بَابُ الدُّعَاءِ لِلْمَرِيضِ بِالشِّفَاءِ عِنْدَ الْعِيَادَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الدُّعَاءِ لِلْمَرِيضِ بِالشِّفَاءِ عِنْدَ الْعِيَادَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2747 حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا مَكِّيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ، حَدَّثَنَا الْجُعَيْدُ ، عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ سَعْدٍ ، أَنَّ أَبَاهَا ، قَالَ : اشْتَكَيْتُ بِمَكَّةَ فَجَاءَنِي النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَعُودُنِي ، وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى جَبْهَتِي ، ثُمَّ مَسَحَ صَدْرِي وَبَطْنِي ، ثُمَّ قَالَ : اللَّهُمَّ اشْفِ سَعْدًا وَأَتْمِمْ لَهُ هِجْرَتَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) went out on the day of Badr along with three hundred and fifteen (men). The Messenger of Allah (ﷺ) said: O Allah, they are on foot, provide mount for them; O Allah , they are naked, clothe them; O Allah, they are hungry, provide food for them. Allah then bestowed victory on them. They returned when they were clothed. There was no man of them but he returned with one or two camels; they were clothed and ate to their fill.

(3104) Aişe binti Sa'ddan (rivayet olunduğuna göre) Babası (şöyle) demiştir;
Mekke'de hastalanmıştım. Peygamber (s. a) beni ziyarete geldi. Ve elini alnıma koydu.
Sonra göğsümü ve karnımı sıvazlayıp:

[891

"Ey Allah'ım Sa'da şifa ver ve onun hicretini tamamla" diye dua etti.
Açıklama

Hz. Peygamberin ziyaretine giderek şifa bulması için dua ettiği zat Sa'd b. Ebi Vakkas
(r.a) dır. Rasul-ü Ekreminziya-ret esnasında elini onun alnına koyup göğsünü
sıvazlaması, ona yalnızlığını, rahatsızlığını unutturmak ve hastalığının şiddetini
anlamak içindir.

Hz. Sa'd'm bu rahatsızlığı haccetü'l-veda'ya yani hicretin onuncu yılma rastlar.
Rasul-ü Zlşan Efendimizin şifa bulması için, Hz. Sa'd'a dua ettikten sonra, ayrıca bir
de "Onun hicretini tamamla" diye dua etmesinin sebebi, onun hicret ettiği yerde
(Mekke'de) vefat etmesinin, hicretinin kemaline noksanlık getirmesi endişesidir. Bu
sebeple Hz. Peygamber onun Mekke'de değil Medine'de vefat etmesini arzu ediyordu.
Ashab-ı kiram hicret edilen bir yerde ölmenin hicretin kemaline eksiklik getireceğini
bildiklerinden, hicret ettikleri yere tekrar dönmekten çekinirlerdi.
Cenab-ı Allah Hz. Peygamberin; Hz. Sa'd için yaptığı bu duayı kabul edip ona şifa
verdi. Hz. Sa'd bu hastalıktan sonra hicretin ellibeşinci senesine kadar yaşadı. Irak'ın



[901

fethinden sonra o yıl rahmeti Rahman'a kavuştu.
Bazı Hükümler

1. Bir hastayı ziyaret eden kimsenin elini hastanın alnına koyup karnım ve göğsünü
sıvazlaması mustehaptır. Ancak ziyaret için hastanın alnına elini koyması, göğsünü ve
karnım sıvazlamasının cevazı hastanın ziyaretçiye haram olmaması şartına bağlıdır.

£911

2. Ziyaret esnasında hastanın ismini anarak ona dua etmek müstehabtır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2748 حَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ ، قَالَ : حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ مَنْصُورٍ ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ ، عَنْ أَبِي مُوسَى الْأَشْعَرِيِّ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَطْعِمُوا الْجَائِعَ ، وَعُودُوا الْمَرِيضَ ، وَفُكُّوا الْعَانِيَ قَالَ سُفْيَانُ : وَالْعَانِي الْأَسِيرُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) would give a third of the spoils after he would keep off the fifth.

(3105) Ebû Musael-Eş'ari'den demiştir ki: Rasülüllah (s.a) (şöyle) buyurdu: "- Açı
doyurunuz, hastayı ziyaret ediniz, esiri hürriyetine kavuşturunuz." (Ravi) Süfyan

[92]

(metinde geçen) âni (kelimesi) esir (anlamına gehnekte) dir. Dedi.
Açıklama

ama Metinde geçen "açı doyurunuz'* emrinin hükmü, içinde buUmulan şartlara göre
değişir. Eğer, aç olan kimsenin açlığı, hayatını veya şuurunu kaybetmek gibi zaruret
derecesine varmamışsa, onu doyurmak menduptur. Eğer açlığı zaruret derecesine
varmış ve bu durum birden fazla kişilerce biliniyor ise, onu doyurmak, bilen kimseler
üzerine farz-ı kifayedir. Fakat aç olan kimsenin bu dereceye varan açlığını sadece bir
kişi biliyorsa, onu doyurmak bilen kimse üzerine farz-ı ayn olur.
Hasta ziyareti de cemiyette karşılıklı sevgi ve saygının doğup gelişmesine ve hastanın
bir an için bile olsa acısını unutup rahatlamasına sebep olur. Hasta ziyareti emrinin
hükmü; âlimler arasında ihtilaflıdır. Alimlerden bir kısmı, onun farz-ı kifaye olduğunu
söylerken, bir kısmı da sünneti müekkede olduğunu söylemişlerdir. Ulemanın büyük
çoğunluğu bunun sünnet-i müekkede olduğu görüşündedir. Ed-Dâvudî ise, farz-ı
kifaye olduğunu iddia etmiştir. Bu mevzuda itimad edilen görüş, âlimlerin büyük
çoğunluğunun (cumhurun) görüşüdür. Ancak, eğer ziyaretin terki ve onun ihtiyaçlarını
temin etmenin ihmali, hastanın helakine sebep olacaksa, o zaman onu ziyaret farz-ı
ayn olur.

Metinde geçen "elânî" kelimesi; Ravi, Süfyan-ı Sevri'nin de açıkladığı üzere "esir"
demektir. Ancak burada kasdedilen "müslüman esirdir" Binaenaleyh hadisi şerifte
gerek mal karşılığında gerekse savaşarak müslüman esirlerin kafir elinden
kurtarılmaları emredilmektedir. Cumhura (ulemanın büyük çoğunluğuna) göre bu
emrin hükmü farz-ı kifayedir. Alimlerden bazılarının görüşüne göre, bu esirlerin
kurtarılması için, beytülmalden de yardım ayrılabilir. Zulme uğrayarak hapse atılan

I93J

kimseler hakkındaki hüküm de böyledir.
8. Ziyaret Esnasında Hastaya Dua Etmek