باب ما جاء في التمتع
809 حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى مُحَمَّدُ بْنُ المُثَنَّى ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ ، عَنْ لَيْثٍ ، عَنْ طَاووُسٍ ، عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : تَمَتَّعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَأَبُو بَكْرٍ ، وَعُمَرُ ، وَعُثْمَانُ ، وَأَوَّلُ مَنْ نَهَى عَنْهَا مُعَاوِيَةُ |
Abu Shuraih Al-Adawi said tat when Amr bin Sa'eed was sending troops to Makkah he said to him: 'O Amr! Allow me to tell you what the Messenger of Allah said on the day following the Conquest of Makkah. My ears heard it, my heard understood it thoroughly, and with my own eyes, I saw the Prophet when he - after glorifying and praising Allah - said: Indeed Allah, the Most High, made Makkah a sanctuary, it was not made a sanctuary by the people. So it is not lawful for a man who believes in Allah and the Last Day to shed blood it, nor to cut down its trees. If anybody tries to use the Messenger of Allah to make an excuse for fighting in it, then say to him: 'Indeed Allah permitted His Messenger and He did not permit you.' Allah only allowed it for me for a few hours of one day, and today its sanctity has returned as it was before. So let the one who is present convey to the one who is absent. Abu Shuraih was asked: What was Amr bin Sa'eeds reply to you? He said: I am more knowledgeable about that than you Abu Shuraih! The Haram does not give protection to a disobedient person, nor a person fleeing for murder, nor fleeing for (Kharbah) lawlessness.
822- İbn Abbâs (r.a.)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: "Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir, Ömer ve Osman, umre ve haccı birlikte yapmışlardı. Bunu ilk yasaklayan kimse Muaviye'dir." (Nesâî, Menasik: 50; Müslim, Hac: 23) 823- Muhammed b. Abdullah b. Hâris b. Nevfel (r.a.)'den rivâyete göre: Sa'd b. ebî Vakkâs ile Dahhâk b. Kays'ın Hac ile Umreyi birlikte yapma konusunu aralarında müzakere ettiklerini işitmişti. Dahhâk b. Kays diyordu ki: "Bu işi Allah'ın emrini bilmeyenler yapar." Bunun üzerine Sa'd: "Ey kardeşimin oğlu çirkin konuştun" dedi. Dahhâk: "Ömer b. Hattâb bu işi yasaklamıştı" deyince Sa'd şöyle cevap verdi: "Hac ve Umreyi bir arada yapmayı Rasûlullah (s.a.v.)'de; Ömer'le beraber biz de yaptık." (Nesâî, Menasik: 50; Müslim, Hac: 23) ® Tirmîzî: Bu hadis sahihtir. 824- İbn Şihâb (r.a.)'den rivâyet edildiğine göre: Sâlim b. Abdullah, Şam halkından bir adamın Abdullah b. Ömer'e hac ve umreyi birlikte yapmayı sorduğunu İbn Şihâb'a anlatmıştı. Abdullah b. Ömer; "Bu tür hac ve umre yapmak helaldir" dedi. Şamlı adam: "Baban bu tür hac ve umre yapmayı yasaklamıştır" deyince Abdullah b. Ömer dedi ki: "Babam yasaklamış olsa bile Rasûlullah (s.a.v.) hac ve umreyi ikisini bir arada yapmıştır. Böyle bir durumda babamın emrine mi uyulur, yoksa Rasûlullah (s.a.v.)'in emrine mi? dedi. Şamlı adam: "Elbette Rasûlullah (s.a.v.)'in emrine uyulur" deyince Abdullah b. Ömer de: "Rasûlullah (s.a.v.)'in bu şekilde hac ve umreyi bir arada yaptığı bir gerçektir" dedi. (Tirmîzî rivâyet etmiştir.) ® Tirmîzî: Bu konuda Ali, Osman, Câbir, Sa'd, Esma binti ebî Bekir ve İbn Ömer'den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından ve diğerlerinden bir kısım ilim adamları temettü haccının yapılabileceğini tercih etmişlerdir. Temettü: Hac aylarında umre yapmaya niyet etmek demektir. Bu kimse hac edinceye kadar Mekke'de kalır ve haccını da yapar kurbanını da keser kurban bulamaz ise üç gün Mekke'de yedi gün de memleketine gidince oruç tutmalıdır. Tutacağı üç gün orucun son gününün arefe günü olması müstehabtır. Zilhiccenin on gününde bu üç orucu tutamazsa Teşrik günleri denilen bayramın 2-3-4. günleri tutmalıdır. Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından İbn Ömer, Âişe, Mâlik, Şâfii, Ahmed ve İshâk'da bu görüştedirler. Kimi ilim adamları da: "teşrik günleri oruç tutamaz" diyorlar ki: Küfeliler bu görüştedirler. Tirmîzî: Hadisçiler, Temettü haccını tercih ederler. Şâfii, Ahmed ve İshâk'da bunlardandır.
810 حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ ، عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ ، عَنْ ابْنِ شِهَابٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الحَارِثِ بْنِ نَوْفَلٍ ، أَنَّهُ سَمِعَ سَعْدَ بْنَ أَبِي وَقَّاصٍ ، وَالضَّحَّاكَ بْنَ قَيْسٍ وَهُمَا يَذْكُرَانِ التَّمَتُّعَ بِالعُمْرَةِ إِلَى الحَجِّ ، فَقَالَ الضَّحَّاكُ بْنُ قَيْسٍ : لَا يَصْنَعُ ذَلِكَ إِلَّا مَنْ جَهِلَ أَمْرَ اللَّهِ ، فَقَالَ سَعْدٌ : بِئْسَ مَا قُلْتَ يَا ابْنَ أَخِي ، فَقَالَ الضَّحَّاكُ بْنُ قَيْسٍ : فَإِنَّ عُمَرَ بْنَ الخَطَّابِ قَدْ نَهَى عَنْ ذَلِكَ ، فَقَالَ سَعْدٌ : قَدْ صَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَصَنَعْنَاهَا مَعَهُ هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ |
The Messenger of Allah said: Alternate between Hajj and Umrah; for those two remove poverty and sins just as the bellows removes filth from iron, gold, and silver - and there is no reward for Al-Hajj Al-Mabrur except for Paradise.
823- Muhammed b. Abdullah b. Hâris b. Nevfel (r.a.)'den rivâyete göre: Sa'd b. ebî Vakkâs ile Dahhâk b. Kays'ın Hac ile Umreyi birlikte yapma konusunu aralarında müzakere ettiklerini işitmişti. Dahhâk b. Kays diyordu ki: "Bu işi Allah'ın emrini bilmeyenler yapar." Bunun üzerine Sa'd: "Ey kardeşimin oğlu çirkin konuştun" dedi. Dahhâk: "Ömer b. Hattâb bu işi yasaklamıştı" deyince Sa'd şöyle cevap verdi: "Hac ve Umreyi bir arada yapmayı Rasûlullah (s.a.v.)'de; Ömer'le beraber biz de yaptık." (Nesâî, Menasik: 50; Müslim, Hac: 23) ® Tirmîzî: Bu hadis sahihtir. 824- İbn Şihâb (r.a.)'den rivâyet edildiğine göre: Sâlim b. Abdullah, Şam halkından bir adamın Abdullah b. Ömer'e hac ve umreyi birlikte yapmayı sorduğunu İbn Şihâb'a anlatmıştı. Abdullah b. Ömer; "Bu tür hac ve umre yapmak helaldir" dedi. Şamlı adam: "Baban bu tür hac ve umre yapmayı yasaklamıştır" deyince Abdullah b. Ömer dedi ki: "Babam yasaklamış olsa bile Rasûlullah (s.a.v.) hac ve umreyi ikisini bir arada yapmıştır. Böyle bir durumda babamın emrine mi uyulur, yoksa Rasûlullah (s.a.v.)'in emrine mi? dedi. Şamlı adam: "Elbette Rasûlullah (s.a.v.)'in emrine uyulur" deyince Abdullah b. Ömer de: "Rasûlullah (s.a.v.)'in bu şekilde hac ve umreyi bir arada yaptığı bir gerçektir" dedi. (Tirmîzî rivâyet etmiştir.) ® Tirmîzî: Bu konuda Ali, Osman, Câbir, Sa'd, Esma binti ebî Bekir ve İbn Ömer'den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından ve diğerlerinden bir kısım ilim adamları temettü haccının yapılabileceğini tercih etmişlerdir. Temettü: Hac aylarında umre yapmaya niyet etmek demektir. Bu kimse hac edinceye kadar Mekke'de kalır ve haccını da yapar kurbanını da keser kurban bulamaz ise üç gün Mekke'de yedi gün de memleketine gidince oruç tutmalıdır. Tutacağı üç gün orucun son gününün arefe günü olması müstehabtır. Zilhiccenin on gününde bu üç orucu tutamazsa Teşrik günleri denilen bayramın 2-3-4. günleri tutmalıdır. Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından İbn Ömer, Âişe, Mâlik, Şâfii, Ahmed ve İshâk'da bu görüştedirler. Kimi ilim adamları da: "teşrik günleri oruç tutamaz" diyorlar ki: Küfeliler bu görüştedirler. Tirmîzî: Hadisçiler, Temettü haccını tercih ederler. Şâfii, Ahmed ve İshâk'da bunlardandır.
811 حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ ، قَالَ : حَدَّثَنَا أَبِي ، عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ ، عَنْ ابْنِ شِهَابٍ ، أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَهُ ، أَنَّهُ سَمِعَ رَجُلًا مِنْ أَهْلِ الشَّامِ ، وَهُوَ يَسْأَلُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ عَنِ ال تَّمَتُّعِ بِالعُمْرَةِ إِلَى الحَجِّ ؟ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : هِيَ حَلَالٌ ، فَقَالَ الشَّامِيُّ : إِنَّ أَبَاكَ قَدْ نَهَى عَنْهَا ، فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ أَبِي نَهَى عَنْهَا وَصَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، أَأَمْرَ أَبِي نَتَّبِعُ ؟ أَمْ أَمْرَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ؟ ، فَقَالَ الرَّجُلُ : بَلْ أَمْرَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَ : لَقَدْ صَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَفِي الْبَابِ عَنْ عَلِيٍّ ، وَعُثْمَانَ ، وَجَابِرٍ ، وَسَعْدٍ ، وَأَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِي بَكْرٍ ، وَابْنِ عُمَرَ . حَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدِ اخْتَارَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ ، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَغَيْرِهِمُ التَّمَتُّعَ بِالْعُمْرَةِ . وَالتَّمَتُّعُ أَنْ يَدْخُلَ الرَّجُلُ بِعُمْرَةٍ فِي أَشْهُرِ الْحَجِّ ، ثُمَّ يُقِيمُ حَتَّى يَحُجَّ فَهُوَ مُتَمَتِّعٌ وَعَلَيْهِ دَمٌ مَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْيِ ، فَإِنْ لَمْ يَجِدْ صَامَ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعَ إِلَى أَهْلِهِ ، وَيُسْتَحَبُّ لِلْمُتَمَتِّعِ إِذَا صَامَ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ ، أَنْ يَصُومَ الْعَشْرَ وَيَكُونَ آخِرُهَا يَوْمَ عَرَفَةَ ، فَإِنْ لَمْ يَصُمْ فِي الْعَشْرِ صَامَ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ ، فِي قَوْلِ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، مِنْهُمُ ابْنِ عُمَرَ ، وَعَائِشَةَ . وَبِهِ يَقُولُ مَالِكٌ ، وَالشَّافِعِيُّ ، وَأَحْمَدُ ، وَإِسْحَاقُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ : لَا يَصُومُ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ . وَهُوَ قَوْلُ أَهْلِ الْكُوفَةِ . وَأَهْلُ الْحَدِيثِ يَخْتَارُونَ التَّمَتُّعَ بِالْعُمْرَةِ فِي الْحَجِّ . وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِيِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ |
The Messenger of Allah said: Whoever performs Hajj for Allah, and he does not have sexual relations nor commit any sin, then his previous sins will be forgiven.
824- İbn Şihâb (r.a.)'den rivâyet edildiğine göre: Sâlim b. Abdullah, Şam halkından bir adamın Abdullah b. Ömer'e hac ve umreyi birlikte yapmayı sorduğunu İbn Şihâb'a anlatmıştı. Abdullah b. Ömer; "Bu tür hac ve umre yapmak helaldir" dedi. Şamlı adam: "Baban bu tür hac ve umre yapmayı yasaklamıştır" deyince Abdullah b. Ömer dedi ki: "Babam yasaklamış olsa bile Rasûlullah (s.a.v.) hac ve umreyi ikisini bir arada yapmıştır. Böyle bir durumda babamın emrine mi uyulur, yoksa Rasûlullah (s.a.v.)'in emrine mi? dedi. Şamlı adam: "Elbette Rasûlullah (s.a.v.)'in emrine uyulur" deyince Abdullah b. Ömer de: "Rasûlullah (s.a.v.)'in bu şekilde hac ve umreyi bir arada yaptığı bir gerçektir" dedi. (Tirmîzî rivâyet etmiştir.) ® Tirmîzî: Bu konuda Ali, Osman, Câbir, Sa'd, Esma binti ebî Bekir ve İbn Ömer'den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından ve diğerlerinden bir kısım ilim adamları temettü haccının yapılabileceğini tercih etmişlerdir. Temettü: Hac aylarında umre yapmaya niyet etmek demektir. Bu kimse hac edinceye kadar Mekke'de kalır ve haccını da yapar kurbanını da keser kurban bulamaz ise üç gün Mekke'de yedi gün de memleketine gidince oruç tutmalıdır. Tutacağı üç gün orucun son gününün arefe günü olması müstehabtır. Zilhiccenin on gününde bu üç orucu tutamazsa Teşrik günleri denilen bayramın 2-3-4. günleri tutmalıdır. Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından İbn Ömer, Âişe, Mâlik, Şâfii, Ahmed ve İshâk'da bu görüştedirler. Kimi ilim adamları da: "teşrik günleri oruç tutamaz" diyorlar ki: Küfeliler bu görüştedirler. Tirmîzî: Hadisçiler, Temettü haccını tercih ederler. Şâfii, Ahmed ve İshâk'da bunlardandır.