هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3170 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَرْوَزِيُّ ، حَدَّثَنِي عَلِيُّ بْنُ حُسَيْنٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِيِّ ، عَنْ عِكْرِمَةَ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : { فَإِنْ جَاءُوكَ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ ، أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ } ، فَنُسِخَتْ ، قَالَ : { فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ }
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3170 حدثنا أحمد بن محمد المروزي ، حدثني علي بن حسين ، عن أبيه ، عن يزيد النحوي ، عن عكرمة ، عن ابن عباس ، قال : { فإن جاءوك فاحكم بينهم ، أو أعرض عنهم } ، فنسخت ، قال : { فاحكم بينهم بما أنزل الله }
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Ibn 'Abbas said: The Qur'anic verse: If they do come to thee, either judge between them, or decline to interfere was abrogated by the verse: So judge between them by what Allah hath revealed.

(3590) İbn Abbas'tan, şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Sana gelirlerse ister

[721

aralarında hükmet, ister onlara yüz çevir" (âyeti kerimesi) neshedilmiştir. (Çünkü
Yüce Allah daha sonra indirdiği başka bir âyet-i kerimesinde): "Ve aralarında Allah'ın



indirdiği ile hükmet" buyurmuştur.
Açıklama

Bu hadis-i şerifte; Yüce Allah, İslâmm ilk yıllarında, "Sana gelirlerse, ister aralarında



hükmet, ister onlardan yüz çevir" âyet-i kerimesiyle Hz. Peygamber'i mahkeme
olmak üzere kendisine müracaat eden gayrimüslimlerin davalarına bakıp bakmamakta
muhayyer bırakmışken, daha sonra indirdiği Mâide sûresinin 49. âyetiyle onların
arasında meydana gelen anlaşmazlıklarda da bizim kitabımıza göre hüküm vermesini
emrettiği ifade edilmektedir.

Atâ, Nehaî, Şa'bî, Katâde, İbn Cerîr, Esamm, Ebû Müslim ve Ebû Sevr'e göre ise,
Mâide sûresinin 40. âyetinde ifade buyurulan muhayyerlik bakidir, yürürlükten
kaldırılmış değildir ve tüm müslüman hâkimler için geçerlidir. Binaenaleyh,
gayrimüslimler davalarının halli için müslüman mahkemelerine müracaat ederlerse,
hâkimler onların davasına bakıp bakmamakta muhayyerdirler.

İbn Abbas (r.a) ile Mücâhid, İkrime, Hasan-ı Basrî, Atâ el-Horasanî, Ömer b.
Abdülaziz ve Zührî'ye göre ise, bu muhayyerlik hükmü Mâide sûresinin 49. âyet-i
kerimesiyle neshedilmiştir. Bu yüzden müracaat ettikleri zaman gayrimüslimleri kendi
hâkimlerine göndermek caiz değildir. Hanefî uleması da bu görüştedir.
İmam Şafiî ise "müslümanlarm himayesinde yaşayan zımmîler müracaat ettikleri
zaman onların davasına bakmak müslüman hâkim üzerine vaciptir. Fakat hâkim
müslümanlarla belli bir süre için barış antlaşması yapan antlaşmahlarm davasına bakıp



bakmamakla muhayyerdir" demiştir.

Muhayyerlik hükmünün, taraflardan birisinin müracaatı haline; vücûb hükmünün de
taraflardan her ikisinin de müracaatı haline ait olduğu kabul edilirse bu görüşlerin

175]

arası telif edilmiş olur.

Taraflardan birisinin müslüman olması halinde İse mahkemeye getirilen, davaya

[76]

bakılmasmm'vacip olduğunda mezhep imamları ittifak etmişlerdir.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3590]
فَإِنْ جَاءُوكَ أَيْ لِتَحْكُمَ بَيْنَهُمْ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ فِي تَفْسِيرِ الْجَلَالَيْنِ هَذَا التَّخْيِيرُ منسوخ بقوله وأن احكم بينهم الْآيَةَ فَيَجِبُ الْحُكْمُ بَيْنَهُمْ إِذَا تَرَافَعُوا إِلَيْنَا وَهُوَ أَصَحُّ قَوْلَيِ الشَّافِعِيِّ رَحِمَهُ اللَّهُ وَلَوْ تَرَافَعُوا إِلَيْنَا مَعَ مُسْلِمٍ وَجَبَ إِجْمَاعًا ( فَنُسِخَتْ) بِصِيغَةِ الْمَجْهُولِ ( قَالَ) أَيِ اللَّهُ تَعَالَى ( فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ) أَيْ بَيْنَ أَهْلِ الْكِتَابِ إِذَا تَرَافَعُوا إِلَيْكَ ( بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ) أَيْ إِلَيْكَ وَبَعْدَهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ وَالْحَاصِلُ أَنَّ الْآيَةَ الْأُولَى مَنْسُوخَةٌ بِالْآيَةِ الثَّانِيَةِ
قَالَ الْمُنْذِرِيُّ فِي إِسْنَادِهِ عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ وَفِيهِ مَقَالٌ