هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2930 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى ، قَالَ : سَمِعْتُ الْأَعْمَشَ ، ح وحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلَاءِ ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ، عَنِ الْأَعْمَشِ الْمَعْنَى ، عَنْ مُسْلِمٍ الْبَطِينِ ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، أَنَّ امْرَأَةً ، جَاءَتْ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَتْ : إِنَّهُ كَانَ عَلَى أُمِّهَا صَوْمُ شَهْرٍ أَفَأَقْضِيهِ عَنْهَا ، فَقَالَ : لَوْ كَانَ عَلَى أُمِّكِ دَيْنٌ أَكُنْتِ قَاضِيَتَهُ ؟ قَالَتْ : نَعَمْ ، قَالَ : فَدَيْنُ اللَّهِ أَحَقُّ أَنْ يُقْضَى
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2930 حدثنا مسدد ، حدثنا يحيى ، قال : سمعت الأعمش ، ح وحدثنا محمد بن العلاء ، حدثنا أبو معاوية ، عن الأعمش المعنى ، عن مسلم البطين ، عن سعيد بن جبير ، عن ابن عباس ، أن امرأة ، جاءت إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقالت : إنه كان على أمها صوم شهر أفأقضيه عنها ، فقال : لو كان على أمك دين أكنت قاضيته ؟ قالت : نعم ، قال : فدين الله أحق أن يقضى
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Ibn 'Abbas: A woman came to the Prophet (ﷺ) and said (to him) that one month's fast was due from her mother who had died. May I fulfill them on her behalf? He asked: Suppose some debt was due from your mother, would you pay it ? She replied: Yes. He said: So the debt due to Allah is the one which most deserves to be paid.

(3310) Meymûne binti Kerdem'in şöyle dediği rivayet edil mistir: Hz. Peygamber'in
(veda) haccmda babamla birlikte çıktım. Ra-sûlullah (s.a)'ı gördüm. İnsanların
"Rasûlullah" dediklerini duydum. Gözümle onu takibe başladım. Babam kendisine
yaklaştı. Rasûlullah devesinin üzerinde idi. Elinde öğretmenlerin sopası gibi (ince) bir

um

sopa vardı. Bedevilerin ve insanların "Tab, tab" dediklerini duydum.

12141

Babam ona (iyice) yaklaştı, ayağını tuttu. Hz. Peygamber buna ses çıkarmadı,
durup babamı dinledi. Babam:

Ya Rasûlallah, ben bir erkek çocuğum dünyaya gelirse, Büvâne (dağı)'nin tepesinde
dik yokuşlu yollarda birkaç koyun kurban etmeyi adadım, dedi. -Abdullah b. Zeyd:
"Tam bilmiyorum ama, galiba elli koyun demişti" dedi.- Rasûlullah:
"Orada putlardan bir şey var mı?" diye sordu. Babam:
Hayır, dedi. Rasûlullah (s.a):

"Allah için adadığın şeyi yerine getir" buyurdu.Meymûne devamla şöyle dedi:
Babam koyunları toplayıp kesmeye başladı. Koyunlardan biri kurtulup kaçtı. Babam;

12151

"Ey Allah'ım, benim adağımı ödet" diyerek onu aradı. Buldu ve kesti.



Açıklama



Bu hadis, Kitabü'n-Nikah'da 2103 numarada geçmiştir. Ancakj Kerdem'in Hz.
Peygamber'in ayağını tuttuktan sonra Rasûlullah'la konuşması, buradakinden tamamen
farklı olarak takdim edilmiştir.

Bu hadisle, bir önceki hadisteki vakıanın aynı olup, rivayetlerinde bazı farklılıkların
bulunması mümkün olduğu gibi, ayrı ayrı hâdiselerle ilgili olmaları da mümkündür.
Adakta bulunan şahsın; dağ tepelerinde, sarp yokuşlarda kurban kesmeyi adaması,
adağına kuvvet kazandırmak içindir. Gerçi adaklar bir şeyin olup olmamasına tesir
etmez, Allah'ın takdirini değiştirmez. Fakat, anlaşılıyor ki adak sahibi Hz. Peygamber'i
ilk defa görmüş, onun sohbetinden istifade edememiştir. Onun için, adağın ve adağı
zorlaştırmanın takdire tesiri olmayacağını bilmiyordu. Eskiden kalma bilgisine
dayanarak, eğer yapılması zor bir şey adarsa arzusuna nail olacağını zannediyordu.
Hadis, bir yerle kayıtlı olan adakların eğer o yerlerde tevhide aykırı bir şey yoksa
oralarda eda edileceğine delil gösterilir. Hattâbî şöyle der:

"Hadis; Mekke'de veya başka bir yerde, yemek yedirmeyi ya da kurban kesmeyi
adayan kişinin, bu adağını başka yerlerin fakirlerine ifa etmesinin caiz olmadığına
delildir. Bu görüş Şafiî mezhebine göredir. Şafiî'den başkaları bu adağın başka
yerlerde de eda edilebileceğini söylerler."

Hadisin, Hattâbî'nin anladığı manaya delâlet etmesi mümkündür. Ama bu kesin
değildir. Çünkü Hz. Peygamber, bir defa kurbanların orada kesilmesinin şart olduğunu
söylememiştir. Ayrıca "Orada putlardan bir şey var mı?" diye sorarken, kurbanın
kesilip kesilemeyeceğini değil de adağın sahih olup olmadığını aramış olabilir. Çünkü
eğer orada put varsa adağın eski alışkanlıklara binaen, Allah rızasından başka bir şey
için olması tehlikesi mevzubahistir. Nitekim Ahmed b. Hanbel ve Beğavî'nin
rivayetlerinde İbni Kerdem'in; "Ben cahiliye devrinde iken Büvâne'nin tepesinde

[2161

birkaç koyun kesmeyi adadım..." dediği belirtilmektedir.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3310] وَلِيُّهُ ( فَدَيْنُ اللَّهِ أَحَقُّ أَنْ يُقْضَى) وَفِيهِ دَلِيلٌ عَلَى أَنَّ الصَّوْمَ يُقْضَى عَنِ الْمَيِّتِ سَوَاءٌ كَانَ الصَّوْمُ عَنْ فَرْضٍ أَوْ عَنْ نَذْرٍ قَالَ الْمِزِّيُّ فِي الْأَطْرَافِ حَدِيثُ مُسَدَّدٍ فِي رِوَايَةِ أَبِي الْحَسَنِ بْنِ الْعَبْدِ وَلَمْ يَذْكُرْهُ أبو القاسم انتهى
وحديث بن عَبَّاسٍ هَذَا أَخْرَجَهُ الشَّيْخَانِ عَنْهُ أَنَّ امْرَأَةً قالت يارسول اللَّهِ إِنَّ أُمِّي مَاتَتْ وَعَلَيْهَا صَوْمُ نَذْرٍ فأصوم عَنْهَا فَقَالَ أَرَأَيْتِ لَوْ كَانَ عَلَى أُمِّكِ دَيْنٌ فَقَضَيْتِهِ أَكَانَ يُؤَدِّي ذَلِكَ عَنْهَا قَالَتْ نَعَمْ قَالَ فَصُومِي عَنْ أُمِّكِ