بَابٌ فِي بَيْعِ الْمُدْبِرِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي بَيْعِ الْمُدْبِرِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3500 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي سُلَيْمَانَ ، عَنْ عَطَاءٍ ، وَإِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي خَالِدٍ ، عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ ، عَنْ عَطَاءٍ ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ ، أَنَّ رَجُلًا أَعْتَقَ غُلَامًا لَهُ عَنْ دُبُرٍ مِنْهُ ، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُ ، فَأَمَرَ بِهِ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَبِيعَ بِسَبْعِ مِائَةِ أَوْ بِتِسْعِ مِائَةِ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُسَافِرٍ ، حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ بَكْرٍ ، أَخْبَرَنَا الْأَوْزَاعِيُّ ، حَدَّثَنِي عَطَاءُ بْنُ أَبِي رَبَاحٍ ، حَدَّثَنِي جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بِهَذَا زَادَ وَقَالَ : يَعْنِي النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْتَ أَحَقُّ بِثَمَنِهِ ، وَاللَّهُ أَغْنَى عَنْهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A man told the Messenger of Allah (ﷺ) that he was being deceived in business transactions. The Messenger of Allah (ﷺ) then said: When you make a bargain, say: There is no attempt to deceive. So when the man made a bargain, he said: There is no attempt to deceive.

(3955) Câbir b. Abdullah'dan rivayet edildiğine göre; Bir adam kendi ölümünden



sonra geçerli olmak üzere kölesini azad etmiş ve o köleden başka bir malı da yokmuş.
Bunu üzenine Peygamber (s.a.v.) (orada bulunanlara) o köleyi (getirmelerini)

[55J

emretmiş, (köle getirilince) yedi yüz yahutta dokuzyüz (dirhem)e satılmış.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3501 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ ، عَنْ جَابِرٍ ، أَنَّ رَجُلًا ، مِنَ الْأَنْصَارِ يُقَالُ : لَهُ أَبُو مَذْكُورٍ أَعْتَقَ غُلَامًا لَهُ يُقَالُ لَهُ يَعْقُوبُ عَنْ دُبُرٍ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُ فَدَعَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ : مَنْ يَشْتَرِيهِ فَاشْتَرَاهُ نُعَيْمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ النَّحَّامِ بِثَمَانِ مِائَةِ دِرْهَمٍ فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ ثُمَّ قَالَ : إِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ فَقِيرًا فَلْيَبْدَأْ بِنَفْسِهِ فَإِنْ كَانَ فِيهَا فَضْلٌ فَعَلَى عِيَالِهِ ، فَإِنْ كَانَ فِيهَا فَضْلٌ فَعَلَى ذِي قَرَابَتِهِ أَوْ قَالَ : عَلَى ذِي رَحِمِهِ ، فَإِنْ كَانَ فَضْلًا فَهَاهُنَا وَهَاهُنَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

During the time of the Messenger of Allah (ﷺ) a man used to buy (goods), and he was weak in his intellect. His people came to the Prophet of Allah (ﷺ) and said: Prophet of Allah, stop so-and-so (to make a bargain) for he buys (goods), but he is weak in his intellect. So the Prophet (ﷺ) called on him and forbade him to make a bargain. He said: Prophet of Allah, I cannot keep away myself from business transactions. Thereupon the Messenger of Allah (ﷺ) said: If you cannot give up making a bargain , then say: Take , and give, and there is no attempt to deceive.

(3957) Câbir (r.a) den rivayet olunduğuna göre;

Ensar'dan Ebu Mezkur diye anılan birisi Yakub adındaki kölesini kendi ölümünden
sonra geçerli olmak üzere azad etmiş ve o köleden başka bir malı da yokmuş.
(Bir gün Resnlullah (s.a.v.) o köleyi çağırmış ve (orada hazır bulunan kimselere):
Bunu kim satın alır?" diyerek satılığa çıkarmış. Bunun üzerine Nuaym b. Abdullah b.
en-Nahhâm onu sekizyüz dirheme satın almış ve bu dirhemleri o kölenin sahibine
vermiş. Sonra (Resulullah) şöyle buyurmuş:

"Sizden birisi fakir olduğu zaman (eline geçen maddi imkanlardan yararlanmak
hususunda) önce kendisinden başlasın. Eğer (eline geçen bu) maddi imkanda (kendi
ihtiyacından artan) bir fazlalık varsa onu da ailesine, eğer (daha) fazlalık varsa onu da

[571

yakınlarına hısımlarına, fazlalık daha da varsa onu da şuraya buraya (versin)."
Açıklama

Hürriyete kavuşması efendisinin ölümüne bağlı ojan köleye "müdebber" denir. Bu
şekilde köle azad etmeye de; "Tedbir" denir. Tedbir dört çeşittir:

1- Tedbir-i Mutlak: Efendisinin ölümüne bağlanarak yapılan tedbirdir. Efendinin
kölesine, "ben öldüğüm zaman "sen hürsün" demesi gibi.

2- Tedbir-i Muallak: Bir şarta bağlanmış olan tedbirdir. Efendisinin kölesine hitaben,
"sen şu işi yaparsan ölümümden sonra hürsün" demesi gibi. Bu durumda köle
efendisinin sağlığında bu şartı yerine getirirse efendisinin ölümünden sonra hürriyete
kavuşmuş olur.

3- Tedbir-i Mukayyed: Malikin bir vasıf ile mukayyed olan vefatına bağladığı
tedbirdir. Efendisinin kölesine, "ben bu hastalığımdan ölürsem' veya "ben bu
yolculuğum esnasında vefat edersem sen hürsün" demesi gibi.

4- Tedbir-i Muzaf: Bir vaktin geçmesine veya çıkmasına izafe edilen tedbirdir. "Sen
yarından itibaren mudebbersin" veya " sen falan ayın bitiminde müdebbersin"

[58]

denilmesi gibi.

Müdebbir: Tedbiri yapan, yani kölenin hürriyetini kendisinin ölümüne bağlayan
efendi.

Mevzumuzu teşkil eden bu babın hadisleri müdebber köleyi satmanın ntutlak suretle
caiz olduğunu söyleyen İmam-ı Şafii'nin delilidir. Hattâbi'nin açıklamasına göre
Ahmet b. Hanbel ile İshâk b. Râhûyeh, Mücâhid ve Tâ-vûs da bu görüştedirler.



Hasan-ı Basrî ise, sahibinin köleyi satmaya muhtaç durumda olması şartıyla
müdebberi satmanın caiz olduğu görüşündedir.

İmam Malik' de efendinin en azından kölenin değerine denk bir borçla ölmesi halinde
onu varislerin satabileceklerini söyler.

Said b, el-Müseyyeb ile Şa'bî Nehâi ve Zuhrî ise müdebber köleyi satmanın caiz
olmayacağını söylemişlerdir.

İmam Ebu Hanîfe ile Sufyân-ı Sevri, Evzâi, Şüreyh, Mes'rûk, Kasım b. Muhammed,
Ebu Cafer Muhammed b. Ali ve Salim b. Abdullah da bu görüştedirler.
Bedayiu's Sanayi' yazarının kaydettiği gibi, İmam Ebu Hanife; "Eğer tabiinden bu
büyük alimler, müdebberin satılabileceğinisöylemiş olsalardı, onlara uyarak ben de

[591

müdebberin satılabileceğini söylerdim." demiştir.
Tedbir Akdinin Hükmü İki Kışıma Ayırılır:

1) Müdebberin hayatında cari olan hükümler.

2) Müdebberin vefatından sonra cari olan hükümler. Müdebberin hayatında cari olan
hükümler şunlardır: Efendinin mutlak

tedbir ile müdebber kıldığı kölesi, Hanefilere göre köle ancak efendisinin ölümüyle
hürriyetlerine kavuşmuş olacağından efendisi onu asla satamaz. İmam Şafii'ye göre
ise, köle bu nevi tedbir ile asla hürriyet hakkım kazanmış olmayacağından efendisi
onu istediği zaman satabilir. Çünkü bu köle

hürriyetini ancak efendisinin ölümünden sonra kazanacak tır, bu ise şimdilik yoktur.
Ancak mukayyed tedbir ile müdebber kılınmış olan köleyi satmanın caizliğinde ulema
ittifak etmiştir.

Hafız Zeylaî'nin açıklamasına göre, bu babda geçen hadislerde Hz. Peygamber'in
satılmalarına izin verdiği kölelerden maksat; tedbir-i mukayyed ile müdebber kılınmış
köleler olabileceği gibi, bu kölelerin satılmasından maksat gerçekten satılmaları

İM

olmayıp kiraya verilmeleri olmaları da mümkündür.
Bu hususta Hamleleri dayandıkları deliller şunlardır:

1. Darekulni'nin ibn Ömer'den rivayet ettiği müdebber kölenin satılmayacağını ifade



eden zayıf hadisler.

2. Cabir b. Abdullah'dan rivayet edilen Hz. Peygamber'in müdebber kölenin
satılmasını yasaklayan hadislerin ifadeleri.

3. Hz. Ömer, Osman, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Mes'ud, Abdullah b Abbas, Abdullah
b. Ömer (r.a)'m müdebber kölenin satılmayacağı görüşünde olduklarına dair haberler.

[62]

10. (Mirasının) Üçte Biri Değerlerini Karşılayamayan Kölelerini (Ölüm
Yatağında İken) Azad Eden Kimse (Hakkında Gelen Hadisler)