بَابٌ فِي كَرَاهِيَةِ التَّقَذُّرِ لِلطَّعَامِ
3345 حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِيُّ ، حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ ، حَدَّثَنَا سِمَاكُ بْنُ حَرْبٍ ، حَدَّثَنِي قَبِيصَةُ بْنُ هُلْبٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَسَأَلَهُ رَجُلٌ فَقَالَ : إِنَّ مِنَ الطَّعَامِ طَعَامًا أَتَحَرَّجُ مِنْهُ ، فَقَالَ : لَا يَتَخَلَّجَنَّ فِي صَدْرِكَ شَيْءٌ ضَارَعْتَ فِيهِ النَّصْرَانِيَّةَ |
The Messenger of Allah (ﷺ) as saying: Delay in payment (of debt) by a rich man is injunctive, but when one of you is referred to a wealthy man, he should accept the reference.
(3784) (Kabîsa b. Hülb'ün) babasından rivayet olunmuştur; dedi ki:
Rasûlullah (s.a)'ı, "Yemeklerin bazılarım (yemek)ten (kalbimde) bir endişe
hissediyorum" diyen bir adama (şöyle) cevap verirken işittim: "Gönlünde hiçbir
endişe doğmasın. (Eğer helâlliği şer'î delillerle sabit olan bir yemeğin yenip
yenmeyeceği hususunda gönlünde doğan bir şüphe üzerine o yemeği yemeyi
£1161
terkedecek olursan) bu konuda hiristiyanlara benzemiş olursun."
Açıklama
Metinde geçen cümlesi mahzûf bir şart cümlesinin cevabı olabileceği gibi,
kendisinden önceki "şey'ün" kelimesinin sıfatı da olabilir. Biz tercümemizde birinci
ihtimali nazar-ı itibara aldık.
İkinci ihtimale göre cümle, "Bazı yemekleri yemekten dolayı hiristiyanlığa
benzeyeceğine dair içinde bir korku belirmesin" anlamına gelir ki, netice itibariyle her
iki mana da meşruluğu kesin delillerle sabit olan bir yemek hakkında kalbde doğan
şüphelere itibar edilmemesi noktasında toplanmaktadır. Çünkü kesin deliller
imi
karşısında şüphenin bir kıymeti yoktur. Nitekim "Şekk ile yakın zail olmaz."
kaidesi vardır.
Ancak bu meseleyi şüpheli şeylerden kaçınma meselesiyle karıştırmamak lâzımdır.
£1181
Çünkü bu iki mesele asıl itibariyle birbirlerinden tamamen farklıdırlar.
24. Pislik Yiyen Hayvanların Etlerini Yemek Ve Sütlerini İçmek Yasaklanmıştır