بَابُ مَا جَاءَ فِي تَعْظِيمِ الْيَمِينِ عِنْدَ مِنْبَرِ النَّبِيِّ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَا جَاءَ فِي تَعْظِيمِ الْيَمِينِ عِنْدَ مِنْبَرِ النَّبِيِّ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2876 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ ، حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ هَاشِمٍ ، أَخْبَرَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نِسْطَاسٍ ، مِنْ آلِ كَثِيرِ بْنِ الصَّلْتِ ، أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا يَحْلِفُ أَحَدٌ عِنْدَ مِنْبَرِي هَذَا ، عَلَى يَمِينٍ آثِمَةٍ ، وَلَوْ عَلَى سِوَاكٍ أَخْضَرَ ، إِلَّا تَبَوَّأَ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ - أَوْ وَجَبَتْ لَهُ النَّارُ -

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Mus'ab b. 'Umar was killed at the battle of Uhud, and for him only a coarse cloth would be found as shroud. When we covered his head, his feet showed, and when we covered his feet, his head showed. So the Messenger of Allah (ﷺ) said: Cover his head with it (cloth), and put some rushes over his feet.

(3246) Câbir b. Abdillah (r.a)'dan, Rasûlullah (s.a)'in şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir:

"Benim şu minberimin yanında, yeşil bir misvak üzerine bile olsa, bir şey için yalan
yere yemin eden hiç kimse yok ki cehennemdeki yerine hazırlanmış olmasın -veya

[201

kendisine cehennem vacip olmasın-."
Açıklama

İbn Mâce'de, aynı manayı ifade eden iki hadis vardır. Bunlardan birisi Câbir'den diğeri
ise Ebû Hureyre'den rivayet edilmiştir. Câbir'in rivayeti, "Benim şu minberimin
yanında, yeşil bir misvak üzerine bile olsa yalan yere yemin eden kişi, cehennemdeki
yerine hazırlansın"; Ebû Hureyre'nin rivayeti ise; "Benim şu minberimin yanında bir
erkek ve kadın taze bir misvak üzerine bile olsa yalan yere yemin ederse, ancak
Cehennem kendisine vacip olur." şekillerindedir.

Hadis-i şerif, basit bir malı elde etmek için bile olsa yalan yere yemin etmenin kişinin
cehenneme gireceğine sebep olduğuna işaret etmektedir. Değersiz bir mal için yemin
etme, kişinin cehenneme girmesine sebep olduğuna göre, kıymetli mallar için yemin
etmeyi siz düşünün.

Hz. Peygamber (s. a) yemine konu olacak değersiz malı "yeşil bir misvak" veya "taze
bir misvak" sözüyle ifadelendirmiştir. Çünkü, taze misvak Arabistan'da çokça
bulunan, alınıp satılmayan değersiz bir şeydir. Kuruduktan sonra ise, satılır. Onun için
kuru misvakın az çok değeri vardır.

Hadis-i şerifte ayrıca Hz.Peygamber(s.a)'in minberinin yanında edilen yeminin
önemine de işaret vardır. Yani Rasûlullah'm minberinin yanında edilen yemin başka
taraflarda edilen yemine nisbetle daha büyüktür. Çünkü eğer öyle olmasaydı,
Hz.Peygamber (s.a)'in, bu kaydı koymasında mana olmazdı.

Cumhur bu hadise dayanarak mescid, Harem ve minber gibi kutsal yerlerde, ikindiden
sonra ve cuma günü gibi kutsal zamanlarda edilen yeminlerin daha ağır olduğunu, bu
yer ve zamanlarla yeminin daha da şiddetleneceğini söylemişlerdir.
Hanefilere göre ise hâkim davalıya yemin ettirecek olursa bunu belirli yerler ve
zamanlarla takviye cihetine gitmez. Çünkü yemin eden kişi, Allah adını anarak yemin
etmektedir. Dolayısıyla bunun bir de ayrıca yer ve zamanla te'kidine ihtiyaç yoktur.
Buharî'nin bir bab'a; "Davalı, yemin kendisine nerede vacip olursa orada yemin eder"
adını vermesi de, Hanefîlerin görüşlerini takviye eder.

Bazı âlimler ise , yemin ettirirken yeminin yer ve zamanla kuvvetlendirilip
kuvvetlendirilmemesinin hâkime ait bir yetki olduğunu söylerler. Bunlara göre, hâkim
isterse davalıya yemini camide, cuma günü gibi belli yer ve zamanda, isterse kaza



meclisi nerede ise orada ettirir. Sahabelerden bazılarının hasımlarına yemin ettirirken;
Rükünler arasında veya Makain-ı İbrahim'in yanında etmelerini istediklerine,
bazılarının da bunu kabul etmekten kaçındıklarına dair haberler gelmiştir. Yine bazı
sahâbîlerin Mushaf üzerine yemin ettirdikleri olmuştur.

İbn Reslân;âlimlerin zimmîye yemin ettirirken onun, bir yerle kuvvetlendirilmesinin
caiz olduğunda ihtilâflarının olmadığını söyler. Ancak bu Hanelilere göre caiz
değildir. Yemin ettirirken, yahudiye; "Tevrat'ı Musa'ya indiren Allah'a...",
Hristiyanlara da; "İncil'i İsa'ya indiren Allah'a..." şeklinde yemin ettirilir. Fakat, yemin
ettirmek için onların ibadethanelerine girilmez. Çünkü bu, hem oralara değer verme



manasına gelir, hem de müslü-manm oralara girmesi hoş değildir.
Şevkânî bu konuda şöyle der:

"Yemini kuvvetlendirmede caiz olan son had, bu ve benzeri hadislerde varid olan,
sözle kuvvetlendirmektir. Ama zimmîlere kilise ve benzeri yerde yemin ettirmek gibi,
muayyen bir yer ve zamanla kayıtlayarak yemini te'kid konusunda herhangi bir delil
[221

mevcut değildir."
Bazı Hükümler

1. Değeri az da olsa, bir mala sahip olmak için yalan yere yemin etmek, kışının
cehenneme atılmasına sebeptir.

2. Kişinin, yalan yere yemin etmesine mani olmak için onun saygı duyduğu kutsal bir
yer ve zamanda yemin ettirilmesi caizdir.

[23]

Bu konu ile ilgili malumat açıklama bölümünde geçmiştir.

İM

3. Putlar Adına Yemin Etmek