هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2715 حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِيٍّ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى يَعْنِي ابْنَ آدَمَ ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِي بَكْرٍ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَقْطَعَ الزُّبَيْرَ نَخْلًا
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2715 حدثنا حسين بن علي ، حدثنا يحيى يعني ابن آدم ، حدثنا أبو بكر بن عياش ، عن هشام بن عروة ، عن أبيه ، عن أسماء بنت أبي بكر ، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أقطع الزبير نخلا
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Asma' daughter of AbuBakr:

The Messenger of Allah (ﷺ) assigned to az-Zubayr palm-trees as a fief.

(3069) Esma bint Ebû Bekir'den (rivayet olunduğuna göre) Rasûlullah (s. a) Hz.

f4461

Zübeyr'e bir hurmalık vermiştir.
Açıklama

Fahr-i Kâinat Efendimiz hicretin dokuzuncu yılının Recep ayma rastlayan Tebük
seferinde yolculuk boyunca ondokuz yerde konaklamış ve orada ibadet etmiştir. Siyer
kitaplarının tesbitine göre, Rasûl-ü Zişan Efendimizin Tebük seferinde ilk konak yeri
Medine'ye bir gecelik mesafede bulunan Zûhuşub vadisi olmuştur.
Peygamberimiz burada, bostan içindeki devme ağacının altında namaz kılmış üçgün
orada kaldıktan sonra yoluna devam etmiştir.

Daha sonra burası muhafaza edilmiş ve zamanla oraya bir mescid yapılmıştır.
"Devme" İri ağaçlar cinsinden nebk(sidr) ya da "mukl" ağacıdır.
Hz. Peygamber daha sonra kendisine katılan Cüheyne kabilesine Şam'la Medine
arasındaki Vadilkura denilen yerdeki Zülmerv köyü halkının kimler olduğunu sormuş
onlar da "Zülmerv köyü halkı Cüheyne kabilesinden Ri-faâ oğullarıdır." deyince bu
köyün arazisini ikta esasına göre onlara vermiştir. Biz ikta' esasına göre bir araziyi
birine vermenin nasıl olduğunu 3058 numaralı hadisin ve onu takib eden hadislerin
şerhinde açıklamıştık.

Aliyyü'l-Kari'nin, Şerhii's-Sünne isimli eserindeki açıklamasına göre ikta:

1. Temellük ıktaı,

2. İrfak iktaı olmak üzere ikiye ayrılır.

Bunlardan birincisi arazinin mülkiyetinin bağışlanması, ikincisi de sadece intifasının
bağışlanması anlamına gelir. Birinci kısım ikta ile bir mala sahip olan, o malın
mülkiyetine, ikinci kısım ikta ile bir mala sahip olan da ondan faydalanma hakkına
sahip olur. Binaenaleyh 3069 numarada Hz. Zübeyre verildiğinden bahsedilen
hurmalık birinci kısımdan olması gerekir.



Ancak Bezlü'I-Mechûd yazarının açıklamasına göre, el-Muzhır, "Hz. Zübeyr'e verilen
bu arazinin yer altında bulunan kapalı bir maden gibi, faydalanılması emeği ve masrafı
gerektiren bir yer olmadığından bu şekilde bağışlanmasının caiz olmaması gerektiğini,
Binaenaleyh bu arazinin Hz. Peygamberin fey yoluyla eline geçen özel mülkü olup
ona bu mülkü bağışlamış olabileceğini, ya da ölü bir arazi olduğu için ihya etmek
üzere ona vermiş olabileceğini" söylemiştir ki çok önemli bir tesbit olduğunda şüphe
yoktur.

Hattâbî'nin açıklamasına göre, Ebû İshak el-Mervezî 2069 numaralı hadisi şerifte
geçen ikta kelimesi ilim erbabı arasında meşhur olan manasında değil de "ödünç

r4471

olarak verdi" manasında kullanılmıştır.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3069]