بَابُ الْحُكْمِ فِيمَنْ سَبَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الْحُكْمِ فِيمَنْ سَبَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3856 حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مُوسَى الْخُتَّلِيُّ ، أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ الْمَدَنِيُّ ، عَنْ إِسْرَائِيلَ ، عَنْ عُثْمَانَ الشَّحَّامِ ، عَنْ عِكْرِمَةَ ، قَالَ : حَدَّثَنَا ابْنُ عَبَّاسٍ ، أَنَّ أَعْمَى كَانَتْ لَهُ أُمُّ وَلَدٍ تَشْتُمُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَتَقَعُ فِيهِ ، فَيَنْهَاهَا ، فَلَا تَنْتَهِي ، وَيَزْجُرُهَا فَلَا تَنْزَجِرُ ، قَالَ : فَلَمَّا كَانَتْ ذَاتَ لَيْلَةٍ ، جَعَلَتْ تَقَعُ فِي النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَتَشْتُمُهُ ، فَأَخَذَ الْمِغْوَلَ فَوَضَعَهُ فِي بَطْنِهَا ، وَاتَّكَأَ عَلَيْهَا فَقَتَلَهَا ، فَوَقَعَ بَيْنَ رِجْلَيْهَا طِفْلٌ ، فَلَطَّخَتْ مَا هُنَاكَ بِالدَّمِ ، فَلَمَّا أَصْبَحَ ذُكِرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَجَمَعَ النَّاسَ فَقَالَ : أَنْشُدُ اللَّهَ رَجُلًا فَعَلَ مَا فَعَلَ لِي عَلَيْهِ حَقٌّ إِلَّا قَامَ ، فَقَامَ الْأَعْمَى يَتَخَطَّى النَّاسَ وَهُوَ يَتَزَلْزَلُ حَتَّى قَعَدَ بَيْنَ يَدَيِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَنَا صَاحِبُهَا ، كَانَتْ تَشْتُمُكَ ، وَتَقَعُ فِيكَ ، فَأَنْهَاهَا فَلَا تَنْتَهِي ، وَأَزْجُرُهَا ، فَلَا تَنْزَجِرُ ، وَلِي مِنْهَا ابْنَانِ مِثْلُ اللُّؤْلُؤَتَيْنِ ، وَكَانَتْ بِي رَفِيقَةً ، فَلَمَّا كَانَ الْبَارِحَةَ جَعَلَتْ تَشْتُمُكَ ، وَتَقَعُ فِيكَ ، فَأَخَذْتُ الْمِغْوَلَ فَوَضَعْتُهُ فِي بَطْنِهَا ، وَاتَّكَأْتُ عَلَيْهَا حَتَّى قَتَلْتُهَا ، فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَلَا اشْهَدُوا أَنَّ دَمَهَا هَدَرٌ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) came to visit me, accompanied by Ali who was convalescing. We had some ripe dates hung up. The Messenger of Allah (ﷺ) got up and began to eat from them.

Ali also got up to eat, but the Messenger of Allah (ﷺ) said repeatedly to Ali: Stop, Ali, for you are convalescing, and Ali stopped.

She said: I then prepared some barley and beer-root and brought it. The Messenger of Allah (ﷺ) then said: Take some of this, Ali, for it will be more beneficial for you. AbuDawud said: The narrator Harun said: al-Adawiyyah (i.e. Umm al-Mundhar).

(4361) Ibn Abbas (radıyallahü anhüma) şöyle haber verdi: "Amâ bir adamın bir ümmü
veledi vardı, Rasâlullah'a küfreder, onun hakkında yakışıksız şeyler söylerdi. Âmâ onu
bundan nehyeder, fakat kadın vazgeçmez, âma yine onu meneder ama dinlemezdi.
Kadın bir gece Rasûlullah (s. a) hakkında yakışıksız şeyler söylemeye, ona küfretmeye
başladı. Bunun üzerine âmâ hançeri aldı kadının karnına sapladı ve üzerine yüklenip
onu öldürdü. Ayaklan arasına bir çocuk düştü. Kadın orasını (yatağı) kana buladı.



Sabah olunca olay Rasûlullah'a anlatıldı. Rasûlullah (s. a) halkı toplayıp şöyle dedi:
"Bu işi yapan şahsı Allah'a havale ediyorum (Allah adına yemin vererek arıyorum).
Şüphesiz onun üzerinde benim hakkım var, (bana itaat etmesi vacip) ama ayağa
kalkarsa müstesna."

Bunun üzerine âmâ kalktı, safları yararak ve sallanarak (gelip) Rasûlullah (s.a)'m
önüne gelip oturdu ve:

"Ya Rasûlullah! Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında çirkin sözler
söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, menederdim vazgeçmezdi. Benim ondan inci
tanesi gibi iki oğlum var. O bana karşı da yumuşaktı. Dün gece yine sana sövmeye ve
hakkında çirkin sözler söylemeye başladı. Ben de hançeri alıp karnına sapladım,
üzerine yüklenip onu öldürdüm.!' dedi.
Rasûlullah (s. a):

[23]

"Dikkat edin! Şahid olunuz ki o kadının kanı hederdir" buyurdu.
Açıklama

Hadiste anılan âmânın kim olduğu konusunda şerhlerde bir kayıt yoktur. Bezlü'l-
Mechûd sahibi "Bu zatın ismini bulamadım" der.

Ümmü veled: Sahibinden çocuk dünyaya getiren cariyedir. Sahibinin ölümü ile
hürriyetini kazanır. Sarihlerin belirttiğine göre hadiste anlatılan ümmü veled gayr-i
müslim idi.

Metinde, cariyenin hamile olduğu ve çocuğunun diri olarak düştüğü anlaşılmaktadır.
Hadis-i şerif Rasûlullah'a küfreden kişinin öldürülmesi gerektiğine delalet etmektedir.
Konu hayli izaha muhtaçtır. Bundan sonraki hadisin açıklanması esnasında bu mes'ele

[24J

tafsilatlı olarak verilecektir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3857 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ ، عَنْ جَرِيرٍ ، عَنْ مُغِيرَةَ ، عَنِ الشَّعْبِيِّ ، عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، أَنَّ يَهُودِيَّةً كَانَتْ تَشْتُمُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَتَقَعُ فِيهِ ، فَخَنَقَهَا رَجُلٌ حَتَّى مَاتَتْ ، فَأَبْطَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ دَمَهَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: The best medical treatment you apply is cupping.

(4362) Ali (r.a) şöyle demiştir;

"Bir yahudi kadın, Rasûlullah (s.a)'a küfreder ve onun hakkında çirkin şeyler söylerdi.
Bir adam o kadını boynundan yakaladı ve basarak öldürdü. Rasûlullah (s. a) kadının

[251

kanını iptal etti (heder saydı)."
Açıklama

Bu rivayet de yukarıdaki gibi Rasûlullah (s.a)'a küfreden birisinin öldürülmesi
gerektiğini, kanının heder olduğunu ifâde etmektedir.

Hattabi bundan önceki hadisi izah ederken şöyle demektedir: "Bu, Rasûlullah'a
küfreden kişinin kanının heder olduğunu beyan etmektedir. Çünkü Rasûlullah'a
küfretmek dinden çıkmaktır. Dinden çıkanın katlinin vacib olduğu konusunda
ulemadan ihtilaf eden birisini bilmiyorum. Ama eğer küfreden, zimmî ise onun
hakkında ihtilaf edilmiştir. Mâlik b. Enes yahudi ve hristiyanlardan Rasûlullah'a
küfreden kişi müslüman olmazsa öldürülür der. İmam Şafiî'de Rasûlullah'a küfreden
bir zımmî öldürülür ve kendisinden zimmet kalkar demiştir. İmam Ebû Hanîfe'den de;
Peygambere sövmekle zımmî öldürülmez, onların içinde bulundukları şirk daha
büyüktür, dediği nakledilmiştir."



Hattâbî'nin bu sözünden; Rasûlullah'a küfreden şahsın müslüman veya zimmî oluşuna
göre hükmün farklı olacağı anlaşılmaktadır. İbn Abi-din; "Kitabu tenbihi'l-vülat ve'l-
hukkam ala ahkamı şatimi hayri'l-enam ey ehadin min ashabihi'l-kiram aleyhi ve

1261

aleyhimü's-salâtü vesselam" adlı risalesinde bu iki şıktan başka Rasûlullah'a
küfreden bir müslümamn tevbe edip etmemesi halini de ekleyerek mes'eleyi ince-
lemiştir. Bu çok değerli incelemenin sonucunu özet olarak burada vermek istiyoruz,
a) Rasûlullah (s.a)'a küfredip de tevbe etmeyen bir müslümamn durumu:
Takiyüddin Ebu'l-Hasen Ali b. Abdi' 1 -Kâfi es-Sübki'nin, es Seyfu'l -Meslul ala men
sebbe er-Rasûl (s. a), adındaki eserinde Kadı Iyaz'dan naklettiğine göre; Rasûlullah
(s.a)'e küfreden ya da ona kusur isnâd eden müslümanlar öldürülür. Bu konuda
ümmetin görüşbirliği vardır. Fakihler-den bazısı Rasûlullah'a küfreden ve tevbe
etmeyen bir müslümamn öldürülmesi gerektiği konusunda icma olduğunu belirttikten
sonra Mâlik b. Enes, Leys, Ahmed b. Hanbel, İshak, Şafiî, Ebû Hanife ve talebeleri,
Sev-ri, Küfe uleması ve Evzai'nin bu görüşte olduklarını söyler. Kadı Iyaz da bu
alimlerin bir kısmının isimlerini zikretmiştir. Bu isimlerin ittifak ettiği bir meselede
ihtilafı zikredilen birkaç kişinin sözüne elbette itibar edilmez. Ancak şuna işaret etmek
gerekir: İmam Ebu Hanife'ye göre Rasûlullah'a küfreden, kadın olursa öldürülmez.
Çünkü ona göre mürted olan kadın Öldürülmez.

Ulemânın Rasûlullah'a küfreden birisinin kafir olup öldürüleceği hükmüne varırken
delilleri; kitap, sünnet, icma ve kıyastır.

Bu hükmün Kur'an'dan delilleri şunlardır: "Allahı ve peygamberini incitenlere Allah
dünyada da ahirette de lanet eder, onlara alçaltıcı bir azap hazırlar." (Ahzâb (33/57)
"Allah'ın Peygamberini incitenlere can yakıcı azab vardır." (Tevbe 9,57)
"İki yüzlüler, kalblerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haber yayanlar, eğer
bundan vazgeçmezlerse, andolsun ki seni onlarla mücadeleye davet ederiz, Sonra
çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar. Lanetlenmiş olarak, nerede bulunurlarsa
yakalanır ve hem de öldürülürler." (Ahzâb 33/61-62)

Görüldüğü gibi bütün ayetler, Hz. Peygamber (s. a) ı incitenlerin kâfir olacağına delâlet
etmektedir.

Rasûlullah'a küfredenin katli hükmünün sünnetten delilleri de üzerinde durduğumuz
hadislerin yanısıra İfk hadisesi üzerine Rasulullah'm Abdullah b. Übeyy b. Selûl
hakkında Sa'd b. Muâz'm "...Eğer o Evs'ten ise boynunu vururum. Eğer kardeşlerimiz
olan Hazrec'ten ise ve sen bize emredersen, emrini uygularız." şeklindeki sözlerini
Rasûlullah'm ikrar etmesidir. Yine 4359 numarada geçen hadisteki irtidâd eden
Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh hakkında Rasûlullah'm söyledikleri de bu hükme delil
kabul edilmiştir.

Kadı Iyaz'm rivayet ettiği bir hadiste Rasûlullah efendimiz: "Kim bir peygambere
söverse onu öldürünüz. Kim de benim sahabelerime söverse onu dövünüz"
buyurmuştur.

Hilal ve Ezci'nin Hz. Ali (r.a) den rivayet ettikleri bir hadiste de efendimiz: "Kim bir
peygambere söverse öldürülür. Kim de benim ashabıma söverse sopa ile dövülür"
1271

buyurmuştur;

Rasûlullah'a küfreden bir müslümanin öldürülmesinin vacip olduğunun icma'ile sabit
olduğunu az önce belirtmiştik.

Kıyastan delil de: Mürted icmâen öldürülür. Rasûîullah'a küfreden de mürteddir. O



halde o da öldürülür.

Rasûîullah'a küfreden birisinin öldürülmesinin gereği hükmü açıkça ortaya
konulduktan sonra akla bir soru gelmektedir, Acaba böyle birisi küfründen dolayı mı
öldürülür, yoksa had olarak mı öldürülür? Bu konunun incelenmesi gerekir.
Ulemânın büyük çoğunluğuna göre mürted olan kişi tevbe ederse kabul edilir, aksi
halde öldürülür. Mürtedin öldürülmesi de had olarak olacaktır. Çünkü veliyyul-emrin,
mürtedin cezasını affetmeye veya değiştirmeye yetkisi yoktur. Aslen kafir olan ise
böyle değildir. Çünkü veliyyü'l-emir isterse onu öldürür isterse köleleştirir. Mürted
hakkında ise böyle bir serbestlik yoktur. Mürted had olarak öldürüleceğine ve Hz.
Peygamber (s.a)'e küfr eden de mürted olduğuna göre, onun öldürülmesi de had
olacaktır.

b) Rasûlullah (s.a)'a küfreden birisi tevbe ederse, tevbesi kabul edilip had düşer mi?
Yoksa yine öldürülür mü?

Ebu Bekr b. el-Münzir; Mâlik b. Enes, Leys, Ahmed, İshak ve Şafii'ye göre
Rasûîullah'a küfredenin öldürülmesi gerektiğini ve tevbesinin kabul edilmeyeceğini
söyledikten sonra, Ebû Hanife ve ashabının, Sevri ve Ev-zai'nin de aynı görüşte
olduklarını ama bunlara göre Rasûîullah'a sövmenin, dinden dönme sayıldığını ilave
eder.

İbn Abidin, yaptığı tahkik sonunda İmam Malik ve ashabına, Selefe ve ulemanın
cumhuruna göre Rasûîullah'a küfredenin had olarak öldürüleceğini, bunlara göre
tevbesinin kabul edilmeyeceğini, tevbenin yakalandıktan sonra olması ile, kendisinin
tevbe ederek dönmesi arasında fark olmadığını söyer. Delilleri ise, bunun bir had
oluşu ve diğer hadlerde olduğu gibi onu tevbenin düşürmeyişidir. îbn Abidin'in
araştırmasına göre İmam Şafii ve İmam Azam Ebu Hanife'ye göre ise Rasûîullah'a
küfreden tevbe ederse tevbesi kabul edilir. Aksi halde öldürülür. İbn Abidin vardığı bu
sonucu; İmam Sübki'den, İbn Teymiye'nin; es Sarimu'I-Meslul'ün-den, Ebu Yusuf un;
Kitabu'l - Harac'mdan, Şeyhu'l - İslam es- Sadi'nin, Kitabu'n-netf inden,
Müeyyedzade'nin Fetavasmdan, Muinü'l-Huk-kam'dan ve Nuru'I-ayn Islahu cami'il
fusuleyn'den yaptığı nakillerle teyid eder. Sonuç olarak şöyle der: "Mezhep ehlinden
yapılan bu nakiller, Rasûîullah'a küfredenin tevbesinin kabulü konusunda makbul
olduğunda açıktır. Bizim mezhebimizin dışındaki mezhep mensuplarından (Sübki ve

1281

İbn Teymiye) yaptığımız nakiller de aynı istikamettedir."

Konuyu toparlarsak deriz ki; Dört Mezhep İmamından İmam Malik ve Ahmed b.
Hanbel'e göre Rasûîullah'a küfreden birisi pişmanlık duyup tevbe etse bile dinlenmez
öldürülür. Ama Allah katındaki durumunu biz bilemeyiz. İmam Azam Ebu Hanife ve
İmam Şafii'ye göre ise tevbe ederse kabul edilir, öldürülmez. Bu görüşün delili de
Mürted' de yapılan uygulamadır. Çünkü daha önce de geçtiği gibi mürted tevbe eder de
tekrar İslama dönerse öldürülmez. Rasûîullah'a küfreden de mürteddir.
İbn Abidin araştırmasının devamında el-Fetavâ'l-Bezzaziye gibi Hanefi bazı
müteahhirûn kitaplarında Rasûîullah'a küfredenin tevbesinin kabul edilmeyeceği
yolunda nakiller bulunduğuna dikkat çekerek bunun bir hata olduğunu, konunun iyi
araştırılması gerektiğini söyler ve önceki anlattıklarının sahih olduğunu bildirir. İbn
Abidin'in bu istikameteki nakil ve cevaplan hayli uzundur. Buraya aktarmanız

[291

mümkün değildir. Dileyen adı geçen esere bakabilir.

c) Zimmilerden, Rasûîullah'a küfredenin durumu:



Açıklamamızın baş tarafından Hattabî'den naklen, Rasûîullah'a küfreden zimminin
(müşîümartlarm idaresi altındaki yahudi ve hristiyanm) İmam Mâlik ve İmam Şafiî'ye
göre öldürüleceğini, İmam-ı Ebu Hanife-den ise öldürülmeyeceğinin nakledildiğini
söylemiştik.

Kadı îyaz da, Ebu Hanife ve Sevri ile bunların ashabının dışındaki âlimlere göre,
Rasûîullah'a küfreden zimminin öldürüleceğini söyler. Çünkü müslümanlar onlara
peygamberlerine sövsünler diye zimmet vermemişlerdir. İmam Sübki de Hanefi
mezhebinin dışındaki mezheplere göre böyle bir zımmînin öldürüleceğini bildirir.
Zımmî, Rasûîullah'a küfreder de öldürülmeden önce müslüman olursa durum ne
olacaktır? Hanefılere göre cevap bellidir. Müslüman olmasa bile öldürülmeyeceğine
göre, müslüman olduktan sonra hiç öldürülmez. Diğer üç mezhebe göre ise konu
ihtilaflıdır.

İmam Malik den bu konuda iki rivayet vardır. Bir rivayete göre öldürülmez, diğerine
göre öldürülür. Hanbelilerden üç farklı görüş rivayet edilmektedir:

I) Rasululullah'a küfrettikten sonra müslüman olup tevbe edenin tevbesi bir kayda tabi
olmadan kabul edilir.

II) Mutlak olarak tevbesi kabul edilmez.

III) Zimminin tevbesi müslüman olmakla kabul edilir, mtislümanken küfredip de
tevbe edenin tevbesi kabul edilmez.

Şafulere göre de mutlak olarak (yani ister müslüman olsun ister zimmi iken İslama
girsin) Rasûîullah'a küfredenin tevbesi kabul edilir, kati düşer.

Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi Hanefilere göre, Rasûîullah'a küfreden bir zimmî
öldürülmez ve zimmeti bozulmaz. Ancak adam ta'zir edilir. Hanefi fıkhına ait metin
ve şerhlerde zikredilen budur. Tekiyuddin İbn Teymiye de anılan eserinde Hanefılerin
bu konudaki görüşlerini verirken şöyle der: "Ebu Hanife ve ashabına gelince;
sövmekle ahd bozulmaz ve zimmî öldürülmez. Ancak böyle çirkin bir davranışı izhar
ettiği için diğer münkeratta olduğu gibi ta'zir edilir."

Rasûîullah'a küfreden kişiye ait hükümler konusunda bu malumatın yeterli olduğu
kanaatindeyiz. Daha geniş bilgi almak isteyenlerin İbn Abidin ve İbn Teymiye'nin adı

om

geçen eserlerine müracaat etmelerini tavsiye ederiz.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3858 حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، عَنْ يُونُسَ ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلَالٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، ح وحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، وَنُصَيْرُ بْنُ الْفَرَجِ ، قَالَا : حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ زُرَيْعٍ ، عَنْ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلَالٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطَرِّفٍ ، عَنْ أَبِي بَرْزَةَ ، قَالَ : كُنْتُ عِنْدَ أَبِي بَكْرٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، فَتَغَيَّظَ عَلَى رَجُلٍ ، فَاشْتَدَّ عَلَيْهِ ، فَقُلْتُ : تَأْذَنُ لِي يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَضْرِبُ عُنُقَهُ ؟ قَالَ : فَأَذْهَبَتْ كَلِمَتِي غَضَبَهُ ، فَقَامَ ، فَدَخَلَ ، فَأَرْسَلَ إِلَيَّ ، فَقَالَ : مَا الَّذِي قُلْتَ آنِفًا ؟ قُلْتُ : ائْذَنْ لِي أَضْرِبُ عُنُقَهُ ، قَالَ : أَكُنْتَ فَاعِلًا لَوْ أَمَرْتُكَ ؟ قُلْتُ : نَعَمْ ، قَالَ : لَا وَاللَّهِ ، مَا كَانَتْ لِبَشَرٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : هَذَا لَفْظُ يَزِيدَ ، قَالَ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ : أَيْ لَمْ يَكُنْ لِأَبِي بَكْرٍ أَنْ يَقْتُلَ رَجُلًا إِلَّا بِإِحْدَى الثَّلَاثِ الَّتِي قَالَهَا رَسُولُ اللَّه صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كُفْرٌ بَعْدَ إِيمَانٍ ، أَوْ زِنًا بَعْدَ إِحْصَانٍ ، أَوْ قَتْلُ نَفْسٍ بِغَيْرَ نَفْسٍ ، وَكَانَ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَقْتُلَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

the maid-servant of the Messenger of Allah (ﷺ), said: No one complained to the Messenger of Allah (ﷺ) of a headache but he told him to get himself cupped, or of a pain in his legs but he told him to dye them with henna.

(4363) Ebu Berze (r.a) der ki:



Ebu Bekir (r.a)'in yanında idim, bir adama öfkelendi ve ona sert davrandı. Ben
kendisine:

Ey Rasûlullah'm halifesi, izin verirsen boynunu vurayım, dedim. Benim bu sözüm Ebu

Bekir'in Öfkesini dindirdi. Kalkıp (odasına girdi). Sonra bana (birisini) gönderip;

Az Önce dediğin ne idi? dedi

Bana izin ver, boynunu vurayım, dedim.

Şayet emredersem yapar mısın?

Evet.

Hayır, vallahi Muhammed Sallallahü aleyhi vesellem'den sonra buna kimsenin hakkı
yok, dedi.

Ebu Davud: "Bu Yezid'in lafzıdır" dedi. Ahmed b. Hanbel şöyle dedi: "Yani
Ebubekirin Rasûlullah'm söylediği su üç şeyin haricinde hiç kimseyi öldürmeye hakkı
yoktur. İmandan sonra küfür, ihsandan sonra zina veya birisini kıssasın dışında



[32]

öldürmek. Rasulullah' in bunlardan birisi olmadan da öldürmeye yetkisi vardı."



Açıklama

Haberde bahsedilen adamın ismine şerhlerde temas edilmemiştir. Avnü'l-Ma'bud'da
denildiğine göre Hz. Ebû Bekr'in adama ölkeleniş sebebi adamın Ebu Bekr'e küfretmiş
olmasıdır. Nesai'deki rivayette adamın Hz. Ebu Bekir'e kabalık ettiği söylenmektedir.
Ashaba sövmenin hükmü 4658 ve devamındaki hadislerde gelecektir.
(K. Sünnebab: İO)

Bu haberde Ahmed b. Hanbel'in tefsirine göre; Ebubekir, Rasulul-lah'dan sonraki bir
halifenin bir müslümanı öldürebilmesi için ancak üç sebepten birinin bulunması
gerektiğini bunları da müslümanm irtidadı, muhsan (sahih bir nikahla evlenip hanımı
ile cinsel ilişki kuran) bir kimsenin zina etmesi ve birisinin haksız yere bir başkasını
öldürmesidir.

Bu haberin konu ile pek bağlantısı yok gibidir. Ancak bundan önceki mürted konusu
[33]

ile ilgisi vardır.

3. Muharebe (Yol Kesicilik, Eşkıyalık) Konusunda Varid Olan Hadisler