بَابُ مَا جَاءَ فِي الْبَيْعَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَا جَاءَ فِي الْبَيْعَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2597 حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ، قَالَ : كُنَّا نُبَايِعُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى السَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَيُلَقِّنُنَا فِيمَا اسْتَطَعْتَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Al-Muhallab ibn AbuSufrah said: A man who heard the Prophet (ﷺ) say: If the enemy attacks you at night, let your war cry be Ha-Mim. They will not be helped.

(2940) İbn Ömer'den demiştir ki:

Biz, Rasûlullah (s.a.)'e (emirlerini) dinlemek ve itaat etmek üzere söz verirdik (de,
Rasûl-ü Ekrem efendimiz) bize

[551

"Gücünün yettiği şeylere (söz ver)" diye telkinde bulunurdu.
Açıklama

Metinde geçen gücünün yettiği şeylere anlamındaki cümlesi bazı nüshalarda =
gücünüzün yettiği şeylere" şeklindedir.

İmam Nevevî'nin açıklamasına göre Müstemli ile Serahsi'nin rivayetlerinde bu cümle
müfred olarak zikredilmiş, başkalarının rivayetlerinde ise "gücünüzün yettiği şeylere"
şeklinde cemi olarak rivayet edilmiştir. Nevevî bu kelimeyi müfred mütekellim olarak
yani, "Gücünün yettiği hususta" manâsına almış ve şöyle demiştir: "Bu Peygamber
(s.a.)'in ümmetine olan sonsuz şefkat ve rahmetindendir. Ümmetinden biri takat ge-
tiremeyeceği bir beyatm umumuna girmesin diye onlara gücümün yettiği hususta-

[56]

demesini öğretmiştir.

Biatin asıl manâsı, mübadele akdidir. Sonraları devlet başkanına itaat ve sadakati
bildiren ve el sıkma suretiyle yapılan ahitleşmeyi ifâde etmiştir. Siyer kitaplarında



açıklandığı üzere İslam tarihinde ilk biat hadisesi Akabe denilen yerde yapılmıştır.
Medine devrinde vuku* bulan Biat'ür-ridvân Hz. Peygamberin Hudeybiye'de
Mekke'lilerle antlaşma yolu aradığı sırada gerçekleşmiştir.

Bu olayın hatırası şu âyetlerle yüceltilmiştir. "Andolsun ki Allah inananlardan, ağaç
altında sana baş eğerek biat edenlerden razı olmuştur. Gönüllerinde olanı da bilmiş,
onlara güvenlik vermiş, onlara yakın bir zafer ve ele geçirecekleri bol ganimetlerden
[571

bahsetmiştir."

Dört halife devrinde ve sonraki İslam devletlerinde halkın ileri gelenlerinin halifeye

1581

itaatlerini bildirmesine de biat, denmiştir.

Bütün bu açıklamalardan da anlaşılıyor ki, "Biat yeni başa geçirilen kimseye bazan da
başta bulunan kimseye itaat etmek üzere verilen bir sözdür." Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi, imamet veya halifelik, devlet başkanı ile ümmetin görüş sahipleri
arasında yapılan bir akidden başka birşey değildir. Akid ise, icab ve kabul olmadan
olamaz. İcab, ümmet içindeki görüş sahipleri veya şûra ehli tarafından yapılır. Bu ise
halifeyi seçmekten ibarettir. Kabul; ümmetin görüş sahipleri tarafından seçilen
Halifece yapılır.

Burada imametin üç merhaleden geçtiğini söyleyebiliriz: Birinci Merhale: İmamete
aday gösterme merhalesidir. Önceki imâm veya görüş sahiplerinden bir tanesi yeni
olacak imâmı aday gösterir.

Buna örnek: Sakife'deki toplantıda Hz. Ebu Bekir'in Hz. Ömer'le Hz. Ebu Ubeyde'yi
aday göstermesi ve Hz. Ömer ile Hz. Ebu Ubeyde'-nin aday gösterilmeyi kabul
etmemelerinden sonra Hz. Ömer'in Hz. Ebü Bekir'i aday göstermesini gösterebiliriz.
Vefatı yaklaştığı sıralarda Hz. Ebû Bekir'in Hz. Ömer'i aday göstermesi, yaralandıktan
sonra Hz. Ömer'in altı kişiyi aday göstermesi de böyledir.

İkinci merhale: Seçilme veya aday gösterilmeyi kabul etme merhalesi-dir. Bu
merhalede şûra ehli, adaylar birden fazla ise adaylardan birisini seçer veya aday bir
kişi ise ona muvafakat ederler. Buna dair de Hz. Ebû Bekir'in mektubu kendilerine
okunduğu zaman halkın onun aday göstermesini kabul etmelerini ve Abdurrahman b.
Avfm Hz. Osman'ı seçip arkasından halkın da bu seçimi onaylamalarını örnek
verebiliriz.

Üçüncü Merhale: Biat merhalesidir. Biat, seçimin dış görünüşü ve delilidir. Biat
merhalesi, seçim aşamasının içindede olabilir, ve aralarında bir zaman aralığı
bulunmayabilir. Hz. Ebu Bekir'in biatinde olduğu gibi, Hz. Ömer, kendisini aday
göstermiş ve ona: "Uzat elini sana biat edeyim" diyerek hemen biat etmiş idi.

[591

Arkasından da diğerleri peşpeşe biatte bulunmuştu.
Bazı Hükümler

1. Zorla yaptırılan bir iş, o kişinin ihtiyarı ve gücü dı-şmda meydana geldiği için, faili
bu işten sorumlu değildir.

2. Gücünün yetmediği bir işi yapmaya özenen bir kimseye "yapamayacağın işe
özenme, gücünün yeteceği işlere giriş" demek caizdir.

3. Peygamber efendimiz devlet reisine biat edilmesine çok önem vermiş, ona



1601

muhalefetten sakınmalarını emretmiştir.



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2598 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ ، حَدَّثَنِي مَالِكٌ ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ ، عَنْ عُرْوَةَ ، أَنَّ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا ، أَخْبَرَتْهُ عَنْ بَيْعَةِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ النِّسَاءَ ، قَالَتْ : مَا مَسَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ ، إِلَّا أَنْ يَأْخُذَ عَلَيْهَا فَإِذَا أَخَذَ عَلَيْهَا فَأَعْطَتْهُ ، قَالَ : اذْهَبِي فَقَدْ بَايَعْتُكِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Messenger of Allah (ﷺ) proceeded on journey, he would say: O Allah, Thou art the Companion in the journey, and the One Who looks after the family; O Allah, I seek refuge in Thee from the difficulty of travelling, finding harm when I return, and unhappiness in what I see coming to my family and property. O Allah, make the length of his journey short for us, and the journey easy for us.

(2941) Urve (r.a.)'den demiştir ki:

Hz. Aişe, Rasûlullah'm kadınlarla biatleşmesini şöyle anlatmıştır:
Rasûlullah (s.a.) (biatle şirken) hiçbir kadının eline dokunmadı. Ancak herbir kadından
(biati sözle) aldı. Bir kadından (sözü) aldı da kadın da (söz) verdi mi

161]

"Git! senin biatim aldım" buyururdu.
Açıklama

Kadınların Hz. Peygambere vermiş oldukları bu sözün neleri ihtiva ettiği Müslümin
Sahihinde şu manâya gelen cümlelerle anlatılmaktadır. "Mü'min kadınlar Rasûlullah
(s.a.)'e hicret ettikleri vakit Aziz ve Celil olan Allah'ın:

"Ey Peygamber! Sana mü'min kadınlar Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmayacaklarına,

1621

zina etmeyeceklerine dair beyat etmeye gelirlerse" âyetin-deki esaslara göre

£631

kendilerinden söz alınırdı."

Müslim'in bu hadisinden anlaşılıyor ki: Kadınların, Hz. pey-gamber'e ettikleri biat
Allah'a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak ve zina etmemek, çocukları öldürmemek,
iftira etmemek ve Hz. Peygambere hiç bir ma'rufta isyan etmemek gibi hususları ihtiva
etmektedir. Çünkü sözü geçen Mümtehine sûresinin 12. nci âyetinde kadınların bu
şekilde biat etmeleri em-redilmektedir.

"Devlet başkanına, itaat etmek üzere söz vermek" anlamına gelen biat uygulamasının
ilk örneğini Hz. Peygamber'in hayatında görebiliyoruz. Hz. Peygambere yapılan
biatler, ona ve İslamm emirlerine bağlanmayı ihtiva ediyordu. Bu bakımdan ashabın
biatleri Hz. Peygamberi devlet başkanlığına getirmek anlamını taşımıyordu. Ancak
onun peygamberliği aynı zamanda devlet başkanı olmasının da gereğiydi. Dolayısıyle
ona biat, hem Peygamber olarak yapacağı tebliğlere inanmak, hem de devlet başkanı
olarak vereceği emirlere itaat etmeye söz vermek anlamlarını birlikte ifâde ediyordu.
Hem devlet başkanlığı için başa getirmek ve hem de itaatte bulunmak üzere yapılan

1641

biat ise; ilk olarak Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in halifeliğe getirilmesi ile gerçekleşmiştir.
Ancak bir önceki hadisin şerhinde de açıkladığımız gibi biatin üç merhalesi
bulunduğunu unutmamak lazımdır.

Bazı ilim adamları, hadisteki biat kelimesine bakarak bu hadisin kadınların seçme
hakkına sahip olduğuna delâlet ettiğini söylemişlerdir.

Bu görüşte olan ulemaya göre, "Rasûlullah (s.a.) kadınlara biat ettiği gibi bizimle de
£651

biat etmiştir..." mealindeki hadis-i şerifte kadınların erkekler gibi seçme hakkına
sahip olduklarına delalet eder.

Hz. Peygamberin ashabıyla yapmış olduğu biatlerin nübüvvet üzerine değil, siyasî
nitelikli olduğunu anlatan bir hususta onun çocuklarla biat etmemesidir. Zira sahih
olarak rivayet edilmiştir ki:

Buluğa ermemiş çocuklar ya kendileri veya ebeveynleri vasıtasıyla biat istemişler.



1661 .

Fakat Rasûlullah (s. a.) biat etmemiştir. İşte kadının biati onun seçme hakkına

1621

sahip olduğunu gösterir.
Bazı Hükümler

1. Kadınlar seçme hakkına sahiptirler.

2. Bir erkeğin yabancı bir kadının eline dokunması haramdır.

3. İhtiyaç olduğu zaman, yabancı bir kadınla konuşmak caizdir.

4. Kadının sesi avret değildir.

[681

5. Erkeklerin biati sözle ve el sıkmayla kadınların biati sadece sözle olur.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2599 حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي أَيُّوبَ ، حَدَّثَنِي أَبُو عَقِيلٍ زَهْرَةُ بْنُ مَعْبَدٍ ، عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ هِشَامٍ ، وَكَانَ قَدْ أَدْرَكَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَذَهَبَتْ بِهِ أُمُّهُ زَيْنَبُ بِنْتُ حُمَيْدٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، بَايِعْهُ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : هُوَ صَغِيرٌ ، فَمَسَحَ رَأْسَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Messenger of Allah (ﷺ) sat on his camel to go out on a journey, he said: Allah is Most Great three times. Then he said: Glory be to Him Who has made subservient to us, for we had not the strength for it, and to our Lord do we return. O Allah, we ask Thee in this journey of ours, uprightness, piety and such deeds as are pleasing to Thee. O Allah, make easy for us this journey of ours and make its length short for us. O Allah, Thou art the Companion in the journey, and the One Who looks after the family and property in our absence. When he returned, he said these words adding: Returning, repentant, serving and praising our Lord. The Prophet (ﷺ) and his armies said: Allah is Most Great when they went up to high ground; and when armies said: Allah is most Great when they went up to high ground; and when they descended, they said: Glory be to Allah. So the prayer was patterned on that.

(2942) Peygamber (s.a.)'e yetişen Abdullah ibn Hişâm'dan (rivayet olunduğuna göre)
annesi Zeyneb bint Humeyd, onu Rasûlullah (s.a.)'e götürüp

"Ey Allah'ın Rasûlü bununla biatleş" demiş, Rasûlullah (s. a.) de "- O (daha) küçüktür/'

[691

demiş ve onun başını okşamıştır.
Açıklama

Çocuklar mükellef olmadıklarından verdikleri sözlerden de sorumlu değillerdir.
Onların biatlerinin de bir hükmü yoktur, işte bu sebeble Hz. Peygamber onlardan biat
almamış, bu maksatla gelen çocukların sadece başını okşamakla ya da -Buharî'nin
rivayetinde açıklandığı üzere- onlara dua etmekle yetinmiştir.

Taberani, Hz. Peygamber (s.a.)'in Hz. Hasanla Hz. Hüseyin, Hz. Abdullah b. Abbas

im

ve Abdullah b. Ca'fer(r.a.)'den.büluğ çağma ermelerinden önce Abdullah b. ez-

im

Zübeyr ile yine Abdullah b. Ca'fer'den yedi yaşında biat aldığını rivayet etmişse
de çocuklardan alman bu biatin devlet başkanına itaati teahhüd eden siyasi nitelikli bir
biat olduğu söylenemez. Ancak sahih ameller işlemek üzere yapılan bir biat olabilir.
Çünkü biat; hicret etmek, yardım etmek, ölünceye kadar cihad etmek gibi maksatlarla
[721

da yapılabilir.

9-10. (Devlet) Memurların(In) Maaşı