بَابُ الِاسْتِبْرَاءِ مِنَ الْبَوْلِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الِاسْتِبْرَاءِ مِنَ الْبَوْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

19 حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ ، وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ ، قَالَا : حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ ، قَالَ : سَمِعْتُ مُجَاهِدًا ، يُحَدِّثُ عَنْ طَاوُسٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : مَرَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى قَبْرَيْنِ ، فَقَالَ : إِنَّهُمَا يُعَذَّبَانِ ، وَمَا يُعَذَّبَانِ فِي كَبِيرٍ ، أَمَّا هَذَا فَكَانَ لَا يَسْتَنْزِهُ مِنَ الْبَوْلِ ، وَأَمَّا هَذَا فَكَانَ يَمْشِي بِالنَّمِيمَةِ ، ثُمَّ دَعَا بِعَسِيبٍ رَطْبٍ فَشَقَّهُ بِاثْنَيْنِ ، ثُمَّ غَرَسَ عَلَى هَذَا وَاحِدًا ، وَعَلَى هَذَا وَاحِدًا ، وَقَالَ : لَعَلَّهُ يُخَفَّفُ عَنْهُمَا مَا لَمْ يَيْبَسَا ، قَالَ هَنَّادٌ : يَسْتَتِرُ مَكَانَ يَسْتَنْزِهُ ، حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ، عَنْ مَنْصُورٍ ، عَنْ مُجَاهِدٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمَعْنَاهُ ، قَالَ : كَانَ لَا يَسْتَتِرُ مِنْ بَوْلِهِ وَقَالَ أَبُو مُعَاوِيَةَ : يَسْتَنْزِهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Prophet (ﷺ) entered the privy, he removed his ring.

Abu Dawud said: This is a munkar tradition, i.e. it contradicts the well-known version reported by reliable narrators. On the authority of Anas the well-known version says: The Prophet (ﷺ) had a silver ring made for him. Then he cast it off. The misunderstanding is on the part of Hammam (who is the narrator of the previous tradition mentioned in the text). This is transmitted only by Hammam.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

20 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ ، حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ ، عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حَسَنَةَ ، قَالَ : انْطَلَقْتُ أَنَا وَعَمْرُو بْنُ الْعَاصِ ، إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَخَرَجَ وَمَعَهُ دَرَقَةٌ ثُمَّ اسْتَتَرَ بِهَا ، ثُمَّ بَالَ ، فَقُلْنَا : انْظُرُوا إِلَيْهِ يَبُولُ كَمَا تَبُولُ الْمَرْأَةُ ، فَسَمِعَ ذَلِكَ ، فَقَالَ : أَلَمْ تَعْلَمُوا مَا لَقِيَ صَاحِبُ بَنِي إِسْرَائِيلَ ، كَانُوا إِذَا أَصَابَهُمُ الْبَوْلُ قَطَعُوا مَا أَصَابَهُ الْبَوْلُ مِنْهُمْ ، فَنَهَاهُمْ فَعُذِّبَ فِي قَبْرِهِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : قَالَ مَنْصُورٌ : عَنْ أَبِي وَائِلٍ ، عَنْ أَبِي مُوسَى ، فِي هَذَا الْحَدِيثِ قَالَ : جِلْدِ أَحَدِهِمْ ، وَقَالَ عَاصِمٌ : عَنْ أَبِي وَائِلٍ ، عَنْ أَبِي مُوسَى عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : جَسَدِ أَحَدِهِمْ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (sal Allaahu alayhi wa sallam ) passed by two graves. He said : Both (the dead) are being punished, but they are not being punished for a major (sin). One did not safeguard himself from urine. The other carried tales. He then called for a fresh twig and split it into two parts and planted one part on each grave and said: Perhaps their punishment may be mitigated as long as the twigs remain fresh.

Another version of Hannad has: One of them did not cover himself while urinating. This version does not have the words: He did not safeguard himself from urine.

(22). Abdurrahmân b. Hasene (r.a.) şöyle demiştir: (Bir gün) Amr b. As ile
birlikte Nebiyyi Ekrem (s. a.) Efendimizi ziyarete varmıştık. Peygamberimiz, yanında
sığır derisinden bir kalkanla çıktı. Sonra onun (arkasına) gizlenerek küçük abdestini
bozdu. Biz "dikkatle bakınız Peygamberimiz kadınlar gibi oturarak (ve gizlenerek)
abdestini yapıyor (bozuyor)" dedik.
Resul-i Ekrem (s. a.) bunu işitti ve şöyle buyurdu:

"îsrailoğullarından birinin başına gelenleri bilmiyor musunuz? Onlar (elbiselerine)
bulaştığı zaman idrarın isabet ettiği kısmı keserlerdi. İşte, Benu Israilden bir kimse
bundan (idrarın değdiği yeri kesmekten) onları nehyetti. Neticede (idrarın elbise
üzerinde kalmasına sebebiyet verdiği, onları doğru olanı yapmaktan alıkoyduğu için)

Lİ081

kabir azabına uğratıldı."

Ebû Dâvûd dedi ki: "Mansur Ebû vâ'il'den, o da Ebû Musâ'l-Eş'arî'den bu hadisi
rivayet ederken Ebû Musa (r.aj'nm (hadisteki) "elbiselerine idrar bulaşınca** sözü
yerine '"derilerine idrar bulaştığında" dediğini söylemiştir."

Asim ise Ebû Vâil'den, o Ebû Musa'dan, o da Hz. Peygamber (sm.) den rivayet
ederken Resulü ilah'm sözü geçen tabirler yerine "onlardan birisinin cesedine (idrar

LİM

bulaştığında)" dediğini rivayet etmiştir.
Açıklama

Abdurrahmân b. Hasene ve Amr b. As hazretleri câhiliye âdetleri içinde
yetiştiklerinden, Fahr-i Kâinat Efendimizin idrardan sakınmak için yere oturarak ve
gizlenerek küçük abdest bozmasını ilk defa görünce, birden bire yadırgamışlar ve
hayrete düşerek kendi aralarında konuşmaya, "Bak hele Nebiyy-i Ekrem oturarak
kadınlar gibi bevl ediyor" demeye başlamışlar. Aslında onların bu sözlerinde alay ve



hakaret kastı yoktur ve zaten sahâbiden böyle bir hareket de beklenemez.

Nebiyyi Ekrem'in bu fiilini yadırgamaları câhiliye hayatında ayakta işemenin erkeklik

ve kahramanlık alâmeti sayılmasmdandır.

Bu iki sahâbî yeni müslüman olduklarından cahiliyye döneminden yeni
kurtuluyorlardı. Fahr-i Kâinat Efendimiz de gayet yumuşak bir tavırla işin ciddiyetini
tarihî misallerle anlattı. Hadiste geçen "Benu tsrailden bir kişi*' den kasıt, herhangi bir
kişidir denilirse, hadisi anlamakda bii güçlük yoktur. Ancak Aynî'nin dediği gibi bu,
Mûsâ (a.s.)'dır, denilirse, o zaman hadis-i şerife şöyle mana vermek gerekir: "Mûsâ
(a.s.) bevlden sakınmaları konu* sunda onları uyardı; bu uyarıyı, dikkate almayanlar
kabirde azaba uğratıldı."

Şu da var ki bu iki sahabinin "Peygamber'e bakın kadınlar gibi abdest bozuyor" sözü
"kadınlar gibi gizlenerek, edep yerlerini açmadan, sakınarak abdest bozuyor'*
manasana da hami edilebilir. O takdirde bu, Rasûlul-lah*m edebine, hayasına

£1101

hayranlık ifadesini taşır.
Bazı Hükümler

1. Bu hadis-i şerif, herhangi bir sütre arkasına gizlenildiği zaman kazayi hacet için
uzağa gitmenin gerekmediğine delâlet eder. Ancak birinci hadis-i şerifte de
açıklandığı üzere, Resulüllah (s. a.) abdest bozacağı zaman genellikle insanlardan
uzaklaşmayı tercih ederdi.

2. Kişi bilmediği bir dini konuda konuşmamalıdır.

3. Öğreticilik görevini üzerine alan kişi hitaplarında nezâket ve mülâye-met üzere
bulunmalıdır.

4. Yine bu hadis necasetten sakınmak hususunda titizliği emreder.

5. Ayrıca bu hadis-i şerif insanlara yakın bir yerde abdest bozarken ÖT-tünmenin
lüzumuna da delalet eder.

6. Dinî emirlere aykırı hareket etmenin insanın helakine ve felâketine sebep olacağı bu
hadis-i şerifin ihtiva ettiği hükümlerdendir.

7. Sert zemin üzerinde sıçrama ihtimaline binaen idrarın oturarak yapılması icab eder.
Ebû Dâvûd, bu iki hadisin rivayet farklarına işaret ettiği gibi aynı zamanda Ebû
Musa'nın ilk rivayetinin mevkuf olduğuna da dikkati çekiyor. Ancak Kurtubî, hadiste
geçen deriden maksadın deriden yapılan elbise olması gerektiğini, aksi takdirde
insanın kendi derisini kesip atmasmm,teklif-i mâ-lâyutak kabilinden olacağını ileri

JJJLU

sürmektedir.

12. Ayakta Küçük Abdest Bozmak

£1121