كِتَاب الْحُرُوفِ وَالْقِرَاءَاتِ



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3519 حَدَّثَنَا النُّفَيْلِيُّ ، حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ ، حَدَّثَنَا فُضَيْلُ بْنُ مَرْزُوقٍ ، عَنْ عَطِيَّةَ بْنِ سَعْدٍ الْعَوْفِيِّ ، قَالَ : قَرَأْتُ عَلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : { اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ } فَقَالَ : ( مِنْ ضُعْفٍ ) قَرَأْتُهَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَمَا قَرَأْتَهَا عَلَيَّ ، فَأَخَذَ عَلَيَّ كَمَا أَخَذْتُ عَلَيْكَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) as saying: If anyone becomes insolvent and the man (i.e. creditor) finds his very property with him, he is more entitled to it than anyone else.

(3978) Atiyye b. Sa'd El-Avfî'den rivayet olunmuştur; dedi ki: "o Allah'dır ki, sizin
[311

za'fdan yarattı" ayetini Abdullah b. Ömer"in yanında (kelimesinin ilk harfini üstün
olarak) okudum? da bana; "min du'fm" oku, dedi (ve sözüne şöyle devam etti): "Ben
bu ayeti Resulullah (s.a.v)'a senin bana okuduğun şekilde okudum da benim sana itiraz

[321

ettiğim gibi bana itiraz etti."
Açıklama

Müfessir Beğavi'nin açıklamasına göre; hadis-i şerifte söz konusu edilen kelimesinin
"dat"ı Ötreli olarak da üstünlü olarakta okunur. Kureyşliler "dat"m ötresiyle, Temin
kabilesi de "daf m üstünüyle okurlar.

Nesefı'nin açıklamasına göre, Kıraaat imamları da ötreli okurlar. Asım ile Hamza bu
harfi üstünlü, diğer kıraaat imamları da ötreli okurlar. Fakat mevzumuzu teşkil eden
haris-i şerif bu harfi ötreli okumanın üstünlü okumaya nisbetle daha sıhhatli olduğuna
133]

delalet etmektedir.

11. Muhammed B. Yahya El-Kutaî'nin Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3520 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى الْقُطَعِيُّ ، حَدَّثَنَا عُبَيْدٌ يَعْنِي ابْنَ عَقِيلٍ ، عَنْ هَارُونَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَابِرٍ ، عَنْ عَطِيَّةَ ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ : عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ ضُعْفٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: If a man sells (his) property and the man who buys it becomes insolvent, and the seller does not receive the price of the property he had sold, but finds his very property with him (i.e. the buyer), he is more entitled to it (than others). If the buyer dies, then the owner of the property is equal to the creditors.

(3979) Ebu Saîd'den rivayet olunduğuna göre;

Peygamber (s.a.v) (Rûm sûresinin 54. ayet-i kerimesinde geçen) (kelimesini dat'ın

1341

ötresiyle du'fm şeklinde okumuştur.
Açıklama

1351

Bu hadisle ilgili açıklama osr önceki hadisin şerhinde geçmiştir.

12. Muhammed B. Kesir'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3521 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ ، أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ أَسْلَمَ الْمِنْقَرِيِّ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ، عَنْ أَبِيهِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى ، قَالَ : قَالَ أُبَيُّ بْنُ كَعْبٍ : ( بِفَضْلِ اللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِ فَبِذَلِكَ فَلْتَفْرَحُوا ) قَالَ أَبُو دَاوُدَ : بِالتَّاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

If he paid something from the price (of the property), then he will be equal to the creditors in it.

(3980) Abdurrahnıan b. ebza'dan rivayet olunduğuna göre;

Übeyy b. Ka'b, "deki: Allah'ın lütfuyla, rahmetiyle (evet) ancak onunla ferahlansınlar



[361

" ayet-i kerimesini (şeklinde okumuştur. Ebû Davûd dedi ki: kelimesi k'(tâ) ile
[371

okunur.
Açıklama

Metinde geçen "feltefrahu" kelimesinin mütevatirdan kıraaat şekli .. feıyefrahu"dur.
Bu kelimeyi "felatefrahu" şeklinde okumak meşhur yahutta şaz bir kıraattir. Zeyd b.
Sabit'in de bu kelimeyi "feltefrahu" şeklinde okuduğu rivayet edilmektedir.
Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif, bu kelimenin bu şekilde okunabileceğine delalet
ettiği gibi, 3981 numaralı hadis-i şerif de bu kıraatin caizliğini teyid eder.
Bu durumda ayet-i kerimenin meali şöyle olur: "Deki... Ey Muhammed ashabı,

138]

Allah"m lütfuyla , rahmetiyle (evet) ancak onunla ferahlanın."
13. Muhammed B. Abdullah'ın Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3522 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا الْمُغِيرَةُ بْنُ سَلَمَةَ ، حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ ، عَنِ الْأَجْلَحِ ، حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ أُبَيٍّ : أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : قَرَأَ : ( بِفَضْلِ اللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِ فَبِذَلِكَ فَلْتَفْرَحُوا هُوَ خَيْرٌ مِمَّا تَجْمَعُونَ )

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

If he paid something from its price, then he will be equal to the creditors in the remaining price. If a man dies and he has the very property of a man (i.e. seller), he is equal to the creditors whether he (the buyer) pays him (the price) or not.

Abu Dawud said: Malik's version of this tradition is sounder.

(3981) Übeyy b. Kab'dan rivayet olunduğuna göre;

Paygamber (s.a.v)"Deki: Allah'ın lütfuyla, rahmetiyle ancak onunla fe-
rahlansınlar" (anlamındaki, Yunus suresinin 58. ayet-i kerimesini); "Bifadlillahi ve
birahmetihi febizalike feltefrahu hüve hayrun mimma tecmeûn" şeklinde okumuştur.
[391



Açıklama

Bu hadis-i şerifte farklı şekillerde okunabilen iki kelimeye dikkat çekilmekte ve bu
kelimeleri Hz. Peygamber'in nasıl okuduğu açıklanmaktadır.

Bu kelimelerin biri "feltefrahu" kelimesidir. Biz bu kelime ile ilgili kıraat şekillerini
bir önceki hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.
İkinci kelime ise "tecmeun" kelimesidir. Bu kelimeyi de "ta" ve "ya" harfleriyle
okumak caizdir. Bezlü'l Mechud yazarının açıklamasına göre, bu kelimeyi ibn Amir

[401

"tâ" ile, diğer ku'aat imamları ise "ya" ile okumuşlardır.

14. Musa B. İsmail'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3523 حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، أَخْبَرَنَا ثَابِتٌ ، عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ ، عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ ، أَنَّهَا سَمِعَتِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : يَقْرَأُ ( إِنَّهُ عَمِلَ غَيْرَ صَالِحٍ )

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

We came to AbuHurayrah who had become insolvent. He said: I shall decide between you on the basis of the decision of the Messenger of Allah (ﷺ): If anyone becomes insolvent or dies and the man (the seller) finds his very property with him, he is more entitled to it (than others).

(3982) Esma bin. Yezid'den rivayet olunduğuna göre;

[411

Kendisi Peygamber (s.a.v)'i ("Onun yaptığı uygunsuz bir iştir" mealindeki ayet-i

1421

kerimeyi) (şeklinde) okurken işitmiş.
Açıklama



Bu hadis, ayet-i kerimede geçen kelimesinin "amile" şeklinde ve kelimesinin de



üstünlü "ra" ile "gayra" şeklinde okunabileceğini, çünkü, Hz. Peygamber'in bu
kelimeleri böyle okuduğu ifade edilmektedir.

Hattabi'nin açıklamasına göre, Yakub ile Kısâî bu hadis-i şerife dayanarak bu
kelimeleri böyle okumuşlardır. Bu okuyuşa göre ayet-i kerimenin manası şöyle olur:
"Senin oğlun yaramaz bir iş yapmıştır." Yani şirk koşmuştur.

Diğer kıraat imamları ise bu ayet-i "innehu amelun gayru sâlikin" şeklinde
okumuşlardır. Bu okuyuşa göre "innehu" kelimesinde bulunan zamirin iki mercii
olabilir.

1. Hz. Nuh'un oğlu.

2. Hz. Nuh'un Allah'tan istediği oğlunun boğulmaktan kurtarılması işi. Binaenaleyh bu
kıraat'a göre ayet-i kerimeye iki şekilde de mana vermek mümkündür.

1. "Ay Nuh, senin oğlun faydasız bir iş (sahibi) dir."

[43]

2. "Ey Nuh, (senin benden istediğin) bu (iş) faydasız bir iştir."

15. Ebû Kâmilin Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3524 حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ يَعْنِي ابْنَ الْمُخْتَارِ ، حَدَّثَنَا ثَابِتٌ ، عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ ، قَالَ : سَأَلْتُ أُمَّ سَلَمَةَ : كَيْفَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقْرَأُ هَذِهِ الْآيَةَ { إِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍ } ؟ فَقَالَتْ : قَرَأَهَا ( إِنَّهُ عَمِلَ غَيْرَ صَالِحٍ ) قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَرَوَاهُ هَارُونُ النَّحْوِيُّ ، وَمُوسَى بْنُ خَلَفٍ ، عَنْ ثَابِتٍ ، كَمَا قَالَ عَبْدُ الْعَزِيزِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: If anyone finds an animal whose owners were helpless to provide fodder to it and so they turned it out (of their house), and he took it and looked after it, it will belong to him.

Abu Dawud said: This is the tradition of Hammad. It is more plain and perfect.

(3983) Şehr b. Hûşeb'den rivayet olunmuştur; dedi ki:Ben, Ümmü seleme'ye;
Resulullah (s.a.v), şu

I44J

ti(ni) nasıl okurdu? diye sordum. Onu, "innehu amile gayra salihina şeklinde
okudu" cevabını verdi.

Ebû Davûd dedi ki: Bu hadisi Harun en-Nahvî ile Musa da Sabit'ten Abdulaziz'in

1451

rivayet ettiği gibi rivayet ettiler.

16. İbrahim B. Musa'nın Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3525 حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى ، أَخْبَرَنَا عِيسَى ، عَنْ حَمْزَةَ الزَّيَّاتِ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، عَنْ أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ ، قَالَ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا دَعَا بَدَأَ بِنَفْسِهِ وَقَالَ : رَحْمَةُ اللَّهِ عَلَيْنَا وَعَلَى مُوسَى لَوْ صَبَرَ لَرَأَى مِنْ صَاحِبِهِ الْعَجَبَ ، وَلَكِنَّهُ قَالَ { إِنْ سَأَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي قَدْ بَلَغْتَ مِنْ لَدُنِّي } طَوَّلَهَا حَمْزَةُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: If anyone leaves an animal at a place of perishing and another man brings it to life, it belongs to him who brings it to life.

(3984) Übeyy b. Ka'b şöyle demiştir:

Resulullah (s.a.v) dua ettiği zaman (duaya) önce kendinden başlardı. (Birgün şöyle)
buyurdu:

Allah'ın rahmeti bizim ve (kardeşim) Musa'nın üzerine olsun. Eğer (o) arkadaşından
gördüğü şeylere sabretse (de bu gördükleri hakkında ona soru sormasa idi (daha pek
çok acaiblik(ler) görecekti. Fakat o (gördüklerine sabredememesi neticesinde şöyle)
dedi: "Eğer bundan sonra (bir daha) sana bir şey sorarsam artık bana arkadaş olma. (O

1461

zaman) benim tarafımdan (yapılacak) son özüre ulaştın." Hamza (bu cümlede
geçen Ledünnî kelimesini) dal hafinin Ötresi ve nun harfinin şeddesi ile "ledünni

£471

şeklinde okudu.
Açıklama

Metinde geçen ayet-i kerimedeki kelimesinin nun'unu çeşitli şekillerde okumak
caizdir. Mevzumuzu teşkil eden hadiste de açıklandığı gibi, bu kelimeyi Ebu Davûd
dal hafinin ötresi ve nun'un şeddesi ile "ledünni" şeklinde, Nafi "le dünî" şeklinde,
Ebu Bekir dal hafinin sükunu ve zamme işmami ile "ledni" şeklinde okumuştur.



Bilindiği gibi işmam, harfin herekesini göstermek için sükundan sonra dudakları
yummaktır, dudakları yumarak harfin herekesini göstermek, gösterilmek istenen
hereke telafuz edilirken dudaklar hangi şekli alırsa, dudağı yumunca o şekli vermekle
olur. Geriye kalan kıraat imamları da yine "ledunnî" şeklinde okumuşlardır.
Bu mevzuda imam Beğavi şöyle diyor: Ebu Cafer, Nafî ve Ebû Bekir kelimesinin

148]

nun'unu şeddesiz, diğer kıraat imamları ise şeddeli okurlar.

17. Muhammed B. Abdurrahman'ın Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3526 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْعَنْبَرِيُّ ، حَدَّثَنَا أُمَيَّةُ بْنُ خَالِدٍ ، حَدَّثَنَا أَبُو الْجَارِيَةِ الْعَبْدِيُّ ، عَنْ شُعْبَةَ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، عَنْ أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ : قَرَأَهَا { قَدْ بَلَغْتَ مِنْ لَدُنِّي } وَثَقَّلَهَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) as saying: The milk of milch camels may be drunk for payment when in pledge, and the animal may be ridden for payment when it is pledge; payment being made by the one who rides and the one who drinks.

Abu Dawud said: In our opinion this is correct.

(3985) Übeyy b. Ka'b'dan rivayet olunduğuna göre;

Peygamber (s.a.v), şu "Benim tarafımdan sana özür ulaşmıştır," mealindeki, Kehf

1491

suresinin 76. ayeti(ni), şeklinde, nun harfinin ötresi ve şeddesi ile okumuştur. Bu

[501

Hadis'i şerifle ilgili açıklama 3924 nolu hadiste geçti.

18. Muhammed B. Mes'ud El-Missisi'nin Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3527 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَسْعُودٍ الْمِصِّيصِيُّ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ دِينَارٍ ، حَدَّثَنَا سَعْدُ بْنُ أَوْسٍ ، عَنْ مِصْدَعٍ أَبِي يَحْيَى ، قَالَ : سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ ، يَقُولُ : أَقْرَأَنِي أُبَيُّ بْنُ كَعْبٍ كَمَا أَقْرَأَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : { فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ } مُخَفَّفَةً

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

reported the Prophet (ﷺ) as saying: There are people from the servants of Allah who are neither prophets nor martyrs; the prophets and martyrs will envy them on the Day of Resurrection for their rank from Allah, the Most High.

They (the people) asked: Tell us, Messenger of Allah, who are they? He replied: They are people who love one another for the spirit of Allah (i.e. the Qur'an), without having any mutual kinship and giving property to one. I swear by Allah, their faces will glow and they will be (sitting) in (pulpits of) light. They will have no fear (on the Day) when the people will have fear, and they will not grieve when the people will grieve.

He then recited the following Qur'anic verse: Behold! Verily for the friends of Allah there is no fear, nor shall they grieve.

(3986) Mısda' Ebu Yahya'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben İbn Abbas'ı, "Übeyy b.
Ka'b bana (Kehf süresindeki; kara balçıklı göze' anlamına gelen kelimeleri) Resulullah
(s.a.v)'in kendisine okuttuğu gibi (şeklinde) okudu, (yani) mimden sonraki harfi

£511

elif değil de hemze olarak okudu" derken işittim.
Açıklama

Söz konusu kelimeyi şeklinde okumak Ibn Abbasile Narı, Ibn Kesir' Ebû Amr.ve
Hafs kıraatidir.

Tefsir kitaplarında açıklandığı gibi bu kelimeyi İbn Amr, Ebu Bekir, Hamza ve Kisâî
elifli olarak şeklinde; diğer kıraat imaları da şeklinde okumuşlardır. Birinci okuyuşa
göre kelimesi sıcak bir göze anlamına gelirken, ikinci okuyuşa göre "siyah balçıklı

£521

göze" anlamına gelmektedir.

19. Yahya B. Fazhn Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3528 حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ الْفَضْلِ ، حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ يَعْنِي ابْنَ عَمْرٍو النَّمَرِيَّ ، أَخْبَرَنَا هَارُونُ ، أَخْبَرَنِي أَبَانُ بْنُ تَغْلِبَ ، عَنْ عَطِّيَةَ الْعَوْفِيِّ ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِنَّ الرَّجُلَ مِنْ أَهْلِ عِلِّيِّينَ لَيُشْرِفُ عَلَى أَهْلِ الْجَنَّةِ فَتُضِيءُ الْجَنَّةُ لِوَجْهِهِ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ - قَالَ : وَهَكَذَا جَاءَ الْحَدِيثُ دُرِّيٌّ مَرْفُوعَةٌ الدَّالُ لَا تُهْمَزُ - وَإِنَّ أَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ لَمِنْهُمْ وَأَنْعَمَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The aunt of Umarah ibn Umayr asked Aisha: I have an orphan in my guardianship. May I enjoy from his property? She said: The Messenger of Allah (ﷺ) said: The pleasantest things a man enjoys come from what he earns, and his child comes from what he earns.

(3987) Ebu Said el-Hudri'den rivayet olunduğuna göre; Peygamber (s.a.v) şöyle
buyurmuştur:

"(Cennette) cennetin en yüksek yerlerinin halkından olan bir kimse (kendi makamının
aşağısında bulunan) cennet (ehlin)e bakar da (aşağıda bulunan) cennet (ehlinin yüzü
onun) yüzünün parlaklığı ile aydınlanır. (Çünkü o makamda bulunan cennet ehlinin)
yüzleri inci parlaklığında bir yıldız gibidir."

(Musannif Ebu Davud rivayetine devam ederek şöyle) dedi: Bu hadis (bana) böyle
(dürriyyûn" (şeklinde ki kiraatla, yani) hemzesiz ve ötreli dal harfiyle geldi.
(Ebû Davud rivayetine şöyle devam etti): "Ebû Bekir ile Ömer de onlardandır. (Şu
farkla ki Ebu Bekir ile Ömer), fazilet ve (büyük nimetlere erişme cihetiyle onlardan)



153]

daha da üstündürler."



Açıklama

Metinde geçen kelimesi Nur suresinin 39. avet-j kerimesinde de geçmektedir. Keli-
meyi bu ayet-i kerimede ebu Amr ile Kisâî şeklinde, yani dal harfinin esresi ra'nın
meddi ve hemze ile okumuşlardır.

Diğer, imamlar ise şeklinde okumuşlardır. Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif bu
kelimenin şeklinde kunabılecegmı irade etmektedir. Bu okunuşa göre kelimesi "inci
parlaklığında bir yıldız" anlamına gelir. Diğer iki kıraata göre ise "şihap parlaklığında
bir yıldız" anlamına gelir. Çünkü diğer iki kıraat şekline göre bu kelime "yıldızın

1541

kayması" kelimesinden türemiştir.
20. Osman B. Ebî Şeybe'nin Rivayeti