: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

1094 حَدَّثَنَا الحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ الخَلَّالُ قَالَ : حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى ، وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ نَافِعٍ الصَّائِغُ ، قَالَا : أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ ، عَنْ أَبِي حَازِمِ بْنِ دِينَارٍ ، عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِيِّ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جَاءَتْهُ امْرَأَةٌ ، فَقَالَتْ : إِنِّي وَهَبْتُ نَفْسِي لَكَ ، فَقَامَتْ طَوِيلًا ، فَقَالَ رَجُلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - فَزَوِّجْنِيهَا إِنْ لَمْ تَكُنْ لَكَ بِهَا حَاجَةٌ ، فَقَالَ : هَلْ عِنْدَكَ مِنْ شَيْءٍ تُصْدِقُهَا ؟ فَقَالَ : مَا عِنْدِي إِلَّا إِزَارِي هَذَا ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِزَارُكَ ، إِنْ أَعْطَيْتَهَا جَلَسْتَ ، وَلَا إِزَارَ لَكَ ، فَالتَمِسْ شَيْئًا ؟ قَالَ : مَا أَجِدُ ، قَالَ : فَالتَمِسْ ، وَلَوْ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ قَالَ : فَالتَمَسَ ، فَلَمْ يَجِدْ شَيْئًا ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : هَلْ مَعَكَ مِنَ القُرْآنِ شَيْءٌ ؟ قَالَ : نَعَمْ ، سُورَةُ كَذَا ، وَسُورَةُ كَذَا ، لِسُوَرٍ سَمَّاهَا ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : زَوَّجْتُكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ القُرْآنِ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ ، وَقَدْ ذَهَبَ الشَّافِعِيُّ إِلَى هَذَا الحَدِيثِ ، فَقَالَ : إِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ شَيْءٌ يُصْدِقُهَا فَتَزَوَّجَهَا عَلَى سُورَةٍ مِنَ القُرْآنِ ، فَالنِّكَاحُ جَائِزٌ ، وَيُعَلِّمُهَا سُورَةً مِنَ القُرْآنِ . وقَالَ بَعْضُ أَهْلِ العِلْمِ : النِّكَاحُ جَائِزٌ ، وَيَجْعَلُ لَهَا صَدَاقَ مِثْلِهَا ، وَهُوَ قَوْلُ أَهْلِ الكُوفَةِ ، وَأَحْمَدَ ، وَإِسْحَاقَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah saw some traces of saffron on Abdur-Rahman bin Awf so he said: 'What is this?' He said: 'I married a woman for the amount of golf equal to a date stone.' So he said: 'May Allah bless you. Have a banquet, even if with only one sheep.'

1114- Sehl b. Sa'd es Saidî (r.a.)'den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)'e bir kadın gelerek; "Ben kendimi sana hibe ettim diyerek uzun süre bekledi." Bunun üzerine bir adam: "Ey Allah'ın Rasûlü! O kadına ihtiyacın yoksa onu bana nikahla" dedi. Rasûlullah (s.a.v.): "O kadına mehir olarak vereceğin bir şeyin var mı? buyurdu. Adam: "Sadece şu elbisem var" dedi. Rasûlullah (s.a.v.): "Elbiseni o kadına verdiğinde sen elbisesiz kalacaksın bir şeyler bulmaya çalış" buyurdu. Adam: "Bulamam" dedi. Rasûlullah (s.a.v.): "Bir demir yüzük bile olsa bulmaya çalış" buyurdu. Sehl b. Sa'd diyor ki: Adam arandı fakat bir şey bulamadı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): "Kur'ân'dan ezberinde olan bir şey var mı? dedi. Adam: "Falan falan sûreler ezberimdedir" dedi ve isimlerini saydı, Rasûlullah (s.a.v.): "Kur'ân'dan ezberinde olan sûreleri o kadına öğretme karşılığında o kadını sana nikahladım" buyurdular. (Müslim, Nikah: 13; Nesâî, Nikah: 69) ® Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Şâfii uygulamalarını bu hadisle yapar ve şöyle der: "Erkeğin kadına mehir olarak vereceği bir şeyi yoksa Kur'ân'dan öğreteceği bir sûre karşılığında nikahlarsa nikahı caizdir." Bazı ilim adamları da: "Nikahı caizdir fakat sonradan eline geçerse benzeri mehir miktarı bir mehir vermesi gerekir" derler. Ahmed, İshâk ve Küfeliler bu kanaattedirler. 1114la- Ömer b. Hattâb (r.a.)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: "Bakın! Kadınların mehirlerini çok yükseltmeyin. Mehirleri çoğaltmak bu dünyada bir şeref ve Allah katında da iyi bir Müslümanlık modeli olsaydı. Allah'ın Rasûlü buna hepinizden daha layık olurdu. Halbuki Rasûlullah (s.a.v.)'in on iki okıyye'den fazla mihir karşılığında, kadınlardan hiçbirini kendisine nikahladığını ve kızlarından hiçbirini de başkalarına nikahladığını bilmiyorum." (Ebû Dâvûd, Nikah: 28; İbn Mâce, Nikah: 17) ® Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebûl Acfa es Sülemî'nin adı Herm'dir. İlim adamlarına göre bir Ukıyye kırk dirhemdir. On iki Ukıyye ise dört yüz seksen dirhem eder.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

1095 حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عُمَرَ قَالَ : حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ ، عَنْ أَيُّوبَ ، عَنْ ابْنِ سِيرِينَ ، عَنْ أَبِي العَجْفَاءِ السُّلَمِيِّ ، قَالَ : قَالَ عُمَرُ بْنُ الخَطَّابِ : أَلَا لَا تُغَالُوا صَدُقَةَ النِّسَاءِ ، فَإِنَّهَا لَوْ كَانَتْ مَكْرُمَةً فِي الدُّنْيَا ، أَوْ تَقْوَى عِنْدَ اللَّهِ لَكَانَ أَوْلَاكُمْ بِهَا نَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، مَا عَلِمْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَكَحَ شَيْئًا مِنْ نِسَائِهِ وَلَا أَنْكَحَ شَيْئًا مِنْ بَنَاتِهِ عَلَى أَكْثَرَ مِنْ ثِنْتَيْ عَشْرَةَ أُوقِيَّةً : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَأَبُو العَجْفَاءِ السُّلَمِيُّ : اسْمُهُ هَرِمٌ ، وَالأُوقِيَّةُ عِنْدَ أَهْلِ العِلْمِ : أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا وَثِنْتَا عَشْرَةَ أُوقِيَّةً أَرْبَعُ مِائَةٍ وَثَمَانُونَ دِرْهَمًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet had a banquet for Safiyyah bint Huyayy with Sawiq and dates.