هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
69 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ ، عَنْ شُعْبَةَ ، حَدَّثَنَا أَبُو التَّيَّاحِ ، عَنْ مُطَرِّفٍ ، عَنِ ابْنِ مُغَفَّلٍ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَمَرَ بِقَتْلِ الْكِلَابِ ، ثُمَّ قَالَ : مَا لَهُمْ وَلَهَا ، فَرَخَّصَ فِي كَلْبِ الصَّيْدِ ، وَفِي كَلْبِ الْغَنَمِ وَقَالَ : إِذَا وَلَغَ الْكَلْبُ فِي الْإِنَاءِ فَاغْسِلُوهُ سَبْعَ مِرَارٍ ، وَالثَّامِنَةُ عَفِّرُوهُ بِالتُّرَابِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَهَكَذَا قَالَ ابْنُ مُغَفَّلٍ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
69 حدثنا أحمد بن محمد بن حنبل ، حدثنا يحيى بن سعيد ، عن شعبة ، حدثنا أبو التياح ، عن مطرف ، عن ابن مغفل ، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أمر بقتل الكلاب ، ثم قال : ما لهم ولها ، فرخص في كلب الصيد ، وفي كلب الغنم وقال : إذا ولغ الكلب في الإناء فاغسلوه سبع مرار ، والثامنة عفروه بالتراب ، قال أبو داود : وهكذا قال ابن مغفل
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Ibn Mughaffal:

The Messenger of Allaah (sal Allaahu alayhi wa sallam) ordered the killing of the dogs, and then said: Why are they (people) after them (dogs)? and then granted permission (to keep) for hunting and for (the security) of the herd, and said : When the dog licks the utensil wash it seven times, and rub it with earth the eighth time.

Abu Dawud said : Ibn Mughaffal narrated in a similar way.

(74). Abdullah b. Muğaffel'den, dedi ki; Resûlullah (s. a.) köpeklerin öldürülmesini



emretti. Sonra da "Bu insanlara ne oluyor ki (bütün) köpekleri öldürüyorlar?"
buyurdu. Koyun ve av köpeğinin öl-dürülmemesine ruhsat verdi. Sonra şöyle
buyurdu: "Köpek bir kabı yaladığı zaman onu yedi kez (su ile) yıkayın, sekizincide

1351]

toprakla ovuşturun!"

[352]

Ebû Dâvâd dedi ki: "îbn Muğaffel böyle dedi."
Açıklama

Köpeklerin öldürülmesinin sebebi Müslim'de şöyle açıklanmıştır: "Cebrâil
(aleyhisselam) Resulüllah (s. a.) ile belli bir saatte buluşmak üzere sözleşmişti. Saat
geldiği halde Cibril gelmedi. Resulüllah (s. a.) in elinde bir sopa vardı, onu elinden
bıraktı ve: "Ne Allah vadini bozar, ne de Resulleri" dedi. Sonra bakındı, bir de ne
görsün sedirin altında bir köpek eniği!

"Ya Alşe; bu köpek boraya ne zaman girdi?" diye sordu. Aişe;

"Vallahi bilmiyorum, dedi. Derhal köpek çıkarıldı. Ve hemen arkasından Cibril geldi.
Resûlullah (sallallahü aleyhi vesselem)

"Benimle sözleştin, ben seni bekledim. Ama gelmedin" dedi. Bunun üzerine Cibril:
"Bana senin evindeki köpek mani oldu. Biz içinde köpek ve resim bulunan eve
girmeyiz" dedi.

Resûlullah ogün sabah olur olmaz köpeklerin öldürülmesini emir buyurdu. Hatta

r3531

küçük bahçe köpeğini öldürüp, büyük bahçe köpeğini bırakıyordu.
Bunun sebebi "o zamanki halkın, gönlünü köpek besteme sevdasına kaptırmağıdır"
diyenler de vardır. Fakat hadis-i şerifte belirtildiği gibi, daha sonra bu köpekleri
öldürme emri yürürlükten kaldırıldı. Ancak bu emir siyah ve yırtıcı köpekler için
geçerli oldu. Ulemânın bir kısmı bu görüştedir, ulemânın ekserisi ile Imam-Mâük ve
taraftarları ise, "Beş şey vardır ki Haremi Şerifde de öldürtilebilir" mealindeki 1846-
1848. hadis-i şeriflere dayanarak beslenmelerine izin verilen çoban, av ve ziraat
köpekleri dışında bütün köpeklerin öldürüleceğine hükmetmişlerdir. Yırtıcı köpeklerin
öldürülmeleri günümüzde de görülen bir hâdisdir. Bu sebeble yırtıcı köpeklerin
öldürülmelerine itiraz söz konusu değilse de siyah köpeklerin Öldürülmesindeki
hikmeti soranlar her yerde bulunmaktadır.

İbn Kuteybe konuyu şöyle açıklamaktadır: "Çünkü köpeklerin alaca-sız siyah olanları,
insanlara en zararlı olanı ve en ısırganıdır. Köpekler de diğerlerinden ziyâde onlara
saldırırlar. Bununla beraber o faydası en az olan ve bekçiliği en kötü olandır.

13541

Avlamaktan en uzak (kabiliyetsiz) olan ve en çok uyuklayan da odur.
Hz. Peygamber "Siyah köpek şeytandır" (bk. 702 nolu hadis) beyânı ile siyah köpeğin,
köpeklerin en kötüsü olduğunu ifade etmek istemiştir. Tıpkı, "O azgın şeytandan
başka bir şey dejildir", "O ancak parçalayıcı bir ars-landır", "o parçalayıcı bir kurttur"

r3551

denildiği gibi... Bu sözler ile sadece o kimsenin bunlara benzediği kast edilir.
Resûlullah'm Medine'nin köpeklerini öldürtmeğine gelince bunda onun, "Eğer
köpekler ümmetlerden bir ümmet olmasaydı onların öldürülmelerini



T3561

emrederdim." beyânını nakz edecek bir şey yoktur. Çünkü Medine onun
zamanında, meleğin vahy indirdiği yer idi. Rahmet melekleri ise, içinde köpek veya
resim bulunan eve girmediğinden, Medine'de evlerde köpek beslemek yasaklandı. Bu
yasağa aldırış etmeyerek köpek besleyen kimseler de evleri rahmet meleklerinden
mahrum kalmak suretiyle cezalandırıldı. Ancak Azrail aleyhisselam ve Hafaza
Melekleri ise, her eve girerler.

Ulema metinde gecen "Köpeklerden banlara ne?" sözünden, "niçin evlerinde köpek
besliyorlar?" manasım çıkararak ihtiyaç olmaksızın sadece zevk için köpek
beslemenin haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Fakat ihtiyaç duyulduğu zaman köpek
beslemekte bir sakınca görmemişlerdir.

Avcılık için, hayvanları ve ekinleri beklemek için köpek bir ihtiyaçtır. Binaenaleyh bu
durumlarda köpek beslemek caizse de, tâlim için ve evleri beklemek için beslemekte
ihtilâf vardır. Bu hususta mezheblerin görüşü şöyledir:

1. Şâfıî ulemâsından Nevevî şöyle demektedir: Bizim mezhebimize göre, ihtiyaç
yokken köpek edinmek haramdır. Ama av, ziraat ve hayvan muhafazası gibi işler için
köpek edinilmesi caizdir. Evleri, sokakları ve bunlara benzer yerleri muhafaza için
köpek edinilip edinilemeyeccği hususunda iki görüş vardır. Birinci veçhe göre caiz
değildir. Çünkü hadislerin zahirleri ziraat, av ve çoban köpeğinden maadasını
sarahaten yasak etmektedir. Esah olan görüşe göre, bu üç nevi köpeğe kıyas edilerek
diğerlerini edinmek de caizdir. Acaba köpek yavrusu edinerek av, ziraat ve hayvan
muhafazası hususlarında eğiterek yetiştirmek caiz midir? Bu meselede de iki görüş
vardır. Doğru olanı ise caiz oluşudur.

2. Mâükîlerden bazıları, edinilmesi câlz olan köpeğin hangi köpek olduğuna bu hadisi
delil getirmişlerdin Binaenaleyh çoban köpeği, av köpeği ve ekinleri bekleyen köpeğin
beslenmesinde bir sakınca yoktur, demişlerdir. Aynı zamanda bu cins köpeklerin
temiz oldukları görüşünü de benimsemişlerdir.

3. Hanefî mezhebinden Kemaleddin Ibnu'l-Hümüm, Fethü'l-Kadîr adlı eserinde,
"köpeği av, yahut hayvan, ev ve ziraat muhafazası için edinmek icma ile caizdir.
Lâkin hırsız, yahut düşman korkusu olmadıkça onu eve sokmamalıdır" demektedir.
[3571

Bazı Hükümler

1. Hadis'i şerif Allahu Teâlâ'nm kullarına lutüf ve mer-hametle muamele ettiğine bir
delildir. Çünkü Resulünün diliyle ihtiyaç duydukları av köpeğine, çoban köpeğine ve
ekin bekleyen köpeğe izin verdi de melâikenin eve girmesine mâni olan ve insanları
korkutan köpeklerin beslenmesini, aynı zamanda insanların sevabını da azaltacağı için
yasakladı.

2. Köpek taşıma, bir gayeye matuf olduğundan, insanların menfaatma olmayan, süs

r3581

köpeği ve faydasız bütün köpeklerin taşınması yasaktır.
38. Kedi Artığı

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [74] ( أَبُو التَّيَّاحِ) بِفَتْحِ الْمُثَنَّاةِ فَوْقُ وَبَعْدَهَا مُثَنَّاةٌ تَحْتُ مُشَدَّدَةٌ وَآخِرُهُ حَاءٌ مُهْمَلَةٌ هُوَ يَزِيدُ بْنُ حُمَيْدٍ الْبَصْرِيُّ ثِقَةٌ ثَبْتٌ ( عَنْ مُطَرِّفٍ) بِضَمِّ الْمِيمِ وَفَتْحِ الطَّاءِ الْمُهْمَلَةِ وَبَعْدَهَا الراء المكسورة المشددة هو بن عَبْدِ اللَّهِ الشِّخِّيرُ الْعَامِرِيُّ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ البصري أحد سادة التابعين
قال بن سَعْدٍ ثِقَةٌ لَهُ فَضْلٌ وَوَرَعٌ وَعَقْلٌ وَأَدَبٌ ( عن بن مُغَفَّلٍ) بِضَمِّ الْمِيمِ وَفَتْحِ الْغَيْنِ الْمُعْجَمَةِ وَالْفَاءِ الْمُشَدَّدَةِ الْمَفْتُوحَةِ وَهُوَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُغَفَّلِ الْمُزَنِيُّ بَايَعَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ وَنَزَلَ الْبَصْرَةَ ( أَمَرَ بِقَتْلِ الْكِلَابِ) قَالَ الْقَاضِي عِيَاضٌ ذَهَبَ كَثِيرٌ مِنَ الْعُلَمَاءِ إِلَى الْأَخْذِ بِالْحَدِيثِ بِقَتْلِ الْكِلَابِ إِلَّا مَا اسْتَثْنَى قَالَ وَهَذَا مَذْهَبُ مَالِكٍ وَأَصْحَابِهِ وَذَهَبَ آخَرُونَ إِلَى جَوَازِ اقْتِنَائِهَا جَمِيعًا وَنَسْخِ قَتْلِهَا إِلَّا الْأَسْوَدَ الْبَهِيمَ قَالَ وَعِنْدِي أَنَّ النَّهْيَ أَوَّلًا كَانَ نَهْيًا عَامًّا مِنِ اقْتِنَائِهَا جَمِيعًا وَالْأَمْرَ بِقَتْلِهَا جَمِيعًا ثُمَّ نَهَى عَنْ قَتْلِ مَا عَدَا الْأَسْوَدِ وَامْتَنَعَ الِاقْتِنَاءُ فِي جَمِيعِهَا إِلَّا الْمُسْتَثْنَى
كَذَا فِي سُبُلِ السَّلَامِ
قُلْتُ مَا قَالَهُ الْقَاضِي هُوَ الْحَقُّ الصَّرِيحُ ( ثُمَّ قَالَ) رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ( مالهم) أي للناس يقتلون الكلاب ( ومالها) أَيْ مَا لِلْكِلَابِ أَنْ تُقْتَلَ وَلَفْظُ مُسْلِمٍ مَا بَالُهُمْ وَبَالُ الْكِلَابِ وَفِيهِ دَلِيلٌ عَلَى امْتِنَاعِ قَتْلِ الْكِلَابِ وَنَسْخِهِ وَقَدْ عَقَدَ الْحَافِظُ الْحَازِمِيُّ فِي كِتَابِهِ الِاعْتِبَارِ لِذَلِكَ بَابًا وَأَخْرَجَ مُسْلِمٌ عَنْ جَابِرٍ قَالَ أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِقَتْلِ الْكِلَابِ حَتَّى إن المرأة تقدم من البادية بكلبها فتقتله ثُمَّ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ قَتْلِهَا وَقَالَ عَلَيْكُمْ بِالْأَسْوَدِ الْبَهِيمِ ذِي النُّقْطَتَيْنِ فَإِنَّهُ شَيْطَانٌ ( فِي) اقْتِنَاءِ كَلْبِ الصَّيْدِ أَيِ الْكِلَابِ الَّتِي تَصِيدُ ( وَفِي) اقْتِنَاءِ ( كَلْبِ الْغَنَمِ) أَيِ الَّتِي تَحْفَظُ الْغَنَمَ فِي الْمَرْعَى وَزَادَ مُسْلِمٌ وَكَلْبِ الزَّرْعِ ( عَفِّرُوهُ بِالتُّرَابِ) التَّعْفِيرُ التَّمْرِيغُ بِالتُّرَابِ
وَالْحَدِيثُ فِيهِ حُكْمُ غَسْلِهِ ثَامِنَةً
وَأَنَّ غَسْلَةَ التُّرَابِ غَيْرُ الْغَسَلَاتِ السَّبْعِ بِالْمَاءِ وَبِهِ قَالَ الْحَسَنُ الْبَصْرِيُّ وَأَفْتَى بِذَلِكَ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَغَيْرُهُ وَرُوِيَ عَنْ مَالِكٍ أيضا
قال بن دَقِيقِ الْعِيدِ قَوْلُهُ عَفِّرُوهُ الثَّامِنَةَ بِالتُّرَابِ ظَاهِرٌ فِي كَوْنِهَا غَسْلَةً مُسْتَقِلَّةً لَكِنْ لَوْ وَقَعَ التَّعْفِيرُ فِي أَوَّلِهِ قَبْلَ وُرُودِ الْغَسَلَاتِ السَّبْعِ كَانَتِ الْغَسَلَاتُ ثَمَانِيَةً وَيَكُونُ إِطْلَاقُ الْغَسْلَةِ عَلَى التُّرَابِ مَجَازًا وَجَنَحَ بَعْضُهُمْ إِلَى التَّرْجِيحِ لِحَدِيثِ أَبِي هُرَيْرَةَ عَلَى حَدِيثِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ وَالتَّرْجِيحُ لَا يُصَارُ إِلَيْهِ مَعَ إِمْكَانِ الجمع والأخذ بحديث بن مُغَفَّلٍ يَسْتَلْزِمُ الْأَخْذَ بِحَدِيثِ أَبِي هُرَيْرَةَ دُونَ الْعَكْسِ وَالزِّيَادَةُ مِنَ الثِّقَةِ مَقْبُولَةٌ وَلَوْ سُلِكَ التَّرْجِيحُ فِي هَذَا الْبَابِ لَمْ نَقُلْ بِالتَّتْرِيبِ أَصْلًا لِأَنَّ رِوَايَةَ مَالِكٍ بِدُونِهِ أَرْجَحُ مِنْ رِوَايَةِ مَنْ أَثْبَتَهُ وَمَعَ ذَلِكَ فَقُلْنَا بِهِ أَخْذًا بِزِيَادَةِ الثِّقَةِ
قَالَهُ الْحَافِظُ
قَالَ الْمُنْذِرِيُّ وأخرجه مسلم والنسائي وبن مَاجَهْ