بَابُ الْمَرِيضِ يُؤْخَذُ مِنْ أَظْفَارِهِ وَعَانَتِهِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الْمَرِيضِ يُؤْخَذُ مِنْ أَظْفَارِهِ وَعَانَتِهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2754 حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ ، أَخْبَرَنَا ابْنُ شِهَابٍ ، أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ جَارِيَةَ الثَّقَفِيُّ ، حَلِيفُ بَنِي زُهْرَةَ ، وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : ابْتَاعَ بَنُو الْحَارِثِ بْنِ عَامِرِ بْنِ نَوْفَلٍ ، خُبَيْبًا ، وَكَانَ خُبَيْبٌ هُوَ قَتَلَ الْحَارِثَ بْنَ عَامِرٍ يَوْمَ بَدْرٍ ، فَلَبِثَ خُبَيْبٌ عِنْدَهُمْ أَسِيرًا حَتَّى أَجْمَعُوا لِقَتْلِهِ ، فَاسْتَعَارَ مِنَ ابْنَة الْحَارِثِ ، مُوسًى يَسْتَحِدُّ بِهَا ، فَأَعَارَتْهُ فَدَرَجَ بُنَيٌّ لَهَا وَهِيَ غَافِلَةٌ ، حَتَّى أَتَتْهُ فَوَجَدَتْهُ مُخْلِيًا وَهُوَ عَلَى فَخْذِهِ ، وَالْمُوسَى بِيَدِهِ ، فَفَزِعَتْ فَزْعَةً عَرَفَهَا فِيهَا ، فَقَالَ : أَتَخْشَيْنَ أَنْ أَقْتُلَهُ ؟ مَا كُنْتُ لِأَفْعَلَ ذَلِكَ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : رَوَى هَذِهِ الْقِصَّةَ شُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عِيَاضٍ ، أَنَّ ابْنَةَ الْحَارِثِ أَخْبَرَتْهُ : أَنَّهُمْ حِينَ اجْتَمَعُوا - يَعْنِي - لِقَتْلِهِ اسْتَعَارَ مِنْهَا مُوسًى يَسْتَحِدُّ بِهَا فَأَعَارَتْهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The tradition mentioned above has also been transmitted by ‘Asim bin Kulaib through a different chain of narrators to the same effect.

(3112) Ebû Hüreyre'den demiştir ki: el-Haris b. Amir b. Nevfel oğulları Hubeyb'i
Kureyşlilere köle olarak sattılar. (Çünkü) Hubeyb Bedir (savaşı) günü (Mekkeli



müşriklerden) el-Haris b. Amir'i öldürmüştü. (O vakit) Hubeyb Kureyşlilerin yanında
esir olarak kaldı. (Ku-reyşliler, saygı gösterdikleri haram aylar çıkınca) onu öldürmeye
karar verdiler. (Bunu anlayan Hubeyb) kasık kıllarını kazımak için Ha-ris'in (Zeyneb
ismindeki) kızından Ödünç olarak bir ustura istedi (Zey-neb de) ona ödünç olarak (bir
ustura) verdi. Derken (Zeyneb'in) gafil bulunduğu bir sırada küçük*oğlu (Ebu Huseyn
b. el-Haris b. Nevfel b. Abdi Menaf, Hubeyb'in yanma) gitti (ve Zeyneb) onu elinde
ustura olduğu halde yalnız başına (Hubeyb'in) dizinde (otururken) buldu ve
(Hubeyb'in çocuğu öldürerek intikam almasından) korktu. (Hubeyb) ondaki bu
korkuyu anlayıp (kadına) "Çocuğu öldürürüm diye mi korkuyorsun? (korkma) ben
bunu yapmam" dedi.

Ebû Dâvud der ki: Bu hadiseyi Şuayb b. Ebû Hamza Zühri'den rivayet etti. Dedi ki:
Bana Ubeydullah b. lyazfm) haber verdifğine göre), "Haris'in kızı fZeyneb)
Kureyşlilerin Hubeyb'i Öldürmeye karar verdikleri sırada (Hubeyb'in) kendisinden

£127]

ödünç olarak bir ustura istediğini Ubeydullah'a haber vermiş."
Açıklama

Harisoğullannm Hz. Hubeyb'i köle olarak satın almalarının sebebi şudur: (Uhud
muharebesinden sonra Adal ve Kare kabileleri Peygamber Efendimize adamlar
göndererek müslümanlığı kabul ettiklerini ve binaenaleyh İslâm mürşitlerine muhtaç
olduklarını bildirmeleri üzerine) Rasûl-i Ekrem Efendimiz (onlara) on zat gönderip
bunların üzerine (Medineli) Asım b. Sabit (r.a)*i memur etti. Bunlar Mekke ile Usafa
arasındaki Hudal mahalline vardıkları zaman, müşrikler tarafından Beni lihyan denilen
Huzeyl kabilesine haber verilmişti. Lihyaniler de yüze yakın tîr-endaz asker
gönderdiler. Bunlar müslümanları takibe koyuldular. Asım ile maiy-yetindekiler,
bunları hissedince yüksek bir yere sığmdılarsa da tîr-endazlar onların etrafını
çevirdiler ve: Bize itaat edip teslim olun, hiçbirinizi öldürmeyeceğimize söz veriyoruz,
dediler. Bunun üzerine Asım:

Ey Kavm! Ben müşriklerin zimmetine iltica edemem dedi ve:

"İlahi! Halimizden peygamberin (s.a)'i haberdar et..., diye dua etti. Müşrikler
Müslümanlar üzerine ok yağdırdılar. Asım'ı (ve maiyetindekilerden altı zatı)
öldürdüler. Bunlardan Hubeyb, Zeyd b. ed-Desine, Abdullah b. Tarık müşriklerin
sözlerine inanarak teslim oldular. Bu suretle bunları ele geçirdikten sonra, yay
telleriyle ellerini sımsıkı bağlamaya kalkışınca üçüncü zat (Abdullah b. Tarık): tşte
bize birinci gadr budur. Vallahi size teslim olmam, bu şehidler benim için bir
numunedir, dedi. Bunun üzerine onu sürükleyip tazyik ettilerse de onlarla gitmekten
imtina ettiği için onu da şehid ettiler. Hubeyb ile Zeyd b. ed-Desine'yi Mekke'ye
götürüp Bedir vak'asm-dan sonra onları Mekke'de sattılar. Bedir gazvesinde Hubeyb
tarafından babası öldürülmüş bulunan Haris b. Amir b. Nevfel b. Abdi Menaf oğulları
Hubeyb'i satın aldılar.

O vakit Hubeyb, Haris'in oğulları yanında esir kalmıştı. (Kureyşîlerce riâyeti lazım
gelen eşhür-u hurum çıkınca) Hubeyb'i öldürmeye karar verdiler. O vakit Hubeyb,
kasık kıllarını kazımak için Haris'in kızlarından (Uk-be'nin hemşiresi) Zeyneb'den
emanet bir ustura aldı. Zeyneb'in gafil bulunduğu bir zamanda çocuğu, Hubeyb'in
yanma yaklaştı. Zeynep Hubeyb'i çocuğunu dizinin üstüne oturtmuş, usturada elinde
olduğu halde görünce (intikam almak için çocuğu boğazlar diye) telaş etmiş, çok



korkmuştu. Kadının telaşını sezen Hubeyb ona: "Çocuğu öldürürüm diye mi
korkuyorsun? Korkma ben bunu yapmam." dedi.

Kadın şöyle anlatıyor: Vallahi (ömrümde) Hubeyb'den daha hayırlı bir esir görmedim.
Hatta zincir ile bağlı olduğu halde bir salkım üzüm yediğini gördüm. O esnada ise
Mekke'de zaten üzüm yoktu. Bu da Hubeyb'e Allah tarafından verilmiş bir rızk idi.
Öldürmek için, onu Harem-i şerifin haricindeki Hıll (tenim)e çıkardıklarında Hubeyb:
İki rek'at namaz kılmak için bana müsaade ediniz, dedi. Bıraktılar, iki rek'at namaz
kıldı ve sonra: Vallahi eğer hakkımda ölümden korktu da namazım onun için uzatıyor,
diye zannetmeyecek olsaydınız, namazımı daha ziyade uzatırdım, dedi ve: "İlahi!
Bunların hepsini mahvet, birer birer bunların canını al da hiç birini sağ bırakma." diye
dua ettikten sonra şu iki beyti okudu:

"Müslüman olarak öldürüldükten sonra, ne suretle ölürsem öleyim, ehemmiyet
vermem. Bunların hepsi zat-ı kibriya uğrundadır. O isterse bu tarumar olan vücudumu
feyzine eriştirir."

O zamandan beri idam olunacak her müslümanm iki rek'at namaz kılması müstahsen
bir adet olmuştur.

Rasul-i Ekrem Efendimiz Vahy-i ilahi ile Hubeyb'in uğradığı musibeti günü gününe
Ashabına haber vermişti.

Asım b. Sabit Hazretlerinin katlolunduğunu haber alan Kureyş'den bazıları cesedinden
onu tanıtacak bir parça getirtmek üzere, şehidin yanma adam gönderdiler. Çünkü
Asım b. Sabit hazretleri Bedir'de Kureyş'in ileri gelenlerinden birini (Ukbe b. Ebî
Muayt'ı katletmişti. Cenabı Hak'km Asım'ı hıfzu himaye için arı nev'inden kara bir
bulut halinde gönderdiği mahlukların müdafaaları karşısında yanma bile

[1281

sokulmadıklarından onun naşmdan bir şey kesip götürmeye kadir olamadılar."
Bazı Hükümler

1. Öleceğini anlayan bir kimsenin kasığındaki kılları kazıması meşrudur. Her ne kadar
Hz. Hubayb in bu fiili sadece kendi görüşünün bir tezahürü gibi bir durum varsa da,
aslında Buhârî'nin rivayetine göre, Hz. Hubayb, Cebrail Aleyhisselam onun bu fiilini
Hz. Peygambere bildirmiştir. Hz. Peygamber de Hz. Hubeyb'e dua etmiştir.

2. Öleceğini anlayan kimsenin tırnaklarım kesmesi meşrudur. Musannif Ebü Dâvud

£1291

hadis-i şeriften kıyas yoluyla bu hükmü çıkarmıştır.

12-13. Ölürken Allah'a (Güvenerek) Hüsnü Zanda Bulunmak Müstehabtır