بَابُ الصَّلَاةِ عَلَى الْجَنَازَةِ فِي الْمَسْجِدِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الصَّلَاةِ عَلَى الْجَنَازَةِ فِي الْمَسْجِدِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2823 حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ ، حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ ، عَنْ صَالِحِ بْنِ عَجْلَانَ ، وَمُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّادٍ ، عَنْ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : وَاللَّهِ مَا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، عَلَى سُهَيْلِ ابْنِ الْبَيْضَاءِ إِلَّا فِي الْمَسْجِدِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A man of Banu Harith was pasturing a pregnant she-camel in one of the ravines of Uhud, (he saw that) it was about to die; he could find nothing to slaughter it; he took a stake and stabbed it in the upper part of its breast until he made its blood flow.

He then came to the Prophet (ﷺ) and informed him about that, and he ordered him to eat it.

(3189) Hz. Aişe (r.ha) dan demiştir ki:

"Allah'a yemin ederim ki, Rasûlullah (s. a) Süheyl b. Beyza'nm cenaze namazını

1461]

mescidden başka bir yerde kılmadı."
Açıklama

Hz. Aişe, Sa'd b. Ebî Vakkas'm cenaze namazının mescidde kılınması için emir verip
cenazeyi mescide getirttiği zaman orada bulunan sahabiler, cenaze namazını mescidde
kılmanın caiz olmadığını söyleyerek Hz. Aişe'nin bu hareketine karşı çıktılar. Bunun
üzerine Hz. Aişe, sözlerini yeminle te'yid ederek Hz. Peygamberin Süheyl'in cenaze
namazını mescidde kıldırdığını rivayet edip, onları bu hareketin doğruluğuna inan-
dırdı. Bu hadise Müslim'in Sahih'inde şöyle anlatılır: "Hz. Aişe (r.a) Sa'd b. Vakkas'm
cezanesinin mescide getirilerek namazının orada kılınmasını emretti. Fakat halk
kendisine itiraz ettiler. Bunun üzerine Hz. Aişe (r.a)- Bu insanlar Rasûlullah (s.a)'in
Süheyl b. Beyza'nm cenaze namazını mescidden başka bir yerde kılmadığını ne çabuk
14621

unuttular-, dedi."

Yine Müslim'in bu mevzudaki rivayet ettiği bir hadis-i şerif de şu mealdedir: "Sa'd b.
Ebî Vakkas vefat edince, Peygamber (s.a)'in zevceleri cenazesinin mescide
getirilmesini ve kendilerinin de cenaze namazını kılmak İstediklerini bildirmek için
haber gönderdiler. Cemaat da Öyle yaptı. Derken cenazeyi namazını kılmak için
ümmühat-ı mü'minin hücreleri önünde durdurdular ve peykelere bakan cenazeler
kapısından çıkardılar. Müteakiben halkın bunu ayıpladıklarını haber aldılar, halk:
Cenazeler mescide sokulmamalı idi, diyorlardı. Aişe bunu duyunca:
Şu insanlar bilmedikleri bir şeyi ayıplama hususunda ne de sürat gösterirler. Bir
cenazenin mescidden geçirilmesi hususunda bizi ayıplamışlar. Halbuki Rasûlullah
(s. a) Süheyl b. Bezda'nm cenaze namazını mescidin içinden başka bir yerde kılmadı
[463]

dedi.

Hz. Süheyl'in babası Vehb b. Rabia annesi de Da'd'dır. Beyza kelimesi annesinin
sıfatıdır.

Hz. Süheyl İslâm'a ilk girenlerden ve Habeşistan'a hicret edenlerdendir. Daha sonra
Mekke'ye dönmüş, orada müslümanlara yapılan işkencelerin devam etmekte olduğunu
görünce, Medine'ye hicret etmiş. Bedir savaşı başta olmak üzere, birçok savaşlarda

[464]

bulunmuş ve hicretin dokuzuncu yılında vefat etmiştir.
Bazı Hükümler

1. Bu hadis-i şerif, ölü insanın temiz olduğuna delildir. Nevevı: Bizim mezhebimize



[4651

göre, sahih olan kavil de budur" demektedir.

2. Hadis-i şerif "mescidde cenaze namazı kılınır" diyenlerin delillerin-dendir.
İbn Ebi'z-Zi'b, Ebû Hanife ve meşhur kavline göre İmam Malik "Mes-cidde cenaze
namazı kılınamaz" demişlerdir. Hanefi mezhebinih bu meseledeki görüşünü şu şekilde
özetlemek mümkündür: "Cenazeyi cami içine alarak namazını kılmak mekruhtur.
Kerahet-i tenzihiyedir. Çünkü cami ve mes-cidler beş vakit namaza bağlı şeyler için
bina edilmiştir. Fakat cemaatin bir kısmı hariçte (cenazenin olduğu yerde) diğer kısmı
camide bulunarak cenaze namazı kılmalarında bir kerahet olmadığı Şemsü'I-
Eimme'den naklen Tah-tavî'de bildirilmiştir. Şu halde esasen kerahet cenazenin

f4661

camiye alınarak kalmasmdadır."

Bu mevzuda İbn Abidin de şu görüşlere yer veriyor:

"Mescide cenaze namazına gelen bir kimse, onu cemaatle birlikte kılmazsa başka
yerde kılma imkanı yoktur. Bu suretle ömründe hiçbir cenaze namazı kılmaması lazım
gelir. Evet bazı yerlerde cenaze, mescidin dışında caddeye konur da namazı kılınır.
Bundan birçok kimselerin namazlarının bozulması lâzım gelir. Çünkü pislik
umumidir. Pislenen ayakkabılarını da çıkarmazlar. Halbuki biz, caddede kılmanın
mekruh olduğunu söylemiştik. Bir şey darahrsa genişler (bu bir kaidedir) şu halde
"kerahet-i tenzihiye ile mekruhtur." diye fetva vermek gerekir. Keraheti tenzihiye
evlanın hilafı manasınadır. Nitekim Muhakkik İbn Kemal bu kavli tercih etmiştir. Bu

[467]

söylediklerimiz özür olunca asla kerahet yoktur. Allah-u a'Iem." Bu mevzu bir

T4681

sonraki hadisin şerhinde tekrar ele alınacaktır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2824 حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ ، عَنِ الضَّحَّاكِ يَعْنِي ابْنَ عُثْمَانَ ، عَنْ أَبِي النَّضْرِ ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : وَاللَّهِ لَقَدْ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم ، َ عَلَى ابْنَيْ بَيْضَاءَ فِي الْمَسْجِدِ : سُهَيْلٍ ، وَأَخِيهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I said: Messenger of Allah, tell me when one of us catches game and has no knife; may he slaughter with a flint and a splinter of stick. He said: Cause the blood to flow with whatever you like and mention Allah's name.

(3190) (Hz.) Aişe'den demiştir ki:

"Allah'a yemin olsun ki Rasûlullah (s. a) Beyza'nm iki oğlunun (yani) Süheyl ile

f4691

kardeşinin cenaze namazlarını mescitte kıldı."
Açıklama

Bu hadis-i şerif, cenaze namazını mescitte kılmanın caiz olduğunu söyleyen İmam
Şafiî ile İmam Ahmed, İshak ve Maliki âlimlerinden İbn Habib'in delilidir. İmam
Malik ile Ebû Bekr es-Sıddık, Ömer, Aişe ve Peygamber Efendimizin diğer
hanımlarının da bu görüşte oldukları rivayet edilmiştir. Fıkıh ulemasının pekçoğu da
bu görüştedir.

Nitekim Said b. Mansur'un rivayet ettiği, Hz. Ebû Bekr'Ie Ömer'in cenaze
namazlarının mescitte kılındığını ifade eden hadis-i şeriflerle İbn Ebî Şeybe'nin, Hz.
Ömer'in Ebû Bekir'in cenaze namazını mescidde kıldığını ifade eden hadis-i şerifler de
bu görüşü teyid etmektedir. İmam Ebû Hanife (r.a) ile İbn Zi'b ve İmam Malik'in
meşhur olan görüşüne göre cenaze namazını mescidde kılmak mekruhtur.
Delilleri ise "Cenaze namazını mescidde kılan kimseye bir şey yoktur." mealindeki
3191 numaralı hadisi şeriftir. Bu görüşte olan mezkur âlimlere göre, mescidler, farz
namazlar ile farz namazlara tabi olan namazları ve nafile namazları kılmak, zikretmek
ve ilim öğrenmek için yapılmışlardır. Cenazenin mescide sokulması ise mescidin
cenazeden çıkacak kan ve benzeri pisliklerle kirlenmesine yol açacağından, cenaze



namazının mescidde kılınması mekruhtur. Kudûrî şerhi, Lübab'da açıklandığına göre,
Hanelilere göre, cenaze namazının mescidde cemaatle kılınması mekruhtur.
Zahirürriva-ye'ye göre, bu mevzuda cenazenin mescid içinde olması ile dışında olması

r4701

arasında da bir fark yoktur.

Bu görüşte olan âlimlere göre, Rasûl-ü Zîşan Efendimizin el-Beyza (r.ha)' nm
oğullarının cenaze namazını mescidde kılması, özel bir olaydır. Bu bakımdan hükmü
tüm müslümanlara şâmil değildir. Çünkü Hz. Beyza'nm oğulları vefat ettikleri zaman,
Hz. Peygamber mescidde itikafta bulunuyordu.

İbn Abidin, bu gibi mazeretlerin bulunması halinde, cenaze namazını mescitte
kılmakta asla kerahet olmadığını söylerken, İmam Tahavî de cemaatin bir kısmının
mescidde bir kısmının da cenaze ile birlikte mescidin dışında bulunması halinde
bunun, caiz olduğunu şemsü'l-eimme'den iletmiştir. Nitekim bir önceki hadisin
şerhinde açıklamıştık.

Özürsüz olarak cenaze namazını mescidde kılmak mekruh olduğu halde, Hz.
Peygamberin bazı cenaze namazlarını mescidde kılması, bunun kerahetle caiz
olacağını öğretmek istemesiyle açıklanabilir. Nitekim Beyza'nm oğullarının cenaze
namazını da bu maksatla mescidde kılmaş olabilir. Binaenaleyh, Hz. Peygamber'in bu
cenaze namazlarını mescidde kılması bu namazların mekruh olmasına mani değildir.
Eğer cenaze namazını mescidde kılmak sünnet olsaydı, bu ashab-ı kiram arasında
yerleşmiş olacağından, onların Hz. Aişe'nin Hz. Sa'd b. Ebî Vakkas'm cenazesinin
mescidde kılınması isteğine karşı çıkmamaları gerekirdi. Ayrıca 3189 numaralı
hadisin şerhinde ifade ettiğimiz gibi, Hz. Aişe'-nin cenaze namazının mescitte
kılınmasının caiz olduğuna örnek olarak .sadece Hz. Beyza'nm oğullarını
gösterebilmiş olması da Hz. Peygamber devrinde cenaze namazlarının genellikle
mescid dışında kılındığını ve sünnet olan uygulamanın da bu olduğunu gösterir.
Hz. Ebû Bekir ile Ömer'in cenaze namazlarının mescidde kılındığına, dair olan
rivayetlere gelince, bu hadislerde cenazelerin mescidin içinde bulunduğuna dair bir
ifade yoktur. Cenazelerin dışarıya konularak namazlarının içeride kılınmış olması
ihtimali olduğu gibi, bu iki halife üzerine Hz. Peygamberin hanımlarının da namaz
kılmalarına imkân vermek için, özel olarak onların cenazelerini mescide sokup

[471]

namazlarının orada kılınmış olması ihtimali de mevcuttur.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2825 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ ، حَدَّثَنِي صَالِحٌ ، مَوْلَى التَّوْأَمَةِ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ صَلَّى عَلَى جَنَازَةٍ فِي الْمَسْجِد ، ِ فَلَا شَيْءَ عَلَيْهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

AbulUshara' reported on the authority of his father: He asked: Messenger of Allah, is the slaughtering to be done only in the upper part of the breast and the throat? The Messenger of Allah (ﷺ) replied: If you pierced its thigh, it would serve you.

Abu Dawud said: This is the way suitable for slaughtering an animal which has fallen into a well or runs loose.

(3191) Ebû Hureyre'den demiştir ki: Rasûlullah (s. a) (şöyle) buyurdu;

f4721

"Kim cenaze namazını mescidde kılarsa ona (günahtan) hiçbir şey yoktur."
Açıklama

Metinde gecen "Ona (cenaze namazını mescidde kılmasından dolayı günahtan) hiçbir
şey yoktur" cümlesi Süneni Ebû Dâvûd nüshalarının pek çoğunda "Onun için (sevap-
tan) hiç bir şey yoktur" şeklindedir. el-Hatib cümlenin bu şeklinin diğer şeklinden de
doğru ve asla uygun olduğunu söylemiştir. Nitekim İbn Mace'nin rivayeti de böyledir.
İbn Ebî Şeybe ise, bu cümleyi "Onun namazı yoktur'* şeklinde rivayet etmiştir.
Cümlenin rivayet edilen bu ikinci şekline göre, mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i
şerif, cenaze namazını mescidde kılmanın mekruh olduğunu söyleyen Hanefilerle



İmam Malik (r.a) ve İbn Ebi Zi'b'in delilidir.

Şafiî âlimlerinden İmam Nevevî ise, değişik nüshalarda değişik şekillerde bulunan
metnin son cümlesinin "Ona (günahtan) hiçbir şey yoktur" şeklindeki rivayetinin daha
doğru olduğunu söyleyerek bu hadisin cenaze namazını mescidde kılmanın caiz
olduğunu söyleyenlerin delili olduğunu söylemiştir.

Gerçekte bu hadisle ilgili tüm nüshalar ve rivayetler karşılaştırılırsa, söz-konusu
cümleyi şeklinde kaydeden nüshaların ve rivayetlerin çoğunlukta olduğu ve
nüshalarda bulunan kelimesinin şeklinde yazılması gerekirken yanlışlıkla şeklinde
yazıldığı ve bu hadisin bazı rivayetlerinde geçen kelimesinin demanâsmda kullanıldığı
anlaşılır.. Dolayısıyla sözü geçen nüshalar ve rivayetler arasındaki ihtilaf da kalkmış
olur.

Ancak bu hadisin senedinde Tev'eme'nin azatlı kölesi Salih vardır. Bu kimse güvenilir

[473]

bir ravi olmadığından bu hadis zayıftır.

50-51. Cenazeyi Güneş Doğarken Ya Da Batarken Gömmenin Hükmü