بَابُ الْخُرُوجِ مِنَ الطَّاعُونِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الْخُرُوجِ مِنَ الطَّاعُونِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2746 حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ ، عَنْ مَالِكٍ ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ ، عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ نَوْفَلٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : إِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ ، فَلَا تُقْدِمُوا عَلَيْهِ ، وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلَا تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ يَعْنِي الطَّاعُونَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) used to give to some of the detachments he sent out (something extra) for themselves in particular apart from the division made to the whole army. The fifth is necessary in all that.

(3103) Abdurrahman b. Avf dedi ki: Ben Rasûlullah (s.a)'ı (şöyle) derken işittim.
"Bir yerde taun (bulunduğun)u işitirseniz oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde
zuhur edecek olursa ondan yani, taundan kaçarak (bulunduğunuz yerden dışarı)
[M

çıkmaymız"
Açıklama

Taun: Vücudun dirsek, koltuk, el, parmak gibi yerlerinde çıkan ve şiddetli ağrılara
şişkinliklere sebep olan yaralardır.

Yaranın etrafı yeşil veya menekşe renginde olur. Hastada kalp çarpıntısı ve kusmak
gibi belirtiler görünür.

Veba: Bazılarına göre taundur. Muhakkik ulemaya göre ise, yeryüzünün bir tarafında
alışılmışın tersine zuhur ederek pek çok insanı etkileyen bir hastalıktır. Başka
zamanlarda hastalıklar muhtelif olduğu halde, vebada yalnız bir nevi olur. Bu zevata
göre, taunla veba arasında umum ve husus alâkası vardır. Her taun vebadır. Fakat her
veba taun değildir. Bu hadislerde taunun Beni İsrail'e azab olarak gönderildiği
bildirilmektedir. Müslümanlar için ise rahmettir. Nevevî: "Taun bu ümmet için bir
rahmet ve şe-hadettir. Buhari ile Müslim'in rivayet ettikleri bir hadisde:
"Taundan ölen şehiddir." denildiği gibi, başka bir'hadistede:

"Taun bir azab idi. Allah onu dilediğinin üzerine gönderirdi. Nihayet onu müzminlere
rahmet yaptı. Eğer bir kul tauna tutulur da bulunduğu yerde sabrederek bekler,
Allah'ın takdirinden başka kendisine bir şey isabet etmeyeceğini bilirse, o kimseye
şehid ecri kadar sevab verilir" Duyurulmuştur" diyor.

Hadis-i şerifteki riczden murad, da azabdır. Ravi ricz mi yoksa azab mı denildiğinde
ve keza Beni tsraile mi yoksa sizden Öncekilere mi buyurul-duğunda şüphe etmiştir.
Bu rivayetlerde, taun hastalığı zuhur eden yere girmek ve taundan kaçmak için o
yerden çıkmak, yasak edilmektedir. Kaçmak için değil de arızî bir sebeple o yerden
çıkmakta beis yoktur. Cumhuru ulemanın kavli budur. Hatta Hz. Aişe (r.anha);
"Taundan kaçmak, harbden kaçmak gibidir" demiştir. Alimlerden bazıları, taun
hastalığı bulunan yere girmeyi de ondan kaçmak için o yerden çıkmayı da caiz
görmüşlerdir. Bu kavil Hz. Ömer ile Ebû Musa el-Eş'ari, Mesruk ve Esved İbn el-
Hilal'den rivayet olunmuştur. Hatta Amr b. As'm: "Bu azabdan geçitlere, vadilere ve
4ağ tepelerine kaçın" dediği rivayet olunur. Bunlar hadisteki nehyi te'vil ederek:
"RasûlüUah (s. a) taunlu beldeye girip çıkmayı mukadder olmayan bir şey başa gelir
korkusuyla yasak etmemiştir. Lakin fitne çıkmasın, halk o yere gelen kimsenin
helakini gelişine, kaçanın selametini de kaçışma bağlamasın diye nehiy



buyurmuştur..." derler.

Nevevî diyor ki: "Sahih olan yukarda arzettiğimiz gibi, taun zuhur eden yere girmenin
ve taundan kaçmak için o yerden çıkmanın men edilmesidir. Çünkü sahih hadislerin
zahiri bunu gösterir."

Taundan kaçmak için değil de herhangi bir iş veya meşguliyetle o yerden dışarı

[871

çıkmak, bütün ulemaya göre caizdir.

Netice olarak, bu hadis-i şerifin birinci cümlesi, taunun zuhur ettiği yere dışarıdan
gelinerek hastalık alınmasını önleyici, ikinci cümlesi de hastalığın zuhur ettiği
bölgeden etrafa yayılmasını durdurucudur. Binaenaleyh bu iki cümlede emredilen
bugünün tıp dilindeki "karantina" uygulamasından başka bir şey değildir.
Çünkü karantinanın bugünkü tarifi şudur: Bulaşıcı bir hastalığın bulaşmasına maruz
kalmış olan veya maruz kaldığından şüphe edilen insan veya evcil hayvanların,
hastalığın en uzun kuluçka dönemi boyunca böyle olmayanlarla temasını önlemek için
hareket serbestliğinin smırlandırılmasıdır" Gerçekten bugünün tıbbmda veba
hastalığından korunmak için vebalı hastalara izolasyon ve karantina mutlak surette
tatbik edilmelidir.

Vebalı hasta ve şüpheli şahısların bulaşık yerden ayrılmasına müsaade edilmez.
Bulaşık bölgeden gelen yolcuların da doğrudan doğruya memleket içine girmesine izin
verilmez. Milton diyor ki: "Vebadan korunma kemirici hayvanlarla ve pirelerle

£881

mücadele tedbirleri almakla ve hastanın kati surette tecriti ile olur.
7. Ziyaret Sırasında Hastaya Şifa Bulması İçin Dua Etmek