بَابٌ فِي الْعِيَادَةِ مِرَارًا

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الْعِيَادَةِ مِرَارًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2744 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : لَمَّا أُصِيبَ سَعْدُ بْنُ مُعَاذٍ يَوْمَ الْخَنْدَقِ ، رَمَاهُ رَجُلٌ فِي الْأَكْحَلِ فَضَرَبَ عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَيْمَةً فِي الْمَسْجِدِ لِيَعُودَهُ مِنْ قَرِيبٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Nafi’ reported on the authority of ‘Abd Allaah bin ‘Umar “The Apostle of Allaah(ﷺ) sent a detachment towards Najd. ‘Abd Allaah bin ‘Umar also accompanied it. They gained a large number of Camels as a booty. Their portion was twelve Camels each and they were rewarded (in addition) one Camel each. The version of Ibn Mawhab added “The Apostle of Allaah(ﷺ) did not change it”

(3101) Aişe'den demiştir ki;

Sa'd b. Muaz; Hendek (savaşı) günü bir adamın kolundaki can damarına attığı bir okla
yaralanmıştı. Bunun üzerine Rasûlullah (s. a) onu (sık sık ve daha) yakından ziyaret

1281

edebilmek için mescitte onun üstüne bir çadır kur(dur)du.



Açıklama



Sa'd b. Muaz b. en-Nu'man b. tmrü'l-Kays b. Zeyd el-Ensari, Musa b. Umeyr'in
delaletiyle müslüman olmuştur. Bedir mücahidlerinin ve ensarm en ileri
gelenlerindendi. Muhacirler arasında Ebû Bekr es-Sıddık'm makamı ne ise, ensar
arasında Hz. Sa'd'm makamı da o idi. Hendek savaşında, Kureyş kafilesinden Hıbban
b. Arika el-Amiri'nin attığı bir ok ile kolundan yaralanmış ve bu yaranın tedavisi
epeyce uzun sürmüştü. Yara iyileşmeye başladığı bir sırada, deşilmiş fakat bu deşme
onun şehadetine sebep olmuştur.

Hıbban b. Anka, oku attığı sırada araplarm adetine uyarak Al sana Benim de İbnü'l-
Areka olduğumu bil,demişti.Hz. Sa'd da -yahut bir rivayete göre Fahr-i Alem
Efendimiz- Allah yüzünü cehennemde terletsin,buyurmuşlardır."Arıka" "ter" mana-
sına gelen kökünden geldiği için "müşakele" tarzında böyle dua buyurmuştur.
Hendek savaşı, sırasında Benû Kureyza yahudileri müslümanlarla olan dostluk
antlaşmasını bozup İslâm düşmanlarıyla anlaşarak onları devamlı olarak müslümanlar
üzerine kışkırtıp müslümanlara çeşitli zararlar vermeyi başarmışlardı. Savaş
müslümanlarm lehine ve kâfirlerin aleyhine sonuçlandığından, Benû Kureyza da
mağlub duruma düşüp kayıtsız şartsız teslime razı olmuştu. Kureyza oğullan daha
önce Evs kabilesinin dostu olduklarından, harp sırasındaki ihanetlerine, verilecek
hüküm için hakim olarak Evslile-rin reisi olan Sa'd b. Muaz'm görevlendirilmesini
istediler. Hz. Sa'd ise erkeklerin kati, mallarının taksim, çocuklarıyla kadınlarının da
esir edilmelerine hüküm ettikten sonra, ilahi rahmete kavuştu. Rasul-ü Zişan
Efendimiz bu hükümden dolayı Sa'd'e "Yemin olsun ki Allah'ın yedi kat semavat üze-
rindeki hükmüne muvafık olarak hüküm verdin. Bunun böyle olacağını seher vakti
melek gelip hana haber vermişti." buyurdu. Rivayete göre, yarası epeyce iyileştiği bir
sırada, hatta Benû Kureyza hakkında hakemlik yapma görevi kendisine verildiği
günden önceki gazada şöyle dua etmiş: "İlahi sen bilirsin ki, Rasûlünü tekzib eden,
vatanından çıkaran, kavm kadar kendilerine harp ve cihad etmek istediğim hiç kimse
yoktur. İlahi öyle zannediyorum ki, bizimle onların arasında artık edilecek harp
kalmamıştır. Şayet Ku-reyş ile başka bir harbimiz daha kaldıysa senin yolunda onlarla
cihad edebilmem için ömrümü uzat. Bir de Benû Kureyza'dan intikam alarak mü'-
minlerin gözlerini aydinlatmadıkca canımı alma." Hz. Sa'd'm bu duası dergah-ı ilahide
makbul olmuş, Allah onu bu isteklerine kavuşturmuştur.

Siyer ve hadis kitaplarında açıklandığına göre, Fahr-i Kâinat Efendimiz, Sa'd'm vefatı
esnasında yanında bulunmamışlar. Fakat vefatından hemen sonra, Cebrail
aleyhisselam gelip "Ey Muhammed, bu salih kul kimdir ki, ruhunun bedeninden çıkıp
alem-i ervaha yükselmesi için semanın bütün kapıları açıldı ve kudümünden dolayı arş
titredi." demiş, bunun üzerine Rasûlullah (s. a) eteklerini sürükleyerek acele Sa'd'm

[79]

yanma çıkmış fakat onu ruhunu teslim etmiş olarak bulmuştur.

Hicretin beşinci senesinde vefat eden, Hz. Sa'dm cenazesi, omuzlarda taşınmaya
başlayınca münafıklar "Bu cenaze amma da hafifmiş ha" demeye başlamışlar. Bunun
üzerine Peygamber (s.a) de "Onu melaikeler taşıyorlar" buyurmuştur. Bir hadisi

mm

şerifinde de, "onun ölümünden arş titredi." demiştir.

Metinde geçen Ekhal; kelimesi kolda bulunan bir damardır. Bu damar kesildiği



zaman, sahibi ölünceye kadar kanı durmazmış. Bu bakımdan İmam Halim, bu damarın
candamarı olduğunu söylemiştir. Bu damarın vücudun her organında bir bölümü
bulunduğu koldaki bölümüne "ekhal" sirttakine "ebher" uyluktakîhe "nesa" ismi
verildiği söylenir. Hz. Sa'd kol damarından yaralanınca Rasûl-ü Ekrem Efendimiz,
yarayı ateşle dağlamış, bunun üzerine kanı kesilmiş ama bu sefer de eli şişmiş. Rasûl-
ü Zişan Efendimiz bunu görünce, yarayı tekrar dağlamış, fakat eli yine şişmiş Hz. Sa'd
bu durumu görünce "Benû Kureyza'dan intikam alındığını görmeden canını almaması
için Allah'a dua etmiş. Bu dua üzerine kanı kesilmiş. Benû Kurayza hakkında
hükmünü verip de erkeklerinin kati, kadın ve çocuklarının esir, mallarının da taksim
edildiğini görünceye kadar bir damla bile kam akma-mıştır. Hz. Peygamber de "Bu
hükmünle Allah'ın hükmüne uygun bir hüküm vermiş oldun" buyurarak onu taltif
etmiştir.

Kurayza oğullarının, nüfusu dörtbin kişi kadardı. Hz. Sa'd'm hükmü İle katledildiler.

[81]

Öldürme işi sona erince Hz. Sa'd'm damarı çatladı ve bununla hayatı sona erdi.
Bazı Hükümler

1. Bir hastayı defalarca ziyaret etmek caizdir. Bilhassa hasta bunu arzu ettiği zaman,
bu ziyareti tekrarlamak daha da önem kazanır. Nitekim Rasûl-ü Zişan Efendimizin Hz.
Sa'd' için mescidde özel bir çadır hazırlatmaktan maksadı da onu sık sık ziyaret
etmekti.

[821

2. Mescidde hastaya bakmak ve mescidde çadır kurmak caizdir.
5. Bir Kimseyi Göz Ağrısından Dolayı Ziyaret Etmek