بَابٌ فِي كَرَاهِيَةِ الْحَلْفِ بِالْآبَاءِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي كَرَاهِيَةِ الْحَلْفِ بِالْآبَاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2878 حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ ، حَدَّثَنَا أَبِي ، حَدَّثَنَا عَوْفٌ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ ، وَلَا بِأُمَّهَاتِكُمْ ، وَلَا بِالْأَنْدَادِ ، وَلَا تَحْلِفُوا إِلَّا بِاللَّهِ ، وَلَا تَحْلِفُوا بِاللَّهِ إِلَّا وَأَنْتُمْ صَادِقُونَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

'Umar got some land in Khaibar, and when to the Prophet (ﷺ) and said: I have acquired land in Khaibar which I consider to be more valuable than any I have acquired ; so what do you command me to do with it ? He replied: If you wish, you may make the property as inalienable possession, and give its produce as sadaqah (charity). So 'Umar gave it as a sadaqah declaring that the property must not be sold, given away, or inherited : (and gave its produce as sadaqah to be devoted) to poor, relatives, the emancipation of slaves, Allah's path, travellers. The narrator Bishr added: and guests. Then the agreed version goes: No sin being committed by the one who administers it if he eats something from it in a reasonable manner, or gives something to a friend, who does not make his own property. The narrator Bishr added: (provided) he is not storing-up goods (for himself).

(3248) Ebû Hureyre (r.a)'den Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Babalarınızın, annelerinizin ve putların adlan ile yemin etmeyiniz. Sadece, Allah'ın
adı ile yemin ediniz. (Allah'ın adı ile de) ancak (sözünüzde) doğru olduğunuzda yemin
[321

ediniz."
Açıklama

Hafız el-Mizzî; bu hadisin Lü'Iüî'nin rivayetinde mevcut olmayıp Ibn Dase nın
rivayetinde bulunduğunu söyler. Hadis-i şerifin ilk bölümünde; Hz.Peygamber (s. a)
babaların, annelerin ve putların adına yemin etmeyi yasaklamaktadır. Şüphesiz,
dedeler, nineler, çocuklar ve torunlar da aynı yasağın altına girerler. Putlar adına ye-
min konusu bundan evvelki hadiste izah edilmiştir.

Hadisin ikinci bölümünde ise daha genel bir ifade ile Allah'tan başkaları adına yemin
etmek men edilmektedir.

Allah'tan başkası adına yemin etmenin yasak oluşundaki hikmet Nevevî'nin beyanına
göre şudur: Bir şey ile yemin etmek ona değer vermek ta'zim etmektir. Azamet ise



gerçekte sadece Allah içindir. Onun için Allah'ın zâtı ve sıfatlarından başka bir şeyle
yemin edilmez. Şevkânî, bunda bütün fakihlerin hemfikir olduğunu, ancak bu yasağın
hüfcmü konusunda farklı görüşler bulunduğunu söyler. Bu ihtilâfları biraz sonra ele
alacağız.

Nevevî'nin, Müslim Şerhi'nde bildirdiğine göre İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir:
"Allah adına yüz defa yemin edip günaha girmem, (yemini bozmam), başkaları adına

133]

yemin edip yeminime sadık kalmamdan daha hayırlıdır."

Burada; "Üzerinde durduğumuz hadis ve benzerlerinde, Allah'tan başkaları adına
yemin etmek yasaklanıyor. Halbuki Kur'ân'da Allah (c.c),bazi yaratıkları ile;
Hz.Peygamber de bir hadiste bir şahsın babası ile yemin etmiştir. Bu hadislerle âyetler
veya hadisler arasında bir tezat ortaya çıkmıyor mu?" şeklinde bir soru akla gelebilir.
Bu konuda Fethu'l-Bârî'de şöyle denilir:

"Kur'ân-ı Kerim'deki; Allah'tan başkaları ile edilen yeminler iki şekilde izah edilir:

1- Ayetlerde bir hazf sözkonusudur. Yani kelime düşmüştür. Meselâ; "Güneşe yemin
ederim..." âyetinin takdiri "Güneşin rabbine yemin ederim" şeklindedir.

2- Yaratıklar adına yemin etmek Allah'a has bir şeydir.Allah yaratıklarından birisine
değer vermeyi isterse onun adına yemin eder. Bu, Allah'tan başkaları için caiz
değildir.

Allah'tan başkaları ile yemin etmenin yasak olduğu hükmüne muhalif olarak varid
olan; Rasulûllah'm bir bedeviye söylediği: "Eğer sözünde sa-dıksa, babasına yemin

[341

olsun ki kurtuldu" şeklindeki sözlere gelince; buna da birkaç türlü cevap
verilmiştir:

1- Bu sözün sıhhati tenkide tabidir. İbn Abdilberr, bu sözün sabit olmadığını söyler. O,
rivayetin aslının; "Vallahi kurtuldu" şeklinde olup bazılarının bunu bozduğunu
zanneder.

2- Bu çeşit ifadeler; Arapların alışık olduğu, yemin kastedilmeyen sözlerdir. Allah'tan
başkası ile yemini yasaklayan hadisler, bu sözü yemin kas-dı ile söyleyenlerle ilgilidir.

3- Bu tip sözler arapçada iki manada kullanılır:

a) Ta'zim, b) Te'kid. Yasaklama, bu sözlerde ta'zim kastedildiğindedir.

4- Allah'tan başkası adına yemin önceleri caizdi, sonra neshedildi. Hz. Peygamber bu
sözü nesihten önce söylemiştir.

Süheylî; sarihlerin çoğunun bu görüşü benimsediklerini söyler. îbnü'l-Arabî de; bu
hadisin; "Rasûlullah (s. a) bu konudaki nehy varid olmadan Önce babası adına yemin
ederdi" şeklinde rivayet edildiğini söyler. Ancak bu sahih olamaz. Çünkü
Hz.Peygamber (s. a) Allah'tan başkası ile yemin edileceğini zannetmez. Münzirî ise;
hadislerin arasını birleştirmek mümkün ve hadisin vürud tarihi belli olmadığı için nesh
iddiasının zayıf olduğunu söyler.

5- Hadiste hazf vardır. Takdir; "Babasının Râbbi adına yemin ederim ki kurtuldu"
şeklindedir. Bunu Beyhakî söylemiştir.

6- Bu söz hayret ifade etmesi içindir. Bu, Süheylî'nin görüşüdür.

7- Bu şekilde yemin etmek Hz.Peygamber (s.a)'e mahsustu." Yukarıya aldığımız

£351

görüşleri, Şevkânî; Feth'den nakletmektedir.

AIiyyü'1-Kârî bunlardan ayrı bir görüş beyan eder. O da şöyledir: "Hz.Peygamber
(s.a) bu sözü Allah'tan başkaları ile yemin etmek yasaklandıktan sonra söyledi.



1361

Maksadı, sözkonusu yasağın harama delâlet etmediğine işaret etmekti."
Allah'tan başkaları adına yapılan yeminin hükmü konusunda âlimler değişik
görüştedirler. İbn Dakîki'l-îyd'in ifadesine göre; hüküm, yemin edilen şeyin durumuna
göre değişir:

a) Eğer adına yemin edilen şey putlar gibi ta'zimi küfrü gerektiren bir şeyse bunlar
adına yemin haramdır. Yeminde bu şeylerin ta'zimini kasdet-mek ise küfürdür. Ta'zim
kastedilmiyorsa haramdır. Bunda âlimler müttefiktirler.

b) Adına yemin edilen şeyin ta'zimi küfrü gerektirmiyorsa bu yeminin haram mı yoksa

£371

mekruh mu olduğunda ihtilâf vardır.

Bu tür yeminler konusunda Mâliki ve Hanbelîler'in iki görüşü vardır. Bir görüşe göre
haram, diğerine göre mekruhtur. Ama Hanbelîlerde meşhur olan görüş bunların haram
oluşudur.

Şâfıîlerin cumhuruna göre; tenzîhen mekruhtur.

Hâdivîlere göre; adına yemin ettiği şeyi azamet yönünden Allah'a bir tutmazsa veya

[381

yemin eden kişi küfrü ya da fıskr mutazammm değilse yemin caizdir.
Aliyyü'l-Kârî; Allah'ın isimleri ve sıfatlarının dışında bir şeyle yemin etmenin mekruh
olduğunu, bu konuda Peygamberin, Kabe'nin, meleklerin, emanet, hayat ve ruhun eşit
[391

olduğunu söyler.

Üzerinde durduğumuz konuda Hanefî âlimlerinden iki görüş vardır. Bazılarına göre,
Allah'tan başkaları adına yemin etmek mehruhtur. Aliyyü'l-Kârîbu görüşü
paylaşanlardandır. Çoğunluğuna göre ise Allah'tan başkası adına yemin etmek mekruh
değildir. Zeylaî; Allah'tan başkasına yapılan yeminin meşru olup bunun asİmda yemin
değil, cezanın şarta bağlanması olduğunu söyler. Ancak, fakihler cezanın şarta
bağlanmasına yemin demişlerdir. Çünkü bir işi yapmaya teşvik veya bir işten men
etmek için Allah adına edilen yeminin manası bunda da vardır. Allah'a yemin etmek
İse mukruh değildir.

Hanefîler; Allah'tan başkasına yemini nehyeden hadisin bir şarta bağlanmayan
yeminle ilgili olduğunu söylerler. Çünkü bir şeye bağlı olmadan edilen yeminde,

OT

yemin edileni ta'zim vardır. Bu da ittifakla mekruhtur.

MU

Yemin; Allah'ın isimleri veya âdet haline gelmişse zatî sıfatlarından biri ile edilir.
Bazı Hükümler

1. Babalar, anneler, putlar adına yemin etmek caiz değildir.

2. Yemin sadece Allah'ın adı ile edilebilir.

3. Allah adına yemin eden kişi, yeminine sadakat göstermeli, yalan yere yemin

1421

etmemelidir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2879 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ ، حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ ، عَنْ نَافِعٍ ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ، عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، أَدْرَكَهُ وَهُوَ فِي رَكْبٍ وَهُوَ يَحْلِفُ بِأَبِيهِ ، فَقَالَ : إِنَّ اللَّهَ يَنْهَاكُمْ أَنْ تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ ، فَمَنْ كَانَ حَالِفًا فَلْيَحْلِفْ بِاللَّهِ ، أَوْ لِيَسْكُتْ ، حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، عَنْ سَالِمٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : سَمِعَنِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، نَحْوَ مَعْنَاهُ إِلَى بِآبَائِكُمْ ، زَادَ قَالَ عُمَرُ : فَوَاللَّهِ مَا حَلَفْتُ بِهَذَا ذَاكِرًا وَلَا آثِرًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

'Abd al-Hamid b. Abd 'Allah b. 'Abd Allah b. 'Umar b. al-Khattab copied to me a document about the religious endowment (waqf) made by 'Umar b. al-Khattab : In the name of Allah, the Compassionate, the Merciful. This is what Allah's servant 'Umar has written about Thamgh. He narrated the tradition like the one transmitted by Nafi'. He added: provided he is not storing up goods (for himself). The surplus fruit will be devoted to the beggar and the deprived. He then went on with the tradition, saying: If the man in charge of Thamgh wishes to buy a slave for his work for its fruits (by selling them), he may do so. Mu'iqib penned it and 'Abd Allah b. al-Arqam witnessed it : In the name of Allah, the Compassionate, the Merciful. This is what Allah's servant 'Umar , Commander of Faithful, directed, in case of some incident happens to him (i.e. he dies), that Thamg, Sirmah b. al-Akwa', the servant who is there, the hundred shares in (the land of) Khaibr, the servant who is there and the hundred sahres which Muhammad (ﷺ) had donated to me in the valley (nearly) will remain in the custody of Hafsah during her life, then the men of opinion from her family will be in charge of these (endowments), that these will neither be sold not purchased, spending (its produce) where they think (necessary on the beggar, deprived and relatives). There is no harm to the one in charge (of this endowment) if he eats himself, or feeds, or buys slaves with it.

(3249). Ömer b. el-Hattâb (r.a)'dan rivayet edildiğine göre;

O, bir kafile içerisinde babası adına yemin ediyor iken Rasûlullah (s. a) kendisine



yetişmiş ve:

"Şüphesiz Allah sizi babalarınız (adı)ile yemin etmekten nehyediyor. Yemin edecek

1431

olan, Allah'a yemin etsin veya sussun." buyurmuştur.
Açıklama

Hadisin Buharî'deki bir rivayeti Hz.Ömer'de değil, oğlu Abdullah'da son bulmaktadır.
Yani Abdullah'ın hâdiseyi babasından duyduğuna dair bir işaret, mevcut değildir. Yine
Buharî'deki rivayette buradan fazla olarak Hz.Ömer'in kafile içerisinde "yürürken"
Rasûlullah'm kendisine ulaştığı ifade edilir. Yani orada bir "yürüyor" ilavesi vardır.
Tercemeye "kafile" diye aldığımız "rakb"; develerine binmiş vaziyetteki, on ve daha
fazla kişiden teşekkül eden topluluktur. Bazan atlılara da "rakb" denildiği olur.
Aynî'nin bildirdiğine göre, aynı hadisi İbn Abbas da Hz. Ömer'den nakletmiştir. Bu
nakle göre olay bir savaş yolculuğunda olmuştur. İşaret edilen haber şu şekildedir:
"Rasûlullah (s. a) ile birlikte bir kafile içerisinde bir savaşa giderken "babama yemin
ederim ki hayır"dedim. Ardımdan birisi;"Babalarmız adıyla yemin etmeyiniz" diye
fısıldadı. Geri döndüm,bir de ne göreyim, Rasûlullahmış."

İbn Ebî Şeybe'nin İkrime kanalıyla Hz.Ömer'den rivayetine göre; Hz. Peygamber (s. a):
"Eğer biriniz, Mesih adına yemin ederse -ki Mesih, babalarınızdan daha hayırlıdır-
helak olur." buyurmuştur.

Hadis, babalar adına yemini men ediyor ve sadece Allah adına yemin edilebileceğini

1441

bildiriyor. Bu konu, bundan önceki hadisin şerhinde genişçe ele alınmıştır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2880 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلَاءِ ، حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ ، قَالَ : سَمِعْتُ الْحَسَنَ بْنَ عُبَيْدِ اللَّهِ ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ ، قَالَ : سَمِعَ ابْنُ عُمَرَ ، رَجُلًا يَحْلِفُ : لَا وَالْكَعْبَةِ ، فَقَالَ لَهُ ابْنُ عُمَرَ : إِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : مَنْ حَلَفَ بِغَيْرِ اللَّهِ فَقَدْ أَشْرَكَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) as saying: When a man dies, his action discontinues from him except three things, namely, perpetual sadaqah (charity), or the knowledge by which benefit is acquired, or a pious child who prays for him.

(3251) Saîd b. Ebî Ubeyde'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: İbn Ömer (r.anhüma);
"Kabe'ye yemin ederim-ki hayır" diye yemin eden bir adamı duyup ona: "Ben
Rasûlullah (s.a)'m; Allah'tan başkasına yemin eden(0'na)ortak koşmuştur,

£481

buyurduğunu işittim." dedi.
Açıklama

Hafız Mizzî, el-Etrâf adındaki eserinde, bu hadisin Lü'lüî'nm rivayetinde mevcut
olmadığını söyler.

Hadisin zahiri; Allah'tan başkaları ile yemin etmenin, Allah'a ortak koşmak olduğunu
iifade etmektedir. Alimler bunun; yemin edilen şeyi, azamet yönünden Allah'a ortak
koşma niyetiyle olduğu takdirde şirk sayılacağını, ama dil alışkanlığı ile söylendiği
takdirde sureten başkasını Allah'a ortak koşma gibi görünmekte ise de gerçekte öyle
olmadığını söylerler.

Şevkânî; bu hadisteki, "Allah'a ortak koşmuştur" ifadesinin; bu şekildeki yeminden
men etmekte mübalağaya delâlet ettiğini, Allah'tan başkalarına yemin etmenin haram
olduğunu söyleyenlerin bu hadise dayandıklarını söyler.

Hadis, sadece put gibi ta'zimi küfrü gerektiren şeylerle değil; Kabe, Kur'ân, Nebi gibi
ta'zime lâyık olan şeylerle de yemin edilemeyeceğine ve bunlarla edilen yeminlerin
yemin sayılmayacağına delâlet etmektedir. Bu konuda ulemadan nakledilen bazı farklı
görüşler vardır:

Cumhura göre; Allah'tan başkaları adına edilen yeminler yemin olarak gerçekleşmez.
Hanbelîlerden bir kısmı, Hz.Peygamber (s.a)'in adına edilen yeminin yemin sayılıp
bozulması halinde keffaretin gerektiği görüşündedirler.

Hz,Ömer'in Kabe adına, Katâde'nin de Mushaf, talâk ve nikâhla yemin etmeyi
nehyettikleri rivayet edilir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre, Kur'ân-ı Kerîm'e yemin eden kişi ye-Tiinini
bozarsa, İbn Mes'ûd ve Hasan el-Basrî, her âyet için bir yemin keffa-reti gerektiğini
söylerler.

Ebû Yusufa göre; bir kimse "Rahman" diyerek yemin eder ve bununla Allah'ı
kastederse bu yemindir, eğer Rahman sûresini kastederse yemin değildir. Dolayısıyla
bozduğu takdirde keffaret gerekmez.

Hanefîlere göre; Peygamberlere, Kabe'ye, yaratıklardan birinin başına veya hayatına



yemin edilmez. "Yemin ederim", "kasem ederim", "şehadet ederim", "üzerime yemin
olsun", "üzerime ahdolsım" gibi sözler yemin sayılır, bozulması halinde keffaret
gerekir.

Kur'ân-ı Kerîm'e edilen yemin konusunda iki görüş vardır: Bir görüşe göre; Kur'ân,
Allah kelâmı olduğu için onunla yemin edilir. Diğer bir görüşe göre yemin edilmez.
"Mushaf hakkı için, Kur'ân hakkı için" gibi sözler esah görüşe göre yemin sayılmaz.
Bu sözleri bir şarta bağlayan kişi, sözünde durmazsa, tevbe istiğfar etmesi gerekir.
Yalan yere, "Allah bilir şu şöyledir" diyen kişi, bir görüşe göre dinden çıkar. İman
tazelemesi gerekir. Diğer bir görüşe göre; dinden çıkmaz, günaha girmiş olur. Tevbe
istiğfar etmesi icabeder. Yalan yere; "Allah şahittir" denilmesi de yemin sayılmaz.
Dolayısıyla keffareti değil, tevbeyi gerektirir.

Yemin edilmesi âdet olan Allah'ın sıfatlarından biri ile yemin edilebilir. Ancak,

[491

"Allah'ın ilmi, Allah'ın gazabı" gibi sözlerle yemin edilmez.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2881 حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْعَتَكِيُّ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ الْمَدَنِيُّ ، عَنْ أَبِي سُهَيْلٍ نَافِعِ بْنِ مَالِكِ بْنِ أَبِي عَامِرٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، أَنَّهُ سَمِعَ طَلْحَةَ بْنَ عُبَيْدِ اللَّهِ ، يَعْنِي فِي حَدِيثِ قِصَّةِ الْأَعْرَابِيِّ ، قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَفْلَحَ وَأَبِيهِ ، إِنْ صَدَقَ دَخَلَ الْجَنَّةَ ، وَأَبِيهِ إِنْ صَدَقَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A woman said: Messenger of Allah, my mother suddenly died; if it had not happened, she would have given sadaqah (charity) and donated (something). Will it suffice if I give sadaqah on her behalf? The Prophet (ﷺ) said: Yes, give sadaqah on her behalf.

(3252) Talha b. Ubeydullah (r.a) -bedevinin kıssasını (anlatan) hadiste-;
Hz.Peygamber (s.a)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:

"Babasına yemin ederim ki doğru söylüyorsa kurtuldu. Babasına yemin ederim ki,

1501

doğru söylüyorsa cennete girdi."
Açıklama

Burada bir bölümü zikredilen hadisin tamamı Kitabü's-Salât'da 392 numarada
geçmiştir. Hadisin tamamını görmek isteyen oraya müracaat edebilir.
Hadisin bu konu ile ilgisi, Hz.Peygamber (s.a)'in bedevinin babasına yemin etmesidir.
Bu meselenin izahı da babın ilk hadisinde verilmiştir. Burada tekrar ele alınmasına
gerek yoktur. Ancak, Rasûlullah'ın; "...doğru söylüyorsa cennete girdi" diye geçmiş
zamana delâlet eden bir siga kullanması, ileride mutlaka gireceğine işaret içindir. Ya

I5JJ

da, cennete girecek ameli işlemiş olur, şeklinde anlaşılır.
5. Emanete Yemin Etmek Mekruhtur