بَابٌ فِي السِّعَايَةِ عَلَى الصَّدَقَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي السِّعَايَةِ عَلَى الصَّدَقَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2593 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الْأَسْبَاطِيُّ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ ، عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : الْعَامِلُ عَلَى الصَّدَقَةِ بِالْحَقِّ كَالْغَازِي فِي سَبِيلِ اللَّهِ ، حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى بَيْتِهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Simak reported on the authority of a man from his people, on the authority of another man from them: I saw that the standard of the Messenger of Allah (ﷺ) was yellow.

(2936) Râfı' b. Hadic'den demiştir ki:

Ben Rasûlullah (s.a.)'i (şöyle) buyururken işittim: "Hakkıyla (görev yapan) zekât



142]

memuru evine dönünceye kadar, Allah yolunda (savaşan) gazi gibidir."



Açıklama

Zekat memurunun görevini hakkıyla yapması, onu İslamî esasları uygun olarak ihlâs
ile ve sevabına inanarak toplaması demektir.

Zekat toplama görevini bu ölçü ve bu anlayış içerisinde yapan bir zekat memuru,
İslam toplumunu ayakta tutan unsurların en mühimlerinden birine hizmet etmiş
olacağı için uykusu da, uyanıklığı da ibadet sayılacağı cihetle, Allah yolunda savaşan
bir gazi gibi sevaba nail olur.

Tuhfetü'l-Ahvezî yazarı bu mevzuda şöyle diyor: "Aliyyül Kariye göre zekat
memurunun Allah yolunda savaşan bir gaziye benzetilmesi, onun bir gazi gibi devlet
hazinesine katkıda bulunması dünya ve âhiret işlerinin yürütülmesindeki hizmetiyle de
gazinin sevabına denk bir ecre nail olması yönündedir.

îbn Arabi de bu mevzuda şöyle diyor: Gerçekten yüce Allah'ın fazlı keremi çok
büyüktür. Bu bakımdan bir gaziye maddi yardımda bulunarak onu düşmana karşı
silahla ve diğer harp malzemeleriyle teçhiz eden bir kimseye de gazilik rütbesi
vadettiği gibi, harbe gidemeyip de gazinin çoluğuna çocuğuna hakkıyla bakan
kimseleri de gazi saymıştır.

İşte zekat memuru da her ne kadar harp meydanında savaşmıyorsa da Allah yolunda
savaşan kimselere ve onların ailelerine sarf edilecek maddi imkânları toplayıp devlet
hazinesine teslim ettiği için, harb meydanında savaşan gazilere benzetilmiştir. Çünkü
netice itibariyle her ikisi de Allah yolunda savaşmaktadır. Şu farkla ki, gazi bilfiil
savaşmaktadır. .Zekat memuru ise bu savaşa niyyetiyîe katılmaktadır.
Nitekim Peygamber efendimiz, "kuşkusuz mazeretleri sebebiyle harbe katılmadıkları
için Medine'de kalmış bir topluluk vardır ki siz hangi dereye gitmiş, hangi boğazı ve

£431

dağı gfçmişiseniz onlar da sevab yönünden sizinle beraberdirler." buyurmuştur.
Mazeretleri dolayısıyle savaşa katılamayanların durumu böyle olunca, zekat toplama
göreviyle görevli oldukları için savaşa katılmayanların sevabının nasıl olacağı
£441

meydandadır. Hadis-i şerif zekat memuru tayin etmenin caiz olduğuna bir delildir.
[451



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2594 حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِيُّ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ شِمَاسَةَ ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ صَاحِبُ مَكْسٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I heard the Messenger of Allah (ﷺ) say: Seek for me weak persons, for you are provided means of subsistence and helped through your weaklings.

Abu Dawud said: Zaid b. Artat is the brother of 'Adi b. Artat.

(2937) Ukbe b. Amir' den demiştir ki; Rasûlullah (s.a.)'ı (şöyle) buyururken işittim:

£461

"Meks (denilen haksız vergiyi) alan bir kimse cennete giremez."
Açıklama

İbn Esir'in "en-Nihaye" de açıkladığına göre meks tahsildarların halktan toplamış
oldukları bir vergidir. Genellikle bu vergiler haksız yere toplanmış ve halk için bir
zulüm olmuştur. Bu bakımdan islam dışı olan bu vergiyi halktan toplatan bir idareci
cehennemlik olmayı hakkettiği gibi, bu verginin toplanmasına hizmet eden tahsildarlar
da bu zulme yardımcı oldukları için cehennemlik olurlar.



Kamus mütercimi meks kelimesini açıklarken şöyle diyor: Meks, bir adamın satılık
malına muamele ederken gadr ve cinayet eylemek yani değerinden eksik fıatla
almaktır. Eksiltmek ve zulmetmek manâlarına da gelir. Bîr de "meks" cahiliyye
döneminde bir mal satan adamdan sattığı mala göre aldıkları bir vergi anlamına gelir
ki, günümüzde buna bâc denilmektedir. İslâm diyarında cahiliye döneminden kalan bu
vergi hala yolculardan ve tüccardan alınmakta ve varlığını korumaktadır. Bazı Türk
memleketlerinde bu vergi köprü başlarında ve derbendlerde barınan kimselerden zorla
alınmaktadır.

Öşür toplayan memurların, meşru olan öşrü aldıktan sonra keyfi olarak aldıkları

L4ZL

paraya da meks denir.

Görülüyor ki bu hadis-i şerifte haksız yere alman bu vergilerin haram olduğunu ve bu
vergilerin gerek devlet, gerekse fertler tarafından toplanmasının büyük günahlardan
olduğu ifade edilmektedir. Ancak meşru ölçüler içerisinde tahsil edilen öşür ve zekatın
bununla ilgisi yoktur.

Bunların tahsilinde tahsildar için büyük ecir vardır.
Meks mevzuunda merhum Ö. Nasuhi Bilmen efendi şöyle diyor:
Meks Zaman-i cahiliyyette bir adamın çarşı ve pazarda sattığı şeylerden alman akçeye
meşk: Bac, bunu alan şahsada "mekkâs" denirdi. Köprü başlarında, derbendlerde
mürur ve ubûr edenlerden toprak bastı adıyla alman akçeye ve tüccar mallarından
mesrû rüsumdan ziyâde olarak tahsil edilen paraya da "meks" (bac) adı verilmiştir. Ki
bunların bu veçhile istifa edilmesi, şer'an caiz değildir. İşte mezmum olan mekkaslık
da budur ki böyle bir memuriyete kabulden bir çok zatlar ictinab etmişlerdir. Mebsul,

1481

Bedâyi, Hindiyye, Diirri Muhtar.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2595 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْقَطَّانُ ، عَنِ ابْنِ مَغْرَاءَ ، عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ ، قَالَ : الَّذِي يَعْشُرُ النَّاسَ يَعْنِي صَاحِبَ الْمَكْسِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Samurah bin Jundub said “The war-cry of the Emigrants was ‘Abd Allah and that of the helpers ‘Abd Al Rahman.”

(2938) İbn ishak'dan demiştir ki:

(Bir önceki hadisi şerifte geçen) "Meks" alan kimse (sözün)den maksat halktan

1491

(mallarının onda birini) toplayan kimsedir.
Açıklama

Bir önceki hadisin şerhinde de açıkladığımız gibi, burada söz konusu edilen ondabir
vergi, ziraat mahsullerinden meşru ölçüler içerisinde tahsil edilen öşür vergisi değildir.
Buradaki vergiden maksat, zekat ve öşrün dışında alman ve şer'î hiçbir dayanağı
bulunmayan bir vergidir.

Hadis-i şerifte, açıklandığına göre İbn ishak bir önceki hadiste geçen Sahıb-ül-meks
sözünü "halktan zekat ve öşür dışında mallarmınondabirinis-betinde vergi toplayan

' mm

kimsedir" diye tefsir edilmiştir.

8- Halîfe, (Ölürken) Yerine Birini Tayin Edebilirimi?)