بَابٌ فِي أَكْلِ لُحُومِ الْخَيْلِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي أَكْلِ لُحُومِ الْخَيْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3349 حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِيٍّ ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ ، قَالَ : نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ خَيْبَرَ عَنْ لُحُومِ الْحُمُرِ ، وَأَذِنَ لَنَا فِي لُحُومِ الْخَيْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) said: Gold is to be paid for with gold, raw and coined, silver with silver, raw and coined (in equal weight), wheat with wheat in equal measure, barley with barley in equal measure, dates with dates in equal measure, salt by salt with equal measure; if anyone gives more or asks more, he has dealt in usury. But there is no harm in selling gold for silver and silver (for gold), in unequal weight, payment being made on the spot. Do not sell them if they are to be paid for later. There is no harm in selling wheat for barley and barley (for wheat) in unequal measure, payment being made on the spot. If the payment is to be made later, then do not sell them.

Abu Dawud said: This tradition has also been transmitted by Sa'id b. Abi 'Arubah, Hisham al-Dastawa'i and Qatadah from Muslim b. Yasar through his chain.

(3788) Câbir b. Abdillah'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s. a), Hayber

£123]

günü bize (ehlî) eşek etini (yemeyi) yasakladı, at etini yememize izin verdi.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3350 حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ ، قَالَ : ذَبَحْنَا يَوْمَ خَيْبَرَ الْخَيْلَ ، وَالْبِغَالَ ، وَالْحَمِيرَ ، فَنَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ البِغَالِ ، وَالْحَمِيرِ ، وَلَمْ يَنْهَنَا عَنِ الْخَيْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

He said: If these classes differ, sell as you wish if payment is made on the spot.

(3789) Câbir b. Abdillah'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Biz Hayber (savaşı) günü
bir takım atları, katırları ve (ehlî) eşekleri kesmiştik. Rasûlullah (s. a), bize katırlarla

£1241

eşekleri(n etlerini yemeyi) yasakladı, (fakat) atlan(n etini yemeyi) yasaklamadı.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3351 حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ شَبِيبٍ ، وَحَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ الْحِمْصِيُّ ، قَالَ حَيْوَةُ : حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ ، عَنْ ثَوْرِ بْنِ يَزِيدَ ، عَنْ صَالِحِ بْنِ يَحْيَى بْنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِي كَرِبَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، عَنْ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : نَهَى عَنْ أَكْلِ لُحُومِ الْخَيْلِ ، وَالْبِغَالِ ، وَالْحَمِيرِ ، زَادَ حَيْوَةُ : وَكُلِّ ذِي نَابٍ مِنَ السِّبَاعِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَهُوَ قَوْلُ مَالِكٍ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : لَا بَأْسَ بِلُحُومِ الْخَيْلِ ، وَلَيْسَ الْعَمَلُ عَلَيْهِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَهَذَا مَنْسُوخٌ قَدْ أَكَلَ لُحُومَ الْخَيْلِ جَمَاعَةٌ مَنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْهُمْ : ابْنُ الزُّبَيْرِ ، وَفَضَالَةُ بْنُ عُبَيْدٍ ، وَأَنَسُ بْنُ مَالِكٍ ، وَأَسْمَاءُ بِنْتُ أَبِي بَكْرٍ ، وسُوَيْدُ بْنُ غَفَلَةَ ، وَعَلْقَمَةُ ، وَكَانَتْ قُرَيْشٌ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَذْبَحُهَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) was brought a necklace in which there were gold and pearls.

(The narrators AbuBakr and (Ahmad) Ibn Mani' said: The pearls were set with gold in it, and a man bought it for nine or seven dinars.)

The Prophet (ﷺ) said: (It must not be sold) till the contents are considered separately. The narrator said: He returned it till the contents were considered separately. The narrator Ibn Asa said: By this I intended trade.

Abu Dawud said: The word hijarah (stone) was recorded in his note-book before, but he changed it and narrated tijarah (trade).

(3790) Halid b. Velîd'den rivayet olunduğuna göre;

Rasûlullah (s. a), atların, katırların ve eşeklerin etlerim yemeyi yasaklamıştır.

(Bu hadisi rivayet edenlerden) Hayve, (rivayetine şu sözleri de) ilâve etti: "Köpek dişi

olan yırtıcı hayvanların tümünü(n etlerini) de (yasakladı)."

Ebû Dâvûd dedi ki: Bu (hadisin ifade ettiği hüküm imam) Mâlik'in görüşüdür.
(Aslında) at etîeri(nin yenmesinde bir sakınca yoktur; ve amel bu hadis üzerinde
değildir. (Çünkü) bu (hadis) neshedil-miştir ve Peygamber (s.a)'in sahâbîlerinden bir
cemaat at etlerini yemiştir, îbn Zübeyr, Fedâle b. Ubeyd, Enes b. Mâlik, Esma binti
Ebi Bekr, Süveyd b. Gafele ve Alkame bunlardandır. Rasûlullah (s. a) zamanında

£125]

Kureyşliler atları keserlerdi.
Açıklama

Bu konuda Hattâbî şöyle diyor:

"Hz Peygamber'in at etini helâl kıldığını ifade eden (3788 nolu) Câbir b. Abdillah
hadisi hasen bir sened ile rivayet olunmuştur. At etinin haram kılmdığnı ifade eden
(3790 numaralı) Halid b. Velid hadisi ise, çeşitli yönlerden tenkide müsaid olan zayıf
bir senetle rivayet olunmuştur. Ayrıca bu hadisin senedinde bulunan Salih b. Yahya b.
el-Mikdâm b. Ma'dî kerb, onun babası Yahya b. el-Mikdâm ve dedesi el-Mikdâm b.
Ma'dîkerb gibi râvilerin birbirinden hadis işittikleri kesin olarak tesbit edilmiş değildir.
Bu bakımdan ulema at etini yemenin helâl olup olmadığı konusunda ihtilâfa
düşmüşlerdir. İbn Abbas (r.a)'m at etini yemenin mekruh olduğunu söylediği rivayet
edilmiştir. İmam Ebû Hanîfe ile ashabı ve İmam Malik de bu görüştedir.
el-Hakem ise, "Binmeniz ve süs için alları, katırları ve merkepleri (yarattı) ve daha

£1261

sizin bilmediğiniz nice şeyler yaratmaktadır." âyeti kerimesini delil getirerek at
eti yemenin Kur'an-ı Kerim' de haram kılınmış olduğunu söylemiştir.
Bazıları ise at eti yemenin helâl olduğunu söylemişlerdir ki, Şüreyh, Hasan-ı Basrî,
Atâ b. Ebi Rebâh, Saîd b. Cübeyr, Hammâd b. Ebî Süleyman bunlardandır. İmam Şafiî
ile İmam Ahmed ve İshak hazretleri de bu görüştedirler.

Bazılarının iddia ettiği gibi Nahl sûresinin 8. âyetinin at etini haram kılması



meselesine gelince; aslında bu âyette at etinin haram olduğuna delâlet eden bir ifade
yoktur. Bu âyette atların binilmek ve süs için yaratıldıklarından bahsedilmesi, onların
etlerinden yararlanmanın caiz olmadığı anlamına gelmez. Onların binilmek ve süs için
yaratıldıklarından bahsedilmesi onların en çok binmeye ve süs olarak kullanmaya
yaramalanndandır. Onların daha ziyade bu maksatlarla kullanılmaları ise etlerinin
yenmesine engel değildir.

£1271

Nitekim, "Leş, kan, domuz eti... size haram kılındı." âyeti kerimesinde domuzun
sadece etinin haram kılındığından bahsedilmiş, diğer taraflarının haram olduğundan
bahsedilmemiştir. Nasıl ki, domuzun sadece etinin haramlığmdan bahsedilip de diğer
taraflarının haramlığmdan bahsedilmemesi onun diğer taraflarının helâl olduğu
anlamına gelmezse, atların da binilmek ve süs olarak kullanılmak için yaratılmış
olmalarından bahsedilmesi onların etlerini yemenin, üzerlerinde yük taşımanın haram
olması anlamına gelmez. Nitekim şu âyet-i kerimeler atın üzerinde yük taşımak gibi
daha birçok faydaları olduğuna delâlet etmektedir:

1. "Onlarda sizin için isinma(nızı sağlayan şeyler) ve daha birçok yararlar

£1281

vardır."

[1291

2. "O hayvanların üzerinde ve gemiler üzerinde taşınırsınız."

3. "Ağırlıklarınızı öyle uzak yerlere taşırlar kî (onlar olmasa) siz (canlarınızın) yarısı

LİM

tükenmeden oraya varamazdınız."

Nasıl ki Nahl sûresinin 8. ayetinin atlar üzerinde yük taşımanın helâl olduğundan
bahsetmemesi, atlar üzerinde yük taşımanın haram olmasını gerektirmemişse, yine
aynı âyette atların etinin helâl olduğundan bahsedilmemesi de at etinin haram olmasını
gerektirmez.

el-Hasen'den gelen bir rivayette İmam Ebû Hanîfe'nin at etini yemenin haram
olduğunu söylediği ifade ediliyorsa ;da, Zâhirü'r-Rivâye'de imamın, at eti yemenin
mekruh olduğunu söylediği belirtilmiştir. Bu mevzuda gelen hadisler oldukça farklı
olduğundan Ebû Hanife at eti yemenin haram olduğunu söylememiştir. İmam Ebû
Hanîfe'nin bu mevzudaki delili yukarıda me-, alini sunduğumuz Nahl sûresinin 8.
âyetidir. Sünnetten delili de bu babda gelen Hz. Peygamber'in at etini yasakladığını
ifade eden hadis-i şeriftir.

Bu mevzuda merhum Ö. Nasuhi Bilmen şöyle diyor:

"Beygirler cihada yarayan kıymetli hayvanlardır. Bu cihetle bunların etlerini yemek
İmam A'zam'a göre tahrimen veya tenzihen mekruhtur. İmameyn'e göre de tenzihen
mekruhtur.

Ehlî merkeplerin ve anaları merkep olan katırların etleri haramdır veya tahrimen
mekruhtur. Vahşi merkeplerin ve anaları sığır olan katırların etleri ise haram değildir.
Hayvanlar analarına tabidirler.

İmam Mâlik'den bir rivayete göre, ehlî merkeplerin etleri mekruh; bir rivayete göre de
haramdır. Meşhur olan kavle göre, beygirlerin etleri de haramdır. İmam Şafiî ile İmam

£131]

Ahmed'e göre beygirlerin etleri mekruh değildir."

Hanefi mezhebine göre, "Azı dişleriyle kapıp avlayan, parçalayan ve kendisini



£1321

müdafaa eden hayvanların etleri haramdır, yenilmez."

Bezlü'l-Mechûd yazarının da dediği gibi, bazı sahâbîlerin at eti yediklerinden
bahsedilen hadisler, onların zaruret halleriyle ilgili olması gerektir. Esasen Hz. Hâlid,
Hayber savaşından sonra müslüman olduğuna göre, at etinin haram olduğunu bildiren
3790 numaralı hadisin, helâl olduğunu bildiren 3789 numaralı hadisi neshetmiş olması
gerekir. At eti yemenin helâl olduğunu kabul edenler de at etini yemeyi yasaklayan
hadislerin neshedildi-ğini söylerler.

Musannif Ebû Davud'un, hadisin sonunda yaptığı açıklamadan kendisinin de bu
görüşte olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Hz. Halid'in Hayber'den sonra müslümanlığı
kabul ettiği düşünülürse, at etini yasaklayan hadislerin mubah olduğunu ifade eden

[133]

hadisleri neshettiği anlaşılır.
26. Tavşan Eti Yemek