باب ما جاء في الرخصة في زيارة القبور

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَا جَاءَ فِي الرُّخْصَةِ فِي زِيَارَةِ القُبُورِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

1036 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ ، وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلَانَ ، وَالحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ الخَلَّالُ ، قَالُوا : حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمِ النَّبِيلُ قَالَ : حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ ، عَنْ أَبِيهِ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : قَدْ كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنْ زِيَارَةِ القُبُورِ ، فَقَدْ أُذِنَ لِمُحَمَّدٍ فِي زِيَارَةِ قَبْرِ أُمِّهِ ، فَزُورُوهَا فَإِنَّهَا تُذَكِّرُ الآخِرَةَ وَفِي البَاب عَنْ أَبِي سَعِيدٍ ، وَابْنِ مَسْعُودٍ ، وَأَنَسٍ ، وَأَبِي هُرَيْرَةَ ، وَأُمِّ سَلَمَةَ . : حَدِيثُ بُرَيْدَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ ، وَالعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ العِلْمِ : لَا يَرَوْنَ بِزِيَارَةِ القُبُورِ بَأْسًا ، وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ المُبَارَكِ ، وَالشَّافِعِيِّ ، وَأَحْمَدَ ، وَإِسْحَاقَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Jabir bin Abdullah informed him that the Prophet had put two men together in one cloth from those who were killed at (the battle of) Uhud, then he said: Which of them memorized the more of the Qur'an? When one of them was indicated to him, he put him in the Lahd (first) and said: I am a witness for those people on the Day of Judgment. And he ordered that they be buried in their blood, and that they not be prayed over, nor washed.

1054- Süleyman b. Büreyde (r.a.)'nin babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bazı sebeblerden dolayı size kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamış idim. Şimdi Muhammed 'e annesinin kabrini ziyaret etme izni verildi siz de kabirleri ziyaret ediniz çünkü kabir ziyareti size ahireti hatırlatır." (Nesâî, Cenaiz: 100; İbn Mâce, Cenaiz: 47) ® Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, İbn Mes'ûd, Enes, Ebû Hüreyre ve Ümmü Seleme'den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Büreyde hadisi hasen sahihtir. İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve kabir ziyaretinde bir sakınca görmezler. İbn'ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler. 1055- Abdullah b. ebî Müleyke (r.a.)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: "Abdurrahman ibn ebî Bekir, Mekke'ye jakın Hubşî denilen bir yerde vefat etmişti. Cenazesi Mekke'ye nakledilerek oraya defnedildi. Âişe Mekke'ye gelince Abdurrahman b. Ebî Bekir'in kabrinin yanına ziyarete geldi ve Şair Temim'in şu iki beytini söyledi. * Bir zamanlar Cezime denilen bir kralın iki sohbet arkadaşı gibiydik * Yıllarca süren bu arkadaşlığımız karşısında hiç ayrılmayacaklar denilmişti. * Fakat birbirimizden ayrılınca sanki ben ve kardeşim Mâlik; * Çok uzun süren arkadaşlığımıza rağmen bir gece bile bir arada kalmış gibi değiliz. Âişe bu beyitleri okuduktan sonra dedi ki: "Cenazede bulunsaydım ancak öldüğün yere defnedilirdin. Ölürken senin yanında bulunsaydım kabrinde seni ziyaret etmezdim." (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

1037 حَدَّثَنَا الحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ قَالَ : حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ ، عَنْ ابْنِ جُرَيْجٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي مُلَيْكَةَ ، قَالَ : تُوُفِّيَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي بَكْرٍ بِحُبْشِيٍّ قَالَ : فَحُمِلَ إِلَى مَكَّةَ ، فَدُفِنَ فِيهَا ، فَلَمَّا قَدِمَتْ عَائِشَةُ أَتَتْ قَبْرَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي بَكْرٍ ، فَقَالَتْ :
وَكُنَّا كَنَدْمَانَيْ جَذِيمَةَ حِقْبَةً
مِنَ الدَّهْرِ حَتَّى قِيلَ لَنْ يَتَصَدَّعَا
،
فَلَمَّا تَفَرَّقْنَا كَأَنِّي وَمَالِكًا
لِطُولِ اجْتِمَاعٍ لَمْ نَبِتْ لَيْلَةً مَعَا
، ثُمَّ قَالَتْ : وَاللَّهِ لَوْ حَضَرْتُكَ مَا دُفِنْتَ إِلَّا حَيْثُ مُتَّ ، وَلَوْ شَهِدْتُكَ مَا زُرْتُكَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Ash-Sha'bi said: I was informed by one who saw the Prophet: He (pbuh) saw a solitary grave, s he lined his Companions (behind him) to pray over it. It was said to him (Ash-Sha'bi): Who informed you? He said: Ibn Abbas.

1055- Abdullah b. ebî Müleyke (r.a.)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: "Abdurrahman ibn ebî Bekir, Mekke'ye jakın Hubşî denilen bir yerde vefat etmişti. Cenazesi Mekke'ye nakledilerek oraya defnedildi. Âişe Mekke'ye gelince Abdurrahman b. Ebî Bekir'in kabrinin yanına ziyarete geldi ve Şair Temim'in şu iki beytini söyledi. * Bir zamanlar Cezime denilen bir kralın iki sohbet arkadaşı gibiydik * Yıllarca süren bu arkadaşlığımız karşısında hiç ayrılmayacaklar denilmişti. * Fakat birbirimizden ayrılınca sanki ben ve kardeşim Mâlik; * Çok uzun süren arkadaşlığımıza rağmen bir gece bile bir arada kalmış gibi değiliz. Âişe bu beyitleri okuduktan sonra dedi ki: "Cenazede bulunsaydım ancak öldüğün yere defnedilirdin. Ölürken senin yanında bulunsaydım kabrinde seni ziyaret etmezdim." (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)