بَابٌ فِي الْغُسْلِ مِنْ غَسْلِ الْمَيِّتِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الْغُسْلِ مِنْ غَسْلِ الْمَيِّتِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2797 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ ، حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا ، حَدَّثَنَا مُصْعَبُ بْنُ شَيْبَةَ ، عَنْ طَلْقِ بْنِ حَبِيبٍ الْعَنَزِيِّ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّهَا حَدَّثَتْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَغْتَسِلُ مِنْ أَرْبَعٍ : مِنَ الجَنَابَةِ ، وَيَوْمَ الْجُمُعَة ، ِ وَمِنَ الحِجَامَةِ ، وَغُسْلِ الْمَيِّتِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) as saying: Sacrifice only a full-grown animal unless it is difficult for you, in which case sacrifice a lamb.

(3160) Aişe (r.a.) dan (rivayet olunduğuna göre), Peygamber (s.a) dört (şey) den
dolayı gusledermiş,

[3481

1. Cünüplükten, 2. Cuma günü (gelince) 3. Kan aldırmaktan, 4. Ölü yıkamaktan.
Açıklama

Bu hadis-i şerifle ilgili gerekli açıklama, daha önce geçtiği için burada tekrardan

[3491

kaçınarak okuyucularımızı 348 numaralı hadis-i şerifin şerhine havale ediyoruz.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2798 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ ، حَدَّثَنِي ابْنُ أَبِي ذِئْبٍ ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبَّاسٍ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ عُمَيْرٍ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : مَنْ غَسَّلَ الْمَيِّتَ فَلْيَغْتَسِلْ ، وَمَنْ حَمَلَهُ فَلْيَتَوَضَّأْ ، حَدَّثَنَا حَامِدُ بْنُ يَحْيَى ، عَنْ سُفْيَانَ ، عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِي صَالِحٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ إِسْحَاقَ ، مَوْلَى زَائِدَةَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، بِمَعْنَاهُ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : هَذَا مَنْسُوخٌ ، وسَمِعْت أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ ، وَسُئِلَ عَنِ الْغُسْلِ مِنْ غَسْلِ الْمَيِّتِ ؟ فَقَالَ : يُجْزِيهِ الْوُضُوءُ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : أَدْخَلَ أَبُو صَالِحٍ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَبِي هُرَيْرَةَ فِي هَذَا الْحَدِيثِ يَعْنِي إِسْحَاقَ مَوْلَى زَائِدَةَ ، قَالَ : وَحَدِيثُ مُصْعَبٍ ضَعِيفٌ فِيهِ خِصَالٌ لَيْسَ الْعَمَلُ عَلَيْهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) distributed sacrificial animals among his Companions. He gave me a kid (of less than a year). I took it to him and said: This is a kid. He said: Sacrifice it. so I sacrificed it.

(3161) Ebû Hüreyre'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a) "Cenaze yıkayan gusletsin, onu
taşıyan da abdest alsın."

T35Q1

buyurmuştur.
Açıklama

Hadis-i Şerifin zahirinden anlaşılan, cenaze yıkayan bir kimsenin gusletmesinin,
cenaze taşıyan bir kimsenin de abdest almasının farz oluşudur. İmamiyye mezhebi
mensupları bu hadisin zahirine sarılarak "cenaze yıkayan bir kimsenin gusletmesi
cenaze taşıyan bir kimsenin de abdest alması farzdır." demişlerdir. Hz. Ali (k.v) ile
Hz. Ebû Hürey-re (r.a) de bu görüştedirler.

İmam Malik ile İmam Ahmed'e ve Şafıîlere göre, cenaze yıkayan bir kimsenin
gusletmesi, cenaze taşıyan bir kimsenin de abdest alması müstehabdır. Sözü geçen bu
mezhep imamlarına ve mensuplarına göre, metinde geçen "gusletsin ve abdest alsın"
emirleri vücub için değil, istihbab içindir. Çünkü Darekutnî ile Hakim'in İbn Abbas
(r.a) den rivayet ettikleri "bir cenazeyi yıkamanızdan dolayı gusletmeniz gerekmez.
Çünkü sizin ölünüz pis değildir. Sadece ellerinizi yıkamanız yeter." mealindeki hadis,



sözü geçen emirlerin istihbab ifade ettiklerine delalet etmektedir. Darekutnî ile
Hakim'in rivayet ettikleri bu hadis-i şerifin bir benzerini de Beyhaki rivayet etmiş ve
İbn Hacer de bunun hasen olduğunu söylemiştir.

Hafız İbn Hacer et-Telhis isimli eserinde de el-Hatib'in îbn Ömer'den naklettiği, "Biz
cenazeyi yıkardık, yıkama bittikten sonra kimimiz yıkanırdı, kimimiz de yıkanmazdi."
mealindeki hadisin senedi hakkında sahihtir demiştir. Hafız ibn Hacer İmam Malik'in
ivayet ettiği "Umeys'in kızı Esma, Hz. Ebû Bekir vefat ettiği zaman, O'nu yıkadı.
Daha sonra da orada bulunan muhacirlere:

Ben oruçluyum hava da çok soğuk acaba yıkanmam gerekir mi? diye sordu onlar da:

[351]

Hayır! diye cevap verdiler. mealindeki hadis hakkında da "Hz. Ebû Bekir'in
vefatı büyük bir hadisedir. Böylesine büyük bir hadisede muhacirlerle birlikte ensarm
ileri gelenlerinin tümünün de hazır bulunduğundan şüphe edilemez. Müslümanların
ileri gelenlerinin tümünün bulunduğu bir mecliste, cenaze yıkamakla ilgili bir farzı
bilen bir kişinin bulunmaması düşünülemez. Eğer cenaze yıkayan kimseye gusl lazım
gelseydi, o mecliste mutlaka bunu bilen bir kişi çıkardı." demiştir.
Bu mevzuda Hattâbî de şöyle diyor: "Ben cenaze yıkayan bir kimseye gusül, cenaze
taşıyan bir kimseye de abdest lazım geldiğini söyleyen hiçbir fıkıh alimine
rastlamadım. Cenaze yıkayanın gusletmesi, cenazeyi taşıyanın da abdest almasıyla
ilgili emirlerin farziyyet için değil de, istihbab için olması mümkündür.
Bu mevzudaki gasletsin emrinin üzerinde pislik bulunan bir ölüyü yıkayıp da, ölünün
cesedinden üzerine bir pislik sıçrayan, bu pisliğin neresine isabet ettiğini tesbit
edemediği için, vücudunun tümünü yıkaması icabeden kimselere ait olması ihtimali
vardır. Abdest alsın emrinin de "ölüyü yıkamayan kimse, cenaze namazına
yetişebilmek için abdestli bulunsun" şeklinde te'vil etmek de mümkündür."
Her ne kadar el-Hattâbî "Ben -cenaze yıkayan bir kimseye yıkanmak cenaze taşıyan
bir kimseye de abdest almak farz olur- diyen bir fıkıh alimine .astlamadım." demişse
de yukarıda zikrettiğimiz gibi, başta Hz. Ali ite Hz. Ebû Hüreyre olmak üzere, bu
görüşte olan ilim adamları da vardır.

İmam Ebû Hanife (r.a) ile taraftarlarına ve el-Leys'e göre, cenazeyi yıkamaktan dolayı

£352]

yıkanmak ne farzdır ne de sünnettir. Ancak abdest almak menduptur. Bu
mevzuda gelen hadislerdeki "gusletsin" sözünden maksat, yıkanmak değil, sadece
elleri yıkamaktır. Hattâbî'nin açıklamasına göre, bu hadisin senedi tenkid edilmiştir.
İbn Kattan da hadisin ravisi Amr b. Umeyr'in halinin meçhul olduğunu söylerken
İmam Tirmizî, bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir. Bu da İmam Tirmizi'nin bu
hadisin sıhhati hakkında Hattâbî'nin bilmediği bazı bilgilere sahip olduğunu gösterir.

f3531

Bu hadis hakkında 348 nolu hadisin şerhinde de açıklama vardır.