بَابٌ فِي النَّهْيِ عَنِ الْقِتَالِ فِي الْفِتْنَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي النَّهْيِ عَنِ الْقِتَالِ فِي الْفِتْنَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3780 حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ ، عَنْ أَيُّوبَ ، وَيُونُسَ ، عَنِ الْحَسَنِ ، عَنِ الْأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ ، قَالَ : خَرَجْتُ وَأَنَا أُرِيدُ - يَعْنِي - فِي الْقِتَالِ ، فَلَقِيَنِي أَبُو بَكْرَةَ ، فَقَالَ : ارْجِعْ ، فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : إِذَا تَوَاجَهَ الْمُسْلِمَانِ بِسَيْفَيْهِمَا فَالْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ فِي النَّارِ ، قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، هَذَا الْقَاتِلُ ، فَمَا بَالُ الْمَقْتُولِ ؟ قَالَ : إِنَّهُ أَرَادَ قَتْلَ صَاحِبِهِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلَانِيُّ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ ، عَنْ أَيُّوبَ ، عَنِ الْحَسَنِ ، بِإِسْنَادِهِ ، وَمَعْنَاهُ مُخْتَصَرًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The bone dearer to the Messenger of Allah (ﷺ) was the bone of sheep.

(4268) Ahmed b. Kays şöyle demiştir:

Ben savaşmayı isteyerek çıkmıştım. Ebû Bekre (r.a) ile karşılaştım. Bana; geri dön,
ben, Rasûlullah (s.a)'i "İki müslüman kılıçları ile karşılaştıkları zaman öldüren de
ölende cehennemdedir." buyururken işittim, Birisi: "Yâ Rasûlellah şu katil, pekî
öldürülenin durumu ne ki? o da Cehennem de" dedi.



1901

Rasûlullah: O da karşısındakini öldürmek istemişti, buyurdu.



Açıklama

Hadisin Buharı ve Müslim'in "fıten" deki rivâyetlerinde, Ahmet b. Kays'm, Hz.
Peygamber (s.a)'in amcaoğluna yardım etmek üzere çıkıp, Ebû Bekre ile karşılaştığı
bildirilmektedir. Ayrıca Buharî'nin Kitabü'l İman'daki rivayetinde buradaki rivayetin
sonundaki "o da karşısındakini öldürmek istemişti" cümlesi, "O da karşısındakini
Öldürmeğe hırslı idi" şeklindedir,

Ayrıca Buharî'nin rivayetinde, Hz. Peygambere "Katilin durumu belli, ama ya maktule
ne oluyor?" sorusunu soranın bizzat Râvî Ebû Bekre olduğu anlaşılmaktadır.
Buharı ve Müslim'in rivayetlerinden anlaşıldığına göre, Ahmed b. Kays'm iştirak
etmek istediği savaş, Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında vuku bulan Cemel Savaşı'dır.
Çünkü, Hz. Ali, Rasûlullah'm amcasının oğludur.

Ebû Bekre'nin haberine göre; Rasûlullah (s. a), iki müslüman savaştığında, hem ölenin
hem de öldürenin cehennemde olduklarını haber vermiştir.Bundan maksat, onların
cehennemlik bir iş yapmış olduklarını bildirmektir. Yoksa, mutlaka cehenneme
gireceklerini bildirmek değildir. Çünkü Allah (c.c) dilerse, onları affedip, cehenneme
koymaz. Hele hele onların ebediyyen cehennemde kalacaklarım söylemek hiç
mümkün değildir. Zaten Efendimiz'in her iki taraf için "müslüman" tabirini kullanması
buna delildir.

Hem ölen hem de öldüren müslümanm cehennemi hak ettikleri savaş; savaşı, şer'an
caiz görecek bir tevilin bulunmadığı savaştır. Savaşa katılan sahâbilerin her iki tarafta
olanlarının cehennemlik olmaları da buna delildir. Çünkü onlar kendi ictihadlarmın
neticesi ve savaşta dini islâh olduğu düşüncesi ile savaşmışlardır. "



"Eğer müminlerden iki taife savaşırlarsa" Ayet-i kerimesinde, isyancılara da
hasımları gibi mü'min denilmesi bu izaha delildir.
Kastalanî bu hadisteki "Çünkü o da karşısındakini öldürmek istemişti"
cümlesinin, kişi yapmasa bile, bir şeye azmedince ondan dolayı muahaze edileceğini
söyleyenlere delil olduğunu belirtir. Karşı görüşte olanlar, yani insan bir şeyi
yapmadıkça niyetinden dolayı sorumlu tutulmaz diyenler, bu iddiaya şöyle cevap
vermişlerdir: Burada fiil vardır. Çünkü onlar silâhla karşılaşmışlardır. Ve ortada bir
savaş vardır. Ayrıca katil ve Mak-tü'ün cehennemde olmaları onların aynı mertebede
olmalarını gerektirmez. Katil, hem savaşa katıldığı hem de öldürdüğü için azab edilir.
Maktul ise sadece savaşa katıldığı için azab edilir. Sırf bir şeyi yapmak istediği için
£921

azab edilmez.