كِتَاب الْحُرُوفِ وَالْقِرَاءَاتِ



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3529 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، وَهَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، قَالَا : حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ، حَدَّثَنِي الْحَسَنُ بْنُ الْحَكَمِ النَّخَعِيُّ ، حَدَّثَنَا أَبُو سَبْرَةَ النَّخَعِيُّ ، عَنْ فَرْوَةَ بْنِ مُسَيْكٍ الْغُطَيْفِيِّ ، قَالَ : أَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَذَكَرَ الْحَدِيثَ ، فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَخْبِرْنَا عَنْ سَبَأٍ مَا هُوَ أَرْضٌ أَمُ امْرَأَةٌ ؟ فَقَالَ : لَيْسَ بِأَرْضٍ وَلَا امْرَأَةٍ ، وَلَكِنَّهُ رَجُلٌ وَلَدَ عَشْرَةً مِنَ الْعَرَبِ فَتَيَامَنَ سِتَّةٌ وَتَشَاءَمَ أَرْبَعَةٌ قَالَ عُثْمَانُ الْغَطَفَانِيُّ ، مَكَانَ الْغُطَيْفِيِّ ، وَقَالَ : حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الْحَكَمِ النَّخَعِيُّ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) Said: The children of a man come from what he earns, rather they are his pleasantest earning; so enjoy from their property.

Abu Dawud said: Hammad b. Abi Sulaiman added in his version: When you need. But this (addition) is munkar (not authoritative).

(3988) Ferve b. Müseyk'el GutayfTden rivayet olunmuştur; dedi ki:

Peygamber (s.a)'e vardım. (Ferve sözlerine devamla önceki) hadisi rivayet etti. Hadis

şöyle devam ediyor):

Cemaatten birisi:.

Ey Allah'ın Resulü, bize Sebe'i anlat, o nedir? Bir yer midir yoksa bir kadın mıdır?
dedi.

(Hz. Peygamber de) şöyle buyurdu:

"O kadın değildir, bir yer de değildir. Fakat o araplardan on (kavim) meydana getiren
bir adamdır. (Bunlardan) altı (Kavim) Yemen dolaylarına, dört kavim de Şam
havalisine yerleşti."

(Bu hadisin ravilerinden) Osman, "el-Gutayfî" kelimesinin yerine "el-Gatâfâni"
kelimesini rivayet etti ve, "Bize el-Hasan b. El-Hakem en-Nehâî, haber

[551

verdi" (şeklinde) konuştu.
Açıklama

Bu hadisin tamamı Tirmizî'nin Sünen'indedir. Mealen şöyledir:

"Peygamber (s.a.v)'e geldim ve: Ey Allah'ın Resulü, kabilemin (müs-luı Hanlıktan)
yüz çevirenlerine karşı (müslümanlığa) yöııelenleriyle beraber savaşayım mı? dedim.
Hz. Peygamber, onlara karşı savaşmak Hususunda bana izin verdi ve beni kumandan
tayin etti. Yanından çıktığım zaman "Gutayfı ne yaptı 1?" diyerek beni sormuş ve
kendisine benim hareket ettiğim bildirilmiş. Hemen peşimden adm gördeıip beni geri
çevirdi. Yanma geldim. Kendisi sahabeden birkaç kişi ile beraberdi. "Kavmi İslam'a
davet et ve onlardan müslüman olanın mülümanlığmı kabul eyle. Kim müslüman
olmazsa sana yeni bir emir verinceye kadar ecele etme" buyurdu.

[561

Sonra, Sebe hakkında indirilen ayetler nazil oldu.

Hadisin bundan sonraki kısmı tercemede sunduğumuz gibidir.

Bu hadisin mevzumuzu teşkil eden kıraat bölümüyle ilgili yönü. Nemi suresinin 22.



ayetiyle, Sebe suresinin 15. ayetinde geçen kelimesidir. Bu kelimeyi el-Bezzi ile Ebû
Amr, her iki ayet-i kerimede de hemzeyi üstünlü ve tenvinsiz olarak okumuştur.
Çünkü onlara göre bu kelime bir kabile ismi olması cihetiyle alem (özel isim) ve ucme
(yabancı) olma şartlarını haiz olduğundan gayri mun s ariftir. Kumbııl ise, vakf niye-
tiyle her iki ayette de hemzeyi sakin okumuş, geri kalan kıraat imamları da esreli ve
tenvinli okumuşlardır.

Şurası bir gerçek ki, Hz. Peygamber'in bu kelimeyi nasıl okuduğu hâdis-i şerifte
açıklanmadığından bu kıraatlardan hangisinin Hz. Peygamber'in kıraatma uygun
düştüğü burada açıklığa kavuşmuyor.

Tirmizi'nin rivayetinde açıklandığı üzere Sebe'nin neslinden gelerek Şam'a yerleşen
kavimler Lahm, Güzam, Gassân, ve Amile kavimleridir. Yemen dolaylarında

[571

yerleşenler ise Ezd, Eş'ariler, Hımyer, Kinde, Mez-hic ve Enmâr kabileleridir.
21. Ahmed B. Abde'nin Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3530 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ ، وَإِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَبُو مَعْمَرٍ الْهُذَلِيُّ ، عَنْ سُفْيَانَ ، عَنْ عَمْرٍو ، عَنْ عِكْرِمَةَ ، قَالَ : حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِسْمَاعِيلُ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رِوَايَةً فَذَكَرَ حَدِيثَ الْوَحْيِ قَالَ : فَذَلِكَ قَوْلُهُ تَعَالَى { حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ }

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A man came to the Prophet (ﷺ) and said: Messenger of Allah, I have property and children, and my father finishes my property. He replied; You and your property belong to your father; your children come from the pleasantest of what you earn; so enjoy from the earning of your children.

(3989) Ebu Hureyre'den rivayet olunduğuna göre; Peygamber (s.a.v) vahy hadisini

[58]

zikretmiş, "İşte bu, Yüce Allah'ın kalplerindeki korku giderilince" ayeti(nde işaret

[59]

buyurduğu mesele) dit" demiş.
Açıklama

Vahy hadisi Buharinin Sahih'indeki şu manaya gelen cümlelerle rivayet edilmiştir:
"Allah, gökteki meleklere bir emrin infaz olunmasına hükmettiği zaman, düz bir taş
üstünde hareket ettirilen zincir sesi gibi heybetli olan bu ilahi hükme melekler tam
manası ile uyarak (korku ile) kanatlarını birbirine vururlar. Gönüllerinden bu korku
gidince de melekler, mukarrebin meleklere: Rabbiniz ne söylerdi? diye sorarlar.
Mukkarrebin melekler: Allah'ın söylediği hak sözdür, diye allah'm hüküm ve emrini
bildirirler ve Allah yücedir, büyüktür, derler. Bu şekilde kulak hırsızı şeytanlar
Allah'ın o emir ve takdirini işitirler. O esnada kulak hırsızı şeytanlar (yerden göğe
kadar) birbirlerinin üstünde (zincirleme) dizilmiş (ve kulak hırsızlığına hazırlanmış)
bulunurlar. Şeytanlar bu halde iken bazen melekler arasında bir ateş parçası yetişip
altındaki şeytana konuşulanı işittirmeden onu yakar. Bazı defalar da ateş yetişmeden
altındaki şeytana konuşulanı işittirir. O da altmdakine vererek bu suretle ta yere kadar
haber ulaşır ve sahirin ağzına verilir. Şimdi sahir o haberle beraber yüz yalan uydurup
(halka söyler). Allah'ın emri yeryüzünde gerçekleşince sîhir doğru çıkmış olur. Ondan
bu haberi duyanlar da:

- Sahir, vaktiyle şöyle şöyle olacak diye bunları birer birer bize haber vermemiş
miydi? İşte gördük ya sahirin gökyüzünden işittim dediği sözünü haklı ve doğru

£601

buluyoruz, derler."

Metinde geçen £*£ kelimesinin nasıl okunacağı konusunda meşhur kıraat imamları
ihtilaf etmişlerdir. Büyük çoğunluk bu kelimeyi "fiizzia" şeklinde okumuşlardır, ibn
Amr ise "fezzea" şeklinde okumuştur. Kıraat imamlarının tümü "ze" harfinin şeddeli
okunacağında ittifak etmişlerdir. İhilaf bu fiilin malum sigasıyla mı yoksa meçhul



[6Ü

sigasıyla mı okunacağı konusundadır.

22. Muhammed B. Râft En-Neysabûrî'nin Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3531 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ النَّيْسَابُورِيُّ ، حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ سُلَيْمَانَ الرَّازِيُّ ، سَمِعْتُ أَبَا جَعْفَرٍ ، يَذْكُرُ عَنِ الرَّبِيعِ بْنِ أَنَسٍ ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ ، زَوْجِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَتْ : قِرَاءَةُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ { بَلَى قَدْ جَاءَتْكِ آيَاتِي فَكَذَبْتِ بِهَا وَاسْتَكْبَرْتِ وَكُنْتِ مِنَ الْكَافِرِينَ } قَالَ أَبُو دَاوُدَ : هَذَا مُرْسَلٌ الرَّبِيعُ لَمْ يُدْرِكْ أُمَّ سَلَمَةَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: If anyone finds his very property with a man, he is more entitled to it (than anyone else), and the buyer should pursue the one who sold it.

(3990) Peygamber (s.a.v)'in hanımı Ümmü Seleme, Peygamber (s.a.v)'in (Evet ya,
sana ayetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkarcılardan
162]

oldun" mealindeki ayeti) (şeklinde) okuduğunu söylemiştir.
Ebu Davud dedi ki: Bu (hadis) mürseldir. (Çünkü) er-Râbî (b. Enes) Ümmü Seleme'ye
£631

yetişememiştir.
Açıklama

Müfessirlerin açıklamasına göre, bu ayetin baş ta rafında bulunan "bela" kelimesi, bu
ayetten iki ayet önce bulunan, 'Allahu Teala, eğer, beni hidayette kılmış olsaydı elbette

[641

ben de müttakilerden olurdum. " ayetindeki "ley-" kelimesinden doğan
olumsuzluğu red için gelmiştir. Bilindiği gibi olumsuzluğun reddi "belâ" kelimesiyle
olur.

Bir başka ifadeyle, kıyamet gününde günahkar nefsin içinde bulunduğu durumu,
Allah'ın kendisini hidayette kılınmasına bağlamaya kalkışması bu "Belâ" kelimesiyle
reddedilmiştir. Kelimesinin sonuna gelen "kef ' harfi ile bundan sonra gelen keli-
melerinin sonlarında ki "te" zamirlerinin bu hadis-i şerifte ifade edildiği gibi kesra ile
okunmaları bu zamirlerin Zümer suresinin 56. ayetinde geçen "nefs" kelimesine
döndüklerini kabul eden kimselerin görüşüne göredir. Çünkü "Nefs" kelimesi lafzen
müennesi semaidir. Burada "Nefs" kelimesiyle günahkar şahsın kastedildiğini
söyleyenlere göre ise, bu zamirlerin mercileri şahıs olması itibariyle müzekker ve
fethalıdır. İbn Ya'mer ile el-Hocendî, Ebû Hayve, ez-Zaferânî, İbn Miksem, Mes'ud b.
Salih, Şafiî, Yahya ibn Kesîr bu zamirlerin merciinin nefs kelimesi olduğu nokta-
sından hareket ederek onları esreli okumuşlardır. Hz. Ebu Bekir'le kızı Hz. Aişe'nin ve
Hz. Ümmü Seleme'nin kıraatları da böyledir.

Beydâvi'nin açıklamasına göre İmam Asım, bu zamirlerin müzekker olduklarını kabul
ederek onları fethalı okumuştur. Hasen, A'meş ve A'rac da kelimesini elifsiz olarak
şeklinde okumuşlardır.

Her ne kadar bu hadis-i şerif muttasıl bir senetle rivayet edilmişse de aslında
mürseldir. Çünkü er-Râbî Hz. ümmü Seleme'yi görüp ondan hadis almamıştır. Zira
Ümmü Seleme hicretin 59. senesinde, er-Rabî ise 139. senesinde vefat etmiştir.

[651

Nitekim Münziri de bu hadisin mürsel olduğunu söylemiştir.

23. Müslim B. İbrahim'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3532 حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ، حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مُوسَى النَّحْوِيُّ ، عَنْ بُدَيْلِ بْنِ مَيْسَرَةَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَقِيقٍ ، عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا ، قَالَتْ : سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقْرَؤُهَا { فَرُوحٌ وَرَيْحَانٌ }

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Hind, the mother of Mu'awiyah, came to the Messenger of Allah (ﷺ) and said: 'Abu Sufyan is a stingy person. He does not give me as much (money) as suffices me and my children. Is there any harm to me if I take something from his property ? He said: Take as much as suffices you and your children according to the custom.

(3991) Aişe (r.anha)nm şöyle dediği rivayet olunmuştur

Ben, Peygamber (s.a.v)'i (Vakıa suresinin 89. ayetinde geçen ve "rahatlık ve güzel
rızık" anlamına gelen iki kelimeyi) (şeklinde) okurken işittim.



Ebu İsa, bu hadis hakkında : "Ebu Davud, bana bu hadisin münker olduğunu söyledi"
1661

demiştir.
Açıklama

Kıraat imamları bu ayet-i kerimede geçen kelimesindeki "ra" harfinin üstünlü mü
yıksa ötreli mi okunacağı konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Süyûtî, bu harfin ötreli
okunacağını söylemiştir. Nitekim mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif de bu harfin
ötreli olarak okunabileceğini ifade etmektedir. Meşhur olan kıraate göre harf üstünlü
olarak okunur. İmam Beğavi'inn açıklamasına göre, bu harfi kıraat imamlarından
Yakub ötreli, diğerleri ise üstünlü okumuşlardır.

Hasan-ı Basri'nin açıklamasına göre, bu kelime ra'nin ötresiyle okunduğu zaman ayet-i
kerimenin manası: " O kimsenin ruhu reyhan içerisinde çıkar gider" demek olur.
Katade'ye göre ise, kelimenin bu şekilde okunması halinde ayet-i kerime " O kimse

1671

için rahmet ve reyhan vardır." anlamına gelir. Çünkü "ruh" rahmet demektir.

24. Ahmet B. Hanbel'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3533 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ ، قَالَا : حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَمْرٍو ، عَنْ عَطَاءٍ - قَالَ ابْنُ حَنْبَلٍ : لَمْ أَفْهَمْهُ جَيِّدًا - عَنْ صَفْوَانَ - قَالَ ابْنُ عَبْدَةَ : ابْنُ يَعْلَى - عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى الْمِنْبَرِ يَقْرَأُ : { وَنَادَوْا يَا مَالِكُ } قَالَ أَبُو دَاوُدَ : يَعْنِي بِلَا تَرْخِيمٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Hind came to the Prophet (ﷺ) and said: Messenger of Allah, Abu Sufyan is a stingy person. Is there any harm to me if I spend on his dependants from his property without his permission ? The Prophet (ﷺ) replied: There is no harm to you if you spend according to the custom.

(3992) (Safvan b. Ya'la'mn) babası Ya'la b. Ümeyye el-Temimi'den rivayet
olunmuştur; dedi ki:

Ben Peygamber (s.a.v)'i (" Ey Malik! diye seslendiler" mealindeki Zuhruf suresinin
77. ayetini) mimber üzerinde (şeklinde) okurken işittim.

Ebû Davûd dedi ki: (Ravi, Hz. Peygamber "Malik" kelimesini) terhimsiz olarak

1681 '

( okudu) demek istiyor.
Açıklama

Bir gramer terimi olan "terhini", hafiflik sağlamak için münadamn son harfini
hazfetmek demektir. Metinde geçen "Uu kelimesi bir münada olarak terhim kaide-
sine tabi tutulup sonundaki "kâf ' hafi hazf edilebilir. Bir başka ifadeyle bu kelime
terhim kaidesi uyarınca "yâ Mali" şeklinde okunabilir. Ancak hadis-i şerif,
Resulüzişan Efendimizin bu kelimeyi terhim kaidesine tabi tutmadan "yâ Malik"
şeklinde okuduğunu ifade ediyor.

Nitekim Beydâvi de tef isinde bu kelimenin "lam" hafinin esresi ve otresi ile "yâ Mâli"
ve "ya Mâlu" şekillerinde okunabileceğini söylüyor. Rühtil-Meâni müellifi Alûsî'nin
açıklamasına göre, Hz Ali (r.a) ile İbn Mes'ud İbn Vessâb ve A'meş bu kelimeyi
terhim kaidesine tabi tutarak okumuşlardır. Gramer kaidelerine uygun olan bu kıraâta
göre ayetin manâsı şöyle olur: "Onlar, cehennem'in bekçisi olan Malik'e seslenip O'nu

[691

yardıma çağırırlar."

25. Nasr B. Ali'nin Rivayeti



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3534 حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ ، أَخْبَرَنَا أَبُو أَحْمَدَ ، أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيلُ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ، قَالَ : أَقْرَأَنِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي أَنَا الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I used to write (the account of) the expenditure incurred on orphans who were under the guardianship of so-and-so. They cheated him by one thousand dirhams and he paid these (this amount) to them. I then got double the property which they deserved. I said (to the man: Take one thousand (dirhams) which they have taken from you (by cheating). He said: No, my father has told me that he heard the Messenger of Allah (ﷺ) say: Pay the deposit to him who deposited it with you, and do not betray him who betrays you.

(3993) Abdullah (b. Mes'ud)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Resulullah (sav)



1701

"Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sahibi olan ancak Allah'dır" mealindeki



ayet-i kerimeyi) bana okuttu.
Açıklama

Kraat imamları ayet-i kerimede geçen kelimesinin son harfinin ötreli mi yoksa esreli

mi okunacağı konusunda ihtilafa düşmüşlerdir.

Bu hadis-i şerif bu hafin ötreli olarak okunacağım ifade etmektedir.

Hadisin ravisi Abdullah b. Mes'ud'un kıraati de böyledir. Ameş ise hafi kesreli olarak

okumuştur. Beyzavi de tefırinde bu kelimenin kesreli olarak okunacağım söylüyor.

Sözü geçen harfi ötreli okuyanların delilleri mevumuzu teşkil eden hadis-i şerif ile

"el-Metin" kelimesinin kendinden önce geçen "zu" kelimesinin sıfatı olusudur.

Bu hafi esreli okuyanlara göre "el-metin" kelimesi "zu" kelimesinin değil "el-kuvve"

kelimesinin sıfatıdır. Sıfat mevsufuna tabi olduğundan, "metin" kelimesinin son

hafinin herekesi "el-kuvve" kelimesinin son harfinin herekesi gibi esre olması gerekir.

[721

26. Hafz B. Ömer'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3535 حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، عَنِ الْأَسْوَدِ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كَانَ يَقْرَؤُهَا { فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ } يَعْنِي مُثَقَّلًا قَالَ أَبُو دَاوُدَ : مَضْمُومَةُ الْمِيمِ مَفْتُوحَةُ الدَّالِ مَكْسُورَةُ الْكَافِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: Pay the deposit to him who deposited it with you, and do not betray him who betrayed you.

(3994) Abdullah b. Mes'ud'dan rivayet olunduğuna göre;

[731

Peygamber (s. av) ("Öğüt alan yok mudur?) mealindeki ayet-i kerimeyi (şeklinde)
yani (dal hafini) şeddeli olarak okumuştur.

İM

Ebu Davud dedi ki: kelimesinde mim ötreli, dal üstünlü, kaf da esrelidir.
Açıklama

Ba hadis-i şerif, metinde geçen kelimesinin mjm harfinin ötreli dal harfinin şedde ve
üstünlü kâf hafinin de esreli okunacağına delalet etmektedir.

kelimesinin aslı dir. fakat, tâ hafi dal'a çevrilmiş, dal ile zal harflerinin mahreçleri bir
olduğundan (zâl) de dâl'e çevrilerek İbn Reslân'm açıklamasına göre; Katâde ile
Dahhâk, kelime üzerindeki bu değişikliği (ibdâli) yaparken dal'i zal'e idgam ederek
bu kelimeyi şeklinde şeddeli zal ile okumuşlarsa da, kelime üzerinde yapılan bu
idgam işlemi arapça kaidelerine uygun değildir. Dolayısıyla onların kıraati şâz bir

1251

kıraattir.

27. Ahmet B. Salih'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3536 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الذِّمَارِيُّ ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، حَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ الْمُنْكَدِرِ ، عَنْ جَابِرٍ ، قَالَ : رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقْرَأُ أَ { يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ }

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

That the Prophet (ﷺ) used to accept a gift and make return for it.

(3995) Cabir (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki:

Ben, Peygamber (s.a.v)'e "Malmmm kendisini ebedi yaşatacağını (şeklinde



£761

sanıyor" ayet-i kerimesini) (şeklinde, yani yahsibu kelimesinin başına

L2ZL

üstünlü elif getirerek) okurken gördüm.
Açıklama

Bu hadis-i şerif, metinde geçen kelimesinin, başında üstünlü bir hemze ve sin harfinin
esresi ile okunacağını ifade etmektedir.

Avnü'l Ma'bûd yazan; Münzirî nüshası ile diğer bir nüshasının dışında tüm Sünen-i
Ebu Davûd nüshalarında bu kelimenin böyle tesbit edildiğini fakat tecvid kitaplarında
böyle bir kıraata rastlayamadığmı, meşhur olan kıraata göre de bu kelimenin,
başındaki üstünlü hemzenin hazfedilerek okunduğunu söylüyor.
Süyutî; Eddürr isimli eserinde İbn-i Hibbân ve Hâkim ile, İbn-i Mer-dûye ve Hatîb-i
Bağdadî'nin Hz. Cabir'den yaptıkları rivayete dayanarak Hz. Peygamber'in, bu
kelimeyi hemze-i istifhamsız, yahsebün Hz. Peygamberin bu kelimeyi hemze-i
istifhamsız, "yahsebü" kelimesindeki sin harfini de esresi olarak okuduğunu
kaydetmiştir.

Gaysü'n-Nef isimli eserde ise eş-Şâmî ile Asım ve Hamza'nm bu kelimede ki sin

[78]

harfini üstünlü diğer kıraat imamlarının ise esreli okudukları ifade edilmektedir.
28. Hafz B. Ömer'in Rivayeti

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3537 حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ خَالِدٍ ، عَنْ أَبِي قِلَابَةَ ، عَمَّنْ أَقْرَأَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ { فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذَّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ وَلَا يُوثَقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ } قَالَ أَبُو دَاوُدَ : بَعْضُهُمْ أَدْخَلَ بَيْنَ خَالِدٍ وأَبِي قِلَابَةَ رَجُلًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: I swear by Allah, I shall not accept gift from anyone after this day except from an immigrant Qarashi, an Ansari a Dawsi or a Thaqafi.

(3996) Ebu Kılâbe'den (rivayet olunduğuna göre; Sahabilerden birine) Resulullah
(s.a.)'in ("O gün Allah'ın edeceği azabı hiç kimse edemez, onun vuracağı bağı kimse
1791

vuramaz" ayetini) kendisine (şeklinde) okutmuştur.

[801

Ebu Davud-dedi ki: Bazıları Halid ile ebû Kılabe arasında bırravi sokmuşlardır.
Açıklama

Kıraat imamları metinde geçen kelimesindeki "zal" harfi ile LmJi A kelimesindeki "sa"
harfinin üstünlü mü yoksa esreli mi okunacağı konusunda ihtilafa düşmüşlerdir.
Meşhur olan kiraata göre bu harflerin ikisi de esreli ve her iki kelime de malum
sigasıyla okunurlar. İmam Begâvi'nin açıklamasına göre, Kisâi ile Yâkup bu harfleri
üstünlü ve fiilleri meçhul sigasıyla, bunların dışındaki kıraat imamları da bu harfleri
esreli ve fiilleri malum sigasıyla okumuşlardır. Her ne kadar bir hadisin senedinde
kimliği meçhul bir ravinin bulunması aslında o hadisin sıhhatine zarar verse de bu
şahsın sahabiden olması halinde hadisin sıhhatine bir zarar gelmez. Mevzumuzu teşkil
eden hadisin senedinde bulunan kimliğinin meçhul olması hadisin sıhhati yönünden
bir kusur teşkil etmez. Ancak bu hadis başka rivayetlerle karşılaştırılınca, Halid ile ebu
Kılâbe arasındaki ravinin atlandığını anlaşılır. Fakat bu hadis diğer rivayetlerle takviye

1811

edildiğinden zayıf değildir.



29. Muhammed B. Ubeyd'in Rivayeti



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3538 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ ، عَنْ أَبِي قِلَابَةَ ، قَالَ : أَنْبَأَنِي مَنْ أَقْرَأَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، أَوْ مَنْ أَقْرَأَهُ مَنْ أَقْرَأَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ { فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذَّبُ } قَالَ أَبُو دَاوُدَ : قَرَأَ عَاصِمٌ ، وَالْأَعْمَشُ ، وَطَلْحَةُ بْنُ مُصَرِّفٍ ، وَأَبُو جَعْفَرٍ يَزِيدُ بْنُ الْقَعْقَاعِ ، وَشَيْبَةُ بْنُ نَصَّاحٍ ، وَنَافِعُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ كَثِيرٍ الدَّارِيُّ ، وَأَبُو عَمْرِو بْنُ الْعَلَاءِ ، وَحَمْزَةُ الزَّيَّاتُ ، وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ الْأَعْرَجُ ، وَقَتَادَةُ ، وَالْحَسَنُ الْبَصْرِيُّ ، وَمُجَاهِدٌ ، وَحُمَيْدٌ الْأَعْرَجُ ، وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ ، وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي بَكْرٍ ، لَا يُعَذِّبُ وَلَا يُوثِقُ إِلَّا الْحَدِيثَ الْمَرْفُوعَ ، فَإِنَّه يُعَذَّبُ بِالْفَتْحِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) as saying: One who seeks to take back a gift like the one who returns to it vomit.

Hammam said: And Qatadah said: We regard vomiting as unlawful.

(3997) Ebu Kılabe'den rivayet okunuştur:

Peygamber (s.a.v)'m okuttuğu, yuhutta okutduğunun pkuttuğujbit kimun Allah'ın

[82]

edeceği azabı kimse etmez" ayetinin) (şeklinde) okunacağı bana haber
verdi.

Ebu Davud dedi ki: (Bu hadiste geçen kelimelerini Asim ile Ameş, Talha b. Musarrıf,
Ebû Cafer, Yezid b. el-Ka'ka, Şeybe b. Nassâh] Nâfî b. Abdurrahman, Abdullah b.
Kesîr ed-Dârî, Ebû Amr b. el-Alâ, Hamza ez,Zeyyâd, Abdurrahman cl-A'rac, Katâde.
Hasan-ı Basıl, Miicâhid, Humeyd el-A'rac, Abdullah b. Abbas. Abdurrahman b. Ebû
Beki ye okumuşlardır. Ancak kelimesindeki zal'm fethalı okunacağına dair de merfu
[83]

bir hadis vardır.

30. Osman B. Ebi Şeybenin Rivayeti