بَابٌ فِي مِقْدَارِ الْمَاءِ الَّذِي يُجْزِئُ فِي الْغُسْلِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي مِقْدَارِ الْمَاءِ الَّذِي يُجْزِئُ فِي الْغُسْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

220 حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِيُّ ، عَنْ مَالِكٍ ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ ، عَنْ عُرْوَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَغْتَسِلُ مِنْ إِنَاءٍ وَاحِدٍ - هُوَ الْفَرَقُ - مِنَ الجَنَابَةِ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَرَوَى ابْنُ عُيَيْنَةَ نَحْوَ حَدِيثِ مَالكٍ قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ : مَعْمَرٌ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ فِي هَذَا الْحَدِيثِ قَالَتْ : كُنْتُ أَغْتَسِلُ أَنَا وَرَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ إِنَاءٍ وَاحِدٍ فِيهِ قَدْرُ الْفَرَقِ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : سَمِعْت أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ يَقُولُ : الْفَرَقُ : سِتَّةَ عَشَرَ رِطْلًا وَسَمِعْتُهُ يَقُولُ : صَاعُ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ خَمْسَةُ أَرْطَالٍ وَثُلُثٌ . قَالَ : فَمَنْ قَالَ : ثَمَانِيَةُ أَرْطَالٍ ؟ قَالَ : لَيْسَ ذَلِكَ بِمَحْفُوظٍ قَالَ : وسَمِعْت أَحْمَد يَقُولُ : مَنْ أَعْطَى فِي صَدَقَةِ الْفِطْرِ بِرِطْلِنَا هَذَا خَمْسَةَ أَرْطَالٍ وَثُلُثًا فَقَدْ أَوْفَى قِيلَ الصَّيْحَانِيُّ ثَقِيلٌ . قَالَ : الصَّيْحَانِيُّ أَطْيَبُ قَالَ : لَا أَدْرِي

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (May peace be upon him) said : When any of you has intercourse with his wife and desire to repeat it, he should perform ablution between them.

(238). Aişe (r. anhâ) şöyle demiştir: "Resûlüllah aleyhisselâm, cünuplükten dolayı

D771

ferak (demlen) bir kaptan guslederdi."
Ebû Dâvûd şu rivayetleri de kay d etti:

Bu hadisfm rivayetin)de, Ma'rner Zührî'den naklen şöyle dedi:

Aişe dedi ki "ben ve Rasûlullah (s. a.)' içinde ferak miktarı su olan bir kaptan
guslederdik."

îbn Uyeyne Mâlik hadisinin benzerini rivayet etti

Ebû Dâvüd dedi ki; Ahmed b. Hanbel; "Ferak on altı ntldır" derken işittim. Yine onu
"İbn Ebi Zi'b'in Sa'ı ntldır" derken dinledim ve bazılarının "bir sa', sekiz rıtıldır"
dediklerini söyledim. "Bu mahfuz değildir" dedi. (Bir seferinde de) Ahmed'i şöyle
derken duydum: "Kim fıtır sadakasını bizim şu nalımızla ( rıtıl) verirse sadakasını tam
çiarak vermiştir. "Kendisine (itiraz olarak) "Sayhanı ağırdır" denildi. İmam, (cevaben



önce); "Sayhanı en güzeldir, (dedi, biraz düşündükten sonra da) "bilmiyorum" dedi.
r3781



Açıklama

Bu hadis-i şerifi, Buhârî ( ) "...ferak denilen bir kaptan..." şeklinde rivayet etmiştir.
Müslim'in rivayeti ise, aynen Ebû Davud'un rivayeti gibidir.

Hadis-i şerifte zikri geçen "Ferak" kelimesi hakkında değişik şeyler söylenmiştir. Son
devir âlimlerinden merhum Ahmed Nâim, Tecrid-i Sarih Tercemesi'nde bu konuda
şunları kaydetmiştir:

Ferak cumhurun görüşüne göre iki sa' miktarı su alır bir kaptır ki, takriben altı litre
eder. İbnü'l-Esîr ise "Ferak"m 16 rıtl, yani 3 sa',-ki takriben 9 litredir-Ferk' in ise 120
rıtl, yahut 22 sâ', yani takriben 67,5 litre olduğunu beyan ediyor. Ümmü'l-Mü'minin
Aişe (r.anhâ) "ferak altı "kısfdır" demiştir. Ehl-i lügatin bil ittifak beyanıyla her kist
yarım sa' diye tarif edilmiş olduğundan Ibnü'l-Esir'in nakline diyecek kalmıyor,,
Süfyan b. Uyeyne ile tmam Şafiî ve ehl-i lügat bunda müttefiktir. Ancak Hanefi
fukahasi müddü (2) ntl i'tibar edip sa' da (4 ) müd olduğundan onlara göre ferak (2)

r3791

sâ'dır ki yine Hicazlılann (3) sa'm toplamı itibar ettikleri (16) ntl demek olur.
Bu ifadelerden anlıyoruz ki; Hanefîlere göre "ferak" altı litre su alan bir kaptır. Hadis-i
şerifin Zührî'den gelen tankından Rasûlallah aleyhisse-lamla Hz. Aişe'nin birlikte
yıkandıkları kabın isminin "ferak" değil, bir ferak miktarı su alan bir kap olduğu
anlaşılmaktadır. Mecmö'daki ifâdelerden de ferakm on altı ntl miktarı su alan bir ölçek
olduğunu anlıyoruz. Fakat Buhârî'deki rivayette (yukarıda da işaret edildiği gibi) bu
kabın adının "ferak" olduğu ifade edilmektedir. Hadis-i şerifin tercemesi, Buhârî'nin
rivayeti gözönüne alınarak yapılmıştır. Rasûlullah aleyhisselamm ferâktan veya ferak
miktarı su alan bir kaptan yıkanması onun içindeki suyun tamamını kullandığına
delâlet etmez. Öyle bir kaptan su alarak yıkandığı da anlaşılabilir. Nitekim
Efendimizin guslettiği suyun miktarı hakkında değişik rivayetler vardır. Rasûlullah
aleyhisselam bazan bir sa' (üç litre) su ile guslettiği halde, bazan daha fazla su
kullanmıştır. Aslında gusül için yeterli olan su, bedenin tamamını ıslatabilen sudur. Bu
bir sâ' olabileceği gibi az veya çok da olabilir. Ancak israf derecesine kaçmamalı ve
dökünen kişiye yıkanmış denemeyecek kadar az olmamalıdır. Ulemânın beyânına göre
gusülde müstehab olan bir sa'dan; abdestte müstehab olan bir müdden az su
kullanmamaktır.

Deniz kenarında bile olsa suyu israf etmenin men'edilmiş olduğunda bütün ulemâ
müttefiktir. Zahire göre bu yasaktan murad, kerâhet-i tenziyyedir. Alimlerimizden
bazıları "israf haramdır" demişlerdir.

Müellif Ebû Dâvûd son olarak "ferak" hakkında Ahmed b. Hanbel'-den duyduklarını
kayd etmiştir. İmam Ahmed'in, Sa'ı nisbet ettiği, îbn Ebî Zi'b, İmamın hocasıdır.
Ahmed b. Hanbel hocasının, bir sa'ı rıtıl kabul etmesini benimsemiş ve bu miktarda
verilecek sadakayı fıtrin yeterli olduğunu ifade etmiştir. Fakat kendisine Sayhanı
denilen hurmanın daha ağır, dolayısıyla rıtlmm bir sâ'dan az olacağı ima edilerek
itiraz edilince önce, Sayhânî'nin daha iyi olduğunu söylemiştir. Ancak biraz
düşününce "bilmiyorum" demiştir.

Hanefî ve Mâlikîlere göre, ağırlığı ne olursa olsun bir sa'a baliğ olmadan verilen fıtır



T3801

sadakası edâ edilmiş sayılmaz.



Bazı Hükümler

Güsûl abdesti alırken suyu israf derecesinde çok ve yıkanmış denemeyecek kadar az

[3811

kullanmamak gerekir.

97. Cünublükten Yıkanmak

Bu bâb cünuplükten dolayı yıkanmakla ilgili hadisleri ihtiva etmektedir.( ) (gasl)
yıkamak, ( ) (gusl) yıkanmak mânalarında kullanılır.

Gusl lûgatta "akıtmak" ıstılahta ise, "bedende, suyun varması mümkün olan her yere
suyu ulaştırmak (bütün vücûdu yıkamak)" manalarına gelir. Ağızm ve burnun içi,
yıkanması gereken yerlerdendir.

Cenabet, lügatta uzaklık demektir. Cünup olan kişi, yıkanmcaya kadar namaz ve
mescidlere yaklaşmaktan men' edildiği için, bu isim verilmiştir. Şeriata göre, namazın
sıhhatine mâni, bedende olan manevî pisliktir.

T3821