بَابُ الِاسْتِتَارِ فِي الْخَلَاءِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الِاسْتِتَارِ فِي الْخَلَاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

32 حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى الرَّازِيُّ ، أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ ، عَنْ ثَوْرٍ ، عَنِ الْحُصَيْنِ الْحُبْرَانِيِّ ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : مَنِ اكْتَحَلَ فَلْيُوتِرْ ، مَنْ فَعَلَ فَقْدَ أَحْسَنَ ، وَمَنْ لَا فَلَا حَرَجَ ، وَمَنْ اسْتَجْمَرَ فَلْيُوتِرْ ، مَنْ فَعَلَ فَقَدْ أَحْسَنَ ، وَمَنْ لَا فَلَا حَرَجَ ، وَمَنْ أَكَلَ فَمَا تَخَلَّلَ فَلْيَلْفِظْ ، وَمَا لَاكَ بِلِسَانِهِ فَلْيَبْتَلِعْ ، مَنْ فَعَلَ فَقَدْ أَحْسَنَ وَمَنْ لَا فَلَا حَرَجَ ، وَمَنْ أَتَى الْغَائِطَ فَلْيَسْتَتِرْ ، فَإِنْ لَمْ يَجِدْ إِلَّا أَنْ يَجْمَعَ كَثِيبًا مِنْ رَمْلٍ فَلْيَسْتَدْبِرْهُ ، فَإِنَّ الشَّيْطَانَ يَلْعَبُ بِمَقَاعِدِ بَنِي آدَمَ ، مَنْ فَعَلَ فَقَدْ أَحْسَنَ وَمَنْ لَا فَلَا حَرَجَ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : رَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ ، عَنْ ثَوْرٍ ، قَالَ : حُصَيْنٌ الْحِمْيَرِيُّ ، وَرَوَاهُ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ الصَّبَّاحِ ، عَنْ ثَوْرٍ ، فَقَالَ أَبُو سَعِيدٍ الْخَيْرُ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : أَبُو سَعِيدٍ الْخَيْرُ هُوَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) used his right hand for taking his food and drink and used his left hand for other purposes.

(35).Ebû Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Fahr-i Kâinat Efendimiz şöyle
buyurmuştur: "Gözlerine sürme çeken kimse tek sayıda çeksin. Böyle yapan iyi yapmış
olur. Yapmayana da günah yoktur. Taşla taharetlenen de tek sayıya riâyet etsin. Böyle
yapan iyi yapmakla beraber yapmayana günah yoktur. Yemek yiyen dişlerinin
dibinden ayıkladığı kırıntıları dışan atsın. Ağzındakini de dili ile toplarsa yutsun.
Böyle yaparsa iyidir. Yapmazsa zorluk yoktur. Abdebt bozmak isteyen gizlensin.
Gizlenecek yer bulamayan kimse kum biriktirerek onu arkasına alsın. Çünkü şeytan
insan oğullarının oturaklarıyla oynar. Kim böyle yaparsa iyi yapar, yapmazsa, zorluk
[1661

yoktur."

Ebû Dâvud der ki; Bu hadisi bu şekilde Ebû Asim Sevr'den rivayet etmiş ve ancak
seneddeki el-Husayn el-Hubrânîyerine Husayn EI~ Hımyerî demiştir.
Yine Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadis-i şerifi bir de Abdülmetik b. El-Sabbah, Sevr'den
rivayet etmiştir. O da Ebû Saîdyerinde, Ebu Sa-id el-Hayr demiştir. Ebû Dâvud dedi

£1671

ki; Ebû Saîd el-Hayr ashâb-i Kiramdandır.
Açıklama



Sürme çeken kişinin tek sayıya riayet etmesi iki şekilde olur.Birincisi her göze üstüste



üç kere sürme çekmekle olur ki, bu Nebiyy-i Zişan'm sünnetidir. Şemâil'de beyân
edildiğine göre Efendimizin bir sürmeliği vardı. Her gece üç defa sağ gözüne üç defa
da sol gözüne çekerdi.

İkincisi: Her iki göze çekilenlerin toplamının tek sayı olmasıdır. Üçlemek Nebiyy-i
Ekrem'in uygulamasıdır. Yoksa bîr defa çekmekle tek sayıya riâyet edilmiş olurdu.
Aynî merhum, "burada kast edilen (1, 3, 5) gibi mutlak tek sayıdır" diyor.Hadisteki
emir nedb için olduğu gibi irşâd için de olabilir. Yani "yapılırsa sevabı var" demektir.

£1681

Zira Resûl-i Ekrem (s. a.), "Allah tektir, teki sever" buyurmuştur.
Eğer buradaki emr irşâd içinse, faydası dünyevîdir, nedb içinse faydası uhrevîdir.
Çünkü irşâd iie nedbin farkı budur. Nedb, sevabı ahirette olan işleri; irşad; menfaati
dünyaya ait olan tavsiyelerdir. Binaenaleyh Sünnet-i Seniyyeye uymak gayesiyle bu
hadisle amel etmek mendûp, tıbbî faydalar sağlamak gayesiyle amel etmek de irşâddır.
Sürmenin tıbbî faydaları vardır. Gözün hararetini alır, gözde kurumayı önler, göz
nurunu arttırır, zararlı maddeleri imha eder. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulmuştur
ki, "Size sürme taşı lâzımdır. Çünkü o gözün nurunu arttırır ve kirpikleri
£1691

geliştirir." Hadis-i Şerifteki emirlerin hiç birisi farziyyet ifâde etmiyor. Bunu
hemen emrin arkasında gelen "Eğer yapamazsanız günah yoktur" beyânından an-
lıyoruz.

Hadiste sözü geçen İsticmâr: Taş ile taharetlenmek demektir. Bunda da tek sayıya
riayet mendubtur. Terkinde günah yoktur. Eğer bir taşla taharet hasıl olmuşsa,
üçlemeye lüzum yoktur. Fakat kişinin durumuna göre bazı hallerde beş veya yedi de
kullanılabilir. Bu Ebû Hanife hazretlerinin ve talebelerinin görüşüdür.
Mak'ad, hadis metninde bulunan kelimesiyle kast edilen, insanın oturağı veya kaza-yi
hacet edilen yerdir. İnsan açık bir yere oturursa insanların dikkatini çeker, avret
mahallini görürler veya rüzgâr eser de idrar çisintileri onun bedenini ve elbisesini
batırır. Bütün bunlar şeytanın oyunudur. Çünkü şeytan insan için ancak kötülük
düşünür. Kazayı hacet yerleri zikrden uzak olduğu için şeytanların oynaştığı yerlerdir.
Kum yığını ve benzeri sütrelerin arkasına gizlenen evvela farzı yerine getirir. Çünkü
setr-i avret farzdır.Bu itibarla mazeretsiz olarak onu açamaz, imkân bulamaz da

[170]

mecburen açıkta abdest bozarsa günah, yapana değil, bakanadır.
Bazı Hükümler

1. Sürme çekmek menduptur. Çekilirse âhirette sevabı vardır Terk edilirse günah
yoktur.Aynı zamanda tek sayıya riâyet menduptur.

2. Taş ile taharetlenmek meşrudur. Tek sayıda olması menduptur.

3. Dişlerin aralarının ayıklanması ve çıkan şeylerin dışarı atılması da menduptur. ayet
dilin ağızda dolaştırılmasıyla dişlerin üstünden ve damaktan bir şey çıkarsa, bunların
yutulması mendubtur.

4. Keza hadis, abdest bozma esnasında insanın bir sütre arkasına gizlenmesi
gerektiğine, zikrullahdan uzak olduğu ve kaza-yi hacet mahalli olan yerler cinlerin
oynaştığı yerler olduğundan, oralarda insanlara zarar verebileceklerine delâlet eder.

um

Bu husus 6. hadiste de açıklanmıştı.



20. Taharette Kullanılması Yasaklanmış Olan Şeyler