بَابٌ فِي الْحَبْسِ فِي الدَّيْنِ وَغَيْرِهِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الْحَبْسِ فِي الدَّيْنِ وَغَيْرِهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3198 حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْ لِيُّ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ ، عَنْ وَبْرِ بْنِ أَبِي دُلَيْلَةَ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مَيْمُونٍ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : لَيُّ الْوَاجِدِ يُحِلُّ عِرْضَهُ ، وَعُقُوبَتَهُ قَالَ ابْنُ الْمُبَارَكِ : يُحِلُّ عِرْضُهُ يُغَلَّظُ لَهُ ، وَعُقُوبَتَهُ يُحْبَسُ لَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I prayed over a dead person along with Ibn 'Abbas. He recited Surat al-Fatihah and he said: This is the Sunnah.

(3628) Amr b. eş-Şerîd'in babasından, Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir:

"Varlıklı bir kimsenin borcununu ödemeyi geciktirmesi (alacaklıya ondan) şikâyetçi
olmayı ve (hâkime de)onu (hapis cezasıyle) cezalandırmayı meşru kılar."
Îbnü'l-Mübârek dedi ki; (Metinde geçen) "Yuhillu ırzahû" (cümlesi) "Ona sertçe
çıkışabilir" analamına gelir, "Ve ukûbetehu" cümlesi de, "hapsedilebilir' anlamına

£180]

gelir.

Açıklama

Hattâbî; bu hadis-i şerif, maddî imkânı olduğu halde borcunu bile bile geciktiren
kimsenin borcunu ödemesi için hapsedileceğine; fakirliğinden dolayı borcunu
zamanında ödemeyen bir kimsenin hapsedilemeyeceğine delâlet etmektedir, der.
Hattâbî, bu hususta âlimler arasındaki farklı görüşlere şöylece işaret etmektedir:
"Kadı Şüreyh'e göre; borcunu zamanında ödemeyen kimse fakir olsun zengin olsun,
borcunu ödeyinceye kadar hapsedilir. Yani bu mevzuda borçlunun fakir olmasıyla
zengin olması arasında bir fark yoktur.Rey taraftarları da bu görüştedirler.
İmam Mâlik'e göre; borcunu zamanında ödemeyen bir fakir bu borcundan dolayı
hapsedilmez, ona sadece borcunu ödemesi için mühlet verilir.

İmam Şafiî' ye göre ise; borçlunun zahirî haline bakılır; eğer fakir görünüyorsa
hapsedilmez, fakat zengin görünüyorsa kendisine borcunu derhal ödemesi teklif edilir.
Eğer borcunu öderse serbest bırakılır, ödemekten kaçınırsa borcunu ödeyinceye kadar
081]

hapsedilir."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3199 حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ أَسَدٍ ، حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ ، أَخْبَرَنَا هِرْمَاسُ بْنُ حَبِيبٍ ، رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدَّهِ ، قَالَ : أَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِغَرِيمٍ لِي ، فَقَالَ لِي : الْزَمْهُ ، ثُمَّ قَالَ لِي : يَا أَخَا بَنِي تَمِيمٍ مَا تُرِيدُ أَنْ تَفْعَلَ بِأَسِيرِكَ ؟

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: When you pray over the dead, make a sincere supplication for him.

(3629) Bedevilerden birisi olan Hirmâs b. Habib'in dedesinin şöyle dediği rivayet
olunmuştur:

Bana borçlu olan bir kimseyi Peygamber (s.a)'e getirmiştim. Ba-na; "Borçlunun peşini
bırakma" buyurdu. (Bir süre) sonra da, "Ey Temîm oğullarının kardeşi, esirine ne

Lİ821

yapmak istiyorsun?" dedi.
Açıklama

"Lüzum" kelimesi burada; alacaklının, borçlunun peşini bırakmayıp onu devamlı takıp
etmesi anlamında kullanılmıştır.

Şevkânî, Neylü'l-Evtâr isimli eserinde, alacaklının borçlusunun peşini takip etmesi
konusunda âlimler arasındaki ihtilâfı şöyle anlatmaktadır:

"İmam Ebû Hanîfe'ye ve Şafiî âlimlerinden nakledilen iki kavilden birine göre; borçlu,
borçlusunun çalışıp para kazanmasına engel olmayacak şekilde onun peşine takılabilir.
Borçlu nereye giderse o da ardından gider. Oturunca oturur, kalkınca kalkar,
yürüyünce yürür, evine girince o da ardından girebilir.

İmam Ahmed'e göre; alacaklı kişi mahkemede, alacaklı olduğunu isbat için yakında
bulunan delilini getirmek üzere evine veya benzeri yakın bir yere gidip gelinceye
kadar borçlusunun orada tutulmasını istediği takdirde bu isteği yerine getirilir. Fakat
uzakta bulunan bir delili getirmek için borçlunun göz altında bulunmasını isteyemez.



Alimlerin çoğunluğuna göre ise, borçlunun arkasını takip etmek, mahkeme esnasında
alacaklının delilinin getirilmesi için onu orada bekletmek asla caiz değildir.
Cumhura göre, bu hadis-i şerifte geçen "lüzum" kelimesiyle kastedilen, borçluyu
uzaktan göz altında bulundurmaktır."

İbn Ebî Hatim, mevzumuzu teşkil eden bu hadisin ravisi el-Hirmâs'm dedesinin sahâbî

083]

olduğunu söylemiştir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3200 حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى الرَّازِيُّ ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، عَنْ مَعْمَرٍ ، عَنْ بَهْزِ بْنِ حَكِيمٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ : أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَبَسَ رَجُلًا فِي تُهْمَةٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I was present with Marwan who asked AbuHurayrah: Did you hear how the Messenger of Allah (ﷺ) used to pray over the dead? He said: Even with the words that you said. (The narrator said: They exchanged hot words between them before that.)

Abu Hurairah said: O Allah, Thou art its Lord. Thou didst create it, Thou didst guide it to Islam, Thou hast taken its spirit, and Thou knowest best its inner nature and outer aspect. We have come as intercessors, so forgive him.

Abu Dawud said: Shu'bah made a mistake in mentioning the name of 'Ali b. Shammakh. He said in his version: 'Uthman b. Shammas.

Abu Dawud said: I heard Ahmad b. Ibrahim al-Mawsili say that Ahmad b. Hanbal said: In every meeting which I attended with Hammad b. Zaid he forbade to narrate this traditions from 'Abd al-Warith and Ja'far b. Sulaiman.

(3630) Behz b. Hâkim'in dedesinden rivayet olduğuna göre; Peygamber (s. a) bir

0841

adamı, bir suçlamadan dolayı hapsetmiştir.
Açıklama

Hadis-i şerifte, Rasûl-i Zişan Efendimizin, borcunu ödememek gibi bir suçla suçlanan
bir kimseyi hapsettiği ifade edilmektedir. Tirmizî'nin rivayetinde ifade edildiği üzere,
Efendimiz bu sanığı bir süre hapettikten sonra serbest bırakmıştır.
Hattâbî, bu hadisle ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: "Bu hadis-i şerif, birisi ceza
hapsi, diğeri de hüküm vermek için belge toplama hapsi olmak üzere iki çeşit hapis
olduğuna delâlet etmektedir. Ceza hapsi, hükmün kesinleştiği hallerde uygulanır.
Belge toplama hapsi ise, şahitleri yada belgeleri ortaya koyabilmek için uygulanır. Hz.
Peygamber'in, suçlu olduğu iddia edilen bir şahsı gündüzün bir süre hapsettikten sonra

£185]

aleyhindeki suçlamalar isbat edilemeyince serbest bırakması bunu gösterir."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3201 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ ، وَمُؤَمَّلُ بْنُ هِشَامٍ - قَالَ ابْنُ قُدَامَةَ - حَدَّثَنِي إِسْمَاعِيلُ ، عَنْ بَهْزِ بْنِ حَكِيمٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، - قَالَ ابْنُ قُدَامَةَ إِنَّ أَخَاهُ أَوْ عَمَّهُ ، وَقَالَ مُؤَمَّلٌ - : إِنَّهُ قَامَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ يَخْطُبُ ، فَقَالَ : جِيرَانِي بِمَا أُخِذُوا ، فَأَعْرَضَ عَنْهُ مَرَّتَيْنِ ، ثُمَّ ذَكَرَ شَيْئًا ، فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : خَلُّوا لَهُ عَنْ جِيرَانِهِ لَمْ يَذْكُرْ مُؤَمَّلٌ وَهُوَ يَخْطُبُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Messenger of Allah (ﷺ) prayed over a dead person, he said: O Allah, forgive those of us who are living and those of us who are dead, those of us who are present and those of us who are absent, our young and our old, our male and our female. O Allah, to whomsoever of us Thou givest life grant him life as a believer, and whomsoever of us Thou takest in death take him in death as a follower of Islam. O Allah, do not withhold from us the reward (of faith) and do not lead us astray after his death.

(3631) İbn Kudâme'nin dedi(ğine göre, Behz b. Hakim b. Muâ-viye'nin dedesi olan.
Muâviye îbn Hayde'nin) kardeşi ya da amcası ıMüemmel'in söyledi (ğine göre ise
Muâviye'nin bizzat) kendisi-kalkıp hutbe okumakta olan Hz. Peygamber'e varmış ve
iki defa:

Komşularım niçin tutuklandılar? diye sormuş. Sonra cevap alamayınca bir şeyler daha
söylemiş. Bunun üzerine Peygamber (s. a):
"Onun komşularım serbest bırakınız" buyurmuş.

(Ancak) Müemmel, (İbn Kudâme'nin rivayetinde geçen) "hutbe okumakta olan"

£1861

sözünü rivayet etmemiştir.
Açıklama

Bu hadis-i şerif Musannif Ebû Davud'a, biri Muhammed b. Kudâme; diğeri de
Müemmel b. Hişâm yoluyla olmak üzere iki yoldan ulaşmıştır. Şu farkla ki, İbn
Kudâme'nin rivayetine göre, tutuluların niçin tutuklandıklarını Öğrenmek üzere Hz.
Peygamber'in huzuna giden kimse Muâviye b. Hayde'nin kardeşi veya amcasıdır.
Müemmel b. Hişâm'm rivayetine göre; sözü geçen şahıs Muâviye b. Hayde'nin bizzat
kendisidir. Bir de Müemmel'in rivayetinde Hz. Peygamber'in o anda hutbe okumakta
olduğundan söz edilmiyor. Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde açıklandığı üzere, Hz.
Peygamber'in huzuruna varan Muâviye'nin kardeşi veya amcası; komşularının niçin
tutuklandıklarını iki defa sorup cevap alamayınca Hz. Peygambere hitaben: "Eğer bu



insanları tutukladığını halka söylersem, senin insanları serden men ettiğini hem de
şerri bizzat kendinin işlediğini söylerler" demiş. Bunu duyan Muâviye, Hz.
Peygamber'in bu sözleri duyup halka beddua edeceğinden korktuğu için sözle araya
girmişse de Hz. Peygamber muhatabına yönelerek: "Demek siz bana böyle
söylüyorsunuz. -Veya, içinizden biri bana bunu söylüyor öyle mi?- Oysa bu işi ben
yapmışsam onun vebali bana aittir, size değildir" demiş, ve sonra: "Onun komşularını
bırakıverin" buyurmuş. Hz. Peygamber'in söz konusu sanıkları tutuklaması aslında son
derece makul ve meşru bir uygulama olduğu halde, kendisi fevkalâde bir mekârim-i
ahlâk sahibi olduğu için o kimsenin bu saygısızca tutumu karşısında hiddete ve öfkeye

Lİ821

kapılmamış, ona komşularını serbest bırakmakla karşılık vermiştir.

' [1881
Bu hadisle ilgili fıkhı açıklamalar bir önceki hadisin şerhinde geçmiştir.

30. Vekillik