- Bu miktar bir dinar veya onun kıymetidir. İbnü'l-Münzir bu görüşü Nehaî'den
nakletmiştir.

9- Altm olarak, çeyrek dinardır. Altm dışındaki maddelerin azı ve çoğu eşittir. Nisap
sözkonusu değildir. İbn Hazm bu görüştedir. Aynısı İbn Abdilberr'den de rivayet
edilmiştir.

10- Bir dirhem ve daha fazlasıdır. Bu görüş de Osmanü'l-Bettî ve Ra-bia'dan rivayet
edilmiştir.

Buraya aktarmış olduğumuz görüşler; nisabı gerekli görmeyenlerin görüşü ile birlikte

[941

onbir etmektedir. Biz bu görüşleri Şevkânî'nin Ney-lu'l-Evtâr'mdan naklettik.
Askalanî bu görüşlerin sayısını yirmiye çıkarmaktadır.

1951

Nisap, hırsızın elinin kesilmesi için gerekli olan şartlardan birisidir.



Hırsızın Elinin Kesilmesi İçin Aranan Diğer Şartlar:

Yeri gelmişken diğer şartlara da kısaca temas etmek istiyoruz. Buraya nakledeceğimiz
şartların Hanefilere ait olduğunu da hatırlatalım:

a) Çalman mal, en azından on dirhem gümüş kıymetinde olmalıdır.

b) Çalman mal, ot, odun kamış gibi değersiz mallardan olmamalı, itibar edilen
mallardan olmalıdır.

c) Mal, süt yoğurt gibi çabucak bozulan mallardan olmamalıdır.

d) Çalman mal hırzdan (koruma altından) çalınmış olmalıdır. Her malın koruma
biçimi kendine hastır. Hayvan için hirz ahır, altın için cep, kese, kasa vs. dir.

e) Malı çalan, âkıl-baliğ, gören ve konuşan birisi olmalıdır.

f) Çalan, çalman malın sahibi ile ortak olmamalıdır.

g) Çalanla, malı çalman arasında ana babalık, kardeşlik ve birisi kadın farzedilse
kendisiyle evlenemeyeceği derecede bir akrabalık olmamalıdır.

h) Çalan ile malı çalman arasında karı kocalık bulunmamalıdır.

ı) Çalman mal, mütekavvim yani dinen kıymeti olan bir mal olmalıdır. Mesela şarap
çalan birisinin kolu kesilmez.

i- Çalman mal, mülk olmalıdır. Madenindeki altın, gümüş gibi cevherleri çalanın eli
kesilmez.

j- Çalman malda, hırsızın hakkı ve mülkiyet şüphesi bulunmamalıdır.

k- Çalman mal, her yönden tecüvüzden korunmuş olup hırsızın alma salahiyetinin

bulunmaması gerekir. Mesela darulharbte bir harbî'nin malını çalmak el kesmeyi

gerektirmez.

1- Hırsızlık dar-ı adide gerçekleşmelidir,
m- Hırsızlık kıtlık senesinde olmamalıdır.

Yukarıdaki şartlan haiz bir çalma olayında hırsızın sağ eli bilekten kesilir ve kanının
durması için gereken muamele yapılır. Aynı şahıs ikinci defa hırsızlık yaparsa sol
ayağı topuktan kesilir. Üçüncü defa çalarsa Hanefilere göre artık el ve ayak kesilmez.
Tevbe edinceye kadar hapsedilir. Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre üçüncü hırsızlıkta
sağ el, dördüncüsünde sağ ayak kesilir. Bundan sonra bir daha hırsızlık yaparsa ta'zir

1961

edilir.

13. Çalındığında El Kesilmeyen Mallar