هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3388 حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى ، أَخْبَرَنَا ح وحَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ ، حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ ، عَنْ بَحِيرٍ ، عَنْ خَالِدٍ ، عَنْ أَبِي زِيَادٍ خِيَارِ بْنِ سَلَمَةَ ، أَنَّهُ سَأَلَ عَائِشَةَ ، عَنِ الْبَصَلِ ، فَقَالَتْ : إِنَّ آخِرَ طَعَامٍ أَكَلَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ طَعَامٌ فِيهِ بَصَلٌ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3388 حدثنا إبراهيم بن موسى ، أخبرنا ح وحدثنا حيوة بن شريح ، حدثنا بقية ، عن بحير ، عن خالد ، عن أبي زياد خيار بن سلمة ، أنه سأل عائشة ، عن البصل ، فقالت : إن آخر طعام أكله رسول الله صلى الله عليه وسلم طعام فيه بصل
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Aisha, Ummul Mu'minin:

Khalid said: AbuZiyad Khiyar ibn Salamah asked Aisha about onions. She replied: The last food which the Messenger of Allah (ﷺ) ate was some which contained onions.

(3829) Ebû Ziyâd Hıyar b. Seleme'den rivayet olunduğuna göre; Kendisi Aişe
(r.anha)'ye soğanı sormuş da (Hz. Aişe): "Rasûlullah (s.a)'in yediği son yemek, içinde

'12161

soğan olan bir yemekti" cevabını vermiş.
Açıklama

Her ne kadar Arapçada, "Şecer" kelimesinin gövdesi ve dalı olan ağaçlar için
kullanıldığı bilinmekte ise de efsahu'l-fusahâ olan Fahr-i Kâinat Efendimiz'in bu
kelimeyi soğan ve sarmısak için de kullanması; bu kelimenin gövdesi, dalı budağı
olmayan sarmısak ve soğan gibi bitkilere de şamil olduğunu gösterir.
"Bedr" kelimesi ise, aslında dolunay anlamına geldiği halde burada ay gibi yuvarlak
olması sebebiyle mecazen "tabak" anlamında kullanılmıştır.



kelimesi, "göğsü isâbe, yani sargı ile sarılı" demektir.

İbnü'l -Esîr'in en-Nihâye isimli eserinde açıkladığı gibi, araplar acıkıp da açlıklarını
giderecek bir çare bulamadıkları zaman karınlarına bir sargı bağlayıp sargının altına
birtaş koyarlardı. Aşağıda da açıklayacağımız gibi burada karnı sanlı denmeyip göğsü
sanlı dendiğine göre bu sargıyı sarmanın sebebinin karın açlığı olmayıp tansiyon
yükselmesi gibi kalp atışlarının düzensizliği ile ilgili bir rahatsızlık olması gerekir.
Nitekim Fahr-i Kâinat Efendimizin, "Senin mazeretin var" buyurması da bunu
gösterir.

Hafız İbn Hacer'in açıklamasına göre, 3822 numaralı hadis iki ayrı hadisi ihtiva
etmektedir. Ancak her iki hadis de birbiri ile ilgili oldukları ve ravileri de aynı olduğu
için bir arada ve bir senet altında rivayet edilmişlerdir.

Aslında hadisin başından kelimesine kadar olan kısımda zikredilen olay Hayber'de;
daha aşağı kısımda zikredilen olay da hicretin ilk zamanlarında olmuştur ki iki olay
arasında en az altı yıl vardır.

Bu, hicretin ilk zamanlarında Hz. Peygamber'e sarımsak yemenin hükmü ile ilgili

olarak soru yöneltilmesi hadisesi Hafız İbn Hacer'e göre Hz. Peygamberdin Ebû

Eyyub el-Ensârî'nin evinde kaldığı sırada ve onun evinde olmuştur.

Görüldüğü gibi bu gelen hadisler sarmısak yemenin yasaklandığını İfade

etmektedirler.

Ancak hadisler bazı Zâhirîlerce farklı anlaşıldıklarından onlar sarmısak yemenin
hükmü konusunda farklı bir neticeye vararak çiğ sarmısak yemenin haram olduğunu
söylemişlerdir. Bunların dışında kalan fıkıh ulemasına göre, çiğ sarmısak yemek
haram değil mekruhtur. Bu kerahatin illeti insanlan rahatsız eden kokusudur. Hatta

[2171

Câbir'den gelen, "İnsanların rahatsız olduğu şeyden melekler de rahatsız olur"
meâlindeki hadis-i şerifte de ifade edildiği üzere bu koku sadece insanlara ulaşmakla
kalmaz meleklere kadar ulaşır.

Nitekim 3822 numaralı hadis-i şerifte geçen, "Çünkü ben senin konuşmadığın
kimselerle konuşurum" mealindeki cümlede meleklerin sarmısak kokusundan rahatsız
oldukları ifade edilmektedir.

'Sarımsağın haram olmadığının delili ise, "Ey cemaat, Allah'ın bana helâl kıldığı bir
şeyi haram etmek benim elimde değildir. Şu var ki ben bu bitkinin kokusundan
[2181

hoşlanmıyorum meâlindeki hadistir.

Çiğ sarımsağın hükmü böyle olmakla beraber pişmişi mekruh değildir. Nitekim 3827-
3 829 numaralı hadislerin üçü de bunu açıkça ifade etmektedir. Merhum Ahmed Naim
Efendi'nin açıklamasına göre, "soğan, pırasa, turp gibi fena kokulu sebzeler de
12191

sarmısak gibidir." Nil.ekim 3822 numaralı hadis ile, "Rasûlullah (s.a) soğan ve

r2201

pırasa yemeyi yasakladı" mealindeki hadis-i şerif ve Tabaranî'nin Câbir'den

* 12211
rivayet ettiği bir hadis-i şerif de bunu ifade etmektedir.

İmam Mâlik'den rivayet olunduğuna göre, turp kokusu duyulursa sarmısak gibidir.
Mâliki fukahasmdan Kadı Iyâz, "geğirme ile kokusu çıkarsa" kaydını koymuştur.
Binaenaleyh sarmısak gibi çirkin kokulu sebzeleri çiğ olarak yemek mekruhtur.
Bunları yiyenler kokuları kayboluncaya kadar, mescide giremezler. Zâhirİyye



ulemasına göre, bu gibi sebzeleri yemek cemaati terke sebebiyet vereceğinden
haramdır.

Sarmısak gibi fena kokulan yiyen kimselerin, bu koku kendilerinden gidinceye kadar
mescide gitmeleri caiz olmadığı gibi, ilim ve zikir meclisi gibi toplantılara gitmeleri
de caiz değildir. Mescidin çevresi de bu mevzuda mescid gibidir. Ancak bu nehiy
sokağa, çarşı ve pazara şamil değildir.

Kadı Iyaz, "Cemaatte hazır olanların hepsi de bu gibi sebzeleri yemiş iseler bu kerahat
kalkar" demiş ise de aslında mescid boş olsa bile melâike-ye hürmet etmek gerekir.
Bu gibi sebzeleri yiyenlerin mescide girmelerinin yasaklanması sebebi, oradaki
insanları ve melekleri rahatsız etmek olduğundan, kıyas yoluyla; ağzı ve yarası ağır
kokanların, kasap, balıkçı, cüzzâmlı, alaca hastalığına yakalanmış kimselerin cemaata

f2221

devam etmemelerine fetva verilmiştir.

3824 ve 3825 numaralı hadislerde sarmısak yiyenin mescidlerden uzak durması
emredildiğinden mescidlerle ilgili bu emrin sadece Hz. Peygamber'in mescidine

f2231

mahsus olmayıp bütün mescidlere şamil olduğu anlaşılır.
Bazı Hükümler

1. Çığ sarmısak yiyerek mescide gelmek mekruhtur.

2. Sarmısak gibi kerih kokan soğan, pırasa, turp gibi şeyler de sarmısak hükmündedir.

3. Sarmısak ve benzeri sebzeleri yiyenler mescide gelmemelidirler.

4. Hadislerde sarmısakla soğanın zikredilmesi çok yenildikleri içindir.

5. Ulemadan bazıları bu hadisi delil göstererek cemaata devamın farz olmadığını
söylemişlerdir.

f2241

6. Sarmısak soğan gibi şeyleri yemek cemaati terk hususunda özür sayılabilir.
41. Hurma Yemek

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3829] ( إِنَّ آخِرَ طَعَامٍ أَكَلَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ طَعَامٌ فِيهِ بَصَلٌ) أَيْ مَطْبُوخٌ بِشَهَادَةِ الطَّعَامِ لِأَنَّهُ الْغَالِبُ فِيهِ قَالَ بن الْمَلَكِ قِيلَ إِنَّمَا أَكَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَلِكَ فِي آخِرِ عُمُرِهِ لِيُعْلِمَ أن النهي للتنزية لا للتحريم ذكره القارىء
وَأَحَادِيثُ الْبَابِ تَدُلُّ عَلَى جَوَازِ أَكْلِ الثُّومِ وَالْبَصَلِ مَطْبُوخًا كَانَ أَوْ غَيْرَ مَطْبُوخٍ لِمَنْ قَعَدَ فِي بَيْتِهِ وَكَرَاهَةِ حُضُورِ الْمَسْجِدِ وَرِيحُهُ مَوْجُودٌ لِئَلَّا يُؤْذِيَ بِذَلِكَ مَنْ يَحْضُرُهُ مِنَ الْمَلَائِكَةِ وَبَنِي آدَمَ وَقَدْ أَلْحَقَ الْفُقَهَاءُ بِالثُّومِ وَالْبَصَلِ مَا فِي مَعْنَاهُمَا مِنَ الْبُقُولِ الْكَرِيهَةِ الرَّائِحَةِ كَالْفُجْلِ
قَالَ الْحَافِظُ وَقَدْ وَرَدَ فِيهِ حَدِيثٌ فِي الطَّبَرَانِيِّ
قَالَ الْمُنْذِرِيُّ وَأَخْرَجَهُ النَّسَائِيُّ وَفِي إِسْنَادِهِ بَقِيَّةُ بْنُ الْوَلِيدِ وَفِيهِ مَقَالٌ