بَابُ مَنْ نَذَرَ نَذْرًا لَمْ يُسَمِّهِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَنْ نَذَرَ نَذْرًا لَمْ يُسَمِّهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2940 حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبَّادٍ الْأَزْدِيُّ ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ يَعْنِي ابْنَ عَيَّاشٍ ، عَنْ مُحَمَّدٍ ، مَوْلَى الْمُغِيرَةِ ، قَالَ : حَدَّثَنِي كَعْبُ بْنُ عَلْقَمَةَ ، عَنْ أَبِي الْخَيْرِ ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كَفَّارَةُ النَّذْرِ كَفَّارَةُ الْيَمِينِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَرَوَاهُ عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ ، عَنْ كَعْبِ بْنِ عَلْقَمَةَ ، عَنِ ابْنِ شِمَاسَةَ ، عَنْ عُقْبَةَ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَوْفٍ ، أَنَّ سَعِيدَ بْنَ الْحَكَمِ ، حَدَّثَهُمْ أَخْبَرَنَا يَحْيَى يَعْنِي بْنَ أَيُّوبَ ، حَدَّثَنِي كَعْبُ بْنُ عَلْقَمَةَ ، أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ شِمَاسَةَ ، عَنْ أَبِي الْخَيْرِ ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِثْلَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

We used to take the oath of allegiance to the Prophet (ﷺ) to hear and obey, and he would tell: In What I am able.

(3323) Ukbe b. Amir (r.a), Rasûlullah (s.a)'m.şöyle buyurduğu-iu söylemiştir:
"Nezrin keffareti yemin keffaretidir."
Ebû Dâvûd dedi ki:

Bu hadisi, Amr b. e-Hâris, Kö'b b. Alkame'den, Kâ'b daîbn Şemmâse vasıtasıyla

[2461

Ukbe'den rivayet etmiştir.
Açıklama

Bu hadisi; Müslim, Nezir Keffareti bahsinde, İbn Mâce ise aynen Ebû Davud'un
isimlendirdiği babda vermişlerdir.

İbn Mâce'nin rivayetinin başında Müslim ve Ebû Dâvûd'unkilerden fazla alarak
"Adlandırmadan (tayin etmeden),bir adak adayan kimse..." ibaresi /er almıştır. Hadisin
babın ismi ile alâkası, bu ibare ile daha açık olarak gömülmektedir. Tirmizî'nin
rivayeti de İbn Mâce'nin rivayetine yakındır. Bu -ivayet şöyledir: "Tayin etmediği
zaman nezir keffareti yemin keffaretidir."

Adadığı şeyin cinsini belirtmeden adamak, yukarıdaki hadiste de belir-ildiği gibi,
sadece "nezrim olsun" deyip bırakmaktır. Yani adağı oruç, sa-iaka, kurban veya hacc
gibi bir ibadet çeşidi ile kayıtlamamaktır. Hadis-i şerif, bu şekilde bir adakta bulunan
kişiye bir yemin keffaretinin gerekli olduğuna delâlet etmektedir.
Bu hadisin izahı âlimler tarafından değişik şekillerde yapılmıştır.
Bezlü'l-Mechûd sahibi; Şâfıîlerin, bu hadisi lücâc nezrine, Mâlikîlerîn;. nutlak nezre,
Hanbelîlerle bazı Şâfıîlerin ise, günah olan bir şeyi yapmayı ıdamaya hamlettiklerini
söyler.

Bezlü'l-Mechûd'un bu beyanı, Nevevî'nin şu sözlerinin bir özeti olsa >erek:
"Alimler, bu hadiste neyin murad edildiğini tayinde ihtilâf etmişlerdir. Bizim
arkadaşlarımızın cumhuru (Şâfıîlerin çoğunluğu), lücac nezrine hamletmişlerdir. Kişi
bu adağa riayetle, yemin keffareti arasında muhayyerdir. İmam Mâlik ile birçok
âlimler, "nezrim olsun" gibi mutlak nezirlere hamle-derler. Hadis fukahasmdan bir
grup ise, tüm nezirlerle ilgili olduğunu söylerler ve kişinin bütün adaklarda adağına



vefa ile yemin keffareti arasında muhayyer olduğunu kabul ederler."

Şevkânî de Nevevî'nin yukarıdaki sözlerini naklettikten sonra kendi görüşlerini şu

şekilde belirtir:

"Zahir olan; hadisin tayin edilmeyen adaklara mahsus oluşudur. Çünkü mutlakın
mukayyede hamli gerekir. Ama belirli bir ibadet anılarak edi-le"n nezirler, eğer insan
takatinin dışında ise, adayana bir yemin keffareti gerekir. Gücün yettiği cinsten ise,
ister bedene ister mala bağlı olsun eda edilir. Eğer adak, günah olan bir şeyi yapmak

r2471

için ise, bu gerçekleşmez ve keffaret de gerekmez. Eğer adağın konusu mubah ve
yapılması güç dahilinde olursa zahir olanı, adağın tahakkuku ve keffaretin
lüzumudur..."

Görüldüğü gibi Şevkânî bu hadisi Nevevî'nin aksine, doğrudan doğruya, konusu
anılmadan edilen nezirlerle alâkalı görmektedir. Zaten Şevkânî, yukarıdaki sözlerine
başlamadan önce; "Hadis, konusu anılmayan nezirlerde yemin keffareti olduğuna
delildir" diyerek görüşünü açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Hanefî fıkıh kitaplarında konu ile ilgili olarak şu bilgiye rastlıyoruz: Bir kimse, sadece
"nezrim olsun" veya bunun yerine kaim bir söz söyler ve içinden bir şeye niyet ederse
niyeti muteberdir. Ancak niyetindeki tâatm mikdarmı tayin etmemişse, yemin
keffaretindeki ölçülere itibar edilir. Yani oruca niyet etmişse üç gün, sadakaya niyet
etmişse on fakir doyurmaya hükmedilir. Ama bir ibadete niyet edilmezse bu bir yemin
r2481

sayılır.