هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3157 حَدَّثَنَا عَبَّاسٌ الْعَنْبَرِيُّ ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ ، حَدَّثَنَا مُلَازِمُ بْنُ عَمْرٍو ، حَدَّثَنِي مُوسَى بْنُ نَجْدَةَ ، عَنْ جَدِّهِ يَزِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَهُوَ أَبُو كَثِيرٍ ، قَالَ : حَدَّثَنِي أَبُو هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : مَنْ طَلَبَ قَضَاءَ الْمُسْلِمِينَ حَتَّى يَنَالَهُ ، ثُمَّ غَلَبَ عَدْلُهُ جَوْرَهُ ، فَلَهُ الْجَنَّةُ ، وَمَنْ غَلَبَ جَوْرُهُ عَدْلَهُ فَلَهُ النَّارُ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3157 حدثنا عباس العنبري ، حدثنا عمر بن يونس ، حدثنا ملازم بن عمرو ، حدثني موسى بن نجدة ، عن جده يزيد بن عبد الرحمن وهو أبو كثير ، قال : حدثني أبو هريرة ، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من طلب قضاء المسلمين حتى يناله ، ثم غلب عدله جوره ، فله الجنة ، ومن غلب جوره عدله فله النار
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated AbuHurayrah:

The Prophet (ﷺ) said: If anyone seeks the office of judge among Muslims till he gets it and his justice prevails over his tyranny, he will go to Paradise; but the man whose tyranny prevails over his justice will go to Hell.

(3575) Ebû Hureyre (r.a) Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Her kim müslümanlar arasında hâkimlik yapmak ister ve bu arzusuna erişir, sonra da
(onun) adaleti zulmüne baskın gelirse cennetlik olur. (Hâkimlik makamına gelip de)

123]

zulmü adaletine baskın gelen kimse de cehenemlik olur."
Açıklama

Hadis-i şerifin zahirine göre, "Bir hâkimin cennetlik olabil-mesi için görevi başında
hiç yanlış hüküm vermemiş olması şart değildir. Cennetlik olabilmesi için görevi
başında verdiği adaletli hükümlerin yanlış hükümlerden daha fazla olması yeterlidir.
Görevi başında verdiği yanlış hükümler adaletli hükümlerden daha fazla olan bir
hâkimse cehennemliktir."

Nitekim Şevkânî de hadis-i şerifi böyle anlamıştır.

Hanefî ulemasından Aliyyü'I-Kârî'nin rivayetine göre et-Turbiştî, metinde geçen
kelimesine "engel oldu, fırsat vermedi" manası vermiştir. Sözü geçen kelimeye bu
mana verilirse; hadisten "Adaleti, zulmetmesine engel olan her hâkim cennetliktir.
Zulmü, adaletli hüküm vermesine fırsat vermeyen her hâkim de cehennemliktir"
manası çıkar.

Aliyyü'l-Kârî, metinde geçen "adalet" kelimesinin, hâkimin hüküm verirken yaptığı
ictihaddaki isabet anlamında kullanıldığını; zulüm ve haksızlık anlamına gelen "cevr"
kelimesinin de hâkimin hüküm verirken yaptığı ictihadda yanılması anlamında
kullanıldığını söylemiş ve ictihadmdaki sevabı hatasından çok olan hâkimlerin
cennetlik olduklarına dikkat çekmiş, bile bile haksız hüküm veren hâkimlerinse bu
hadisin hükmü dışında kaldıklarını, onların zalimler topluluğu içinde hesaba
çekileceklerini söylemiş ve, "Bile bile haksız hüküm vermediği sürece Allah hâkimle

1241

beraberdir." hadis-i şerifinin de buna delâlet ettiğini ifade etmiştir.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3575] ( حَتَّى يَنَالَهُ) أَيْ إِلَى أَنْ يُدْرِكَ الْقَضَاءَ ( ثُمَّ غَلَبَ عَدْلُهُ جَوْرَهُ) أَيْ كَانَ عَدْلُهُ فِي حُكْمِهِ أَكْثَرَ مِنْ ظُلْمِهِ كَمَا يُقَالُ غَلَبَ عَلَى فُلَانٍ الْكَرَمُ أَيْ هُوَ أَكْثَرُ خِصَالِهِ وَظَاهِرُهُ أَنَّهُ لَيْسَ مِنْ شَرْطِ الْأَجْرِ الَّذِي هُوَ الْجَنَّةُ أَنْ لَا يَحْصُلُ مِنَ الْقَاضِي جَوْرٌ أَصْلًا بَلِ الْمُرَادُ أَنْ يَكُونَ جَوْرُهُ مَغْلُوبًا بِعَدْلِهِ فَلَا يَضُرُّ صُدُورُ الْجَوْرِ الْمَغْلُوبِ بِالْعَدْلِ إِنَّمَا الَّذِي يَضُرُّ وَيُوجِبُ النَّارَ أَنْ يَكُونَ الْجَوْرُ غَالِبًا للعدل
قاله القاضي الشوكاني
ونقل القارىء عن التوربتشي أَنَّ الْمُرَادَ مِنَ الْغَلَبَةِ فِي كِلَا الصِّيغَتَيْنِ أن تمنعه إحداهما عن الأخرى فلا يجوز فِي حُكْمِهِ يَعْنِي فِي الْأَوَّلِ وَلَا يَعْدِلُ يعني في الثاني
قال القارىء وَلَهُ مَعْنًى ثَانٍ وَهُوَ أَنْ يَكُونَ الْمُرَادُ مِنْ عَدْلِهِ وَجَوْرِهِ صَوَابُهُ وَخَطَؤُهُ فِي الْحُكْمِ بِحَسَبِ اجْتِهَادِهِ فِي مَا لَا يَكُونُ فِيهِ نَصٌّ مِنْ كِتَابٍ أَوْ سُنَّةٍ أَوْ إِجْمَاعٍ كَمَا قَالُوهُ فِي حَقِّ الْمُفْتِي وَالْمُدَرِّسِ وَيُؤَيِّدُهُ حَدِيثُ إِنَّ اللَّهَ مَعَ الْقَاضِي مَا لَمْ يَحِفْ عَمْدًا انْتَهَى
وَالْحَدِيثُ سَكَتَ عَنْهُ الْمُنْذِرِيُّ