بَابٌ إِذَا حَضَرَتِ الصَّلَاةُ وَالْعَشَاءُ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ إِذَا حَضَرَتِ الصَّلَاةُ وَالْعَشَاءُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3319 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، وَمُسَدَّدٌ الْمَعْنَى - قَالَ أَحْمَدُ - حَدَّثَنِي يَحْيَى الْقَطَّانُ ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ ، قَالَ : حَدَّثَنِي نَافِعٌ ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِذَا وُضِعَ عَشَاءُ أَحَدِكُمْ ، وَأُقِيمَتِ الصَّلَاةُ فَلَا يَقُومُ حَتَّى يَفْرُغَ زَادَ مُسَدَّدٌ : وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ إِذَا وُضِعَ عَشَاؤُهُ ، أَوْ حَضَرَ عَشَاؤُهُ ، لَمْ يَقُمْ حَتَّى يَفْرُغَ ، وَإِنْ سَمِعَ الْإِقَامَةَ ، وَإِنْ سَمِعَ قِرَاءَةَ الْإِمَامِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Ka'b ibn Malik said to AbuLubabah; or someone else whom Allah wished; or to the Prophet (ﷺ): To make my repentance complete I should depart from the house of my people in which I fell into sin, and that I should divest myself of all my property as sadaqah (alms). He said: A third (of your property) will be sufficient for you.

(3757) Ibn Ömer (r.a)'den rivayet olunduğuna göre; Peygamber (s. a) şöyle
buyurmuştur:

"Birinizin akşam yemeği (sofraya) konduğu sırada namaza da başlanmış olursa (o
kimse yemek yeme işini) bitirinceye kadar namaza kalkmaz."

(Bu hadisin ravilerinden Müsedded, rivayetine şunları da) ilâve etti: "Abdullah (b.
Ömer), akşam yemeği (sofraya) konunca -yahut ta akşam yemeği (sofraya) gelince-
ikameti de işitse, imamın okuyuşunu da işitse (yine de yemeğini) bitirinceye kadar

£541

(namaza) kalkmazdı.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3320 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ بَزِيعٍ ، حَدَّثَنَا مُعَلَّى يَعْنِي ابْنَ مَنْصُورٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مَيْمُونٍ ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا تُؤَخَّرُ الصَّلَاةُ لِطَعَامٍ وَلَا لِغَيْرِهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

He then mentioned the tradition to the same effect. This versions attributes this story to Abu Lubabah.

Abu Dawud said: This tradition has been narrated by Yunus from Ibn Shihab from some of the children of al-Sa'ib son of Abu Lubabah. A similar tradition has also been transmitted by al-Zabidi from al-Zuhri from Husain b. al-Sa'ib son of Abu Lubabah.

(3758) C âbir b. Abdillah (r.a)'dan Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğu rivayet
olunmuştur:

1551

"Yemekten veya başka bir şeyden dolayı o namaz geciktiril(e)mez."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3321 حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْلِمٍ الطُّوسِيُّ ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْحَنَفِيُّ ، حَدَّثَنَا الضَّحَّاكُ بْنُ عُثْمَانَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ ، قَالَ : كُنْتُ مَعَ أَبِي فِي زَمَانِ ابْنِ الزُّبَيْرِ إِلَى جَنْبِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ ، فَقَالَ : عَبَّادُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ : إِنَّا سَمِعْنَا أَنَّهُ ، يُبْدَأُ بِالْعَشَاءِ قَبْلَ الصَّلَاةِ ، فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : وَيْحَكَ مَا كَانَ عَشَاؤُهُمْ أَتُرَاهُ كَانَ مِثْلَ عَشَاءِ أَبِيكَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I said: Messenger of Allah, to make my atonement complete I should divest myself of my all property as sadaqah (alms) for Allah and His apostle. He said: No. I said: The half of it. He said: No. I said: Then a third of it. He said: Yes. I said: I shall retain the portion I have at Khaybar.

(3759) Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'den rivayet olunmuştur; dedi ki:
İbn Zübeyr zamanında babamla birlikte Abdullah b. Ömer'in yanında (bulunuyor)
idim. Abbâd b. Abdillah b. Zübeyr; "Biz, (kılınması için ezan okunup kamet getirilen
akşam) namaz(m)dan önce (ortaya konulmuş olan) akşam yemeğine başlanabileceğini
işittik" dedi. Abdullah b. Ömer de "Vah sana! Sen (Hz. Peygamber'in sahâbîleri olan)
o kimselerin akşam yemeklerinin nasıl olduğunu (biliyor musun)? (Onların akşam
yemeklerinin) babanın akşam yemeği gibi (zengin) olduğunu mu zannediyorsun?"
[56]

diye karşılık verdi.



Açıklama



3757 numaralı hadis-i şerifte, akşam yemeği hazırlanıp ortaya konmuşken akşam
namazı için ezanın okunması halinde cemaate gitmeyerek yemeği yemek ve namazı
yemekten sonra kılmak tavsiye edilirken; 3758 numaralı hadis-i şerifte namazın
yemekten dolayı geciktirilmesine asla izin olmadığı ifade edilmektedir.
Hattâbî, bu iki hadis-i şerifin arasını şöyle telif ediyor:

"Namazdan önce yemek yemeye izin veren hadis-i şerif, gönlü, ortaya konan yemeği
çok arzu eden ve o yemeği yemeye çok ihtiyaç hisseden kimseler içindir. Bu durumda
olan bir kimse ezanın okunması ve yemeğin de ortaya gelmesi halinde eğer namaz
vaktinin çıkma tehlikesi yoksa, yemeğe karşı olan bu iştahını teskin etmek için
yemekten biraz yer, namazını yemekten sonra kılar. Bu suretle namazı yemeğe gönlü
takılı bir şekilde kılmaktan kurtulup hakkıyla ifa etme imkânını bulmuş olur.
Ancak bu şekilde hareket etmek durumunda kalan bir kişi sofranın başına oturmaz ve
iyice karnını doyurmaz. Sadece ortaya gelen yemeklerden birer parça alıp açlığını ve
yemeklere olan arzusunu teskin edip namazını te'hir etmeden kılar. 3758 numaralı
hadis-i şerif ise, yemeğe karşı aşın şekilde arzu ve ihtiyaç duymayan ve namaz kılmak
için fazla vakti kalmayan kimseler içindir. Bu durumda olan bir kimsenin namazı
yemeğe takdim etmesi farzdır. Binaenaleyh bu iki hadis arasında bir çelişki yoktur."
Nitekim, 3759 numaralı hadis-i şerif de Hattâbî'nin bu görüşünü doğrulamaktadır.
Bazı hallerde akşam yemeğinin akşam namazına takdim edilebileceğini ifade eden bu
hadis-i şerifin hükmünü sadece akşam namazıyla akşam yemeğine tahsis etmek doğru
değildir.

Burada sadece akşam namazıyla akşam yemeğinden bahsedilmesinin sebebi, insanın
bu durumla genellikle akşam yemeği vaktinde karşılaşması olsa gerektir. Çünkü sabah
namazı vaktinde insanın böyle bir durumda kalması pek enderdir. Öğle vaktine
gelince, öğleyin yemek yeme âdeti Hz. Peygamber devrinde yoktu. Bu âdet sonradan
çıkmıştır.

Akşam yemeğinin ortaya gelmesiyle akşam ezanı vaktinin aynı zamana rastlaması
halinde yemeğin öne alınmasıyla ilgili bu emrin hükmü üzerinde ulema ihtilâf
halindeler.

Cumhuru ulemaya göre; bu emrin hükmü menduptur. Binaenaleyh bu emre göre
hareket etmek menduptur. Şâfıîlere göre bu emir yemek yemeye çok ihtiyacı olan
kimseler içindir. Bu durumda olmayan kimseler için geçerli değildir.
İmam Gazali, yemeğin bozulmasından korkan kimselerin de bu emrin şümulüne
girdiklerini söylemiştir. Süfyân-ı Sevrî ile İmam Ahmed ve İshak hazretleri de bu
görüştedirler. Zahiriye mezhebi imamlarından İbn Hazm'e göre ise, bu emre uymadan
namaza duran kimsenin namazı bâtıldır.

Bazılarına göre ise, hafif olarak yemek namaza takdim edilebilirse de hafif olmayan
bir yemek takdim edilemez.

Hafız Münzirî, İmam Mâlik'in bu görüşte olduğunu söylemiştir. Mâli-kî mezhebinden

olan diğer ulemaya göre kesinlikle namaz yemeğe takdim edilir. Fakat namaza

durunca bir an önce yemeğe başlama arzusunun namazda aceleciliğe sebep

olacağından korkulursa yemek öne alınır. Yemeğe bir an önce başlamak için alelacele

kılman bir namazı iade etmek de müstehabtır.

Bu mevzuda merhum Ö.N. Bilmen şöyle diyor:

"Mubah bir yemek hazır olduğu halde namaza başlamak mekruhtur.

Meğer ki vaktin çıkmasından korkulsun. Bu yemeğe iştahı olsun veya olmasın,



1571

müsavidir."



11. Yemekten Önce Elleri Yıkamanın Hükmü