هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2916 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْأَنْصَارِيُّ ، أَخْبَرَنِي عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ زَحْرٍ ، أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ ، أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَالِكٍ ، أَخْبَرَهُ أَنَّ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ ، سَأَلَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ أُخْتٍ لَهُ نَذَرَتْ أَنْ تَحُجَّ حَافِيَةً غَيْرَ مُخْتَمِرَةٍ ، فَقَالَ : مُرُوهَا فَلْتَخْتَمِرْ ، وَلْتَرْكَبْ ، وَلْتَصُمْ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ ، حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ ، قَالَ : كَتَبَ إِلَيَّ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ ، أَخْبَرَنِي عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ زَحْرٍ ، مَوْلًى لِبَنِي ضَمْرَةَ وَكَانَ أَيَّمَا رَجُلٍ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الرُّعَيْنِيَّ ، أَخْبَرَهُ بِإِسْنَادِ يَحْيَى وَمَعْنَاهُ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2916 حدثنا مسدد ، حدثنا يحيى بن سعيد القطان ، قال : أخبرني يحيى بن سعيد الأنصاري ، أخبرني عبيد الله بن زحر ، أن أبا سعيد ، أخبره أن عبد الله بن مالك ، أخبره أن عقبة بن عامر أخبره أنه ، سأل النبي صلى الله عليه وسلم عن أخت له نذرت أن تحج حافية غير مختمرة ، فقال : مروها فلتختمر ، ولتركب ، ولتصم ثلاثة أيام ، حدثنا مخلد بن خالد ، حدثنا عبد الرزاق ، حدثنا ابن جريج ، قال : كتب إلي يحيى بن سعيد ، أخبرني عبيد الله بن زحر ، مولى لبني ضمرة وكان أيما رجل أن أبا سعيد الرعيني ، أخبره بإسناد يحيى ومعناه
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

The tradition mentioned above has also been transmitted by Abu Sa'id al-Ru'aini with the same chain as narrated by Yahya (b. Sa'id) and to the same effect.

(3293) Ukbe b. Amir (r.a) haber verdi ki:

O, Hz. Peygamber (s.a)'e, yalınayak yürüyerek başı örtüsüz (başı açık) hacca gitmeyi
adayan kız kardeşinin durumunu sordu.Hz. Peygamber (s. a) şöyle buyurdu:

[1751

"Ona emrediniz, başım örtsün, (bir şeye) binsin ve üç gün oruç tutsun."
Açıklama

Beyhakî, bu hadisin isnadında ihtilâf olduğunu ve Ebû Dâ-vûd'un İbn Abbas'tan gelen
rivayetinde, "(Bir şeye) binsin" sözünden sonra; "Kurban olarak bir deve götürsün"
sözünün bulunduğunu söyler.

Avnu'l-Ma'bûd sahibi; Sübülü's-Selâm'dan naklen, söyleyenlerin ismini belirtmeden,
bu hadisin, Buhârî ve Müslim'in şartlarına uygun olduğunun söylendiğini nakleder.
Yine orada belirıildiğine göre Buharı; "Ukbe b. Amir'in hadisinde, kurban olarak bir
deve götürme emri yoktur. Şayet bu sahihse sanki o, nedb için bir emirdir. Onun
vechinde de gizlilik vardır" demiştir.

Hattâbî; Hz. Peygamber (s.a)'in, başı açık olarak hacca gitmeyi adayan kadına başını
örtmesini emretmesini, günah olan bir şeyi yapmak için bulunulan adağın geçersiz
olduğuna delâlet sayar. Hattâbî'nin anlayışına göre; yalın ayak hacca gitme
konusundaki adak geçerlidir. Böyle bir adakta bulunan gücü yettiği nisbette o şekilde
yürür. Yürüyemez hale gelince, bir şeye biner ve Mekke'de bir kurban keser. Avnu'l-
Ma'bûd' da ise, yalınayak hacca gitmeyi adamanın muteber olmadığı belirtilmektedir.
Yine Hattâbî, 3303 numarada gelecek olan hadisin şerhinde Hz. Peygamber (s.a)'in
oruçla ilgili emrini şöyle açıklar:

"Hz. Peygamber (s.a)'in, "üç gün oruç tutsun" sözü, orucun hedy (kurban edilmek
üzere Mekke'ye götürülen hayvaniden bedel olmasından dola-' yıdır. Kadın oruçla
hedy arasında muhayyer bırakılmıştır. Bu, av öldüren ihramımın; bu avın varsa



benzeri veya kıymetini fakirlere vermek ya da her müd buğdaya mukabil bir gün oruç
tutmak arasında muhayyer olmasına benzer..."

Hattâbî bu sözleri ile, günah olan bir şeyi yapmayı adayan kişinin adağının
geçersizliği ve kendisine yemin keffareti gerekmediğini belirtiyor. Hadisi de bu
anlayış istikametinde izah ediyor.

Sübülü's- Selâm' da ise, üç gün orucun, günah olan başı açık hacca gitmekle ilgili nezre
riayet edilmeyeceği için keffaret olarak emredildiği kaydedilir. Sübülü's-Selâm'ın
ifadesi şu şekildedir: "Her halde üç gün oruç tutmakla ilgili emir, başı örtmemekle
ilgili adak sebebiyledir. Çünkü bu, günah işlemek konusunda bir adaktır. O halde bir
yemin keffareti gerekmiştir. Bu. hadis, Allah'a isyanı adayana yemin keffareti
gerektiğini söyleyenlerin delillerindendir."

Aliyyü'l-Kârî de, buradaki orucun keffaret için olduğuna işaret ediyor ve şöyle diyor:
"Önceden geçtiği gibi günah işleme konusundaki adak gerçekleşir fakat ona vefa
gerekmez. Aksine o adak yerine getirilmez ve bir yemin keffareti ödenir. Bizim
görüşümüz ve hadislerden anlaşılan budur..."

Demek ki, âlimler hadisi kendi görüşlerine göre yorumluyorlar. Masi-yetle ilgili
nezirden dolayı keffareti gerekli görmeyenler, Hattâbî'nin dediği gibi; karşı tarafta
olanlar da Aliyyü'l-Kârî'nin dediği gibi izahda bulunuyorlar. Sübülü's- Selâm sahibi,
her iki görüşü benimseyen mezheplerden birinden olmamakla beraber, Hanefîlerin
görüşü istikametinde fikir beyan etmektedir.

Hadiste mevzubahs edilen diğer bir konu da; Kabe'ye yaya olarak gitmeyi adama
meselesidir. Genel olarak âlimlerin bu konudaki fikirleri şöyledir: Yaya olarak hacca
gitmeyi adamak caizdir. îbn Kudâme; bu konuda ihtilâf bilmiyorum, der. Böyle bir
adakta bulunan kişinin gücünün yettiği . ölçüde yürümesi gerekir. Yürümekten aciz
duruma düşerse kendisine bir kurban gerekir. Şafiî'nin bir görüşüne göre bu kurban
müstehaptır. Ebû Hanî-fe'den gelen bir rivayette, böyle bir adakta bulunan kişi ihrama
girdiği yerden itibaren yürümeye başlar. İmam Şafiî'nin meşhur görüşü de bu istika-
mettedir. Hanbelîlere göre; yürüyemediği için bineğe binen kişiye bir yemin keffareti
lâzımdır.

Kadı İyaz'm şöyle dediği nakledilir: "Hacca yürüyerek gitmek bir tâat-tir. O halde
bunu adayan kişi, diğer tâatleri adadığında olduğu gibi bunda da adağına riayet
etmelidir. Ancak yürüyemez hale gelince bir bineğe biner ve bunun fidyesini verir."
Yürüyerek gitmeye gücü yettiği halde bineğe binerse, Şâfıîlerden meşhur olan görüşe
göre; günahkâr olmakla birlikte hacc veya umresi sahihtir. Kendisine bir kurban
gerekir. Bu konuda kurbandan maksat bir koyun kesmektir.

UM

3296 numarada gelecek olan hadis de bu görüşü te'yid etmektedir.
Bazı Hükümler

1. Günah olan bir şey yapmayı adayan kişi adağını yerine getirmez, uç gün oruç tutar.

2. Yalınayak hacca gitmeyi adayanın adağına riayet etmesine gerek yoktur.

3. Yaya olarak hacca gitmeyi adayan, gücü yeterse adağını yerine getirir. Gücü

um

yetmezse bir bineğe biner ve ceza olarak kurban keser.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3294] ( أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الرُّعَيْنِيَّ) بِرَاءٍ مَضْمُومَةٍ وَعَيْنٍ مُهْمَلَةٍ مُصَغَّرًا وَهُوَ جُعْثُلُ بْنُ هَاعَانَ الْمِصْرِيُّ فَقِيهٌ صَدُوقٌ
وَهَذِهِ الرِّوَايَةُ وُجِدَتْ فِي بَعْضِ النُّسَخِ قَالَ الْمِزِّيُّ فِي الْأَطْرَافِ أَبُو سَعِيدٍ الرُّعَيْنِيُّ جُعْثُلُ بْنُ هَاعَانَ مِصْرِيٌّ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ
وَحَدِيثُ مَخْلَدِ بْنِ خَالِدٍ فِي رِوَايَةِ أَبِي الحسن بن العبد وبن دَاسَةَ وَلَمْ يَذْكُرْهُ أَبُو الْقَاسِمِ وَذَكَرَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي حَاتِمٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ أَنَّ عبد الله بن مالك المحصي الْمِصْرِيَّ يَرْوِي عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ وَرَوَى عَنْهُ أَبُو سَعِيدٍ الرُّعَيْنِيُّ وَأَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَالِكٍ أَبَا تَمِيمٍ الْجَيْشَانِيَّ الرُّعَيْنِيَّ يَرْوِي عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ وَأَبِي ذَرٍّ الْغِفَارِيِّ وَأَبِي نَضْرَةَ الْغِفَارِيِّ وَرَوَى عَنْهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ هُبَيْرَةَ الْحَضْرَمِيُّ وَغَيْرُهُ وَجَعَلُوهُمَا اثْنَيْنِ وَهُوَ أولى بالصواب انتهى