بَابٌ فِي الْعِيَادَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الْعِيَادَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2739 حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ يَحْيَى ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، عَنْ عُرْوَةَ ، عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ ، قَالَ : خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَعُودُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُبَيٍّ ، فِي مَرَضِهِ الَّذِي مَاتَ فِيهِ ، فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ عَرَفَ فِيهِ الْمَوْتَ ، قَالَ : قَدْ كُنْتُ أَنْهَاكَ عَنْ حُبِّ يَهُودَ قَالَ : فَقَدْ أَبْغَضَهُمْ سَعْدُ بْنُ زُرَارَةَ فَمَهْ فَلَمَّا مَاتَ أَتَاهُ ابْنُهُ ، فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، إِنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُبَيّ ، ٍ قَدْ مَاتَ فَأَعْطِنِي قَمِيصَكَ أُكَفِّنْهُ فِيهِ ، فَنَزَعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَمِيصَهُ فَأَعْطَاهُ إِيَّاهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The tradition mentioned above has been transmitted by Dawud with a different chain of narrators. He said “The Apostle of Allaah(ﷺ) apportioned it (spoils of war) equally. The tradition of Khalid is more perfect.

(3094) Üsame b. Zeyd'den demiştir ki: Rasûlullah (s. a) Abdullah b. Übeyyi ölümüne
sebep olan hastalığı sırasında, ziyarete gitti. Yanma girince onda (bulunan) ölüm
(alametlerin)i tanıdı ve:

"Ben seni yahudileri sevmekten nehyetmiştim" buyurdu, (O da): "Sus! Esad b. Zürare
onlara buğzetti de ne oldu?" (ölümüne mani olabildi mi?) dedi (Abdullah b. Ubeyy)
ölünce oğlu.Hz. Peygambere gelip "Ey Allah'ın peygamberi gerçekten Abdullah b.
Übeyy öldü. Sen (kendi) gömleğini bana ver (ir misin?) Onu onunla kefenleyeyim?"

[54]

dedi. Rasûlullah (s. a) de gömleğini çıkarıp ona verdi.
Açıklama

Taberî ile Abdürrezzak'm rivayetlerine göre, Rasûl-ü Zişan Efendimiz İbn Übeyy'in
yanma, İbn Übeyy kendisini çağırdığından dolayı gitmiştir. İbn Übey Hz.
Peygamberin kendisi için istiğfarda bulunmasını rica ediyordu.

Metinden de anlaşıldığı gibi Rasûl-ü Ekrem, İbn Übeyy'in yanma varınca ona,
yahudilere karşı beslediği sevginin kendisini münafıklığa ittiğini den ebedî hayatının
mahvolup gittiğini hatırlattığı halde, aklı gözünde olduğu için şu dünya hayatından
başka bir hayatı anlamaktan ve gerçek saadeti idrakten aciz olan Abdullah bu ihtarla
intibaha gelmeyip "Esad b. Zürare yahudilere buğzetti de ne oldu, bu buğzu kendisini
ölmekten kurtarabildi mi?" diye karşılık'vererek basiretsizliğini ortaya koyduktan
sonra

"Yâ Rasûlullah! Bu kınama zamanı değildir. Bu ölümdür. Şayet ölürsem beni
yıkamaya gel. Hem bana teninedeğen gömleğini verde beni onunla kefenle, namazımı



kıl, benim için istiğfar et" dedi. Rasûl-ü Ekrem de onun dediklerini yaptı.

Oysa Hz. Peygamberin bu ihtardan maksadı onu azarlamak değil, sadece onun

intibaha gelip tevbe etmesine vesile olmaktı.

Abdullah b. Übeyy'in Rasûl-ü Ekremin ihtarına Hz. Esad b. Zürare'yi misal göstererek
cevap vermesinin sebebi, Hz. Esad'm Medine'ye ilk hicret eden ve yahudilere karşı
nefret ve kini herkesçe bilinen bir müslüman olmasıdır. Siyer kitaplarının kaydettiğine
göre, Hz. Esad kendi kabilesi olan Neccar oğullarının başkanı idi ve Rasûl-ü Ekrem
Medine'ye gelmeden önce Medine'de ilk cuma namazı kılan kimse de Hz. Esad'dı.
Abdullah b. Übeyy ölünce oğlu Abdullah gelip Hz. Peygamberden gömleğini
kendisine vermesini rica etti. Bu gömleği babasına kefen yapmak istediğini bildirdi.
Rasûl-ü Zîşan Efendimiz de onun bu ricasını kabul etti.

İbn Übeyy'in oğlunun adı "Habbab" idi. Taberî'nin eş-Şabi'den rivayet ettiği bir
hadiste bildirildiğine göre, Abdullah b. Übeyy komaya girince oğlu Habbab Hz.
Peygambere gelerek "Ey Allah'ın peygamberi babam komaya girdi. Ölümü esnasında
onun yanında bulunmanı ve cenaze namazını kılıvermeni arzu ediyorum." demiş. Hz.
Peygamber de: "-Senin ismin nedir?" diye sormuş o da "Habbab" deyince Rasûl-ü
Ekrem "Hayır senin ismin Abdullah' dır." buyurmuş, bundan sonra da onun ismi
"Abdullah" olmuştur. Kendisi Bedir savaşı dahi! Hz. Peygamberin bütün savaklarına
katılmıştır. Bir ara babasının Hz. Peygamber hakkında ağzını bozup ileri geri laflar
sarfettiğini duyunca, Hz. Peygambere varıp babasını öldürmek için izin istemişti. Hz.
Peygamber buna izin vermediği gibi, tam tersine babasına son derece iyi davranmasını
tavsiye etti. Bunun üzerine babasına sağlığında ve Ölümünden sonra iyilik yapmaya
devam etti. Hatta ona iyilik yapmakta insanların en başta geleni oldu.
İbn Übeyy ölünce ailesi onu acele techîz edip, Peygamber (s. a) gelmeden
defnetmişlerdİ. Rasûlullah (s. a) gelince ona verdiği sözü yerine getirmek için onu
kabrinden çıkartarak namazını kıldı. Bunun üzerine Allah (c.c) "Onlardan ölen bir

[551

kimsenin üzerine ebediyyen namaz kılma. Kabrinin başına da dikilme." âyet-i
kerimesini indirdi.

Hz. Peygamberin kendi gömleğini münafıkların reisi olan Abdullah b. Übeyy'e kefen
yapılmak üzere İbn Übeyy'in oğluna vermesinin hikmeti üzerinde beş görüş ileri
sürülmüştür:

1. Hz. Peygamber, İbn Übeyy'in oğlu Abdullah'ı çok sevdiği için, onun hatırına
gömleğini vermiştir.

2. Hz. Peygamber' den bir şey istenince olma/ demezdi, ilinde olanı vermek âdetiydi.

3. Bedir savaşında Hz. Abbas esir edildiği sırada üzerinde elbise yoktu. O zaman İbn
Übeyy Hz. Abbas'a bir gömlek vermişti. Rasûl-ü Ekrem de buna karşılık olmak üzere
kendi gömleğini İbn Übeyy'e verdi. Bu suretle ona olan borcunu Ödemiş oldu.

4. Bu gömleği verdiği sırada, yukarıda mealini sunduğumu kâfirlerin namazını kılmayı
yasaklayan tevbe sûresinin 84. âyeti henüz nazil olmamıştı.

5. İbn Übeyy'in kabilesini İslâm'a ısındırmak İçin vermiştir. Nitekim Hz. Peygamber
bu gömleği verdikten sonra "Benim gömleğim şüphesiz Allah katında ona bir fayda
verecek değildir. Ama ben bu sebeple onun kabilesinden birçok kimselerin İslâm'a
gireceğini ümid ediyorum" buyurmuş ve gerçekten de bu hadiseden sonra Hazrec
kabilesinden bin kişi İslâm'a girmiştir.

Her ne kadar mevzuumuzu teşkil eden bu Ebû Dâvûd hadisinde Hz. Peygamberin
gömleğini İbn Übeyy'in oğluna daha İbn Übeyy kabre konmadan verdiğini ifade



ederken, bazı rivayetlerde İbn Übeyy kabirden çıkarıldıktan sonra gömleğini ona

£561

giydirdiği ifade edilmekte ise de bu durum iki rivayet arasında bir çelişki
bulunduğu anlamına gelmez. Çünkü gerçekte Hz. Peygamberin bu gömleği, ona kabre
konmadan önce giydirilmiştir. Fakat ikinci rivayetin ravisi Hz. Peygamber İbn Übeyy'i
kabirden çıkarttığı zaman onun üzerindeki gömleğin, o anda giydirildiğini zannetmiş,

£521

rivayetler arasındaki farklılık buradan doğmuştur.
Bazı Hükümler

1. Gömlekten kefen yap.labilir

2. Bir ihtiyaç veya maslahattan dolayı cenazeyi ka-
birden çıkarmak caizdir.

3. Rasûl-ü Zîşan Efendimiz en büyük düşmanlarının ricasını bite kabul edecek kadar
yüksek bir ahlâka sahiptir.

4. Münafık hakkında İslâmî hükümler icra edilir.

5. Ölüm haberini vermek caizdir.

6. Salihlerin eşyasını teberrüken kullanmak caizdir.

[581

7. Bir müslümanm bir münafığı ziyaret etmesi caizdir.

2. Müslümanların İdaresi Altında Yaşayan Kâfirler (Zimmiler) Hastalandıkları
Zaman Ziyaret Etmenin Hükmü