بَابٌ فِيمَنْ أَعْتَقَ عَبِيدًا لَهُ لَمْ يَبْلُغْهُمُ الثُّلُثُ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِيمَنْ أَعْتَقَ عَبِيدًا لَهُ لَمْ يَبْلُغْهُمُ الثُّلُثُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3502 حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ ، عَنْ أَيُّوبَ ، عَنْ أَبِي قِلَابَةَ ، عَنْ أَبِي الْمُهَلَّبِ ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ ، أَنَّ رَجُلًا ، أَعْتَقَ سِتَّةَ أَعْبُدٍ عِنْدَ مَوْتِهِ ، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُمْ ، فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَ لَهُ قَوْلًا شَدِيدًا ، ثُمَّ دَعَاهُمْ فَجَزَّأَهُمْ ثَلَاثَةَ أَجْزَاءٍ ، فَأَقْرَعَ بَيْنَهُمْ : فَأَعْتَقَ اثْنَيْنِ ، وَأَرَقَّ أَرْبَعَةً حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ يَعْنِي ابْنَ الْمُخْتَارِ ، حَدَّثَنَا خَالِدٌ ، عَنْ أَبِي قِلَابَةَ ، بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ وَلَمْ يَقُلْ : فَقَالَ لَهُ قَوْلًا شَدِيدًا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ ، حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ هُوَ الطَّحَّانُ ، عَنْ خَالِدٍ ، عَنْ أَبِي قِلَابَةَ ، عَنْ أَبِي زَيْدٍ ، أَنَّ رَجُلًا مِنَ الْأَنْصَارِ بِمَعْنَاهُ وَقَالَ : يَعْنِي النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَوْ شَهِدْتُهُ قَبْلَ أَنْ يُدْفَنَ لَمْ يُدْفَنْ فِي مَقَابِرِ الْمُسْلِمِينَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

On his father's authority, said that his grandfather told that the Messenger of Allah (ﷺ) forbade the type of transactions in which earnest money was paid.

Malik said: This means, as we think--Allah better knows-that a man buys a slave or hires an animal, and he says: I give you a dinar on condition that if I give up the transaction or hire, what I gave you is yours.

(3958) İmrân b. Husayn'dan rivayet olunduğuna göre;

Bir adam ölürken altı kölesini azad etmiş ve onlardan başka malı yokmuş. Bu (haber)
Peygamber (s.a.v.)'e ulaşınca o kimse için ağır sözler söylemiş, sonra köleleri çağırıp
onları üçe bölerek aralarında kur'a çekmiş. (Kur'a sonucu bunlardan) ikisini azad etmiş



[63]

ve dördünü de köle olarak bırakmıştır.



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3503 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ ، عَنْ يَحْيَى بْنِ عَتِيقٍ ، وَأَيُّوبَ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ ، أَنَّ رَجُلًا ، أَعْتَقَ سِتَّةَ أَعْبُدٍ عِنْدَ مَوْتِهِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُمْ ، فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَأَقْرَعَ بَيْنَهُمْ : فَأَعْتَقَ اثْنَيْنِ ، وَأَرَقَّ أَرْبَعَةً

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Hakim asked (the Prophet): Messenger of Allah, a man comes to me and wants me to sell him something which is not in my possession. Should I buy it for him from the market? He replied: Do not sell what you do not possess.

(3961) İmrân b. Husayn'dan rivayet olunduğuna göre:

Bir adam ölürken altı kölesini azad etmiş ve (kendisinin) bu kölelerden başka bir malı
da yokmuş. Bu (haber) Peygamber (s.a.v )'e yetişince köleler arasında kur'a çekmiş,

[661

(kıır'a sonucu onlardan) ikisini azad etmiş, dördünü de köle olarak bırakmış.
Açıklama

Ölüm yatağında iken kölelerini azad ettiğinden bahsedilen şahsın kimliği hakkında bir
açıklama mevcut değildir.

Sadece 3960 numaralı hadis-i şerifde onun Ensari olduğuna dair bir açıklama
bulunmaktadır.

Her ne kadar burada sözü geçen şahsın kölelerini ölmek üzere iken azâd ettiği ifade

[671

edilmekte ise de, Müslim'in bir rivayetinde bu şahsın ölürken kölelerinin azad
edilmesini vasiyet ettiği ifade edilmektedir.

İmam Kurtubî'nin de dediği gibi doğru olan rivayet Müslim'in bu rivayetidir. Ancak
bazı râviler bu hadisi rivayet ederken yanlışlıkla "vasiyet etti" kelimesini atlayarak
sadece onun ölmek üzere iken kölelerini azad ettiğini nakletmekle kalmıştır.
Bilindiği gibi bir kimsenin mirasının üçte birisinden fazlasında vasiyet hakkı yoktur.
Sözü geçen sahabinin altı kölesinin değeri tüm mirasının üçte birinden fazla
olduğundan, onun bu vasiyeti tümüyle geçerli değildir. Bu yüzden Hz. Peygamber
onun bu usulsüz tasarrufunu duyunca onun hakkında ağır sözler sarfetmiştir. 3960
numaralı hadis-i şeriften anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber'in o şahıs hakkında
söylediği ağır sözler. "Eğer ben defnedilmeden önce o adamı görseydim o,
müslümanlar mezarlığına gömülmezdi" anlamına gelen cümlelerden ibarettir.
Nesai'nin rivayetine göre, Hz. Peygamber'in sözü geçen sahabi hakkında; "Bileydim
onun namazına katılmak istemezdim." dediği ifade edilmektedir.
Bu babda geçen hadis-i şerifler, mallarının üçte biri kölelerinin değerine ulaşmadığı
halde, ölüm yatağında iken kölelerini azad eden vcva azad edilmelerini vasiyet eden
kimsenin ölümüyle, malının üçte biri karşılığında hangi kölelerin hür sayılacağı
konusunda kur'a usulüne başvurulabileceğini söyleyen imam Malik ile İmam Şafii.



Ahmed. İshak, Da-vud, İbn Cerir ve cumhur ulemanın delilidir.

İmam Ebu Hanife'ye göre ise, bir kimsenin kölelerinden her birinin vücudu mirasın
üçte birinden hissesine düşen pay nisbetinde azad olur ve kölelerden herbiri
vücudunun kalan kısmının da hürriyete kavuşması için gereken parayı temin etmek
üzere çalıştırılır. Bu parayı kazanıp da varislere teslim edince vücudunun tümü
hürriyetine kavuşmuş olur. Said b. el-Müseyyeb ile Şureyh, en-Nesâi, Şabî, Katâde ve
Hammad da bu görüştedirler.

Hanifılerden bazıları ise, bu gibi hususlarda kur'a usulüne göre başvur-murmanm
meşru olmayıp cahiliye adetlerinden kalan bir nevi kumar olduğunu söylemişlerdir.

im

İbnül Münzir, Ebû Hanîfe'nin kurayı caiz gördüğünü söylemiştir.
Kur'anm caiz olmadığını söyleyen Hanefî'nin imamlarına göre. kur'a İslamin ilk
yıllarından geçerli idi, fakat sonradan nesh edildi. Nitekim Ebû Cafer et-Tahâvi'nin
£701

rivayet ettiği Hz Ali'nin İslamm ilk yıllarında Ye-men'de bu usulü uyguladığını ve
Hz Peygamberin de tasvibine mazhar olduğunu fakat sonradan bu usulü terkettiğini



ifade eden hadis-i şerif de buna delalet eder.

11. Malı Olan Bir Köleyi Azad Eden Kimse Hakkında (Gelen Hadisler)