أَبْوَابُ الْإِجَارَةِ



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3022 حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ ، عَنْ مَالِكٍ ، عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، أَنَّهُ قَالَ : حَجَمَ أَبُو طَيْبَةَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : فَأَمَرَ لَهُ بِصَاعٍ مِنْ تَمْرٍ ، وَأَمَرَ أَهْلَهُ أَنْ يُخَفِّفُوا عَنْهُ مِنْ خَرَاجِهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Prophet (ﷺ) alighted at Marr az-Zahran, al-Abbas said: I thought, I swear by Allah, if the Messenger of Allah (ﷺ) enters Mecca with the army by force before the Quraysh come to him and seek protection from him, it will be their total ruin. So I rode on the mule of the Messenger of Allah (ﷺ) and thought, Perhaps I may find a man coming for his needs who will to the people of Mecca and inform them of the position of the Messenger of Allah (ﷺ), so that they may come to him and seek protection from him. While I was on my way, I heard AbuSufyan and Budayl ibn Warqa' speaking.

I said: O AbuHanzalah! He recognized my voice and said: AbulFadl? I replied: Yes. He said: who is with you, may my parents be a sacrifice for you? I said: Here are the Messenger of Allah (ﷺ) and his people (with him).

He asked: Which is the way out? He said: He rode behind me, and his companion returned. When the morning came, I brought him to the Messenger of Allah (ﷺ) and he embraced Islam.

I said: Messenger of Allah, AbuSufyan is a man who likes this pride, do something for him. He said: Yes, he who enters the house of AbuSufyan is safe; he who closes the door upon him is safe; and he who enters the mosque is safe. The people scattered to their houses and in the mosque.

(3424) Enes b. Mâlik (r.a)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ebû Taybe, Rasûlullah
(s.a)'dan kan aldı. Efendimiz ona bir sa' hurma verilmesini, ailesine de ondan haracını

1324]

hafifletmesini emretti.
Açıklama

Ebû Taybe'nin ismi Nâfı'dir. Müslim'in rivayetinden anlaşıklığma göre bu şahıs Beni
Beyaza nm kölesi idi.

Haraç kelimesi bu hadiste, efendinin, kölesinin kendisine her gün ödemesini
kararlaştırdığı paradır. Bu hadiste adı anılan Ebû Taybe'ye efendileri her gün üç sa'
hurma getirmesini kararlaştırmıştı. Hz. Peygamber (s.a)'in emri ile bu ücret günlük bir
sa'a indirilmiştir.

Bu iki hadis, kan aldırmanın ve kan alma karşılığında ücret almanın caiz olduğuna

[325]

delildir. Bu konu önce geçen hadislerde işlenmiştir.
39. Cariyelerin Kazancı

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي كَسْبِ الْإِمَاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3023 حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ ، حَدَّثَنَا أَبِي ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جُحَادَةَ ، قَالَ : سَمِعْتُ أَبَا حَازِمٍ ، سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ ، قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ كَسْبِ الْإِمَاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Wahb bin Munabbih said “I sked Jabir “Did they get any booty on the day of conquest (of Makkah)? He replied, No.

(3425) Ebû Hâzim, Ebû Hureyre (r.a)'nin şöyle dediğini duymuştur:

[3261

Rasûlullah (s.a), cariyelerin kazancından nehyetti.



Açıklama



Cariyelerin yasaklanan kazancı fuhuş yoluyla elde ettikleri, kazançtır.
Hattâbî bu hadisin şerhinde şöyle demektedir:

"Mekkeli ve Medinelilerin, kendilerine her gün belirli bir ücreti getirmek zorunda olan
cariyeleri vardı. İnsanlara hizmet ederlerdi; ekmek yaparlar, su taşırlar ve başka işler
yaparlardı. Böylece efendilerine vermeleri gereken vergiyi kazanırlardı. Cariyeler bu
yerlere gidip, bu işlerle uğraşınca -belirli bir ücret ödemek zorunda oldukları için-
kendilerinin bir kötülük yapmamalarından emin olunamazdı. Onun için Rasûlullah
(s. a) cariyelerin kazancından kaçmdırmıştır. Onların hangi yoldan kazanç sağladıkları
bilinmediği takdirde, kazançları öncelikle yasaktır."

Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi, cariyelerin caiz olmayan kazançları, fuhuş yoluyla
olanıdır, meşru yollarla elde edileni değil.

Günümüzde kölelik ve cariyelik müesseseleri ortadan kalktığı için konuyu uzatmaya

D271

gerek duymuyoruz.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3024 حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ ، حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ ، حَدَّثَنِي طَارِقُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْقُرَشِيُّ ، قَالَ : جَاءَ رَافِعُ بْنُ رِفَاعَةَ إِلَى مَجْلِسِ الْأَنْصَارِ فَقَالَ : لَقَدْ نَهَانَا نَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْيَوْمَ ، فَذَكَرَ أَشْيَاءَ وَنَهَى عَنْ كَسْبِ الْأَمَةِ إِلَّا مَا عَمِلَتْ بِيَدِهَا ، وَقَالَ : هَكَذَا بِأَصَابِعِهِ نَحْوَ الْخَبْزِ وَالْغَزْلِ وَالنَّفْشِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Abu Hurairah said “When the Prophet (ﷺ) entered Makkah he left Al Zubair bin Al Awwam, Abu ‘Ubaidah bin Al Jarrah and Khalid bin Al Walid on the horses and he said “Abu Hurairah call the helpers.” He said”Go this way. Whoever appears before you kill him”. A man called “the Quraish will be no more after today.” The Apostle of Allaah(ﷺ) said “he who entered house is safe, he who throws the weapon is safe. The chiefs of the Quraish intended (to have a resort in the Ka’bah), they entered the Ka’bah and it was full of them. The Prophet (ﷺ) took rounds of Ka’bah and prayed behind the station. He then held the sides of the gate (of the Ka’bah). They (the people) came out and took the oath of allegiance (at the hands) of the Prophet (ﷺ) on Islam.

Abu Dawud said “I heard Ahmad bin Hanbal (say) when he was asked by a man “Was Makkah captured by force?” He said “What harms you whatever it was? He said “Then by peace?” He said, No.

(3426) Târik b. Abdurrahman el-Kuraşî'nin rivayet ettiğine göre; Râfi' b. Rifâ'a,
Ensar'm bulunduğu bir meclise geldi ve:

Bugün Rasûllah (s.a) bizi bazı şeylerden nehyetti; Râfi' bazı şeyleri saydı- deyip
devamla, parmaklarıyla (üç parmağı ile) işaret ederek; ekmek yapmak, ip eğirmek ve

D281

yün ditmek gibi eli ile yaptıklarının dışında cariyenin kazancından nehyetti, dedi.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3025 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ يَعْنِي ابْنَ هُرَيْرٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ رَافِعٍ هُوَ ابْنُ خَدِيجٍ ، قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ كَسْبِ الْأَمَةِ حَتَّى يُعْلَمَ مِنْ أَيْنَ هُوَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Wahb said: I asked Jabir about the condition of Thaqif when they took the oath of allegiance. He said: They stipulated to the Prophet (ﷺ) that there would be no sadaqah (i.e. zakat) on them nor Jihad (striving in the way of Allah). He then heard the Prophet (ﷺ) say: Later on they will give sadaqah (zakat) and will strive in the way of Allah when they embrace Islam.

(3427) Râfi' b. Hadîc (r.a)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Rasûiullah (s.a) bizi, nerede kazandığı bilinmedikçe cariyenin kazancından nehyetti.
f3291

Açıklama

Bu iki rivayetten açıkça anlaşıldığı gibi cariyenin menedilen kazancı, meşru olmayan
yollarla elde ettiğidir. Ama el emegı alın teri ile elde ettiği kazancı helâldir, bunda
herhangi bir sorumluluk yoktur.

Hz. Peygamber'in cariyenin kazancı konusunda bu derece titiz davranmasına sebep,
bazı cahiliye devri araplarmm cariyelerine fuhuş yaptırarak para kazanmalarıdır.
Efendimiz, eskiden kalma bu kötü âdeti ortadan kaldırmak ve bir daha dönülmesini
engellemek için cariyenin meşru yollar dışında elde ettiği gelirin helâl olmadığını
r3301 '

beyan etmiştir.

13311

Kâhinin Aldığı Ücret

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي حُلْوَانِ الْكَاهِنِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3026 حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ ، عَنْ سُفْيَانَ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، عَنْ أَبِي مَسْعُودٍ : عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ نَهَى عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ ، وَمَهْرِ الْبَغِيِّ وَحُلْوَانِ الْكَاهِنِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the deputation of Thaqif came to the Messenger of Allah (ﷺ), he made them stay in the mosque, so that it might soften their hearts. They stipulated to him that they would not be called to participate in Jihad, to pay zakat and to offer prayer. The Messenger of Allah (ﷺ) said: You may have the concession that you will not be called to participate in jihad and pay zakat, but there is no good in a religion which has no bowing (i.e. prayer).

(3428) Ebû Mes'ud (r.a)'dan rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a), köpeğin satışı
karşılığı alman parayı, fahişenin ücretini ve kâhinin (kehânete karşı) aldığı ücreti
f3321

nehyetti.



Açıklama



Bu hadis-i Şerifte Rasûlullah (s. a) üç çeşit kazancın caiz olmadığını belirtmiştir.
Bunlardan ilk ikisi daha önce incelenmişti. Burada sadece üçüncüsünden, kâhinin
aldığı ücretten bahsedeceğiz. Önce kâhin kelimesinin araplar arasında hangi
manalarda kullanıldığını görelim, kâhin;

1- İleride olacak olan hadiseleri bildiğini iddia edip onlarla ilgili haberler verendir.
Araplar arasında ileride olacak hadiseleri bildiklerini iddia eden birçok kâhin vardı.
Bunlar, cinlerden adamları olduğunu ve onların kendilerine haber verdiklerini iddia
ederlerdi.

2- Kendilerine verilen bir kabiliyetle gizli şeyleri anladığını iddia edenlerdir.

3- Olayların sebeplerine ve ön bilgilerine dayanarak gizli şeyleri bildiklerini iddia
edenler; bunlar faili bilinmeyen hırsızlıkların faillerini, zina ithamı altında tutulan bir
kadının zina edip etmediğini bildiklerini söylerler.

4- Bazıları, yıldızlara bakarak olacak hadiseleri haber veren müneccimlere de kâhin
derler. Tabii bugün rasathanelerde hassas ve modern âletlerle gök cisimlerinin
hareketlerini inceleyip hesaplar yapan bilim adamlarına ve ilmî yollarla hava
tahminlerinde bulunan meteoroloji uzmanlarına kâhin denemez.
Avnü'l-Ma'bûd'daki Aliyyü'l-Kârî ve Hattâbî'ye nisbet edilen ifadelere göre hadisteki
nehiy iki şeye şamildir:

a) Yukarıda maddeleştirilen ve kâhin kelimesinin ifade ettiği manalar altına giren tüm
hareketler, bunların hiçbiri caiz değildir. Dolayısıyla bu hareketler karşılığında alman
ücret ve bahşişler de haramdır.

b) Kâhinlerin haber verdikleri bilgilere inanmak da caiz değildir. Günümüzde çeşitli
yollarla tatbik edilen falcılık için de hüküm aynıdır.

İster yıldız, ister kahve falı olsun ya da başka bir usule dayansın, falcılık yapmak ve
fala inanmak kesinlikle caiz değildir. Gaybı Allah'tan başka hiçbir kimse bilemez. Fala
inanmak, Allah korusun kişiyi imanından edebilir. Kur'an-ı Kerim'in birçok âyetinde
gaybı sadece Allah'ın bildiğine dikkat çekilmiştir. Bunlardan birkaçını hatırlayalım:

r3331

"Gaybm anahtarları kendi yanındadır. Onları Allah'tan başka hiç kimse bilmez."

[334]

"Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez..." "De ki: Göklerde ve yerde gaybı

f3351

Allah'tan başka bilen yoktur." Dinimiz bir tek fal şekline müsaade etmiştir. O da
tefe'üldür; hadiseleri iyiye yorumlamaktır. İşitilen bir sözü hayra yormaktır.
Büreyde'nin rivayetine göre Rasûlullah (s. a), bir işe göndereceği kişinin isim veya
vardıkları yerin ismi ile tefe'ülde bulunur, bunları iyiye yorardı. Bu şekilde bir tefe'ül
en entellektüel kişilerde de bulunan bir özelliktir. Müslümanlar, girişecekleri bir işin
sonucunun hayır mı şer mi olacağı konusunda bir gönül rahatlığı elde etmek için
istihare yaparlar. İstihare konusu daha önce işlenmiştir. Tabii tefe'ül dediğimiz şey

[3361

bugünkü manasıyla fal sayılmaz.
Bazı Hükümler

Köpek satışı, fuhuş ve kâhinlik caiz değil, bunlar karsmgmda alman ücret de haramdır.



Daha önce de belirtildiği gibi köpeğin satışının cevazına delâlet eden deliller de vardır.
Hanefîler köpeği satmanın caiz olduğu istikametinde içtihatta bulunmuşlardır. Fuhuş
ve kâhinlik ücretinin ve bunları yapmanın caiz olmayışında hiçbir ihtilâf söz konusu
r3371

değildir.

40. Erkek Hayvanın Menisi Karşılığında Ücret Almak

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي عَسْبِ الْفَحْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3027 حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ الْحَكَمِ ، عَنْ نَافِعٍ ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ، قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ عَسْبِ الْفَحْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Messenger of Allah (ﷺ) appeared as a prophet, Hamdan said to me: Will you go to this man and negotiate for us (with him)? If you accept something, we shall accept it, and if you disapprove of something, we shall disapprove of it.

I said: Yes. So I proceeded until I came to the Messenger of Allah (ﷺ). I liked his motive and my people embraced Islam. The Messenger of Allah (ﷺ) wrote the document for Umayr Dhu Marran. He also sent Malik ibn Murarah ar-Rahawi to all the (people of) Yemen. So Akk Dhu Khaywan embraced Islam.

Akk was told: Go to the Messenger of Allah (ﷺ), and obtain his protection for your town and property. He therefore came (to him) and the Messenger of Allah (ﷺ) wrote a document for him:

In the name of Allah, Most Beneficent, Most Merciful. From Muhammad, the Messenger of Allah, to Akk Dhu Khaywan. If he is true his land, property and slave, he has the security and the protection of Allah, and Muhammad, the Messenger of Allah. Written by Khalid ibn Sa'id ibn al-'As.

(3429) İbn Ömer (r.anhüma) şöyle demiştir: Rasûlullah (s. a), erkek hayvanın menisi
(döllemesi) karşılığında

T3381

ücret almayı nehyetti.
Açıklama

Hadis-i şerif, dişi hayvanları döllemek için boğa, koç, at gibi erkek hayvan
kiralamanın ve bu kiralama karşılığında ücret almanın caiz olmadığına işaret
etmektedir. Çünkü bu kiralamada bir aldanma söz konusudur. Bir defa erkek hayvanın
dişi hayvana aşacağı kesin belli değildir. Aşsa bile dölleyip döllemeyeceği bilinemez.
Çünkü her aşmanın döllenmeyi gerektirdiği söylenemez.

İşte ulemanın büyük çoğunluğu, hadis-i şerifi ve kiralamadaki aldanma durumunu
gözönüne alarak döllemesi için hayvan kiralamanın bâtıl olduğu görüşündedirler.
İmam Mâlik ise dişi hayvanlara aşması için belirli bir müddet için erkek hayvan
kiralamanın caiz olduğunu söyler. Bazı Mâlikîler de erkek hayvan kiralamayı süt anne
kiralamaya benzeterek, ihtiyaca ve maslahata binaen caiz olduğunu söylerler. Hattâbî,
Hasen ve İbn Sîrîn'in de bunu caiz gördüklerini söylemektedir.

Şüphesiz dişi hayvanı olan herkesin bir boğaya, bir koça sahip olması mümkün
değildir. Ücretle boğa kiralamak da caiz olmadığına göre bunların hayvanları nasıl
aşılanacaktır? Şüphesiz bunun yolu iare, yani bir ücret şartı koşulmadan, erkek
hayvanın sahibinin hayvanını vermesidir, fakat erkek hayvan sahipleri buna razı
olurlar mı? Çünkü damızlık hayvanın güçlü, iyi cins ve sıhhatli olması gerekir. Bu da
epey bir masrafla mümkündür. Dolayısıyla hayvan sahiplerinin bunca masraf ederek
besledikleri erkek hayvanlarını karşılıksız olarak vermeleri her zaman beklenemez. O
halde çare nedir:

1- Ya İmam Mâlik'in içtihadı ile amel edilip, erkek hayvan bir günlüğüne, 2 saatliğine
gibi belirli bir müddet için kiralanacaktır.

2- Ya da hiçbir ücret konuşulmadan erkek hayvan sahibi hayvanını verecektir. Dişi
hayvan sahibi de dölleme işi bittikten sonra hediye kabilinden bir şeyi diğerine verir.
Bunu almanın hiçbir sakıncası yoktur. Böylece hem tüm âlimlerce caiz olan bir yolla
hayvanın aşılanması sağlanmış, hem de erkek hayvan sahibinin eline bir şeyler geçmiş

[3391

olur.

41. Kuyumcu Ücreti



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الصَّائِغِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،