بَابٌ فِي الشَّهَادَاتِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الشَّهَادَاتِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3175 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْهَمَدَانِيُّ ، وأَحْمَدُ بْنُ السَّرْحِ ، قَالَا : أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ، أَخْبَرَنِي مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي بَكْرٍ ، أَنَّ أَبَاهُ ، أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ ، أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ أَبِي عَمْرَةَ الْأَنْصَارِيَّ ، أَخْبَرَهُ أَنَّ زَيْدَ بْنَ خَالِدٍ الْجُهَنِيَّ ، أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ : أَلَا أُخْبِرُكُمْ بِخَيْرِ الشُّهَدَاءِ الَّذِي يَأْتِي بِشَهَادَتِهِ ، أَوْ يُخْبِرُ بِشَهَادَتِهِ ، قَبْلَ أَنْ يُسْأَلَهَا ، شَكَّ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي بَكْرٍ أَيَّتَهُمَا قَالَ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : قَالَ مَالِكٌ : الَّذِي يُخْبِرُ بِشَهَادَتِهِ وَلَا يَعْلَمُ بِهَا الَّذِي هِيَ لَهُ ، قَالَ الْهَمَدَانِيُّ : وَيَرْفَعُهَا إِلَى السُّلْطَانِ ، قَالَ ابْنُ السَّرْحِ : أَوْ يَأْتِي بِهَا الْإِمَامَ وَالْإِخْبَارُ فِي حَدِيثِ الْهَمَدَانِيِّ قَالَ ابْنُ السَّرْحِ : ابْنُ أَبِي عَمْرَةَ لَمْ يَقُلْ عَبْدَ الرَّحْمَنِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) stood up for a funeral (to show respect) and thereafter he sat down.

(3596) Zeyd b. Hâlid el-Cühenî (r.a), Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğunu haber
vermiştir:

"Size şahitlerin en hayırlısını haber vereyim mi? (Kendisinden şahitlik etmesi)
istenmeden önce şahitlik (görev)ini (yerine) getiren -ya da gördüğünü haber veren-
kimsedir."



(Ravi) Abdullah b. Ebî Bekir, (babasının bu son iki cümleden) hangisini rivayet
ettiğinde şüphe etmiştir.

Ehû Dâvûd dedi ki: (Metinde geçen "şahitlik etmesi kendisinden istenmeden önce
şahitlik görevini yerine getiren kimse" sözünü) Mâlik, "(Taraflardan) lehine yarayacak
kimsenin bilme(yip de kendisinin bil) diği bir delili (kendiliğinden) haber vermesidir"
diye açıkladı. el-Hemedâni (bu cümleyi), "Bu delili sultana iletir" diye açıkladı. İbn
Şerh ise, "Bu delili hâkimlere getirir" diye açıkladı.

Hamedânî'nin hadisinde "ahbere" (haber verdi) sözü vardır. İbn Şerh de,
(Abdurrahman b. Ebî Ömer'den) "İbn Ebî Ömer" diye bahsetmiş, (fakat Adurrahman

1961

kelimesini) zikretmemiştir.
Açıklama

İmam Nevevî bu hadisi açıklarken âlimlerden birkaç görüş nakletmiştir:

1- İmam Mâlik ile Şâfiîlere göre bundan maksat; hak sahibinin haberi yokken onun
hakkına şahit olan bir kimsenin, "ben senin hakkına şahidim" demesidir. Bunu
yapması lâzımdır, çünkü şehadet onun elinde hak sahibine ait bir emanettir.

2- Bu hadisten murad; şehadet-i hisbe (yani Allah rızası için yapılan şehadet) dir. Bu
şahitlik insanlara mahsus olmayan haklarda yapılır. Vakıf, umumi vasiyet, hudûd-i
şer'iyye, köle azadı ve boşanma gibi şeylerde hisbe şahitliği kabul edilir. Bu nev'i bir
hakka şahit olan kimsenin, hâkime müracaat ederek şahitliğini bildirmesi icab eder.

3- Hadis-i şerif, şahitlik istenildikten sonra onu eda hususunda mecazî olarak
mübalağaya hamledilir. Yani, "En hayırlı şahit, kendinden bu iş istenir istenmez
hemen eda edendir" manasınadır. Nitekim; "Cömert adam istemeden verir" derler ki,
bundan maksat, o adamdan bir şey istenir istenmez hemen vermesidir.

1971

Gerçi bir hadiste, "Şahit gösterilmedikleri halde şahitlik ederler."
buyurularak, çağrılmadan şahitlik yapanlar kötülenmiştir. Fakat bu hadis bab'ımız
hadisine aykırı değildir. Çünkü bu rivayet; çağrılmadan mahkemede şahitlik yapanlar
hakkındadır. Bir ihtimale göre de şahadete ehil olmayan kimsenin şahitliğe
[981

kalkışmasıdır.

14. Bir Kimsenin Aslını Esasını Bilmediği Bir Davada Taraflardan Birine
Yardımcı Olmaya Çalışması