هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
88 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ ، عَنْ قَتَادَةَ ، عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَغْتَسِلُ بِالصَّاعِ ، وَيَتَوَضَّأُ بِالْمُدِّ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : رَوَاهُ أَبَانُ ، عَنْ قَتَادَةَ ، قَالَ : سَمِعْتُ صَفِيَّةَ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
88 حدثنا محمد بن كثير ، حدثنا همام ، عن قتادة ، عن صفية بنت شيبة ، عن عائشة ، أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يغتسل بالصاع ، ويتوضأ بالمد ، قال أبو داود : رواه أبان ، عن قتادة ، قال : سمعت صفية
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Aisha, Ummul Mu'minin:

The Prophet (ﷺ) used to wash himself with a sa' (of water) and perform ablution with a mudd (of water).

Abu Dawud said: This tradition has also been narrated by Aban on the authority of Qatadah. In this version he said: I herd safiyyah.

(92).Aişe (r.anha)dan demiştir ki; "Nebi (s. a.) bir sa'(mikdarı) su ile gusleder, bir

1436]

müdd(mikdarı) su ile de abdest alırdı."

Ebû Dâvûd dedi ki; hadisin Ebân rivayetinde Katâde "ben Safıyye'den işittim" diye

[437]

(aralarında sema' bulunduğunu) açıklamıştır.
Açıklama

Hadis-i şerifte geçen ölçüler merhum Ahmed Nâîm tarafm-dan şöyle açıklanmaktadır:
"Sa": Beş rıtl-i Bağdadî ile üçte bir ntl (1/3) alan kaba denir. Bir miidd de bir sa'm
dörtte biri mikdarıdır. Bu Şâfıîlerden Nevevî'nin verdiği ölçüdür. Ancak bu ölçek pek
ihtilaflı olduğundan ihtilafların derecesini anlamak isteyenler Kamus Tercemesi'nden
"müdd, sa', rnekkuk, ntl" kelimelerine müracaat edebilirler. Aleyhisselâtü vesselam
efendimiz hazretlerinin muhtelif mikdarjarda su ile abdest alıp guslettiklerine dair
diğer pek çok rivayetler de vardır. Buradaki mikdarlar orta yapılı bir kimsenin
yıkanacak azası üzerinden akacak suyun en az mikdanm gösterir. Bedenin azası



üzerinden su aktıkdan sonra bu mikdarlardan da az su ile caiz olduğu halde, israf
dedirtmeyecek ziyadesiyle de caizdir.

Medine-i Münevvere'de kullanılan müd -ki fukaha arasında müdd-ü nebevi diye
bilinir- (i ) ntl mikdarı alan bir hacim Ölçüsüdür. Dört müd bir sa'dır. Ancak müd ile
sa'm mikdarlarmı anlamak ölçü alman ritim ne mikdar olduğunu bilmeye bağlıdır.
Ritim ise Bağdadîsi, Şâmîsi vardır. Yani birinin İran, diğerininki Roma ölçüleri olup
hesap edilince takribi bir mikdar gösteren iki ölçektir.

Rıtl-i Biağdadî (130), daha doğrusu, imam Nevevî'nin tahkikine göre ( 128 )
dirhemdir. Esah olan ikinci takdir ise de kesirli olduğundan buna (1 ) dirhemi; diğer
tabirle, bir miskal kesirsiz 130 dirhem itibar edilmiştir, deniliyor,
(ı ) ntl olan bir müd-ü nebevi bu hesaba göre ( ı ), veya 130 dirhem hesabına göre ( )
dirhem eder ki en doğru hesap ve takdire göfe bir dirhem (3,898) gram ettiğinden bu
miktar (0,530) yani yarım litre: den biraz ziyade tutar. Bu mikdar bugün sucuların
kullandıkları su bardaklarından üçünün aldığı sudan azdır. Bu İmam Şafii ile Hicaz
fukahâsı takdiri olup Ebû Hanife ile Irak fukahâsma göre ise müd iki ntl olduğundan

1438]

(1,6) litre eder ki beş kadehten biraz ziyâdedir.

Netice olarak Peygamber (s. a.) (3,328) kilo gram su ile gusleder, (832) gram su ile de
abdest alırdı.

Günümüzde geçerli olan gram itibariyle yukarda geçen ölçüler şöyledir:

1) Sa' = 8 ntl = 3,328 kgr.

2) Rıtl = 416gr.

3) Müd = 832 gr.

4) Sa' = 3,328 kgr.

5) Dirhem = 3,2 gr.

6) Okka = 1,30943 kgr dır.

Rasûlü Ekrem (s. a.) in bir sa' mikdarı su ile gusletmesi ve bir müd mikdarı su ile
abdest alması bu mikdarlann ğusl ve abdest için değişmeyen mikdarlar olması demek
değildir. Çünkü Resul-ü Ekrem (s. a.) bazan bu miktarlarda su kullanırken bazan de
bunlardan daha fazla veya eksik su kullanmıştır.

tbn Dakik' 1-îyd diyor ki; ğusülde vâcib olan suyun organlar üzerine dökülüp
akmasıdır. Bu olunca vacib yerine getirilmiş olur. Tabii ki bu durum şahıslara göre
değişir. Guslün yerine gelmesi iri vücutlu kişiler için daha çok, küçük cüsseli kişiler
içinse, daha az su kullanmayı gerektirir.

İmam Şafiî (r.a.) hazretleri de buyuruyor ki; "bazan az su gusle veya abdeste yeter,
bazan da çok su yetmeyebilir. Binaenaleyh gusülde bir sa'dan aşağı, abdestte de bir

1439]

müdden aşağı su kullanmamak müstehabdır."

Nitekim hadîs-i şerifler değişik ölçüler vermektedir. Herhalde bu içinde bulunulan
zamana ve duruma göre insanın ihtiyacının değişebilmesinden ileri gelmektedir.
Yine Nevevî şöyle demektedir: "Abdest veya gusle yetecek su için belirli bir miktar
tayin edilmiş değildir. Burada gerekli olan suyun azlığı veya çokluğu değil, organlarm
yıkanmasıdır. Yıkanmada ise gerekli olan suyun organlar üzerinden akmasıdır.
Binaenaleyh insan abdest alırken veya guslederken ihtiyacına uygun olarak bazan bu
hadiste belirtilen miktardan biraz fazla ya da az su kullanılabilir."
Nitekim şu hadis-i şerifler bu gerçeği doğrulamaktadır: "Resûlüllah (s.a.) bir sa' veya
beş müdde kadar olan su (miktarı) ile gusül abdestini alır, abdest için de bir müd



T4401

(miktarı) su kullanılırdı." "Nebi (s. a.) ile Aişe (r.anha) üç müd su alan bir kaptan

I441I

yıkanarak gusül abdesti almışlardır."

Şevkânî ise mevzumuzu teşkil eden bu hadisin şerhinde: "Abdest veya gusül için
yeterli olan su miktarında ölçü, organların şüphe kalmayacak şekilde iyice
yıkanmasıdır. Suyun bir sa'dan çok veya az olması Önemli değildir" diyor. Yeter ki,
suyu kullanan kişinin abdest almadığı veya gusletmediği söylenemiyecek kadar az
veya israf derecesinde çok su kullanılmış olmasın.

Netice olarak şunu söyleyebiliriz: Resûl-ü Ekrem (s. a.) bir sa' miktarı su ile gusül
eder, bir müd miktarı su ile de abdest alırdı. Ümmetine gerekli olan da bu hususta ona
uymak, şeytanın ve cehaletin mahkûmu olmuş kişilerin düştüğü suda israf etme
hatasına düşmemektir. Bu kişiler temizlik esnasında israf derecesine varan su
sarfiyatında akılları sıra isabetli hareket edip kusursuz bir şekilde abdest almanın
gereğini yaptıklarını zannederler de dinen yasaklanan israfa kaçtıklarını anlayamazlar.
Halbuki deniz kenarında bile olsa, abdest ve gusül için yeterli olan sudan fazlasını
kullanmak mekruhtur. Nitekim 96. hadisin şerhinde açıklanacaktır. Ancak ihtiyaca
mebni olarak bu miktarı geçmek israf olmayacağı gibi ihtiyaç duymadığı için bu
miktardan daha az su kullanmakta da bir sakınca yoktur. Abdest ve gusül-de
kullanılacak su miktarının ihtiyaca göre nasıl değişeceği meselesi 95 numaralı hadisin

f4421

şerhinde gelecektir.
Bazı Hükümler

1. Bir müd su ile abdest almak, bir sa' dolusu su ile gusül etmek sünnete uymak olur

2. Bu miktarın dışında ihtiyaç olmadan fazla su harcamak israftır. Akar veya göl suyu
da olsa hüküm aynıdır, değişmez.

3. Müslümanların hareketleri dengeli olmalıdır.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [92] ( بِالصَّاعِ) أَيْ بِمِلْءِ الصَّاعِ وَالصَّاعُ هُوَ مِكْيَالٌ يَسَعُ أَرْبَعَةَ أَمْدَادٍ وَالْمُدُّ رِطْلٌ وَثُلُثٌ بِالْعِرَاقِيِّ وَبِهِ يَقُولُ أَهْلُ الْحِجَازِ وَالشَّافِعِيُّ
وَقَالَ فُقَهَاءُ الْعِرَاقِ وَأَبُو حَنِيفَةَ هُوَ رِطْلَانِ فَيَكُونُ الصَّاعُ خَمْسَةَ أَرْطَالٍ وَثُلُثًا أَوْ ثَمَانِيَةَ أرطال
قاله بن الْأَثِيرِ
وَقَالَ الْكِرْمَانِيُّ فِي شَرْحِ الْبُخَارِيِّ كَانَ الصَّاعُ فِي عَهْدِهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُدًّا وَثُلُثًا بِمُدِّكُمْ هَذِهِ أَيْ كَانَ صَاعُهُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَرْبَعَةَ أَمْدَادٍ وَالْمُدُّ رِطْلٌ عِرَاقِيٌّ وَثُلُثُ رِطْلٍ فَزَادَ عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ فِي الْمُدِّ بِحَيْثُ صَارَ الصَّاعُ مُدًّا وَثُلُثَ مُدٍّ مِنْ مُدِّ عُمَرَ
وَقَالَ الحافظ بن حَجَرٍ فِي الْفَتْحِ الصَّاعُ عَلَى مَا قَالَ الرَّافِعِيُّ وَغَيْرُهُ مِائَةٌ وَثَلَاثُونَ دِرْهَمًا وَرَجَّحَ النَّوَوِيُّ أَنَّهُ مِائَةٌ وَثَمَانِيَةٌ وَعِشْرُونَ دِرْهَمًا وَأَرْبَعَةُ أَسْبَاعِ دِرْهَمٍ وَقَدْ بَيَّنَ الشَّيْخُ الْمُوَفَّقُ سَبَبَ الْخِلَافِ فِي ذَلِكَ فَقَالَ إِنَّهُ كَانَ فِي الْأَصْلِ مائة وثمانية وعشرين وأربعة أسباع ثم زادوا فيه لإزادة جَبْرِ الْكَسْرِ فَصَارَ مِائَةً وَثَلَاثِينَ ( بِالْمُدِّ) هُوَ بِالضَّمِّ رُبْعُ الصَّاعِ لُغَةً وَتَقَدَّمَ بَيَانُهُ
وَقَالَ فِي الْقَامُوسِ أَوْ مِلْءُ كَفِّ الْإِنْسَانِ الْمُعْتَدِلِ إِذَا مَلَأَهُمَا وَمَدَّ يَدَهُ بِهِمَا وَمِنْهُ سُمِّيَ مُدًّا
وَقَدْ جَرَّبْتُ ذَلِكَ فَوَجَدْتُهُ صَحِيحًا ( قَالَ سَمِعْتُ صَفِيَّةَ) فَفِي رِوَايَةِ أَبَانَ قَدْ صَرَّحَ قَتَادَةُ بِالسَّمَاعِ فَارْتَفَعَتْ مَظِنَّةُ التَّدْلِيسِ عَنْهُ فِي الرِّوَايَةِ السَّابِقَةِ الْمُعَنْعَنَةِ
قَالَ الْمُنْذِرِيُّ وأخرجه النسائي وبن مَاجَهْ
وَأَخْرَجَ الْبُخَارِيُّ وَمُسْلِمٌ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَبْرٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَوَضَّأُ بِالْمُدِّ وَيَغْتَسِلُ بِالصَّاعِ إِلَى خَمْسَةِ أَمْدَادٍ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ حَدِيثِ سَفِينَةَ بِنَحْوِهِ