بَابٌ فِي طَلَبِ الْقَضَاءِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي طَلَبِ الْقَضَاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3153 حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ ، أَخْبَرَنَا فُضَيْلُ بْنُ سُلَيْمَانَ ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ أَبِي عَمْرٍو ، عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : مَنْ وَلِيَ الْقَضَاءَ فَقَدْ ذُبِحَ بِغَيْرِ سِكِّينٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) was shrouded in three garments made in Najran: two garments and one shirt in which he died.

Abu Dawud said: The narrator 'Uthman said: In three garments: two red garments and a shirt in which he died.

(3571) Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a):

"Her kim hâkimlik görevini üzerine alırsa bıçaktan başka bir şeyle boğazlanmış olur"

051

buyurmuştur.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3154 حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ ، أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَعْفَرٍ ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ مُحَمَّدٍ الْأَخْنَسِيِّ ، عَنِ الْمَقْبُرِيِّ ، وَالْأَعْرَجِ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : مَنْ جُعِلَ قَاضِيًا بَيْنَ النَّاسِ فَقَدْ ذُبِحَ بِغَيْرِ سِكِّينٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Do not be extravagant in shrouding, for I heard the Messenger of Allah (ﷺ) say: Do not be extravagant in shrouding, for it will be quickly decayed.

(3572) Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet olduğuna göre; Peygamber (s. a):
"İnsanlar arasında hâkimlik yapmakla görevlendirilen kimse bıçaktan başka bir şeyle

£161

boğazlanmış olur" buyurmuştur.
Açıklama

Bu babtaki hadîs-i şerifler; hâkimlik görevinin çok büyük kabiliyetler gerektiren, çok
mce ve manevi sorumluluğu çok büyük bir görev olduğunu, onun gerektirdiği
yükümlülükleri hakkıyla yerine getirmekten aciz olan kimselerin bu görevden son
derece uzak durmalarını çok veciz bir şekilde ifade etmektedir.

"Hâkimler üç kısımdır: Biri cennette, ikisi cehennemdedir. Cennette olan, hakkı
Öğrenip ona göre hüküm verendir. Hakkı öğrendiği halde haksız hüküm verenler ise
cehennemdedir." mealindeki 3573 numaralı hadis-i şerifle; "Hâkim hüküm verirken
ictihadda bulunur da isabet ederse onun için iki sevap vardır." mealindeki 3574
numaralı hadisti şerif göz önünde bulundurulursa, mevzumuzu teşkil eden hadislerdeki
hâkimlik görevi ile ilgili tahzî-rin genel olmayıp sadece ehil olmadan bu görevi
yüklenen yahut yüklenmek isteyen kişilerle, bu görevi hakkıyla ifa edecek güce sahip
olduğu halde bile bile görevini kötüye kullanıp zulme â'et eden kimselerle ilgili
olduğu anlaşılır.

Hattâbî'ye göre; metinde geçen "Bıçaktan başka bir şeyle boğazlanma" sözünü iki
şekilde anlamak mümkündür:

1- Bedenine bir zarar gelmese de dininin helak olmasından korkulur. Bir canlının
boğazlanıp hayatına son verilmesi bıçakla olduğuna göre

ve buradaki boğazlanmanın da bıçaktan başka bir şeyle olduğu haber verildiğine göre;
burada varlığı sona eren şey maddî beden değil manevî hayattır, dindir.

2- Hâkimlik görevini hakkıyla ifa etmemenin sorumluluğu ağır ve cezası şiddetlidir.
Bıçakla kesilen bir hayvana nisbetle odun ve sopa gibi kör âletlerle kesilen bir hayvan
ne kadar çok acı çekerse, lâyık olmadan hâkimlik görevini yüklenen kimse de bu
görevdeki ihmalinden dolayı o nispette çok acı çeker, şiddetli cezaya çaptırılır.

Bu bölümün giriş kısmında da açıkladığımız gibi, bir kimsenin kendisinden daha
üstün ve yetkili biri varken hâkimliği kabul etmesi mekruh, âciz olduğu halde



hâkimliği kabul etmesi ise haramdır. Hâkimliğin kendisine verilmesinde zaruret varsa
onu kabul etmesi farz, daha üstün ve yetkili durumda olanın kabul etmesi müstehap,
yetki bakımından eşit bulunması halinde bu görevi kabul etmek ise caizdir.
İfade ettiği bütün bu manalarla birlikte mevzumuzu teşkil den bu hadislerin,
hâkimliğin pek yüksek mevkiinden kinaye olmaları da mümkündür. Çünkü hâkim,
hak ve adaleti ayakta tutacağı için birçok haksız kimselerin eza ve cefalarına maruz
kalacaktır. İnsanların bu eza ve cefası ise, bıçaktan başka bir şeyle çok acı bir şekilde

im

boğazlanmak gibidir. Bir başka ifadeyle hâkimlik görevini hakkıyla yerine getiren
hakkın kurbanı olur.

İmam Ebû Hanîfe, İmam Şafiî (r.a) gibi salih zatların bu görevi kabulden kaçınmaları
ise kendi devirlerinde zuhur eden bazı şartların bu görevi hakkıyla yerine
getirmelerine mani olacağı ve mevzumuzu teşkil eden hadis-i şeriflerdeki tehdide

1181

hedef olacakları korkusundan başka bir şey değildir.
2. Hâkim Verdiği Hükümde Yanılabilir